Uzun süredir dünya gündeminde olmayan terör örgütü DEAŞ geçtiğimiz günlerde Irak’ın Süleymaniye şehrindeki iki petrol kuyusuna saldırı düzenledi. Bu saldırı, 2017 yılından bu yana yapılan ilk petrol kuyusu saldırısıydı. Bu saldırı ile DEAŞ’ın bugünlerde yeniden gündem yapılmasının belki de en önemli nedeni, Türkiye’nin terör örgütü PKK/ PYD/SDG’ye yönelik muhtemel operasyonuna engel olabilmek.
Irak ve Suriye’de yaşanan istikrarsızlık sonrası birçok ülkenin piyonu hâlen terör örgütü DEAŞ uzun süredir dünya gündeminde yoktu. Geçtiğimiz günlerde Irak’ın Süleymaniye şehrinde iki petrol kuyusuna saldıran terör örgütü DEAŞ, 2017 yılından bu yana ilk kez petrol kuyularına bir saldırı düzenlemiş oldu. Bugünlerde yaşanan bu saldırının temeli geçmişe dayanıyor.
SURİYE KRİZİ
Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş, Mart 2011 ‘deki yaklaşık 385 bin varil günlük petrol üretiminin 14 bin varile kadar gerilemesine yol açtı. Toplam üretimin, 150 binlik bölümü ihraç edilirken, kalanı Humus ve Banyas’taki rafinerilerde işlenerek iç tüketimde kullanılıyordu. Suriye Petrol Bakanlığının verilerine göre, 2012’de günlük ortalama 164 bin, 2013’te 28 bin varil olan üretim, 2014’de 14 bin varile düştü.
Ülkenin iç savaş öncesi petrol ihracatı, gelirlerinin yüzde 25’ini oluştururken, bu petrolün yüzde 95’i de AB ülkelerine gidiyordu. Ayrıca, ülkeye yönelik uluslararası yaptırımlar ve savaşın altyapıya verdiği zarar ülkede petrol sektörünü çökme noktasına getirdi.
Öte yandan, ülkenin savaş nedeniyle durma noktasına gelen petrol üretimi, yaklaşık 250 bin varili bulan ihtiyacını karşılamaya yetmezken, uluslararası yaptırımlarla eli kolu bağlanan Esed rejiminin petrol için DEAŞ’e yöneldiği biliniyor.
IRAK HEDEFTE
DEAŞ, özellikle 2014-2017 yılları arasında Irak’ta petrol kuyularını hedef alan birçok saldırı düzenlemişti. Özellikle Musul’da birçok rafineriyi hedef alan DEAŞ bu rafineleri kullanılamaz hâle getirdi. Irak’ta enerji ve su kaynaklarını hedef almayı bir strateji haline getiren terör örgütü, 2017 yılından sonra bir kez daha sahneye çıktı.
DEAŞ’in daha önce Kerkük, Fişabur ve Musul rafinelerine saldırısı, buranın petrol hatlarının doğrudan Türkiye ve Irak’ı bağlamasından dolayı kaynaklanıyordu. Uzun bir süre Suriye ve Irak’taki petrol rafinelerinin kontrolünü elinde tutan terör örgütü, bu petrolü kirli ilişkilere sahip olduğu ülkelere satarak teröre finansman oluşturdu. Özellikle Suriye rejiminin bu kirli petrolün en önemli müşterisi olduğu biliniyordu.
PETROL HATLARI STRATEJİK
Türkiye günde 720 bin varile ulaşan petrol tüketiminin büyük bölümünü ithal ediyor. Son verilere göre geçen yıl en fazla petrol ithalini Irak’tan gerçekleştirdi. Bu petrol hatlarının DEAŞ tarafından saldırıya uğraması demek, Türkiye’nin enerji tedariği çeşitliliğinin küçülmesi mânâsına geliyor.
Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelede lider ülke olması, DEAŞ’in ‘dolaylı’ hedefi olması ihtimalini arttırıyor. Terör örgütü DEAŞ’a karşı etkin ve kararlı mücadelesini sürdüren Türkiye, özellikle geçen ay düzenlenen operasyonlarla örgüte ağır darbe vurdu. Ülke genelinde düzenlenen operasyonlarla DEAŞ mensuplarına göz açtırılmazken, aralarında örgütün üst düzey sorumluları olduğu belirlenen çok sayıda yabancının da bulunduğu 122 şüpheli gözaltına alındı, 42 örgüt üyesi tutuklanmıştı.
DEAŞ’ın bu günlerde yeniden gündem yapılmasının bir başka ve belki de en önemli nedeni, Türkiye’nin terör örgütü PKK/PYD/SDG’ye yönelik muhtemel operasyonu. Örgütün yeniden hortlatılması, ABD’nin ‘DEAŞ mücadele eden PKK’ palavrası ile Türkiye’ye karşı iç kamuoyunu yönetmek olarak da değerlendiriliyor.