11 Temmuz 1992’de Sırp Askeri güçlerinin Hollanda birliği korumasındaki Birleşmiş Milletler Potoçari kampını kolaylıkla ele geçirmesinden sonra Srebrenitsa katliamı son yüz yılın en büyük soykırımı olarak tarihe geçti. 8372 çocuk ve yetişkin erkeğin bir hafta içinde öldürüldüğü katliamda kadınlar ve yaşlılar kamyonlarla Tuzla’ya gönderilmişti. Şimdi o kadınlar, şahitliklerini anlatarak dünyaya seslerini duyurmaya çalışıyor.
“İnsan yaşadıkça içindeki acıyı ve kalbindeki yarayı taşımak zorunda” diyor Srebrenitsa annelerinden Hatice Mehmedovic. Bazı acılara tutunmak bile insanın içini soğutmaya yetmiyor. Srebrenitsa anneleri aradan yıllar geçse de dindiremedikleri acılarla hayata tutunmaya devam ediyor. Kin tutmuyor, intikam duygusu beslemiyor, ancak hiçbir şeyi unutmuyorlar. Aradan geçen onca yıla rağmen unutulmayan bu acıları yönetmen Faysal Soysal “Srebrenitsa anneleri kayıplarını arıyor” belgeselinde anlatıyor. TRT Belgesel’de geçen hafta 2. bölümü yayınlanan belgesel, orada yaşanan zulmü, geride kalan annelerin aktarımıyla göz önüne seriyor.