Gücü azalan PKK orman mı yakıyor?

Son bir aydır yurdun çeşitli yerlerinde çıkan yangınlar, bir kısmını PKK’nın da üstlenmesiyle sabotaj ihtimali olarak değerlendiriliyor. Gücü azalan terör örgütleri, propagandalarını orman yakarak mı gerçekleştiriyor? Orman yangınlarının sebepleri üzerine hazırladığımız haberde Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, yanlış ağaçlandırmanın orman yangınlarına sebep olup olmayacağı ve yapılması gerekenleri anlattı. Uzun vadede orman yangınının ekonomik terör olduğunu söyleyen Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise, bu yangınlarla terör örgütünün varlığını hâlâ sürdürdüğünü taraftarlarına ve tüm ülkeye göstermek olduğunu söyledi.

Türkiye, son bir aydır yurdun çeşitli yerlerinde çıkan orman yangınlarıyla mücadele ediyor. İstanbul’dan Tokat’a, Sivas’tan İzmir’e yangınların ardı arkası kesilmiyor. Son olarak geçtiğimiz hafta İzmir’in Karabağlar ilçesinde başlayıp 4 ilçeye sıçrayan yangın, 53 saat sonra kontrol altına alınabildi. 500 hektarlık alanda etkili olan yangında 50 yıllık çam ağaçları tamamen yandı, geriye ise kapkara, acı bir tablo kaldı. Yanan alandaki yaban hayatı yok olurken, bazı üzüm bağları da zarar gördü.

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 20 Temmuz -20 Ağustos (2019) arasında 503 yangın çıkarken, son bir ayda bin 344 hektar yani bin 244 futbol sahası kadar orman yok oldu. Yurdun değişik noktalarında eş zamanlı çıkan orman yangınlarında sabotaj ihtimali ise her geçen gün kuvvetleniyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli açıklamasında çıkan orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu ifade etti. “Burada çıkan yangının nedenini henüz kolluk kuvvetleri bulabilmiş değil. Sebebiyle ilgili çok da iyi niyetli düşünmüyorum işin açıkçası. Ama kötü niyetli bir şekilde çıktığına dair henüz bir kanıt kolluk kuvvetlerince bulunmuş değil” açıklamasında bulunan Bakan, kasti çıkan yangınlarda cezanın müebbet hapis olduğunu söyledi.

PKK ÜSTLENDİ

13 Temmuz tarihinde İstanbul Aydos ormanları ve Muğla’nın Dalaman ve Milas ilçeleri arasında başlayan yangınları PKK’nın da içinde olduğu Halkların Birleşik İntikam Milisleri üstlenmişti. Yangınlardan büyük bir övgüyle bahseden terör örgütü, yaptığı açıklamada yüzlerce hektar ormanı ve içinde yaşayan binlerce canlıyı yok ettiğini itiraf etmişti. Açıklamada ayrıca turizmin sekteye uğramasından ve bölgedeki iş makinalarının yok olduğundan da bahsedilmişti.

Yangınları Gerçek Hayat’a değerlendiren Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, PKK’nın üstlendiği yangınlar için, “Ancak örgüt bu üstlenmeyi kendi propagandasını yapmak için mi açıkladı, yoksa gerçekten de kendisi yapıp propaganda maksatlı mı bu açıklamayı yaptığı bilinmiyor. Amerika son zamanlarda adını bile unuttuğumuz birçok terör örgütünün eline silah vererek devreye sokmaya çalışıyor. Ama bu örgütlerin PKK’ya göre propaganda aracı ve imkanı zayıf olduğu için, başka örgütün yaptığı işi PKK da üstlenmiş olabilir. Yapılan araştırma ve soruşturmalar bunu ortaya çıkartacak” açıklamasında bulundu.

ORMAN YANGINI EKONOMİK TERÖRDÜR

Gününe, saatine, şekline baktığımız zaman zaten bunların sabotaj olduğunun çok bariz anlaşıldığını ifade eden Başbuğ, “Özellikle rüzgarlı günlerde, birkaç noktada çıkması ve kontrol edilemez şekilde bir anda yayılması, terör saldırılarını ve sabotajı kuvvetlendiren ihtimallerdir” diyerek şunları ekledi: “Benim şahsi kanaatim bu yangınların terör saldırıları olduğudur. Zira terör ve teröristin propaganda araçları kan, kaos, korku yaymaktır. Terörist grupların son zamanlardaki panik ve çözülme süreci ortada. Diğer yollarla propaganda yapma şansları kalmadı. Geriye iki mantık kalıyor; Yunanlıların İzmir’den kaçarken yaptığı gibi ‘Bana yar olmayan kimseye yar olmasın’ mantığı ile olabildiğince zarar vermek. Ki uzun vadede baktığımızda ormanların kaybı ekonomik terördür aslında. İkinci mantık ise bu yangınlarla örgütün varlığını hala sürdürdüğünü hem kendi tabanına hem de ülke geneline göstermek.

Terör örgütünün bu bölgede çıkarttığı yangının temel maksadı, devlete olabildiğince hasar vererek, turizm anlamında devleti sekteye uğratmak. Ama bu örgütü de aşan bir iş. Bunun perde arkasında terör örgütlerini destekleyen küresel güçler, yani Amerika, İngiltere, İsrail, Almanya, Fransa gibi büyük devletleri aramak lazım. Onların güdümüyle her türlü alanda, her türlü yerde ve her türlü konuda alabildiğine zarar vermek mantığı ile yürütülen bir eylem gibi değerlendirmek lazım.

THK’DA 6 UÇAK VAR

İzmir’de 500 hektarlık alan yanarken, bir diğer tartışma konusu da yangın söndürme uçaklarının hangarda bekletildiği, yangına müdahale için kullanılmadığı gibi söylentiler oldu. Bunun üzerine de açıklama yapan Bakan Pakdemirli, “Geçen yıldan bu yana filomuzu 6 helikopter artırdık. Ancak geçen yıl kullandığımız uçakları bu yıl kullanmıyoruz. Kabaca karşılaştıracak olursak uçak 4 ton su alıyor, helikopter 2,5 ton su alıyor. Ama uçağın yangına gittiğinde yangını hedeflemesi çok daha zor. Uçaklar 120 deniz miliyle yangına yaklaşıyor. Helikopter ise istediği süratle 50-60 mille oralardan geçiyor. Yani yangında doğru hedefe doğru miktarda su atmakla ilgili helikopterin önemli bir artısı var. Ayrıca helikopterler havuzlardan, göletten yaklaşıp su çekebiliyor uçağın tam 2,2 kilometre bir piste ihtiyacı var.

Bugünkü şartlar itibarıyla THK’da 6 tane uçak var. 3’ünde motor yok, 3’ünün faal olduğu

söyleniyor, birinin faal olmayacağını var saymak lazım. Sadece birinin yakıt almaya gittiğini

düşünseniz, bir ring kurma durumu maalesef yok. Bugün itibarıyla Türkiye’de bize hizmet

verecek bir uçak filosu maalesef bulunmuyor. THK’nın uçakları eski model ve istenen teknik seviyeye sahip değil. THK pilot sertifikamı aldığım, benim çok sevdiğim bir kurum. Ancak istenen seviyede olmayan bu uçaklarla ilgili, pilotları ve içinde uçan orman personelinin güvenliğini de düşünerek ona göre konuşmalıyız” demesi gözleri birden THK’ya çevirdi.

AĞAÇLANDIRMANIN YANGINA ETKİSİ VAR MI?

Gerçek Hayat olarak biz de gelişmeleri yangınlarda konunun direkt muhatabı olan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’e sorduk. Yangınlara veya yangınların genişlemesine yanlış ağaçlandırmanın yol açtığı iddialarını reddeden Karacabey, Ağaçlandırma politikalarının o yörenin doğal türlerini kullanmak üzerine olduğu, bölgenin toprak ve iklim koşullarına en uygun türler o bölgede doğal olarak yetişen türler olduğunu söylüyor.

“Örneğin Akdeniz ve Ege Bölgesinin asli ağaç türü kızılçamdır. Kızılçam ormanları yangına karşı çok hassas ormanlardır. Kızılçam yangına hassas diye bu bölgeye farklı türlerde ağaçlandırma yapılamaz” diyen Karacabey, konuyu şöyle izah ediyor: “Karadeniz Bölgesi’nde çoğunlukla yangına karşı daha dirençli ağaçlar olan, kayın, gürgen ve ladin ormanları vardır. Kayın yangından daha az etkileniyor diye doğal ortamı olmayan Akdeniz bölgesine dikilmesi söz konusu olamaz. Çünkü her ağaç türünün kendine özgü toprak ve meteorolojik istekleri vardır.”

Yanan Orman Alanlarının Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Ormanlar Tesisi Projesi ile yangın öncesi ve yangın sonrası nasıl ormanlar tesis edileceği mevzuat ve teknik yönden belirlendiğini belirten Genel Müdür, “Bizimle benzer iklim ve toprak özelliklerine sahip Akdeniz ülkelerinde de asli ağaç türü kızılçamdır. Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan da aynı bizim gibi orman yangınları ile karşı karşıyadır. Ağaçlandırma çalışmaları teknik bir konudur, bütün ağaçlandırma projeleri teknik bir heyet tarafından hazırlanarak uygulanır” diyor.

YANGIN SAYILARINDA ARTIŞ YOK

Son yıllarda orman yangınlarında artış olup olmadığı sorumuza, “Sayıları yıllara göre değişmekle beraber ülkemizde son 10 yıllık istatistiklere göre yıllık ortalama 2.388 orman yangını meydana gelmektedir. Bu yangınlarda yıllık ortalama 6.665 hektar orman zarar görmektedir” diyen Karacabey, her yıl sonunda yayınlanan istatistiklerin artış olmadığını gösterdiğini kaydetti.

2018 yılı hazırlanan değerlendirme raporuna göre son 6 yıl verileri:

YIL Adet Alan (Ha)

2013 3.755 11.436

2014 2.149 3.118

2015 2.150 3.219

2016 3.188 9.156

2017 2.411 11.993

2018 2.167 5.645

Karacabey, “2019 yılı 22 Ağustos tarihi itibari ile 1.377 adet orman yangını meydana gelmiş ve 3.192 hektar alan zarar görmüştür. Tablodan da görüldüğü üzere yıllar itibari ile yangın

sayılarında artış yoktur. Orman yangınlarının sayısı ve zarar gören alandaki en büyük etkenlerin başında meteorolojik etkenler gelmektedir. Yıllara göre hava halleri bu sayılara etki etmektedir” şeklinde konuştu.

 

Benzer konular