2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaşta Esed’in yanında duran ve rejime silah desteği yapan Rusya son aydır da fiili olarak savaşın içine girdi. Esed rejimine karşı büyük mesafeler kat eden muhalifleri IŞİD bahanesi ile bombalayan Rusya, Türkiye’nin sınırlarına çok yakın noktalara düzenlediği hava saldırılarında hava sahamızı da ihlal ediyordu. Ekim ayının başından beri Türkiye tarafından 5 kere uyarılan Rusya ihlallerinden vazgeçmeyince angajman kuralları ile yüzleşti ve Hatay üzerinde sınırlarımızı ihlal eden SU 24 tipi Rus savaş uçağı vurularak düşürüldü. Türkiye, düşürülen uçağının hava sahası ihlaline ilişkin radar görüntüleri ve Rus pilotlara telsiz aracılığı ile yapılan uyarıları yayınlasa da, kısa süre önceki hava ihlallerini kabul edip özürler dileyen Moskova yönetimi, son ihlalini kabullenmedi. İki ülke arasında çıkan siyasi kriz, ekonomik sonuçlar da doğurdu. Fakat bu iki ülke arasında çıkan ilk uçak krizi değil. Rusya, 2012 yılında Türkiye’nin hava sahasını sivil yöntemleri kullanarak ihlal etti.
10 Ekim 2012 günü Moskova’daki uluslararası Vnukova Havaalanı’ndan kalkan ve Türkiye üzerinden Şam’a giden Suriye Hava Yolları’na ait Airbus tipi A-320 tipi yolcu uçağı çağı, Türk F-16’ları tarafından saat 19.30 sıralarında Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirilmişti. Sivil Havacılık Kanunu’nun 93. maddesinde yer alan, ‘sivil bir uçağın her nevi harp malzemesi taşıması yasaktır’ hükmü ile 4. maddesinde yer alan, ‘Türkiye Cumhuriyeti Türk hava sahasında tam ve münhasır egemenliği haizdir’ hükmü gereği uçağın inişe zorlandığı öğrenilmişti.
180 kişi kapasiteli olan ve içinde 17’si Rus 25 yolcunun yer aldığı uçakta silah araması yapılıyordu. Uçakta silah olduğuna dair istihbaratın son dakika bilgisi olmadığı, Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditlerin yoğunlaşmasıyla birlikte yürütülen 3 günlük saha çalışmasıyla elde edilen bilgiler doğrultusunda Suriye uçağının inişe zorlandığı ifade edildi. Bir anda dünya gündeminin bir numaralı tartışma konusu olan uçağın kargo bölümünde 9 saat süren bir arama yapıldı. MİT görevlileri ve Roketsan uzmanlarının yanı sıra bir NATO subayının da yer aldığı incelemeler sonucunda uçakta, üzerinde “Suriye Savunma Bakanlığı” yazan koliler içinde 12 adet füze parçası ve tetikleme sistemi bulundu. Rusya ilk etapta bu malzemelerin silah sayılmayacağı yönünde açıklamalar yapsa da daha sonra geri adım atarak yaşanılanları sümen altı etmeyi tercih etti. Suriye’ye yasa dışı yollarla silah sevkiyatı yapmakla suçlanan Rusya, Moskova’dan kalkan ve içinde vatandaşlarının olduğu uçağın Ankara’ya indirilmesini görmezden gelerek, uluslararası kamuoyuna yönelik “Hiç kimse Rusya-Türkiye ilişkilerinden endişe duymasın. İlişkilerimiz istikrarlı ve sağlam bir zeminde gelişiyor” açıklamasını yaptı.
Bandırma’daki 162’nci Filo’ya ait F-16’lar tarafından Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirilen Suriye Havayolları ait yolcu uçağı 9 saat süren aramaların ardından 11 Ekim 2012 günü 02.30’da Şam’a doğru yeniden uçuşa geçti.
Türkiye, sivil uçakta mühimmat taşınmasının belirlenmesinden sonra hem Rusya’ya hem de Suriye’ye yaptırım uyguladı. Uçağın aranmasından 24 saat sonra Suriye’ye nota verildi. Rusya’nın ürettiği askeri malzemelere ise el konuldu. Rus NTV televizyonu bu gelişmeyi “Türkler uçağı serbest bıraktı, ama malzemelerine el koydu” şeklinde son dakika olarak duyurdu. Peki sivil uçakta bulunan ve el konulan füze parçaları ile tetikleme sistemine ne oldu? Gerçek Hayat, Türkiye ve Rusya arasındaki ilk uçak krizi olarak kayıtlara geçen 3 yıl önceki olayın hiç bilinmeyen bir detayına ulaştı. Türkiye, bu askeri malzemeleri 3 yıldır Rusya’ya iade etmedi. Gerekli incelemelerden sonra Ankara’da tutulduğu öğrenilen askeri mühimmatlar için Rusya’nın birden fazla kere talepte bulundu. Fakat Türkiye, resmi yollarla gelen bu taleplere olumlu yanıt vermeyerek, Rusya’da üretilen parçaları geri göndermedi. Diplomatik kaynaklar, detaylı incelemelerde sonra Ankara’da tutulduğu öğrenilen bu parçaların Suriye ve Rusya arasındaki resmi olmayan askeri bağlantıların kanıtı olarak sayıldığını belirtiliyor.