Bir meslek olarak dolandırıcılık

Dolandırıcılık tarihinde birçok olaya şahitlik eden Türkiye için, aslında çokta yeni bir hikâye sayılmaz Çiftlikbank meselesi. Geçmişinde Titan Saadet Zinciri, Jet Fadıl, Selçuk Parsadan, Sülün Osman, Ferrari Orhan gibi birçok dolandırıcılık hikâyesini barındıran Türkiye, bu kez de Çiftlikbank’la dolandırıcılık dosyasına yeni bir olay ekledi.

Türkiye dolandırıcılık tarihinin son halkası Çiftlikbank. 2016 yılında Mehmet Aydın tarafından kurulan Çiftlikbank, ilk zamanlar internet üzerinden oynanan bir oyunken daha sonra bir dolandırıcılık hikâyesine döndü. Bu oyun aracılığıyla hayvanlar satın alınıyor, alınan hayvanlar yaklaşık bir yıl yaşıyor ve bu hayvandan puan kazanılıyordu. Örneğin bin lira vererek alınan hayvanlardan yıl boyunca artan bir kazanç sağlanacaktı. Çiftlikbank; Titan Saadet Zinciri ya da Jet Fadıl’ın yaptığı gibi para toplama sistemiyle (Ponzi) değil, online ve fiziki çiftlikleri üzerinden para akışını sağlıyordu. Oyundaki hayvanların ve üretiminse muhtelif çiftliklerde, hayata geçirildiği kullanıcılara vaat ediliyordu. Fiziki çiftlikleri gören ve üretim yapıldığını düşünen vatandaş, bir dolandırıcılık zincirine girdiğini düşünmüyor, gerçek bir yatırım yaptığını sanıyordu.

Yüksek kar vaadiyle sanal hayvan satışı yapan Çiftlikbank, binlerce kişiyi milyonlarca lira dolandırdı. Bir buçuk yıllık süreçte Çiftlikbank’ın kuruluşu ve yaptıkları adım adım Youtube hesaplarında paylaşıldı. Aynı zamanda birçok yan şirket kurarak paralarını bu yeni şirketlere aktaran Aydın, hakkında son aylarda yapılan suç duyuruları oynanan oyunu ortaya çıkardı.

Üyelerin artan dolandırılma şikâyetleri ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) suç duyurusunda bulunması Çiftlikbank’ın diğer kullanıcılarını tedirgin etti. Hakkındaki dolandırıcılık şikâyetleri artan Çiftlikbank, bunun üzerine saadet zinciri olmadığını kanıtlamak adına üye alımına son verdiğini duyurdu. Ardından şirket, bankaların iddialardan dolayı kendileriyle çalışmadığını ve ödeme yapamadıklarını duyurması sistemin çöktüğünü açıkça ortaya koyuyordu.

Uruguay’a kaçtığı iddia edilen ve oradaki lüks yaşamı içinde görüntülenen, hakkında Adalet Bakanlığı tarafından kırmızı bülten çıkarılan Mehmet Aydın, bir oyunla başlattığı kısa yoldan para kazanma yalanıyla arkasında yüz binlerce mağdur bıraktı. Gelin Çiftlikbank’la tekrar gündeme gelen Türkiye’nin geçmişten bugüne dolandırıcılık tarihine söyle bir göz atalım.

***

Sülün Osman (Osman Ziya Sülün)

Türkiye’nin belki de ilk dolandırıcılarından olan Osman Ziya Sülün, 1950-60 yıllarında köyden İstanbul’a yeni gelen vatandaşlara köprüleri, meydan saatlerini, tramvayları ve şehir hatları vapurlarını satmaya çalışmasıyla gündem olmuştu. O kadar ileri gitti ki parası yetmeyenlere köprüyü aylık taksitlerle sattı. Kız Kulesi’ni birisine sattıktan sonra Galata Köprüsünü satmaya çalışırken yakalanan Sülün Osman, deyimlere bile konu oldu.  “Sülün Osman gibi dolandırıcı” olmak deyiminin öznesi olmasının yanı sıra Sülün, Yeşilçam’da bir süre figüranlıkta yaptı. Kötü şöhretini paraya çevirmesini bilen Sülün Osman taktiklerini Yeşilçam’a aktarmak konusunda da hiç gecikmedi.

***

Bankerler Olayı

1970’li yılında ortaya çıkan en temel tanımıyla bankacılık işlemi yapan, vatandaştan para toplayan ve bu işten kar edenler olarak tanımlanabilir bankerler. İlerleyen dönemde sayıları binleri bulacak olan bankerler belli bir süre ciddi bir tehlike olarak görülmedi. Fakat bankerlere güvenilemeyeceğini, hemen hemen hepsinin yakın zamanda batacağını herkes biliyor ama diğer yandan da evini arabasını satıp bankerlere yatırıyor, bir süre içinde olsa bu saadet zincirinden pay kapmak için can atıyordu. Çok geçmeden 1981 sonbaharında bankerler teker teker batmaya başladı. Dönemin Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklamalarsa bankerlerin batış sürecini hızlandırdı. Birkaç hafta içinde batan yüzlerce banker, topladıkları parayla ortadan kayboluyor, onlarla iş yapan firmalarda tek tek batıyordu.

O yıllarda en meşhur bankerler arasında olan Banker Kastelli ismiyle anılan Abidin Cevher Özden, ünlü oyuncularla kendisi için bir reklam filmi bile çekerek, birçok ulusal kanalda reklamları yayınlattı. Topladığı paraları kendi işlerinde kullanarak, aracılığını yürüttüğü bankaların baskı yapmış, kendi müşterilerinin borç yükümlülüklerini yerine getirememiş ve Merkez Bankası’nın 1982 yılında yaptığı düzenlemelerle kendi adıyla anılan Banker Kastelli skandalı patlak vermiş, kendisi de Cenevre’ye kaçmıştı.

***

Selçuk Parsadan

Selçuk Parsadan, iş ve siyaset dünyasından birçok insanı dönemin dilini kullanarak farklı yöntemlerle kandıran isimlerden. Sesini dönemin siyasetçi ve askerlerine benzeterek birçok ünlü ismi dolandıran Parsadan’ın en bilindik hikâyesiyse dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i makamından arayarak “Kemalistler Derneği” için 5 buçuk milyar lira istemesiydi.

***

Titan Kenan (Kenan Şeranoğlu)

90’lı yıllarda Kenan Şeranoğlu kurduğu Titan Saadet Zinciriyle zengin olma vaadi sunuyordu. Titan Saadet Zinciri’ne belirli bir katılım ücreti veren üyelere yüksek kar oranları vaat ediliyor, üye getirene prim veriliyordu. Giderek büyüyen bu saadet zinciri, Şeranoğlu’nun aşırı lüks kutlamalarının basına yansıması ve sistemden zarar edenlerin şikâyetiyle tarihe karıştı.

***

Eyüplü Halit

Türkiye’de dolandırıcılık yapan isimler aynı zamanda bir şöhreti de yanında taşıyor. Dolandırıcılık yaparak ün kazanan kişilerden birisi de Girit göçmeni olan Halit, beyefendi görünümlü birisiydi. Arkadaşıyla beraber komiser rolüne bürünerek mahallenin zengin ama yaşlılarını mizansen karakola çağırıp kurbanlarını gözünü korkutarak paralarını aldılar. Hapse girdiği vakitte boş durmayan Eyüplü, hapse giren yeni bir mahkûma hapishane sobasını satmış.

***

Raki (Güney Zobu)

Raki’yse yasadışı iş yapanları dolandırmasıyla meşhur. Dolar taşımanın suç olduğu yıllarda döviz kaçakçılığı yapanları dolandırıyordu. Raki’nin en enteresan hikâyesiyse 6. Filo’nun İstanbul’u ziyareti sırasında, Amerikan subayı kıyafetiyle, dönemin en lüks mekânı Hilton’a gitmesi ve orada karşılaştığı Süleyman Demirel’i de sanki subaymış gibi kandırıp dakikalarca sohbet etmesiydi.

***

Ferrari Orhan (Orhan Cem Baydemir)

Zamanında ünlü isimlere iç mimarlık desteği veren Osman Cem Baydemir, hazineye ait bir araziyi iki farklı kişiye satmaya çalışarak dolandırıcılık tarihine adını yazdırdı. Sahte belge düzenleyerek anlaştığı iki farklı kişiye söylediği yalanlarla araziyi satmaya kalkmış, tapuları belirlenen sürede teslim etmeyince işin rengi ortaya çıkmıştı.

***

Jet Fadıl (Mehmet Fadıl Akgündüz)

Jet sürücü kursuyla işe başladı. Kariyeri boyunca sansasyonel projelerle ismi anıldı. Jet-Kent projesiyle 1995 yılında evsizlere ev sloganıyla başladığı düzenbazlık, araba sahibi olma hayaliyle ödeme yapan 6 bin kişiye araba vermemesiyle devam etti. Jet-Kent’ten ev alana bedava proton vereceğini vaat etti ama gerekli izinleri almamıştı. 1999’da Jet-Pa’yı kurdu, buradaki 6 şirkette kimsenin çalışmadığı ortaya çıktı. Daha sonra yurtdışına kaçan Akyüz, 2002 seçimlerinde Siirt’ten bağımsız aday oldu ve milletvekili olarak seçildi. Siirt seçimleri iptal edilince milletvekilliği ve dokunulmazlığı düştü ve 2003’te ceza evine girdi. Kefaletle serbest kalan Jet Fadıl, 2011 yılında Caprice Gold Bayrampaşa projesiyle yeniden ortaya çıktı. 2014 yılında Caprice Gold Maldivler projesini ortaya attı ve onlarca lira para topladı. Yine verdiği sözleri tutmayıp topladığı paraları iç eden Fadıl Akgündüz, 2015’te nitelikli dolandırıcılık suçuyla tutuklandı.

Benzer konular