İBB İSMEK’i bitirmek mi istiyor?

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin İSMEK’teki kadın yöneticilere yönelik hakaretleri geçen hafta gündeme bomba gibi düştü. Gelişmeler, Şişli’nin temmuz ayındaki atamasından hemen sonra başladı. Kadın yöneticilerle toplantılar yapan Şişli, İSMEK’te personel kıyımına başladı. Kısa bir zamana yayılarak pek çok eğitimci-yönetici sebep gösterilmeksizin işten çıkarıldı. Son olarak 27 Ocak’ta 20 kadın çalışanın belediye ile ilişiği kesildi. Fakat bu son hamle, sabırları taşıran ve İBB-İSMEK içinde yaşanan hukuksuzlukları gün yüzüne çıkaran damla oldu. İşine son verilen kadın çalışanlar, aylardır sineye çektikleri hukuksuz ve gayri ahlaki muameleleri Yeni Şafak’a anlatınca, Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İBB’de yaşanan mobingin seviyesi de gizlenemez hâle geldi. Yeşim Meltem Şişli’nin İSMEK eski bölge sorumlularıyla yaptığı toplantıda yer alan kadınlardan biri, yaşananları şu sözlerle anlatmıştı: “Toplantı esnasında kaçımızın evli kaçımızın bekar olduğunu sordu. Bekar olan kadınlar el kaldırdı. Şişli toplantıda yer alan erkek müdüre dönerek, ‘Bunları akşam itfaiyecilerle buluştursanıza. İtfaiyecilerle bir gece düzenleyin ne bu böyle herkes bekar…’ cümlesini kurdu.” Şişli’nin kullandığı cümle karşısında içeride bulunan tüm kadınların ne diyeceğini bilemediğini ifade eden mağdur kadın, “Bu çirkin ithamı bir kadının bir başka kadına nasıl söylediğini bilemiyoruz. Bizim ahlak ve namusumuza dil uzatmaktır” açıklamasını yaptı.

MOBİNG VE HAKARETLER GÜNDEN GÜNE ARTTI

İSMEK’in de bağlı olduğu İBB İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Hayat Boyu Öğrenme eski Müdürü Ali Koca da Yeşim Meltem Şişli’nin toplantılarında yer almıştı. Şişli’nin hakaretlerini kendi kulaklarıyla duyduğunu belirten Koca, ahlâk dışı o ifadelere karşı çıktıklarını, ama o süreçte kamuoyuyla paylaşmayı doğru bulmadıklarını söylüyor. Fakat cezasız kalan her suç gibi bu taciz ve mobingler de failini cesaretlendirmiş ve çalışanların üzerindeki baskının dozu günden güne artmıştı.

“UNUMU ELEDİM ELEĞİMİ ASTIM” POLİTİKASI

Yeşim Meltem Şişli’nin göreve başladığında politik bir tavır izlediğini belirten Koca, Şişli ile toplantılarda ve birebirde defalarca görüştüğünü ifade ediyor. Şişli, görevin ilk dönemlerinde Koca’ya “Ben unumu eledim, eleğimi asmak üzereyken bana böyle bir teklif geldi. Ben de hizmet verebilmek maksadıyla buradayım. Siyasi değilim, sizlerle birlikte hizmet etmek için buradayım, benimle açık olun” diyerek gerçek amaçlarını saklamış. Ancak daha sonra olayların öyle gelişmediğini Ali Koca şöyle anlatıyor:

“Bir süre sonra personelin özlük haklarını incelemek için dışarıdan birini görevlendirdiler. 206 kişinin diploması olmadığını tespit etmişler. Böyle bir şeyin imkânı olmadığını, Milli Eğitim onaylı eğitim verdiğimizi söyledim. Ama sonuçta 23 yıllık bir kuruluştuk, tabi ki öğretmenlerimiz arasında meslek lisesi mezunu, ön lisans mezunu, usta öğreticilik belgesi olanlar vardı. Son 4-5 yılda zaten arkadaşlarımızın hepsi lisans mezunu, yanı sıra yüksek lisans veya doktora mezunlarını da aramıza katmışız.”

LİYAKAT TAKINTILI LİYAKATSİZLİK

Koca’nın anlatımına göre Yeşim Meltem Şişli, İmamoğlu’nun da dilinden düşürmediği ‘liyakat’ı göreve geldiği ilk günden itibaren bir zırh ve sopa olarak kullanmış. Türkiye’nin ünlü sanatkâr ve zanaatkârlarını ‘diploma’ üzerinden liyakatsizlikle suçlayabilen Şişli, yöneticiler üzerinde de sık sık ‘formasyonları olmadığı’ suçlamasıyla baskı kurmuş. Koca’nın “Biz öğrenciye ders vermiyoruz. Ben kurumun müdürüyüm, benim yardımcılarım da idareci, biz kurumu idare ediyoruz, birebir derse girmiyoruz” demesine rağmen Şişli oralı olmamış. “Bunu kendisine bir türlü anlatamadık” serzenişinde bulunan Koca, Şişli’nin de formasyonu olmadığını söylüyor.

PSİKOLOJİM VE SAĞLIĞIM BOZULDU

Yaşanan gelişmeler ve yaptıkları tartışmalar, Ali Koca’yı da kısa sürede Şişli’nin hedef tahtasına oturtmuş. Koca, kendisine de baskı uygulamaya başlayan Şişli’nin her toplantıda, “Ali Koca, biliyorum benden nefret ediyorsun” demeye başladığını söylüyor. Sonrasında kendisini yavaş yavaş etkisizleştirdiklerini söyleyen Koca’yı resmiyette müdür olarak gözükse bile çalışmaların ve planlamanın içine katmamışlar. Ve nihayet bir gün çağırarak kendisiyle çalışmak istemediklerini beyan ettikten sonra yollarını ayırmışlar.

İŞE GELDİKLERİNDE İŞYERİ YERİNDE YOKTU

Ali Koca gibi İSMEK’in tüm eski çalışan ve yöneticilerine farklı yöntemlerle ‘bezdirme’ politikaları uygulanmış. Genel koordinatör ve koordinatör yardımcıları, bir gün işe geldiklerinde iş yerinin taşınmış olduğunu ve özel eşyalarının da kendilerine haber verilmeden götürüldüğünü görmüşler. Koca, söz konusu yöneticilerin işten çıkarılmalarıyla sonuçlanan bu tuhaf süreci şöyle anlatıyor: “Vatan Caddesindeki yönetim merkezini kapatıyorlar ama arkadaşlara haber bile vermiyorlar. Birlikte çalıştığınız insanlarla en azından bu bilgiyi paylaşmalısınız. Sonrasında bu arkadaşlara çalışacakları bir yer göstermediler. Yani iş vermediler. Son olarak da aralık ayında ‘Size verebileceğimiz uygun bir iş yoktur’ diyerek sözleşmelerini feshettiler.”

‘ERDOĞAN’IN KURDUĞU İSMEK’İ İYİCE KÜÇÜLTÜYORLAR’

Amaçlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde kurmuş olduğu İSMEK’i küçültüp, yeni bir merkez açmak olduğunu söyleyen Ali Koca, İmamoğlu’nun seçim zamanındaki vaatlerinde ‘Kent Enstitüsü’ kurmak istediğini hatırlatarak “Seçim süresi boyunca dil okulu, istihdam ofisleri açacaklarını vaat etmeleri de bundan” diyor ve ekliyor:

“Oysa bizde zaten bunlar vardı. 3 sene önce 20 bölgede kurmuş olduğumuz İSMEK istihdam ofislerinde, hem sektörün nitelikli kalifiye eleman ihtiyacı karşılanıyor, hem de İSMEK’te eğitim alan gençlere iş bulunmuş oluyordu. Bugüne kadar yaklaşık 20 bine yakın istihdam sağladık. Geçen sene istihdam portalımızı faaliyete geçirerek işletmelerin de bu portala üye olma imkanını hazırladık. İşletmeler, İBB’nin güvencesinde ihtiyaçları olan nitelikli personel ihtiyacını karşılayabiliyorlardı. Fakat göreve geldiklerinde 20 bölgede faaliyet gösteren istihdam ofislerini kapattılar ve seçim sürecinde taahhüt ettikleri kendi istihdam ofislerini kurmaya başladılar. İlk ofisi de Küçükçekmece’de açtılar. Ama aslında yeni bir şey yaptıkları da yok. Bizim istihdam ofislerini kapatınca, istihdam ekiplerini oraya gönderdiler.”

İSMEK BİTİRİLMEK Mİ İSTENİYOR?

Koca, İSMEK’i bitirmeyi kafasına koyan yeni yönetimin izlediği ‘yol haritasını da çarpıcı rakamlarla anlatıyor: “23 Haziran’dan önce İSMEK’te 4 bin 500’e yakın personel vardı. Bunlardan 3 bin tanesi öğretmendi. 30 Haziran itibariyle 2 bin 100 öğretmenin sözleşmesi bitecekti. Sözleşmesi biten öğretmenlere “devam edeceğiz” dedikleri halde üç ay boyunca bekletip sözleşmelerini yenilemediler. Şu an İSMEK’te bin öğretmen var.

Yüzde 30 kapasiteyle çalıştıkları gerekçesiyle İSMEK’i kapatacaklar veya etkisizleştireceklerini tahmin ediyorum. 3 bin öğretmenin 2 bin tanesi ayrılınca doğal olarak yüzde 30 kapasiteyle çalışacak. 2018-2019 eğitim döneminde ortalama 870 bine yakın başvuru olmuştu İSMEK’e; yaklaşık 340 bin kişiye eğitim verdik. Şu an 100 bin civarında öğrenci olduğunu duydum. Oysa geçen sene ikinci döneme kadar 200 bin civarında öğrencimiz eğitim almıştı. İkinci dönemde de yaklaşık 140 bin civarında öğrencimiz olmuştu. Geçtiğimiz yıllarda yıl boyunca kontenjan dahilinde kayıt alırdık sınıflar boş kalmasın diye. Bu sene kayıtları bir güne, sonra bir haftaya sıkıştırdılar. Zaten kapattıkları branşlar, sözleşmelerini yenilemedikleri öğretmenler ve kapattıkları kurs merkezleri var. Bütün bunlarla birlikte talep bir anda azaldı.”

KURS MERKEZLERİNE GEREKÇESİZ KİLİT VURDULAR

Ali Koca, Meltem Şişli ve ekibinin kapattıkları kurs merkezleri için kendilerinden önceki AK Parti dönemi yöneticilerini suçladıklarını ifade ediyor: “Bizim 210 tane kurs merkezimiz vardı. Merkezlerin bir kısmı İBB’nin, bir kısmı ilçe belediyelerinin, bir kısmı ise kiralıktı. Biz fiziki şartları yetersiz olan kurs merkezlerini revize etmek için kapatıp başka bir yere alıyorduk. Ama bunlar geldikten sonra 45 tanesini hiçbir yere taşımadan kapattılar. Binaların depreme dayanıksız olduğunu ve yangın yönetmeliğine uymadığını iddia ettiler. Suçu da geçmiş yönetime attılar. Oysa bir merkez hariç hiçbir merkezin karot örneği alınıp raporu çıkarılmamıştı. Kapatılan yerlerde ilginç durumlar oluştu. Mesela Avcılar merkezde olan kurs merkezimizde, 4. kattaki İSMEK kapatıldı, 3. katta İBB’nin engelliler merkezi halen duruyor. Kadıköy Göztepe kurs merkezinde de giriş kattaki market duruyor, İSMEK kapandı. Mal sahibi İTÜ’den depreme dayanıklı olduğuna dair rapor aldığı halde kabul etmediler. Üstelik kapattıkları binaların kiralık olanlarının kiralarını da aralık sonuna kadar ödediler.”

TÜRK İSLAM SANAT MERKEZİNİ DE KAPATTILAR

Şişli yönetimindeki İSMEK’in sürekli daraltıldığını ve etkisizleştirildiğini belirten Koca, kapatılan onlarca branşa rağmen yeni branşlar açılmadığını söylüyor. Yeni branş olarak sadece ‘Kürtçe kursunu’ duyduğunu belirten Koca, yeni İBB yönetiminin övünerek anlattığı piyano, drama gibi branşları da zaten kendilerinin açtığını hatırlatıyor: “Bunlar bizim yaptıklarımızı da farklı şekillerde lanse ediyor. Akşamları ve hafta sonları kurs açacağız diyorlar, oysa bizim zaten akşam ve hafta sonu kurslarımız var. Bizim 14 dilde yabancı dil verdiğimiz bir okulumuz var. Şimdi bunun ikinci şubesini Şişli’de açıyorlar. Zaten biz bunları yapıyorduk, onlar da devam ettirdiler. Buna bir şey diyemem, çünkü dil eğitimi gerçekten gençler için ihtiyaçtır, biz zaten bu anlamda çalışmasını yapıyorduk, onlar da devam ettiler. Mesela bu eğitim dönemi için uzaktan eğitimi hayata geçirecektik, bütün alt yapısını hazırlamış, deneme yayınlarımızı yapmıştık. Ama maalesef faaliyete geçirmek bir yana, stüdyolarımızdaki ekipmanların bir kısmını Medya A.Ş.’ye gönderip orayı da kapattılar. Fatih’teki Türk İslam Sanat Merkezini kapattılar. 69 branş kapattılar ama ne için kapattıklarını dahi bilmiyorlar. Mesela bilişim okulumuzda bir branşta 2. seviyeyi açık bıraktılar, birinci seviyeyi yani temel branşı kapattılar. Mantıksız bazı çalışmalar yaptılar.”

Benzer konular