Akşener projesi çöktü

24 Haziran travmasını en ağır yaşayan isim Meral Akşener, parti ise İYİ Parti oldu. Küresel güçlerin yayın organlarının romantik propagandaları, kalem sahiplerinin güzellemeleri, okyanus ötesinin duaları sandığa tosladı. 25 Ekim 2017’de Türkiyenin 87. partisi olarak kurulan İYİ Parti, 9 ay sonra dağılma sürecine girdi…

24 Haziran seçimleri, sürpriz sonuçları ile Türk siyasetinde, özellikle de muhalefet kanadında deprem etkisi yarattı. Beş benzemezler ittifakı olarak da adlandırılan ‘Millet İttifakı’ darmadağın oldu. Partisinden çok oy alan Muharrem İnce, kendini seçimlerin galibi zanneden Kemal Kılıçdaroğlu’na bayrak açtı. Parti içi oyunlarda hüneri bilinen Kılıçdaroğlu’nun, Deniz Baykal, Mustafa Sarıgül, Önder Sav ve Gürsel Tekin gibi Muharrem İnce’yi de sistemin dışına itip itemeyeceğini zaman gösterecek.

PENSİLVANYA’NIN DUASI TUTMADI
24 Haziran travmasını en ağır yaşayan isim Meral Akşener, kurum ise İYİ Parti oldu. Küresel güçlerin yayın organlarının ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en ciddi, korkusuz rakibi’ (New York Times), ‘Erdoğan’ın en büyük iç tehdidi: Dişi kurt’ (Foreign Policy), Demir Lady (TİME), ‘AKP’nin hakimiyetine meydan okuyor’ (Financial Times), ‘Bu güneş kararmayacak’ (BBC) gibi romantik propagandaları sonuç vermedi. Türkiye’deki kalem sahiplerinin güzellemeleri, okyanus ötesinin duaları, araştırma şirketlerinin manipülasyonları sandığa tosladı. 25 Ekim 2017’de Türkiye’nin 87. partisi olarak kurulan İYİ Parti, 25 Haziran’dan itibaren dağılma sürecine girdi.

ÇATIRDAMA İLK GÜN BAŞLADI
Aslında İYİ Parti’de çatırdama daha parti kurulur kurulmaz başladı. Türk siyasetine “yeni bir soluk getirme”, “her kesime hitap eden merkez partisi olma” vaadiyle ortaya çıkan Akşener, teşkilatlanma sırasında bu hassasiyeti hiç gözetmedi. Tam tersine MHP’nin muhafazakar milliyetçiliğinden rahatsız olan ulusalcı-milliyetçilerle sadece tabelayı yenilemeyi yeterli buldu. Yönetimin ana omurgasını Ümit Özdağ, Koray Aydın, Nuri Okutan, İsmail Ok, Yusuf Halaçoğlu, Cihan Paçacı, İsmail Koncuk, Feridun Bahşi, Şenol Bal, Ahmet Çelik, Müsavat Dervişoğlu, Durmuş Yılmaz ve Mustafa Erdem gibi ülkücü-milliyetçi kökenli isimler oluşturdu.

İSTİFA RÜZGARI BAŞLADI
Bu durum yönetimde yer alma ümidi ile partiye katılan yeni isimlerde büyük hayal kırıklıklarına neden oldu. İlk tepki partinin ağır toplarından, kurt siyasetçi Cevher Cevheri’den geldi. Teşkilatlanma modeli ve kadrolaşmaya ilişkin itirazlarını dile getiren Cevheri, ciddiye alınmayınca partiyi bıraktı. Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Erdem, Kurucular Kurulu üyesi Turgay Uluçevik de benzer gerekçelerle bayrak açtı. Bu tepkilerin en medyatik olanı ise şüphesiz gazeteci Ruhat Mengi’den geldi. Bir gazetenin internet sitesine açıklama yapan Mengi, İYİ Parti kadrolarının aslında MHP’lilerden oluştuğunu belirterek Kurucular Kurulu üyeliğinden istifa etti. Mengi, şunları kaydetti: “Bir ülke ancak dürüst, şeffaf yönetimle kurtulur! Oy verirken dikkat! Adayınız veya seçtiğiniz parti acaba dışarıdan göründüğü gibi mi? Yoksa sizi kendi çıkarına alet etmek için rol mü yapıyor, dikkatle inceleyin.” Sadece yönetimde değil tabanda da tam bir doku uyuşmazlığı yaşandı. Bazı il teşkilatları milliyetçilere, bazı il teşkilatları da yenilikçilere yer verilmediği iddiasıyla genel merkeze tepki gösterip istifalarını sundu.

1 GÜNDE 30 YÖNETİCİ BİRDEN İSTİFA ETTİ
İkinci deprem ise 24 Haziran milletvekili aday listelerinin açıklanmasıyla yaşandı. Listeler yine ülkücü-yenilikçi çatışmasına sahne oldu. Sadece listelerin açıklandığı 23 Mayıs’ta yönetici kategorisinde 3 il başkanı, 14 ilçe başkanı, 5 milletvekili adayı, 8 kurucu üye partiden ayrıldı. Yüzlerce üye de partiyle ilişiğini kesti. FETÖ, HDP/PKK ve CHP politikaları da İYİ Parti’de yaşanan çatışmada yeni cepheler açılmasına neden oldu. Bugün cezaevinde olan FETÖ’cü yargı üyeleriyle MHP’yi ele geçirmeye çalışan, darbe girişiminden günler önce ‘15 Temmuz’dan sonra işlerin değişeceğini’ söyleyen ve darbecilerin konsey adı olarak kullandığı ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü dikkat çekici sıklıkta kullanan Akşener, propaganda sürecinde de sicilini temizleyemedi. Akşener zorunlu haller dışında da ‘FETÖ’ sözünü hiç ağzına almadı. Parti programında sadece 4 yerde geçen ‘FETÖ’ ibaresi de ‘yasak savma’ kabilinde yorumlanınca parti tabanında kopmalar yaşandı.

AKŞENER’İN HDP AŞKI PARTİYİ DAĞITTI
Değişik çıkar gruplarına yaslandığı için kuruluş aşamasından itibaren siyasi kimlik inşa etmekte zorlanan İYİ Parti’nin ikinci imtihanı, PKK’nın siyasi kanadı HDP konusunda oldu. Kürtlerden oy alacağını düşünerek HDP’ye sıcak mesajlar yollayan Akşener, işi Kobani olaylarında 51 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesini istemeye kadar vardırdı. 26 Haziran’da ekran karşısına çıkan Akşener’in HDP için kullandığı ‘Kürt siyasi hareketi” ifadesi de bardağı taşıran son damla oldu. İYİ Parti’nin ana omurgasını oluşturan ‘eski ülkücüler’, parti ile arasına mesafe koydu. Hatta kurucular arasında yer alan Ali Aydın zehir zemberek bir açıklama ile partiden ayrıldı: “Akşener’in basın açıklamasında, ‘Ellerinde şehit kanı bulunan HDP’yi ‘Kürt siyasi hareketinin temsilcisi’ olarak nitelendirmesi hem yüce Türk milletini hem de yüce Türk devletine gönülden bağlı Kürt kardeşlerimizi derinden yaralamıştır. Ne yazık ki bu talihsiz açıklama bardağı taşıran son damla olmuştur…”

‘BEN DE YOKUM’ DEDİ VE BIRAKTI
İYİ Parti Kurucu üyesi Hayrettin Barut ile İYİ Parti GİK Üyesi Hediye Akdere de aynı gerekçe ile Akşener’e sırtını döndü. Barut, HDP’ye “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” denilmesini kabul edemeyeceğini belirtirken Akdere daha sert bir tonda itirazlarını dile getirdi: “Bölücülerin; Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olduğunu beyan eden, bünyesindeki ülkücüleri tasfiye eden İYİ Parti’nin toplumdaki karşılığı ortada. Yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınızla değiştirirseniz sonuç iyi olmuyor maalesef. İYİ Parti’den gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum.” 24 Haziran öncesinde vesayetin temsilciliğine soyunan CHP ile eylem ve söylem birliği de İYİ Parti’ye yaramadı. Ana muhalefetle işbirliği yaparak milletin 16 Nisan Referandumu ile mühürlediği ‘başkanlık sistemini’ geri kaldırmayı vaat eden Akşener, CHP’den kiraladığı milletvekilleriyle de kendi sonunu hazırladı.

BÜYÜK FIRTINA SEÇİM SONRASINDA
İşte bu çatışmalar ve kan kayıpları ile girdiği seçimlerden hezimetle çıkan partide fırtınalar koptu. Daha seçim gecesi Akşener’in liderliğini sorgulamaya başlayan partililer, Meclis’teki yemin töreninde Genel Başkanı adeta yıktı. İYİ Parti Milletvekili Hayati Arkaz, Meclis’te Devlet Bahçeli’nin elini öptü. Akşener parti grup toplantısında zihnen MHP’den kopamayan vekilleri sert bir dille uyardı: “Partimize; FETÖ’cü, ipsiz sapsız diyenlere hürmet göstermek siyasi nezaket değildir. Bizim ilkelerimize bağlı kalacak olanlar yanımızda yer alabilir. Uymayanlar derhal İYİ Parti’yi terk etsin”

İSYAN BÜYÜDÜ
Diğer yandan da istifalar devam etti. DYP hükümetlerinde bakanlık yapan ve Akşener’in ısrarı ile kurucular arasına katılan  Ayfer Yılmaz, genel başkan yardımcılığından istifa etti. Yılmaz gerekçeyi ‘gördüğüm lüzum üzerine’ diye açıklasa da eski bakanın yakın çevresine “Parti MHP kökenlilerin egemenliğinde” diyerek yakındığı kulislere yansıdı. Akşener’in ‘kal’ ısrarları da Yılmaz’ı kararından döndürmedi. Diğer bir kurucu olan Hayriye Nurcan Yazıcı ise partiyi ‘kadınlara yer verilmediği’ gerekçesiyle terk etti. Taşra teşkilatlarında da sayıları binlerle ifade edilen kopmalar yaşandı.

VE AKŞENER KAÇIYOR
Akşener’e bitirici darbe ise Afyon Sandıklı’daki çalıştayda vuruldu. Çalıştayda partililer tek tek söz alarak Akşener ve ekibine sert eleştiriler yöneltti, CHP ile yapılan ittifak ve HDP konusunda verilen mesajları seçmene anlatmakta güçlük çektiklerini ifade etti. Bir partilinin “CHP, PKK ve HDP’nin değirmenine su taşıyoruz! Bunun için mi MHP’den istifa ettik? “ sözleri ise adeta soğuk duş etkisi yarattı. Başka bir partili de seçimden bir ay önce yapılan bir anketi gündeme getirdi. İYİ Parti’nin bu ankette yüzde 18’leri gösterdiğini ifade eden partili, “1 ayda ne oldu da yüzde 10’a indik?” diye sordu; arkasından da faturayı Akşener ve ekibine kesti. Açık kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre liste küskünleri arasında bulunan Yusuf Halaçoğlu toplantıda başka bir partinin liderine hitap ediyormuş gibi, “Sayın Genel Başkan” ifadelerini kullanarak doğrudan Akşener’i vefasızlıkla suçladı. Daha ileri gidenler ise Akşener’i ‘adam satmakla-harcamakla’ itham etti.

ARABANIN ÖNÜNE YATTILAR
Eleştirilere cevap vermek için kürsüye gelen Akşener ise, sürekli kendinden bir bedel istendiği, borcunu bir türlü bitiremediğini belirterek istifa kararı aldığını açıkladı. Akşener sesi titreyerek sözü Yeniçağ gazetesi yazarı ve Bursa 3. sıra milletvekili adayı Adnan İslamoğulları’nın twitter’dan paylaştığı “Yola çıktık, yarı yolda bıraktın… madam, sen seçim kaybetmedin, sana olan inanma duygusunu yok ettin…” mesajına getirdi. “Kültürümüzde ‘madam’ diye kime denir herkes bilir; genelev patronuna denir. Siz beni yalnız bıraktınız, bana bu hadsizliği yapana haddini bildirmediniz, hiçbiriniz cevabını vermediniz” diyen Akşener, kürsüden inerek odasına gitmek istedi. Akşener’i engellemek için salonun kapısı kilitlendi, bu sırada çıkan kavgada bir partilinin burnu kırıldı. Sonrasında ise daha tuhaf olaylar yaşandı. İddiaya göre salondan çıkan Akşener, kurultay kararını ve aday olmayacağını yineledikten sonra arabasına binerek oteli terk etmek istedi. Yolu kesenler, ağlayanlar, arabanın önüne yatanlar… Ama aracının içinde bir süre ağlayan Akşener kararından geri dönmeyerek oteli terk etti. İstanbul’a dönen Akşener, evinin önüne gelerek nöbet tutan partililere de “Aday olmama kararım kesindir” diyerek noktayı koydu.

TABELA PARTİSİ OLACAK
Eğer yaşananlar parti içi rakipleri devre dışı bırakmak için sahnelenen bir tiyatro değilse, Akşener şaibeleriyle birlikte emekli siyasetçiler arasındaki yerini alacak. 15 Temmuz’da tankla tüfekle yapılamayanı, merkez sağda muhafazakâr bir muhalefet inşa ederek yapmaya çalışanların projesi tamamen çökecek. İYİ Parti de tabela partileri arasına katılacak. Yok eğer tiyatro ise ve Akşener 12 Ağustos’ta kurultayda yeniden göreve dönmeye razı olursa, bu kimliksiz siyaseti ile sadece kendini bekleyen kaçınılmaz sonu biraz daha geciktirmiş olacak…

***

Yol arkadaşlarını hep ortada bıraktı

 Kurduğu partiyi 9 ay sonra sonra bırakacağını açıklaması, Meral Akşener’i tanıyanları şaşırtmadı. Nitekim DYP saflarında birlikte siyaset yapan, 2000 yılında DYP İstanbul İl Başkanı sıfatıyla Akşener’i istifaya çağıran Süleyman Soylu, geçtiğimiz 4 Haziran’da İYİ Parti liderine, 7 ay ömür biçmişti. Soylu, ‘Meral Akşener’i ben iyi tanıyorum. Temel bir kuralı vardır. Bir şeyi 6-7 aydan fazla sürdüremez’ diye konuşmuştu. Soylu’nun da altını çizdiği gibi Akşener’in siyasi hayatı benzer zikzaklarla dolu.

İlk terkettiği Çiller oldu
1994 yılı yerel seçimlerinde siyasete giren Akşener, Kocaeli’den Belediye Başkanı adayı gösterildi. Bir başarı elde edemedi ama Tansu Çiller sayesinde partide hızla yükseldi. Susurluk olayının ardından istifa etmek zorunda kalan Mehmet Ağar’dan boşalan İçişleri Bakanlığı koltuğuna getirildi. 28 Şubat sürecinde bir paşa ile yaşadığı ‘kazık’ polemiği sayesinde darbecilere karşıymış
gibi gözükse de icraatları hiç öyle olmadı. Askerin isteği doğrultusunda Refah Partili 344 belediye hakkında araştırma başlatılması talimatını verdi. Bir gazeteye verdiği demeçte ‘28 Şubat kararlarının asker dayatması olarak görülmemesi gerektiğini’ savundu, ‘Türkiye’de rejime yönelik rahatsız edici tavırlar olduğunu’ söyledi.

Öğrencisiyim diyordu
Akşener, Refah-Yol hükümeti sona erip bakanlığı bitince bir dönem ‘siyasi öğrencisiyim’ dediği Tansu Çiller’le arasına mesafe koymaya başladı. 9 Haziran 1999’da ‘Çiller partiyi yönetemiyor’ diyerek Genel Başkan Yardımcılığı’ndan istifa etti. Bir süre parti içi muhalifleri organize etmeye çalışsa da başarılı olamayınca 4 Temmuz 2001’de DYP’den ayrıldı. Rotayı hemen partileşme hazırlığında olan Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına çevirdi. O dönem ‘yenilikçiler’ olarak  adlandırılan harekete katılan Akşener, oradan da birkaç ay sonra ayrıldığını açıkladı. Yenilikçilerden sonra MHP’ye yelken açan Akşener, 2007 yılında yeniden Meclis’e, 2015 yılında da ülke gündemine hızlı bir dönüş yaptı. 1 Kasım seçimlerinde aday gösterilmeyince Devlet Bahçeli’ye bayrak açan Akşener, 30 Kasım’da genel başkanlığa aday oldu. FETÖ’cü hakimler marifetiyle kurultay toplama çabaları da başarısız olunca, diğer muhaliflerle birlikte İYİ Parti’yi kurdu. Şimdi tüm Türkiye 25 Ekim 2017’de başlayan İYİ Parti maceranın finaline kilitlendi…

Benzer konular