Kumar cebimize girdi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından hazırlanan “Kumar ve Türevleri Raporu” gözden kaçırdığımız kumar meselesinin tüm boyutlarına dikkat çekiyor. Türlü yöntemlerle masum gösterilen bu oyunlar, futbol takımları aracılığıyla gençlere aşılanırken kısa mesaj yöntemiyle cep telefonu olan her bireye özendiriliyor. Tüm bu özendirmenin yanında bu oyunları oynayanlara verilen cezalar da çok hafif kalıyor. Caydırıcı olmayan bu cezalar karşısında gençler kolay para kazanma yolu olarak bu oyunlara yöneliyor.

UTESAV Mütevelli heyeti başkanı Mehmet Develioğlu raporda kumar türevlerinin tanımının doğru yapılmamasından dolayı problem oluşturduğunu söylüyor. Devletin kumarı kanunen yasakladığını ama şans, bahis adı altında oynatılan oyunların hafif gösterildiğini ifade ediyor. “Bu türlerin oyun olarak isimlendirilmesi kumarı hafifletiyor, onu hoş gösteriyor.Her sene yaygınlaşarak gelişen bu yapı, öyle bir hale gelmiş ki Piyango Spor Toto gibi kurumların yaptırdığı okullara ismi verilmeye başlamış. Çocuk daha hayata başlarken bunların yasal ve devlet tarafından kanuni olduğunu kabul ederek büyümüş.”

Raporu hazırlama nedenlerinden birinin kumarın dinde haram kılınmasından dolayı olduğunu belirtiyor Develioğlu. “Kumar zaten dinimizde haram kılınmış. Birçok uzman bunun bir hastalık olduğunu söylüyor. Sosyologlar da toplumu derinden yaralayan toplumu kolay para kazanmaya iten hazırcı çalışmaktan uzaklaştıran tembelliğe iten bir olgu olarak görüyor. Kumarın sonuçlarına birey açısından baktığınız zaman önce aileden sonra toplumdan soyutlayarak farklı bir yere götürüyor. Ama işin kötü tarafı bu hastalığa baktığınız zaman gizlenmesi saklanması çok kolay. Bir piyango biletiyle ne olacak, iddiadan ne olacak dediğiniz şeylerin çok büyük sonuçları olduğunu görüyoruz. Dünyada ilk 10 büyük ekonomisi içerisinde olacağız, büyük devlet olacağız diyorsak bizim iyi yetişmiş, sağlıklı insan gücüne ihtiyacımız var. Kumarın insan gücünü etkileyen, dinimizin de yasakladığı unsurlardan bir tanesi olmasından dolayı bu raporu hazırladık.”

CEZALAR YETERLİ DEĞİL

Hukuki açıdan bu tarz oyunlara yaptırımların yeterince caydırıcı olmadığını söyleyen Develioğlu, “Hukukçu değilim ama baktığınızda hukuk sistemi içerisinde kumar dediğiniz zaman uyguladığı cezayı, bu tür şans oyunları ve talih oyunlarıyla ilgili yakalanan vatandaşların işledikleri suçların neredeyse karşılığı yok. Kabahati, hafif kolay affedilebilir bir özür olarak görüyorum. Toplum da bunu böyle görüyor. Hukuk da buna bu şekilde yaklaşıyor. O yüzden bu cezaların yeterli olmadığını söylüyorum. Kumarın tanımının doğru yapılması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Hatta orada çok radikal bir söylemimiz var aynı silah kaçakçısı gibi uyuşturucu kaçakçısı gibi terör hadiselerindeki finansman kaynaklarına uygulanan cezanın kumar olarak tespit edilen tanımı doğru yapılan kumarın oynayan ve oynatanlarla ilgili cezaların bu şekilde uygulanmasını söylüyoruz ki caydırıcılığı daha fazla olsun.
Yayınladıkları raporları muhataplara anlattıklarını dile getiren Mehmet Develioğlu, üzerinde tartıştıklarını ve toplantılarla geliştirdiklerini ifade ediyor. “Bir senelik çalışma bu rapor. Yılbaşında yayınladık çünkü tam da piyango büyük ikramiye dönemine denk geldiği için piyango üzerinde duruldu ama konu sadece bir piyango meselesi değil. Kumara kadar giden o yolun nasıl yok edileceği ile ilgili yol haritası. Kamu kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına, aileye ve bireye yapmaları gerekenlerle ilgili bir yol haritası sunuyoruz. Bunları da taraflarla bir sene içinde paylaşacağız. Nasıl bir aksiyon yapabiliriz onu da karşılıklı görüşeceğiz.”

DEVLET ADIYLA MASUM GÖSTERİLİYOR

Proje yürütücüsü Dr. Şerif Dilek, raporun esas muhatabının devlet olduğunu ve diğer muhatapların pasif olduğunu ifade ediyor. “Kurumlar devletin muhatap olduğu bir ortamda pozisyon almak istemiyor. Raporun oturduğu nokta, kumarın dini açıdan haram olduğu meselesi. Şans, bahis ve talih oyunları adı altında belli oyunlar devlet tarafından oynatılıyor. Ve bunlar toplumda kumar olarak algılanmıyor. Kumar, toplumumuzda bahis, şans ve talih oyunları olarak isimlendirilerek masum gösteriliyor. Haliyle haram olarak ya da kumar olarak görülmüyor. Bu raporda odaklanmak istediğimiz nokta farklı kurumlar tarafından oynatılan oyunların ne olduğu, kumar olan bu oyunların hem sosyal hem de toplumsal olarak ne tür sorunlar teşkil ettiğini ortaya koymak oldu.”

Kumar ve türevlerini raporda örtülü kumar olarak ele aldıklarını söyleyen Dilek, Türkiye’deki piyasasına dair çarpıcı rakamlar sunduklarını da aktarıyor. “Bahis, şans ve talih oyunları; piyango, Sayısal Loto, İddia ve at yarışları gibi farklı oyunları kapsıyor. Bu tarz kurumların ciddi bir gelirinin olduğunu ve bu gelirin yanında dağıttıkları ikramiye bedelinin çok düşük kaldığını gördük.”

SMS İLE BAHİS ÖZENDİRİLİYOR

Devleti muhatap alarak bir rapor yazmanın türlü zorlukları ile karşılaştıklarını belirten Şerif Dilek, “Raporu yazarken karşınızda bir devlet var ve ona karşı nasıl bir dil kullanacaksınız? ‘Devlet işin içinde’, ‘devlete bir şey yaptıramazsınız’ diyenler oldu. Sonuçta devlet de olsa bunların yapılması gerekiyor. Bu tarz oyunların, dijital ortamda da yaygınlığı söz konusu. Mesela telefonlara, bahis oyunlarıyla alakalı metin mesajları gönderiliyor. Bunun önüne de geçilmesi lazım.

Mesela gazeteler hala iddia ekleri veriyor. Televizyonda iddiayı, kumar ve türevlerini yaygınlaştıracak programlar, reklamlar yapılıyor. Türkiye’de Futbol birinci liginin adı Spor Toto. Sporun en çok beslendiği alanlardan birisi futbol. Ciddi bir kazanç elde ediliyor. Bazı takımların formalarında dijital kumar oynatan web sitelerinin ilanları var, saha içi reklamlarda da kullanılıyor. Bu gelirin büyük çoğunluğu reklam olarak gidiyor. Ve bu reklamlar insanları cezbediyor, oynamaya teşvik ediyor” diyor.

Dijital ortama yönelik farklı uygulamalar hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Dilek, özendirici ve yaygınlaştırıcı bu tür yayınlara ani reaksiyon verecek bir merkez kurulmasını, bunların takip edilip engellenmesi gerektiğini söylüyor. “Bir dönem at yarışı ciddi bir pasta payına sahipti. Dünya daha iç içe geçtiği için bu değişti. Küresel ortamda insanlar evden uluslararası alanda oynanan bir futbol maçına çok rahat bir şekilde para yatırabilir hale geldi. Türkiye’de kumar türevlerinin artmasının dijitalleşme ile de alakası var. Artık çeşitlenen bir oyun portföyü var.”

TALEP GÖSTERENLER DÜŞÜK GELİRLİLER

Gençler hızlı para kazanıp zengin olmak istediğini bu yüzden bu tarz oyunlara yöneldiğini belirten Dilek şunları söylüyor “Gençler masa başı iş istiyor. mezun olunca makul ücretlerle çalışıp sabretmiyorlar. Bulamadıkları zaman böyle şeylere başvuruyorlar. Türkiye değil dünyada böyle bir sorun var. Bu tarz oyunların gelir durumunun düşük olduğu işçiler, öğrenciler ve esnaflar arasında daha yaygın olduğunu görüyoruz. İşin temel çıkış noktası aile. Ailenin etkisi de önemi de büyük. Burada devletten çok ailenin çocuklara küçük yaşta anlatması gerekiyor.

Okullarda kumar bağımlılığıyla ilgili kısıtlı sayıda çalışma var. Diyanet bile bugün fetvalarda çok net bir şekilde tavır almıyor. Diyanetin hutbelerde daha fazla vurgu yapması lazım. Türkiye’de bir kere bunların kumarın türevi olduğu vurgusunun net bir şekilde yapılması gerek. Bu tarz oyunların üzerine ‘Bu bir kumardır ibaresi’ koyulmalı. Bu insanlara işlemeli, toplumun tepkisini güçlendirmek için biraz görünür kılmak lazım.”

GELİRLER DİREKT HAZİNEYE GİRMİYOR

Bu tarz kurumların aldığı gelirlerin hepsi direkt devlet kasasına girmiyor. Bunların bir kısmı vergi olarak veriliyor. Bir kısmı da sosyal amaçlarla kullanılıyor. Bir yerde bir halı saha kuruyor ya da bir yerde okul kuruyor. Bu kurumlar paranın hepsini devletin kasasına koymuyor ama ciddi miktarda para kazandıkları ve bu oyunları biraz daha masum göstermek için kazançlarının topluma faydalı işlerde kullanıyorlar. Yoksa bu kurumların kazancı yüzde yüz devlet kasasına girmiyor.

İslamda şöyle bir düstur var, meşru olmayan yoldan gelen parayla meşru bir şey yapamazsınız. Dini açıdan bu söz konusu olamaz. Ama günümüzde böyle bir sorun var. Devletin bu konuda net bir tutum almasını söylüyor rapor. Devlet bunları bir anda yasaklayamayabilir. Devlet madem bireyi koruma görevini üstleniyor, bu tarz oyunlara müsamaha gösterilmemesi lazım.

Bugün nasıl içki veya sigara konusunda devlet ciddi bir aksiyon almış durumda, bu tarz oyunlarda da aynı duruşu sergilemesi lazım. Daha önce piyango veya Spor Toto veya hemen kazan gibi oyunlar varken günümüzde iddia bunların yerini almış durumda. Onun nedeni iddianın sporla çok aşırı şekilde iç içe olması. Bir de iddiaya erişim kolay gördüğümüz kadarıyla. Bu iddia bayilerine sadece futbol değil basketbol, voleybol gibi farklı spor dalları da dahil. Gençlerin spora olan ilgisi onları iddiaya itiyor.

MİLLİ İSMİ MEŞRUİYET VERİYOR

Türkiye’de son yıllarda popüler bir kavram var: “Milli ve yerli”. Bu kavramların amacı aslında insanlara bir aidiyet tesis etmek, o aidiyeti güçlendirmek. Nüfusun çok ciddi bir oranının Müslüman olduğu ve kumarın türevlerini üreten bir kurumun başlığının Milli olması çok ciddi bir çelişki. İnsanlarda o kurumun oynattığı oyunun meşru olduğu hissini uyandırıyor.

Benzer konular