Eğitimin yeni sınavı

TEOG’un kalkması ile birlikte ortaya çıkan belirsizlikler yavaş yavaş gideriliyor. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz yeni liselere giriş sistemini geçen hafta açıkladı. “Veli Tercihine Bağlı Serbest Kayıt Sistemi” adı verilen yeni sistemle öğrenciler evlerine en yakın 5 okuldan birini tercih edecek. Nitelikli okullara girmek isteyen öğrenciler ise “isteğe bağlı olarak” merkezi sınava girecek. Bakanın açıklamasındaki “nitelikli” vurgusu tartışmalara sebep olduğundan, Bakan Yılmaz “Nitelikli okullar, sınavla öğrenci alan okullar. Niteliği, sınavla öğrenci almak. Birisine çok iyisin dediğinde geri kalan kötü, birisine yakışıklı dediğinde diğeri çirkin anlamına gelmez” diyerek nitelik konusuna yeniden bir açıklama getirdi.

Yarısı sınava girer

Liselere sınavsız geçiş imkanı sağlayan bu sisteme göre, yaklaşık 400 bin öğrenci isteğe bağlı sınavla Anadolu, Fen veya Sosyal Bilimler liselerine gidecek. Öğrencilerin yüzde 8’inin sınava girmesinin beklendiği konuşuluyor, fakat uzmanlar bu oranı yüzde 50 olarak öngörüyor. 60 soru olacağı açıklanan sınavda açık uçlu sorulardan vazgeçildi. Soruların derslere göre dağılımı da henüz açıklanmış değil. 6 ve 7. sınıf müfredatından sorular çıkacağının açıklanması, bu seneki 8. sınıflar için tartışmayı da beraberinde getirdi. Çalışmaya çoktan başlayan çocuklar için 6 ve 7. sınıf müfredatını ilave etmek, özel ders, etüd gibi okul dışı kaynaklara yönelmek demek olacağı için, bu fikirden vazgeçilmesi bekleniyor. Zaten Bakan Yılmaz değişime açık olduklarını söyleyerek herkesin görüş bildirmesini istemişti.

Belirsizlik motivasyonu bozar

Belirsiz olan konulardan biri de sınavla öğrenci alacak okulların isimlerinin Mayıs ayında açıklanacak olması. Öğrenciler evlerine yakın olan, girmek istedikleri lisenin sınavla öğrenci alıp almadığını bir an önce öğrenmek istiyor. Okulların isimlerinin açıklanması, sınava girecek kişi sayısını da azaltacaktır. Özel liseler de henüz nasıl öğrenci alacaklarını duyurmadı. Sistemin bir kısmı açıklansa bile, açıklanmayan birçok nokta var. Sınava hazırlanan öğrenciler ise bu belirsizlikten muzdarip. Bir an önce giderilmesi beklenen bu belirsizlikleri konunun uzmanlarına sorduk. Uzmanlar yeni gelen sistemi genel olarak beğenseler de, düzeltilmesi gereken noktalara dikkat çekerek önerilerde bulundular.

* * *

Sınav sisteminin değişmesiyle eğitim düzelmez

Turgay Polat/Eğitimci

Sınav sistemi ve sınavlar eğitimi düzelten şeyler değildir. Sınav sisteminin değişmesiyle eğitimin iyileşeceğini beklemek abartılı ve anlamsız olacaktır. TEOG zorunlu bir sınavdı ve öğrenci kendi mahallesindeki okul için sınava giriyordu. Bu sistemin en olumlu tarafı sınavın zorunluluktan çıkartılması. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre son iki sene içinde öğrencilerin yüzde 93’ü zaten kendi mahallesindeki ve ilçesindeki okula yerleşmiş. Öğrencinin sınavla değil de zaten istediği okula sınavsız olarak daha rahat bir şekilde yerleşmesinin kimseye zararı yoktur ve doğru bir yaklaşımdır.

Kalan yüzde 8 için bir sınav yapılması ve bu sınavla öğrenci alınması gereklidir. Çünkü sonuçta bir grup var ve bu grup da belli okullara gitmek istiyor. Bu gibi yöntemler dünyanın başka ülkelerinde de var. Ama sınavla alınan okullara nitelikli okul demek yanlıştır. Bu okulların müfredatı da aynı, sistemi de aynı, zaten bu okullar devlet Fen Liselerinden, Sosyal Bilimler Liselerinden ve 47 tane proje okulundan oluşuyor.

Adrese dayalı yerleştirmede velilerin ve öğrencilerin kafasının karışmaması adına eğitim bölgesi kavramının çok net açıklanması lazım. Eğitim bölgesi demek ilçe veya mahalle demek değil. Bir eğitim bölgesi birden fazla ilçenin sınırlarından da alabilir, mahalleyi de kapsayabilir ki kapsayacak da. Bir bölgede bulunan ortaokullardan mezun olacak öğrenci sayısına göre okulların türü değiştiriliyor. Bir bölgede eğer Anadolu Lisesi yoksa veya azsa Anadolu Lisesi açarak veya başka ihtiyaç olan liseyi açarak geliştirilecek. Öğrenci seçtiği beş okul dışında asla bir okula yerleştirilmeyecek. İlk yıllarda eğer başvuru fazlaysa o okullarda sınıf açmak, ikili öğretime geçmek ya da yeni kontenjan açmak gibi uygulamalarla bu öğrenciler yine kendi istek sırasına göre ilk beş tercihten birine girecek şekilde organize edilecektir.

Sınavla girilecek okulların listesinin bir an önce açıklanması lazım. Çünkü sınavla girilen okullara bakanın da nitelikli demesinden dolayı veliler tarafından yanlış bir algı oluştu, bütün çocukların bu sınava girme riski var. Bu okulları görüp, kendi mahallesindeki çok önemsediği bir Anadolu Lisesi’nin bu listede olmadığını gördüğünde, sınava girme gereği duymayacaktır. Liste şu anda aşağı yukarı hazır durumda, 580 okul var içinde, ekleme ve çıkarmalar sonradan yapılabilir.

6 ve 7. sınıf müfredatından bu sene soru sorulması yanlış bir uygulama olacaktır. 60 soruyla da bu iş halledilemez, sağlıklı bir seçim yapabilmek için 100 civarı soru sorulması ve soruların kolay olmaması gerekir. Sınava asla okul başarı puanı katılmamalı. Bu sadece bir sıralama sınavıdır, dolayısıyla ortaokuldaki başarı puanı bu sınava hiçbir şekilde etki etmemelidir. Özel okullar da öğrenci alım şeklini ocak ayına kadar açıklaması gerekir. Çünkü ona da hazırlanan ciddi bir kitle var. Benim önerim özel okulların ortak bir sınav yapması yönünde.

* * *

Doğru sistem, yanlış mesaj  

 Bekir Gür/ EĞİTİMCİ

Yeni gelecek olan sistemin bazı teknik eksiklikleri var, bunlar da zamanla düzeltilir diye umuyorum. Örneğin soru sayılarının azlığı söz konusu, 60 soruyla iyi bir ölçüm yapılıp yapılamayacağı tartışmasını makul buluyorum. 6-7. sınıfların konularının da dahil olması ve bunun şimdi açıklanması da bir takım tartışmalara yol açtı. Muhtemelen oralarda bazı küçük revizyonlar yapılacaktır. Dolayısıyla ben büyük bir sorun görmüyorum.

Bir de adrese dayalı yerleştirmeyle ilgili, yerleştirmenin boyutunun tam olarak nasıl yapılacağına dair daha detaylı bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Eğer geçen yıl olduğu gibi bütün okullara bir kontenjan verilip o muhitteki çocuklar yerleştirilirse, geçen yılki sorunların tekrar edileceğini düşünüyorum. Örneğin bir mıntıkada 300 öğrenci Anadolu Lisesine gitmek istiyor ama bizim elimizde 240 kontenjanımız varsa, doğal olarak o altmış öğrencinin başka formüllerle istemediği bir okul türüne gitmesi gerekecek.

Burada esnek bir politika benimsenip, demokratik taleplerin esas alınması gerektiğini, özellikle yerelde il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerinde önce taleplerin toplanması gerektiğini, ona göre bir arz oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu sene bu sistemin sorunsuz uygulanması için Milli Eğitim Bakanlığının daha çok çalışması gerekiyor. TEOG dört yıldır oturmadı. Dört yıldır 150-200 bin çocuğu zorla açık öğretim lisesine gönderiyorduk. Bizim elimizde mükemmel bir sistem yoktu zaten. Burada devlet en azından öğrenciye, evinin yakınında istediği bir okul türüne yerleştirme mesajı veriyor. Bu doğru bir şekilde anlatılabilse, çok pozitif bir mesaj. Ama net bir mesaj verilemiyor o konuda.

* * *

Nitelikli okul yerine seçici okul

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi                                                                                                                   

Merkezi sınavla öğrenci alacak okulların belirlenmesinde özellikle nüfus ve kentin büyüklüğü gibi nesnel kriterler mutlaka dikkate alınmalıdır. Fen Liseleri ile Sosyal Bilimler Liselerine ek olarak bazı Anadolu Liseleri, Meslek Liseleri ve İmam Hatip Liseleri de merkezi sınavla öğrenci almalıdır.

Merkezi sınav için öngörülen 60 sorunun kapsam geçerliliği düşük olacaktır. Bundan dolayı soru sayısı artırılmalıdır. Sınavın 6 ve 7. sınıfların konularını da kapsaması, halen 8. sınıfta bulunan öğrencileri okul dışı kaynaklara yönlendirme riski taşımaktadır. Dolayısıyla merkezi sınavın kapsamı 8. sınıf konularıyla sınırlandırılmalıdır.

Sınavsız yerleşecek öğrencileri yerleştirmede katı bir merkezi yerleştirme anlayışı yerine daha esnek bir yaklaşım benimsenmelidir. Ortaöğretime yerleşme ile ilgili iş ve işlemler merkezi olarak Bakanlık tarafından değil, il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri tarafından yürütülmelidir. Sınavsız yerleştirme işlemi yapılacak okullara katı bir kontenjan/kapasite sınırlaması konulmamalıdır. Aksi hâlde, öğrencinin evinin en yakınındaki okula yerleşmeme ihtimali söz konusudur.

Adrese dayalı yeni sistemin bir boyutu da, il ve ilçelerdeki okul kapasitelerinin ne kadar yeterli olduğunu ortaya koyacak olmasıdır. İl ve ilçelerdeki okul yatırımlarının bundan sonra öğrenci yoğunluğuna göre planlanması, sistemin uzun vadede işleyişi açısından önemlidir.

Merkezi sınavla öğrenci alacak okullar için “nitelikli okul” yerine “seçici okul” tanımlaması yapılmalıdır.

* * *

Azınlık rahat yerleşsin diye çoğunluk ağlatılamaz

Talha Doğan/Eğitimci

Sistemde ciddi bir değişiklik var gibi duruyor ama eskiden de çalışkan öğrenciler sınava hazırlanıp istedikleri okullar için mücadele ediyordu, çok gayret göstermeyen öğrenciler ise sınav sonrasında ellerindeki puanla evlerine yakın okullara kayıtlarını yaptırıyordu. Dolayısıyla yeni sistemde adaylar için çok ciddi bir değişim olmadı. Bu süreçte bizi ilgilendiren kısım daha ziyade sınava çalışan öğrenciler.

Sistem açıklanırken Milli Eğitim Bakanı’nın değişikliklere açık olduğunu ifade etmesi demokratik bir tavır gibi görülse de, bu belirsizlik çocukları üzüyor. Çünkü çocuk, zor da olsa ne sorulacaksa bilmek ve çalışmalarını ona göre yapmak istiyor. Sayın Bakanımız ve sınav komisyonu aslında çocuklara iyilik yapalım, onları sınav stresinden kurtaralım, veliler de çocuklar da rahatlasın düşüncesiyle hareket etmelerine rağmen farkında olmadan bir belirsizlik ortaya çıktı ve bu da sınava hararetli bir şekilde çalışan öğrencilerin hayallerine ket vurulmuş gibi hissetmesine sebep oldu. Sınavla ilgili okul isimlerinin açıklanması da dahil olmak üzere belirsiz olan konuların bir an önce giderilmesi bu yüzden çok önemli.

TEOG sistemi öğrencinin dershaneye veya kursa gitmeden halledebileceği kolay bir sınavdı. Fakat iyimser olmayan, stres üreterek para kazanmaya çalışan yayıncılar, kurslar yüzünden çocuklar strese girdi, onların stresi ailelere yansıdı, ailelerden de hükümete, en son da Cumhurbaşkanı’na. Cumhurbaşkanı da bu meseleye kayıtsız kalamazdı. Çocuklar çalışıyordu ve başarılı oluyordu, fakat üst dilimlerde yerleşme açısından sıkıntı yaşanıyordu. Milli Eğitim Bakanlığı o üst dilimlerdeki öğrencilerin yani Robert Koleji’ni, Galatasaray Lisesi’ni, Kabataş Lisesi’ni hedefleyen azınlık grubun mutluluğu için geride kalan çoğunluğun strese girmesini göze alamadı. Azınlık rahat rahat yerleşsin diye çoğunluğun ağlayarak çıktığı bir sınav yapamazdı. Bu yeni sistem de öğrencileri deli gibi çalışmaya yöneltecek, zorlayacak bir sistem olmayacaktır. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir şeyi hedeflemez, onların genel vizyonuna terstir. Milli Eğitim Bakanlığı sorularını hazırlarken devletin okullara ücretsiz dağıttığı talim terbiye tarafından hazırlanan kazanımlara uymak zorunda.

 

* * *

6 ve 7. sınıf müfredatı özel ders ihtiyacı doğurur

Uzun yıllar özel okul yöneticiliği yapan Eğitimci Haydar Temel, 8. sınıflara uygulanacak yeni sınav sisteminin geliştirilmesine yönelik katkılarını, şu maddeler halinde özetleyerek önümüze koydu:

1- Yalnızca istekli öğrencilerin sınava girecek olması oldukça güzel bir karardır.

2- 60 soru yerine 100 veya 120 soru sorulmalıdır.

3- Sınav haziran başı yerine mayıs başında yapılmalıdır.

4- Çeşitli nedenlerle sınava girememiş öğrencilere telafi sınavı yapılmalıdır.

5- Sınavın çoktan seçmeli olması isabetli bir karardır. Daha objektif değerlendirme bu yolla sağlanmış olacaktır.

6- Sınavda yalnızca 8. sınıf konularından soru sorulmalıdır. 6 ve 7. sınıf müfredatlarından soru sorulması özel dersi ve dershane ihtiyacını ortaya çıkaracaktır.

7- Okul notlarının liseye girişte etkisinin olmaması çeşitli tartışmalara son verecektir. Liseye giriş puanı yalnızca bakanlığımızın yapacağı sınavla belirlenmelidir.

8- Sistem kesinlikle velinin çocuğunu istemediği bir okula kayıt yapmamalıdır.

Benzer konular