31 Mart 2015… Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisi özellikle büyük kentlerde hayatı felç etmişti. O gün avukat cübbeleriyle Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelen iki DHKP/C’li terörist Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit etti. Terör adliyedeydi. O gün yaşanan elektrik kesintisinin İran Devrim Muhafızları İstihbarat Şubesi bünyesinde kurulan bir sanal timin saldırısı sonucu gerçekleştiğine yönelik büyük kuşkular var. Söz konusu timin kuruluşuyla ilgili belgelerin Yeni Şafak’ta yayınlandığı gün bu şubede çok sayıda subay tutuklandı. Gerekçe gizli bilgilerin dışarı sızdırılmasıydı.
18 Mayıs’ta Adana ve Mersin’de HDP binaları daha önce DHKP/C’den cezaevinde kalmış ardından DEAŞ’la temas kurmuş bir terörist tarafından bombalandı. Olay, terörün girift ilişkilerini göstermesi bakımından oldukça önemli bir örnekti. 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır mitingi hemen seçim öncesi saldırının hedefi oldu. HDP bu saldırıdan devşirdiği rantla Meclis’e taşındı.
MLKP hareketlendi
21 Temmuz 2015… Şu an tutuklu bulunan HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın eski örgütü olan Marksist Lenininst Komünist Partisi’nin (MLKP) gençlik yapılanması olan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri Ayn el Arap’a (Kobani) gitmek üzere Suriye sınırındaki Suruç’ta buluşmuştu. Amara Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yapılırken DEAŞ’lı bir terörist üzerindeki bombayı patlatarak bir katliam gerçekleştirdi. O sırada hiçbir HDP’li milletvekili orada değildi. Üstelik güvenlik kameraları da çalışmıyor ve bir dizi güvenlik ihmali bulunuyordu.
MLKP ise uzun süredir içinde olduğu ataletten kurtulmak için Suriye’deki savaşa militanlarını gönderiyor, orada sıcak savaş tecrübesi ediniyordu. O militanlar daha sonra Sur ve Cizre’ye transfer edildi.
FETÖ’nün muhbir katliamı
FETÖ de boş durmuyor, DEAŞ’lıların Suriye’ye rahat rahat geçebilmesi için uygun ortam oluşturmaya çalışıyordu. Daha önce Emniyet’e çalışan PKK muhbirlerinin ismini örgüte vererek onların infaz edilmesine yol açan FETÖ’nün polisleri, yakaladıkları DEAŞ militanlarını basit adli işlemlerle serbest bırakıyor ve Suriye’ye gitmesinin önünü açıyordu. Sultanbeyli’de yaşayan Cemal Küpeli’nin amcası yeğeninin terör örgütüne katılacağı şüphesi üzerine polise ihbarda bulunmuştu. Teknik takipler yapılmış ve şüphelinin Şanlıurfa’da bulunduğu tespit edilmişti. Şahıs gözaltına alındı, sorgusunda “asker arkadaşını ziyarete geldiğini” söyledi. Dinlenen onca örgütsel görüşmeye rağmen serbest bırakılan şahıs aynı gün sınırı aşarak DEAŞ’a katıldı.
Bu süreçte, ülkedeki çözüm sürecinden faydalanan PKK, FETÖ’nün de desteğiyle şehirleri açık hava cephaneliğine çevirmişti. Batı’nın Suriye’de PKK’ya verdiği silahlar Türkiye şehirlerine taşınmış ve sözde özerk yönetimler ilan edilmişti. Artık terör dağdan şehre taşınmıştı. Batı medyasında “Türkiye’de İç Savaş” görüntüleri veriliyordu.
Terör silsilesi
10 Ekim 2015’e gelindiğinde Ankara’da ülke tarihinin en büyük terör saldırılarından biri yapıldı. Ankara Garı önünde “Emek, Barış ve Demokrasi” mitingine yine DEAŞ’lı teröristler saldırdı. Canlı bomba 102 kişiyi öldürdü.
PKK, 17 Şubat 2016’da Genelkurmay önünde, 13 Mart’ta ise Kızılay’da DEAŞ’la aynı yöntemle terör saldırıları gerçekleştirdi. İki saldırıda 62 kişi hayatını kaybetti.
7 Haziran 2016’da PKK Vezneciler’de polise saldırdı. 12 kişi şehit oldu. 28 Haziran 2016’da bu kez DEAŞ İstanbul Atatürk Havalimanı’nı hedef aldı, 45 kişiyi katletti.
Tüm bunların ardından FETÖ tarihin en büyük terör saldırısını 15 Temmuz 2016’da emrindeki askerlerle darbe teşebbüsüyle göstermiş, hükümeti devirmeye kalkışmış ve 248 vatandaşı şehit etmişti.
10 Aralık 2016’da Beşiktaş’ta polislere, 17 Aralık 2016’da Kayseri’deki askerlere yönelik 14 kişinin şehit olduğu saldırı PKK, 1 Ocak 2017’de Reina’daki terör saldırısı ise DEAŞ’ın işiydi. (20 Mart’ta Galatasaray-Fenerbahçe maçına büyük bir terör saldırısı yapılacağı bilgisi alınmış ve derbi iptal edilmişti. Bu istihbarat büyük bir felaketin de önüne geçmişti.)
Hepsi aynı örgüt oldu
Görüldüğü gibi dünyanın neredeyse tüm terör örgütleri tek merkezden kontrol edilmiş gibi hareket geçiyor, sırayla hain terör saldırılarını gerçekleştiriyordu. Devlete sızmış FETÖ militanları emniyet sistemini felç ederek teröristlere yol açıyor, katiller gözlerini bir an dahi kırpmadan kan döküyordu. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen katliam mesajlarını sohbet adı altındaki konuşmalarının içine sinsice yerleştiriyor ve fedailerine bu yolla emir veriyordu. Tıpkı Hasan Sabbah’ın fedaileri gibi… Mesela FETÖ dershanelerinde okumuş sonra polis yapılmış bir genç önce diğer cemaatlerin içine sızmaya çalışıyor, o cemaatlerin sohbetlerine katılarak kendini gizliyor ardından gidip Rus Büyükelçiyi vuruyordu. Ya da terörü daha önce pek çok hayati yardımda bulunduğu terör örgütlerine havale ediyordu.
Suikast talimatı
Kirli ve karanlık örgütün lideri geçtiğimiz haftaki konuşmasında “faili meçhul bir takım suikast girişimlerinin dünya kamuoyunu ikna etmek için düzenlenebileceğini” ve bunların da ‘Hizmet’ adı verdiği örgütün üzerine yıkılmaya çalışılacağını söyledi. Böylece açık bir suikast tehdidinde bulunan örgüt liderinin bu konuşmasını yaptığı süreç de son derece garip.
Felakete kıl payı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün baskın yaparak durdurduğu MİT TIR’larıyla ilgili görüntüleri Cumhuriyet Gazetesi’ne sızdırdığı iddiasıyla mahkum olan CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nu kurtarmak için başlattığı “yürüyüş”ün faciayla sonuçlanması güvenlik güçlerinin önemli bir operasyonuyla engellenebildi. Bu yürüyüşe kamyonla saldırmayı planlayan DEAŞ’lı teröristler yakalanmasaydı Gülen’in o senaryosu hayata geçecekti.
Polis kılığında katliam planı
Geçtiğimiz hafta yine ilginç bir olay yaşandı. Adana Emniyet Müdürlüğü, PKK’ya yönelik bir operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyonda polis kıyafetleriyle birlikte çok sayıda uzun namlulu silah ve bomba yapımında kullanılan malzemeler ele geçirildi. Polis kılığında katliama hazırlanan terör timi çökertildi. Ama benzer eylemleri de gerçekleştirebileceklerine yönelik güçlü ihbarlar bulunuyor.
Terör uzun bir süredir büyük bir ittifakla Türkiye’ye saldırıyor. İdeolojileri ve motivasyonları birbirlerinden farklı görünse de Türkiye düşmanlığı üzerinden çok kolay bir
