İşçi kıyımı CHP ve HDP için bir gelenek

Seçim öncesinde “kimsenin işine son vermeyeceğiz, kimsenin ekmeği ile oynamayacağız” vaatlerinde bulunan CHP ve HDP, sözlerinde durmama konusunda birbiri ile yarışıyor. “Seçimlerden önce “Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Eğer kazandığımız bir belediyede başkan haksız yere işine son verirse gelip beni bulacak” diyen Kılıçdaroğlu sözünde durmayarak bir rekora daha imza attı. İlk işçi kıyımına ise seçimden önce “işçi çıkarmayacağım” diye noterden tasdikli taahhütte bulunan CHP’li Bolu Belediye Başkanının olması bir başka garabet olarak kayda geçti. Tarihî tecrübe ve arşivler ise CHP ve HDP’nin hiçbir sözünü tutmadığını, sözün onlar için halkı yanılmaktan öte bir mânâ taşımadığını gösteriyor.

Türkiye’nin mahalli seçim macerasının başladığı ilk günden bu yana çok şey değişti. 2000’li yılların başında büyüyen ekonomi, belediye bütçelerinin de büyümesine yol açtı. Büyüyen belediye bütçesi, büyüyen hizmet beklentisine dönüştü. Şehirde altyapı, üstyapı, kültür, sosyal hayat, eğitim ve birçok başlığın hizmet vericisi belediyeler oldu. Hâl böyle olunca belediyeler insan kaynağı bakımından genişledi.

Belediyelerde genişleyen insan kaynakları bir süre sonra siyasetçilerin kullandığı bir araç hâline dönüştü. Şehri ele geçiren belediye başkanı en başta faturayı işçiye kesti. Ancak 31 Mart seçimlerinde istisnasız her aday “belediyelerde çalışanların ekmeğine dokunmayacağız” ifadelerini kullandı.

Verdiği hiçbir söze riayet etmemesi ile nam salan CHP ve HDP’liler, devraldıkları belediyelerde şimdiye kadar görülmemiş bir işçi kıyımı başlattı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’ye göre 2000’den fazla işçi CHP ve HDP’ye geçen belediyelerden çıkarıldı. Binlercesi ise ‘sürgün’ politikalarıyla farklı iş ve farklı yerlere gönderilerek istifa ettirilmeye zorlanıyor.

BOLU VE ADANA BAŞI ÇEKİYOR

CHP’den Bolu Belediye Başkanı seçilen Tanju Özcan’ın göreve gelmesinin ardından 700 işçi işten çıkarıldı. Hak-İş Sendikasının büyük tepkileri sonucu Bolu’dan Ankara’ya bir ‘Emek ve Adalet Yürüyüşü’ gerçekleştirildi. Yürüyüş sonrası basın açıklaması gerçekleştirilen mağdur işçiler ve sendika üyeleri, CHP Genel Merkezinden bir açıklama alamadan ayrıldı.

Bolu’da yaşanan işçi kıyımlarının ardından CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çıkartmayacağına dair verdiği söze rağmen ilk hedefi işçiler oldu. Karalar, kadro fazlalığını gerekçe göstererek, İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı, Ulaşım A.Ş., Altın Koza A.Ş., Yeni İmar A.Ş., ÇUFAŞ A.Ş. ve BELDE Taş A.Ş.’ye bin 750 kişinin işten çıkarılması için talimat verdi. Karar, bin 750 işçi ve ailesini zor durumda bıraktı. Kanunsuz çıkarmaların yıl sonuna kadar 5 bin kişi olması bekleniyor.

Aynı tedirginlik İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinde de var. AK Parti’den CHP’ye geçen bu belediyelerde de CHP’den seçilen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, işçi çıkartmayacakları sözünü vermişti. Bugüne kadar ciddi bir çıkartma olmasa da, işçilerin korkulu bekleyişi devam ediyor.

SAHİL BELEDİYELERİ

İşçi kıyımı yaşanana yerlerden biri de CHP’li Finike Belediyesi. Seçim sloganı ‘iş, aş ve ekmek’ olan CHP’li Başkan Mustafa Geyikçi, göreve gelince mâzilerine uygun davranarak sözünde durmadı. O da 18 çalışanın işine son verdi. İş akitleri fesih edilen 13 işçiden, birinin sözleşmeli memur, 4’ünün de teknik personel olduğu belirlendi. Ayrıca 6 işçi için de işten çıkarılma kararı alındığı ve kısa süre sonra bu kişilerin de işten çıkarılacağı dile getiriliyor.

Hizmet-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Muhammet Talha Kandil, “Seçim öncesi kimsenin ekmeğiyle oynamayacaklarını belirtenleri verdikleri namus sözlerini tutmaya davet ediyoruz” dedi.

İzmir Torbalı’da bir diğer CHP’li Belediye Başkanı on binlerce vatandaşın önünde “işten çıkarma yok” diye söz vermesine rağmen 425 belediye çalışanını işten çıkardı.


SENDİKALARDAN İSTİFA POLİTİKASI

31 Mart seçimlerinin geçmesinin ardından Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, 31 Mart yerel seçim sonuçları ve işçiler üzerindeki etkilerine ilişkin Hak-İş Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında konfederasyona bağlı sendikalardan istifa ettirilen işçiler olduğunu ifade etmişti.

Ağustos 2019 itibariyle 130 belediyeden 21 bin 78 işçi Hak-İş’e bağlı sendikalardan zorla istifa ettirildi. Özellikle İstanbul’da CHP’ye geçen ilçelerde işçinin kendi isteği olmadan zorlanarak başka sendikalara geçmeleri sağlandı. Üstelik yalnızca işçilerin değil, Memur-Sen’e bağlı binlerce memurun da aynı baskı yöntemiyle istifa ettirildiği ortaya çıkmıştı.

DAHA ÖNCE PARTİLER DEĞİŞİRKEN İŞÇİLER ÇIKARILMAMIŞTI

Gerçek Hayat’a konuşan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 1994 seçimlerinde de büyük şehir belediyelerinde büyük oranda el değiştirme yaşanmıştı, ama şimdilerde yaşanan büyük işten çıkartmaların gerçekleşmediğini ifade etti. Arslan ‘‘Hem Refah Partisi döneminde, hem daha sonraki AK Parti döneminde bu tür toplu işten çıkartmalar, ideolojik nedenlerle işçi kıyımları söz konusu olmamıştır’’ dedi.

31 MART ÖNCESİ ALIM YAPILDIĞI YALAN

HAK-İŞ Federasyonları Genel Başkanı Mahmut Arslan, bazı medya kuruluşlarının 31 Mart’tan önce AK Partili belediyelerde işe alım olduğu iddialarının yalan olduğunu söyledi. “2 Nisan 2018’den itibaren yeni işçilerin alınması için bütçe şartı getirildi. Dolayısıyla iddia edildiği gibi 31 Mart’tan önce belediyelere yoğun işçi alımı yapıldığı, bu işçilerin ekonomiyi zorladığı ve siyasi amaçlar için işe alınma iddiaları asılsızdır” dieyn Arslan; “Diğer bir iddia olan ‘bankamatik işçileri’ iddiaları da asılsız. Eğer bir işçi 31 Mart’tan önce 3 gün mazeret göstermeden işe gelmezse, bu işçinin iş akdi tazminatsız bir şekilde fesh edilir” diyor.

CHP ve HDP’li belediyelerden işçi çıkarmaların fazla olmasının nedenini ‘iktidar açlığı’na bağlayan Mahmut Arslan, ‘‘CHP zihniyeti uzun süre belediyelerden, iktidardan uzak kaldı. İnanılmaz bir iktidar açlığı var. İşe girme, işe yerleştirme, işçi alma arzuları var. Bunu yapabilmek için bir kısım işçiyi işten çıkarmaları söz konusu oluyor. Bir diğer şey ise bazı işçileri ideolojik olarak kendilerine rakip görüyorlar. Önceki siyasi partinin teşkilatında görev alanları tasfiye hareketine girişiyorlar’’ ifadelerini kullandı.

BOLU BELEDİYESİ ÖNÜNDE AÇLIK GREVİ BAŞLATACAĞIZ

Bolu Belediyesinde 100 günü aşkındır eylemlerini sürdürdüklerini, belediye başkanının seçimden önce noterden tasdikli olarak işçi çıkartmayacağını, işçilerin sendikalarına karışmayacağına dair taahhütte bulunduğu halde seçildikten kısa bir süre sonra 97 işçinin iş akdini feshettiğini söyleyen Mahmut Arslan, Ramazan Bayramı öncesi işten çıkarılanların işe dönmemeleri üzerine Bolu’dan Ankara’ya yürüdüklerini hatırlatarak ‘‘Eğer bu arkadaşlarımız Kurban Bayramı’ndan sonra da işe dönmezse, Bolu Belediyesinin önünde açlık grevlerini başlatacağız. Arkadaşlarımızın işe dönmesi için de bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz’’ dedi.

Benzer konular