İsrail’in zihinsel işgalini üniversiteler durduracak

Yüz yıl önce Osmanlı topraklarından ayrılan Kudüs, o günden beri ümmetin kanayan yarası olmaya devam etti. İşgalci İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulümler de eklenince, Kudüs meselesi her daim Müslümanların ve özellikle de Türkiye halkının gündeminde oldu. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinden dolayı çıkan protestolar sebebiyle İsrail zulmünün engelli ve ergen çocuklara kadar ulaşması, bu konuda önemli adımlar atılmasına yol açtı. Kudüs meselesinin öncüsü durumunda olan Türkiye’de gecikmiş de olsa artık Kudüs Araştırmaları Merkezleri var. Medeniyet Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde ardı ardına Kudüs araştırma merkezleri kuruldu.

Kudüs’ün tarihi, sosyal yapısı, siyasi durumu gibi alanlarda akademik ve kültürel çalışmalar yapılacak olan merkezde, uluslararası kamuoyunu Kudüs sorunu konusunda güncel bilgilerle aydınlatmak ve farkındalık sağlamak üzere faaliyetler de düzenlenecek. Kudüs üzerine çalışan akademik kurumlarla iş birliği yapılması ve Kudüs sorunu ile alakalı bilimsel doğruları ortaya çıkarıp yayımlamaya yönelik çalışmalar da merkezin hedefleri arasında.

Kudüs’le ilgili on binlerce belge var

Marmara Üniversitesi’nde Prof. Dr. Cengiz Tomar’ın öncülüğünde kurulan Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kuruluş amacını Tomar şu ifadelerle açıklıyor: “Kudüs meselesi ile hukuki konumu, tarihsel konumu, Kudüs davası konusunda kalıcı bilimsel altyapıyı oluşturmak için bu merkez kuruldu. Sadece Osmanlı arşivinde sadece Kudüs’le ilgili on binlerce belge var, fakat hiç çalışılmamış. Bizim üniversitemizde Kudüs çalışan 6 profesörümüz var. Merkez kurmak çok önemli değil, ama işlevsel olması için bu işten anlayan uzmanların olması gerekiyor. Bu manada master doktora yaptırabilecek, o konudaki çalışmaları yönlendirebilecek insanların olduğu bir üniversite Marmara. Hem İbranice hem Arapça bilen hocalarımız var.

Kudüs’le alakalı yapılan araştırmalar, tezler var ama çok yetersiz. Bunların bir envanterini çıkartıp, neler yapılmış, neler yapılması gerekiyor şeklinde bir çalışma yapacağız. Bilimsel yönü önemli olmakla birlikte sadece bilimsel çalışmalar da yapılmayacak, pratiğe dönük faydaları da olacak. Şu anda herkes kafasına göre bir şeyler yapıyor, bunların planlı ve programlı yapılması çok önemli.”

Kudüs uzmanı yetiştirilecek

Filistin’deki üniversitelere de destek olacaklarını açıklayan Tomar, oradaki öğrencilerin buraya yönlendirilip Osmanlıca ve Türkçe öğretilerek buradaki Filistin ve Kudüs’le ilgili belgelerin çalışılmasını sağlayacaklarını söylüyor. “Bu sadece tek başına yapabileceğimiz bir şey değil. On binlerce ve yüz binlerce belgeyi inceleyecek uzman yetiştirilmesi gerekiyor. Bu konuda özellikle Marmara Üniversitesi’nin çok büyük tecrübesi var. Hem tarih bölümünde hem de sosyal bilgiler bölümünde konuyu çalışan hocalarımız var. Ben yıllardır Kudüs’le ilgilendiğim için aslında kendi kendime bunların bir kısmını yapıyordum zaten. Şimdi biraz daha kurumsal bir yapıya dönüştürmüş olacağız aslında. Kudüs Kütüphanesi oluşturarak bugüne kadar hangi çalışmalar yapıldığını görmek istiyoruz. Buna göre kendimize bir yol haritası çıkartarak neler yapılması gerektiği üzerine kafa yoracağız. Tabii ki pek çok şey yapılıyor, söyleniyor ama bilimsel altyapı olmadan bunların pek anlamı yok.

Zihinsel işgalleri ortadan kaldıracağız

Haklılığınız için önce belirli dayanaklarınız olmalı. Kudüs araştırmaları merkezi kurarak Kudüs’ü fiilen işgalden kurtarmak gibi bir iddiamız yok. Özellikle zihinsel işgalleri ortadan kaldırarak Kudüs davasını kitlelere yaymak, batı dünyasında İngilizce yayınlar yaparak bu haklılığı belirtmek, bilimsel verilerle ortaya koymak gibi hedeflerimiz var. Duygusal tepkiler yerine Kudüs’ün hukuki statüsü ile ilgili yayınlar yaparak farkındalığı, bilinirliği arttırmak ve uzman yetiştirmek çok önemli. Bir alanda ne kadar uzmanınız varsa o kadar söz sahibi olursunuz.”

Marmara Üniversitesi Kudüs Araştırmaları Merkezi’nin İlk faaliyeti 18 Şubat Pazar günü Arap dünyasının yaşayan en meşhur şairi İbrahim Nasrallah’ı getirerek Ortadoğu’da Arap edebiyatı, Filistin ve Kudüs’ü konuşmak oldu. Desteklerin artması durumunda faaliyetlerin de artacağını söyleyen Tomar, Türkiye’de bu haklı davayı anlatmak için önemli projeleri olduğunu sözlerine ekledi.

Mevcut birikim bir araya getirilecek

Aralık ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde Medeniyet Araştırmaları Merkezi (İSMAM) bünyesinde kurulan “Uluslararası Kudüs ve Filistin Araştırmaları Birimi” de Kudüs davasında farkındalık yaratmak, Kudüs ve Filistin hakkında nitelikli ve interdisipliner akademik destek sağlamayı amaçlıyor. İSMAM Uluslararası Kudüs ve Filistin Araştırmaları Birimi’nin yöneticiliğini İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Berdal Aral yapıyor. Birimin temel amacı, “Kudüs, Filistin ve Ortadoğu ile ilgili siyaset bilimi, yönetim, tarih, edebiyat, sosyoloji vb. birçok alanda mevcut birikimi bir araya getirerek geliştirmek ve karar vericilere uygulanabilir politika önerileri oluşturmak” olarak belirlendi.

Kudüs Araştırmaları Birimi’nin kuruluş amacını Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Karaman, Müslüman olmak, hatta insan olmak hasebiyle bu konuyu dert ve dava edindiklerini söylüyor. “Kudüs bizim insanımızın önemli bir kesimi için hayatımız boyunca bağlı kaldığımız bir dava meselesi. Konjonktürel veya sadece belli bir zamana mahsus bir şey değil. Üniversitede böyle bir sorumluluk makamına gelince, özellikle de Aralık ayına tekabül eden günlerde İsrail’in pervasız zulmünün ayyuka çıkması durumundan biz de vazife çıkarttık.

Kudüslülerin derdine derman olmak istedik

Cumhurbaşkanımızın teşvik ve tavsiyesiyle ülkemizde Kudüs’e karşı bir farkındalığın oluşması bizim adımlarımızı biraz hızlandırmış olabilir. Artık Türkiye’den Kudüs’e destek amaçlı ziyaretler eskiye göre iki üç kat çoğaldı. Bu artan farkındalık, bununla birlikte Türklerin oraya gitmesine karşı İsrail’in gösterdiği aşırı tepki, engelleyici tutum hepsi bir araya geldi. Biz de madem bir üniversiteyiz, Kudüs davasına akademik çerçeveden nasıl biraz daha katkımız olabilir diye düşündük. Birinci basamak farkındalık uyandırmadan başlar, doğru bilgiyi edinme ve edindirmeyle devam eder. Sonuç olarak da politik, siyasi, diplomatik her alanda değişik yerlerden yükselen seslerin birleşimiyle belki de Kudüslülerin derdine derman olur ileride. Böyle bir ümitle yola çıktık.”

İsrail artık dünyayı yanıltamayacak

Bilimsel çalışmaların Kudüs davasına ne gibi bir katkısının olacağını ise Karaman hoca şu ifadelerle açıklıyor: “Bir bilim adamı olarak bilimsel çalışmaların her alanda taraflı ve ön yargılı yapıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Söz konusu tarih ve siyaset olunca, bilgi kirliliği, yalan ve istismar çok daha rahat yapılabiliyor. Kudüs gibi önemli bir davada, özellikle İsrail gibi İngiliz aklıyla kurulmuş ve o akılla çalışan Siyonistler, bilimsel bilgi adı altında insanlığı yanıltan, kendilerini haklı çıkartan, Müslümanların haklarını ve Kudüs’ün dokunulmazlığını ihlal eden bilgiler ortaya atıyor. Objektif baktığımızda batılı insanı veya konuya vakıf olmayan insanı rahatlıkla kandırabiliyor.

Bizim kurduğumuz birim gibi doğru bilgiye ulaşmayı ve bunu yaymayı adeta bir ibadet sayan, dürüst ve etik çalışan insanlar, bilim adamları bu tür doğru bilimsel araştırmalarla bilim alanında yapılan bu savaşın, en azından bizim cephemizi güçlendirecek. Yahudilerin, İsrail yayınlarının bilim diye yaydıkları yalan yanlış hurafe şeylerin doğrusunu ortaya koymuş olacaklar. Bu açıdan bilimsel çalışmalar önemli. Basit bir örnek verecek olursak, bin yıllık Müslüman geçmişi olan Türkler arasında sokakta bir anket yapsak, çoğunlukla Mescid-i Aksa’nın sarı kubbeli mescid olduğunu söylerler. Çünkü bizi yıllarca İsrail ve Siyonizm o sarı kubbenin Mescid-i Aksa olduğuna şartlandırmaya çalışmış ve bunu başarmış. Bunun amacı da Mescid-i Aksa’yı gözden uzak tutup yıkabilmek. Bu kadar basit bir örnekte bile insanları yanlış bilgilendirebilen, yanlış şartlandıran bir akım, bilimsel araştırmalarla bilim dünyasını çok daha fazla yanıltabilir.”

Sanat dünyasında Kudüs  

Türkiye’de şimdiye kadar hiçbir üniversitede böyle bir araştırma merkezinin olmamasını büyük bir eksiklik olarak gördüklerini söyleyen Karaman, dünyada birkaç örneğinden söz ediyor. Bir tane Malezya’da bir tane de Kudüs’te olan Kudüs Araştırma Merkezlerinin sayısı gittikçe artacağa benziyor. Onlarla da fikir alışverişlerinin devam ettiğini söyleyen Karaman, Kudüs Platformuyla da görüşmeler halinde olduklarını belirtiyor. “Kudüs Platformuyla ortak hayallerimizin olduğunu ve bir takım ortak projeler yapabileceğimizi gördük. Bu senenin ortasında yurt içinden ve yurt dışından işin uzmanı konukların katılacağı uluslararası Kudüs Sempozyumu planlanıyor. Bir de Kudüs kitaplığı kurarak, Kudüs’le ilgili yayınlanmış bütün eserleri bir kütüphanede bir araya getirmeyi, böylece araştırmacıların istifadesine sunmayı düşünüyoruz. Bizim Kudüs araştırmalarından kastımız, sadece siyaset araştırması da değil. Mesela Türk edebiyatında, Türk şiirinde Kudüs gibi çalışmalar da bizim ilgi alanımıza giriyor. Kudüs konulu filmler, gösteriler, yarışmalar da yapacaklarımız arasında.”

Benzer konular