“Devletin derin bir yapının eline geçmesini acziyet içerisinde izlemesi, seyretmesi beklenemez”.
Gülen Yapılanması Çatı İddianamesinin temel düşüncesini bu cümle oluşturuyor.
Fethullah Gülen dahil 73 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmaları Baro tarafından atanan avukatların mazeret göstererek davadan çekilmesine sahne oldu.
15 Temmuz darbe girişimiyle devletin yönetimini ele almaya çalışan, 240 şehitle sonlanan gecenin ardından, kurumlardaki FETÖ’cülerin tespiti ve tasfiyesi için başlayan soruşturmanın satır başları şunlardı:
-Bu soruşturmanın, dini cemaat kabul ederek salih niyetle hukuk dışına çıkmadan faaliyet yürüten kimselerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu soruşturmanın konusu Fetullah Gülen tarafından kurulup yönetilen örgütün devlet içerisindeki yapılanması ve bu yapılanmanın faaliyetlerinden oluşmaktadır.
-Örgütün evinde kalan, yurtlarında barınan veya okul ya da dershanelerinde öğrenim gören gençler, dershane, özel okul ve yurtlarda faaliyet yürüten öğretmenler ve yöneticiler, aynı şekilde örgütün emrinde faaliyet yürüten dernek, vakıf, banka veya ticari şirket çalışanları, bu örgütün elindeki iş yerlerinde ücretli çalışan, emeği ile geçinen kimseler, açıkça bir suça karışmadıkları sürece sırf bu irtibatları ceza sorumluluğu doğurmadığından özellikle soruşturma dışında tutulmuştur.
-Fetullah Gülen örgütünün sempatizanı olup bu örgütü dini bir kuruluş sanarak cemaatle gönül bağı bulunanlar da soruşturma harici tutulmuşlardır.
İddianame, aynı zamanda örgütün itibarsızlaştırma operasyonlarını da ortaya koyuyordu:
“Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri, örgüte yönelik soruşturma açan her savcı ve görev alan hakimleri veya kolluk görevlilerini linç ederek itibarsızlaştırıp, hayatlarını mahvetmiş ve canlarından bezdirmiştir. Bu örgüte yönelik dava veya bir soruşturmada basit şekilde bile olsa adı geçen herkesin başına bela açılmış, hayatları zehir olmuştur. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel’e, Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci’ye, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’a ve Yardımcısı Osman Ak’a yönelik uygulanan sistematik ve organize operasyonlar örnek olarak gösterilmektedir. Örgütün asker içindeki uzantılarıyla ilgili işlem yaptıran İlker Başbuğ, emekli olduktan sonra örgütün hedefi olmuş ve intikam alınmıştır. Örgüte karşı basit bir işlem yapan, istihbarat toplayan veya herhangi bir nedenle örgüt soruşturmasında adı geçen herkesin hayatı kararmıştır. Örgüt, eskilere neler yapabildiğini ibret olarak ortaya dökerek soruşturmada görev alanları hem tehdit etmiş hem de engellemeye çalışmıştır.”
Abladan “Katiller” çıkışı
Duruşma başladıktan sonra Gülen’in Baro görevlendirmesi ile müdafiliğini yapması gereken avukat, davadan çekildi, çok sayıda avukat mazeret bildirerek duruşmaya gelmedi.
Ankara’daki ilk duruşmada tutuklu 6 sanık Kazım Avcı, Dilaver Azim, İlhan İşbilen, Ali Çelik, Abdulkadir Aksoy, Alaattin Kaya hazırdı, Hidayet Karaca SEGBİS sistemiyle duruşmaya görüntülü olarak katıldı.
Hidayet Karaca’nın ‘Efendim rahatsızlığım nedeniyle sabah hastaneye gittim ve oradan geldim. Ara vermeyecek misiniz?’ sorusunun ardından yaşanan olaylarsa, Ankara’daki bu ilk davanın seyrini belirledi.
Müşteki avukatları arasında bulunan Ali Tatar’ın ablası Hürriyet Ünver, ayağa kalkarak, “Ara verilmeyecek, bekleyeceksin. Katil bekleyeceksin” diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Ünver’in dışarı çıkarılmasını istedi. Ünver, kardeşi Ahmet Tatar tarafından salondan çıkartılırken, diğer sanıkların üzerine yürüyerek, ‘Ali’min katilisiniz. Katiller’ diye bağırdı. Hürriyet Ünver, kardeşi tarafından mahkeme salonundan dışarı çıkartıldı.
Davaya mağdur sıfatıyla Emin Arslan, Amirallere Suikast iddiasının ardından intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar ile ablası Hürriyet Ünver, Balyoz davalarının ardından cezaevinde kanser olduktan sonra yaşamını yitiren Cem Aziz Çakmak’ın eşi Sevgi Çakmak ve aynı davadan tutuklandıktan sonra cezaevinde hayatını kaybeden Murat Özenalp’in eşi Sema Özenalp ve Osman Kaçmaz katıldı.
İl il davalar
FETÖ kapsamında Türkiye’nin çeşitli illerinde soruşturma yürütüldü ve davalar açıldı. Darbe girişiminin ilk davası Denizli’deydi.
İddianamede, Denizli 11. Komando Tugay Komutanlığından çok sayıda askeri personelin kalkışmaya destek olmak için Ankara’ya sevk edilmek üzere Çardak Havaalanına götürülmesi nedeniyle eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır’ın da aralarında bulunduğu 42’si tutuklu 60 kişinin “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamalarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi.
Sanıkların terör örgütü üyesi olmak suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar ayrıca cezalandırılması istenen davanın görülmesine Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 Aralık’ta başlandı.
Ömer Halisdemir’in davası 21 Şubat’ta
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimine ilişkin şu ana kadar, toplam 444 şüpheli hakkında dört iddianameyi tamamlayarak mahkemelere gönderdi.
Başkentteki ilk iddianame, Astsubay Ömer Halisdemir’in de şehit edildiği Gölbaşı’nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlandı. İddianamedeki 18 sanıktan 17’sinin “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “nitelikli kasten öldürme” suçlarından dörder kez, sanık Mihrali Atmaca’nın da beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması, ayrıca bütün sanıkların “silahlı terör örgütü üyeliğinden” 7 yıl 6 aydan 15’er yıla kadar hapsi talep edildi.
Halisdemir’in öldürdüğü darbeci general Semih Terzi ile hareket eden Fati̇h Şahi̇n’in de sanıkları arasında bulunduğu davanın görülmesine, 21 Şubat 2017’de Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.
Etimesgut ve Polatlı’da ağırlaştırılmış müebbet
Ankara’daki üçüncü iddianame, Özel Kuvvetler Komutanlığı Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığında meydana gelen olaylara ilişkin 27 kişi hakkında hazırlandı. İddianamede, FETÖ mensubu askerlerle fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ettiği belirlenen Özel Kuvvetler Komutanlığı Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığında görevli şüphelilerin, Alay Komutanı Albay Ümit Tatan’ı olay gecesi enterne edip, askeri darbenin sevk ve idaresinin yapılacağı Akıncılar Üssü’ne götürerek Alay Komutanlığının kontrolünü ele geçirmek için hareket ettikleri kaydedildi.
Şüpheliler üçer kez “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası ile “terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapse çarptırılmaları isteniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının dördüncü iddianamesi Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ve Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 kişi şüpheli hakkında hazırlandı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde değerlendirme aşamasında bulunan iddianamedeki şüpheliler arasında eski Topçu ve Füze Okul Komutanı Tümgeneral Osman Ünlü, eski 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde görevli eski Kurmay Albay Bilal Akyüz de yer alıyor.
İddianamede, şüphelilerin darbe girişimi gecesi Ankara’daki 10 ayrı kavşağın trafiğe kapatılması ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile TÜRKSAT’ın ele geçirilmesi için harekete geçtikleri kaydediliyor.
İstanbul’da askeri öğrenciler sanık
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine katılan askerlere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 5 iddianame hazırlandı.
İlk iddianamede, darbe girişimi gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ele geçirilmesine teşebbüs eden biri yüzbaşı, 3 üsteğmen, 5 astsubay, 20 uzman çavuş ve 34 er olmak üzere 63 asker hakkında, “anayasal düzeni bozmaya teşebbüs etmek”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin görevini yapmasını engellemeye ve ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak ya da üye olmaksızın yardım etmek” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İddianameyi kabul eden İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, askerlerin yargılanmasına 23 Şubat’ta Silivri Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki duruşma salonunda başlanmasına karar verdi.
İstanbul’da hazırlanan ikinci iddianamede, AK Parti İstanbul İl Başkanlığını işgal etmeye çalışan biri binbaşı, ikisi yüzbaşı olmak üzere tutuklu 14 rütbeli ile tutuksuz 60 şüpheli asker hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede ayrıca bir kısım şüpheliler hakkında ”silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise ”örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak” suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan üçüncü iddianamede ise FETÖ’nün darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliğini işgal etmeye çalışan 12’si tutuklu 90 şüpheli askerin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Ayrıca, şüphelilerden bazılarına “silahlı terör örgütüne üye olmak”, bazılarına da “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek veya isteyerek yardım etmek” suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezası talebinde bulunuldu.
İstanbul’da hazırlanan dördüncü iddianamede de darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliğini işgal eden askerlere yardıma gitmeye çalışan biri tutuklu 24 şüpheli asker hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan beşinci iddianamede, Hava Harp Okulundan 70 öğrenci ve 3 komutanın da aralarında bulunduğu 72’si tutuklu 75 askerin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, öğrenci ve rütbeli askerlerin ”silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar, diğer 2 erin ise “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek”ten 5 yıldan onar yıla kadar hapsi isteniyor.
Silahınızı bırakın
Adana’da görülen davalarda, sanık Haluk Pamukçu’nun görevli polislere silah bırakma telkininde bulunduğu da ifadelerde yer aldı.
Darbenin başarılı olması halinde Adana Emniyet Müdürü olmayı bekleyen Pamukçu’nun, darbe girişimi sırasında İlçe Emniyet Müdürlüğü binasında çevre koruma görevi yapan polislere, “Gelen Türk askeri. Onlara mı sıkacaksınız? Onlara direnmeyin, silahınızı, telsizinizi teslim edin” dediği, polislerin bunu kabul etmeyip “Silah namustur, ha silahını vermişsin ha vatanını satmışsın” demeleri üzerine, bu kez “Şaka, şaka” ifadesini kullandığı kaydedildi.
Sanık Pamukçu, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada yaptığı savunmada, diğer sanık Nezir Özcan’ın darbe girişimi gecesi kendisini arayıp zırhlı araç durumunu sorduğunu ifade etmişti.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimine yönelik dönemin Jandarma Bölge Kurmay Başkanı Kurmay Albay Halil Çelik, Çukurova İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Kurmay Binbaşı Hüseyin Yalçınkaya, İl Jandarma Komutanlığında görevli Binbaşı Osman Tunahan Berk, Bursa’nın İnegöl ilçesinde yakalanan Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Atilla Demir ile eski Üsteğmen Hasan Şahna hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı.
İddianamede Çelik’in, sözde Adana Sıkıyönetim Komutanlığına atanan, TSK’dan ihraç edilen eski İncirlik 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van ile telefonla görüştüğü, Osmaniye’deki Jandarma Özel Harekat (JÖH) Taburu’nu Adana’ya getirmek için girişimlerde bulunduğu ve diğer şüphelilerle odasında toplantı yaptığı bildirildi.
Şüpheli Berk’in de askerlerle telefonda “5 tankı al gel, böyle günlerde 3 kişi 300 kişiye bedeldir” şeklinde konuştuğu, kalkışmaya katılan binbaşıya da “O iş öyle değil, gözaltılar başlayacak” ifadesini kullandığına ilişkin bilgilere yer verilen iddianamede, şüphelilerden Şahna’nın ise İncirlik Üssü çıkışında tertibat alarak, darbecilerin çıkmasına engel olan polisleri, “Biz askeriz. Asker devlet demek. Ben istediğim yere giderim. Beni buradan engelleyemezsiniz. Hepinizi burada öldürsem cezamız yok. Bu saatten sonra yönetimi biz devraldık” diyerek tehdit ettiği ve silahın namlusuyla vurduğu polisi yaraladığı bildirildi.
Adana’da, eski Seyhan İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı 4. Sınıf Emniyet Müdürü Haluk Pamukçu ile eski 4. Sınıf Emniyet Müdürü Nezir Özcan hakkında da 15 Temmuz gecesi yaptığı eylemler dolayısıyla 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.