Son yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) Türkiye’de ve yurt dışındaki helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarına akreditasyon hizmeti sunacak. Ticaret Bakanlığına bağlı olacak kurum, helal akreditasyonla ilgili kuralları, tedbirleri belirleyecek ve uygulayacak.
Ticaret Bakanlığı ile ilgili olan Helal Akreditasyon Kurumu (HAK), Türkiye’de helal akreditasyon hizmeti sunma yetkisine sahip tek kurum olacak. HAK, uluslararası ve bölgesel akreditasyon birlikleri ve örgütleri nezdinde Türkiye’yi temsil edecek, bunlara üye olacak, yönetimlerinde görev alarak bu kuruluşların merkezi olarak hizmet verecek. HAK, akreditasyon kuruluşları ve akreditasyon kuruluşu bulunmayan ülkelerdeki helal akreditasyonla ilgili birimlerle ilişkiler kuracak ve iş birliğinde bulunacak. Helal Akreditasyon Kurumu’nun görevlerini, işleyişini, Eski Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız’a sorduk.
1- Helal Akreditasyon Kurumu ne yapacak, helal sektöründe nasıl bir kurum olacak?
HAK, helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite edecek, bu kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara göre faaliyette bulunmalarını, düzenledikleri belgelerin ulusal ve uluslararası alanda kabulünü sağlayacak. Türkiye’de helal belgesini düzenleyecek kuruluşları denetleyen ve akredite eden tek yetkili kurum, Helal Akreditasyon Kurumu olacak.
2- Helal Akreditasyon Kurumu’na niye ihtiyaç duyuldu?
İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) bünyesinde dünya genelinde yaygın helal ürün standartlarının ve bu alanda devletlerarası akreditasyona dayanan güvenilir bir belgelendirme sisteminin tesisine yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Helal belgelendirme kuruluşlarının akreditasyonu suretiyle bu kuruluşların düzenledikleri belgelere güven temin edilmesi ve helal belgelerinin karşılıklı tanınmasına zemin oluşturması açısından helal akreditasyon sisteminin kurumsallaşması ve etkin kılınması büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede SMIIC bünyesinde ortak bir helal akreditasyon ve belgelendirme sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalarda mesafe alınmasına karşın SMIIC akreditasyon sistemi henüz işlevsel hale getirilemedi. Bu alanda yaşanan gecikmeler alternatif oluşumların her geçen gün zemin kazanmasına ve ülkemizin bu alandaki etkinliğinin azalmasına neden oluyor. Dolayısıyla ülkemizde helal akreditasyon konusunda faaliyette bulunmak, gerek SMIIC gerekse diğer uluslararası platformlarda helal akreditasyon konusunda ülkemizi temsil etmek ve yürütülen çalışmaların öncülüğünü üstlenmek üzere, ülkemizde müstakil bir helal akreditasyon kurumunun kurulmasına ihtiyaç duyuldu.
3- Akreditasyon niye önemli, dünyada nasıl bir standardı var?
Ülkelerin standardizasyon, belgelendirme ve deney pratikleri arasındaki farklılıkların, ticaretin önündeki dolaylı teknik engelleri oluşturduğu malum. Bu anlamda, uluslararası veya bölgesel bir kuruluşun çatısı altında yürütülen standartları ve uygunluk değerlendirme prosedürlerini uyumlaştırma çalışmaları da büyük önem taşıyor. Bu çalışmalar sonucunda bir yandan ilgili devletlerde, ticareti olumsuz etkilemesi muhtemel faktörler bertaraf edilirken, diğer yandan gelişen tüketici hakları bağlamında yeni norm ve standartlar benimseniyor. Bu norm ve standartlar kapsamında dünyada yaşayan yaklaşık 1,8 milyar Müslüman nüfusun başta gıda olmak üzere tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik ve hizmetler gibi sektörel olarak çok geniş bir alanda helal ürün ve belgelendirmesine ilişkin ilgi ve talebi giderek artıyor. Hatta, ürünlerin üreticiden tüketiciye kadar olan her aşamasında “sağlık, hijyen ve kalite” arayışı artıyor ve Müslümanların yanı sıra gayrimüslimlerin de helal ürünlere talebinde artış görünüyor.
4- Helal ürünler pazarı ne durumda?
Müslümanların gıda ürünleri harcamaları yaklaşık 1,17 trilyon dolara tekabül ediyor. Helal belgesine sahip gıda ürünlerinin pazar hacmi ise 415 milyar dolar seviyesinde. Gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünler ile turizm ve seyahat gibi hizmet sektörleri için Müslümanların yaptığı harcamanın 1,9 trilyon doları bulduğu düşünüldüğünde, ürün ve hizmetlere finans sektörünün eklenmesiyle, helal ekonomisinin küresel bazda 3,9 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını söyleyebiliriz.
5- Helal piyasasında öne çıkan ülkeler hangileri, bu ülkeler ortak bir paydada buluşabiliyor mu?
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine göre dünya ticaretinin 2016 yılında ve 32 trilyon dolara ulaştığı düşünüldüğünde, dünya ticaretinin yüzde 12’sini oluşturan helal ekonomisi oldukça önemli bir büyüklüğe sahip. Hâlihazırda, dünyadaki helal ürün ticaretinin yüzde 80’i Müslüman olmayan ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor. Batıda en büyük helal ürün tedarikçileri arasında ABD, Kanada, Brezilya, Yeni Zelanda ve Avustralya yer alıyor. Doğuda ise Tayland, Malezya, Endonezya ve Hindistan öne çıkan ülkeler. Bu alanda önemli bir sorun, helal belgelendirmesi alanında Müslüman ülkeler arasında ortak bir dil oluşturulamaması, özellikle farklı helal standartlarının ve belgelendirme sistemlerinin uluslararası ticaret üzerinde yarattığı engellerin giderek belirginleşmesi olarak ortaya çıkıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında merkezi İstanbul’da olmak üzere kurulan ve üye sayısı 36’ya ulaşan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, bu alandaki en önemli inisiyatiflerden birisi.
6- Kısa adıyla HAK, sadece yurt içi kurumlara mı hizmet verecek?
Helal Akreditasyon Kurumu, hem yurt içindeki hem de yurtdışındaki kuruluşları akredite edecek. HAK’ın en temel amacı, ülkemizde ve yurt dışında yerleşik helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarına helal akreditasyon hizmeti sunmak. Helal Akreditasyon Kurumu, gerek SMIIC gerekse diğer uluslararası platformlarda helal akreditasyon konusunda ülkemizi temsil edecek ve inancım odur ki, çok önemli çalışmalara imza atacak.
7- Hâlihazırda dünyada helal sertifikalama ve denetleme yapan ne tür kuruluşlar var?
İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı altında yer alan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü bünyesinde tüm dünyada kurulan ilk ve tek Helal ve Akreditasyon Kurumu Türkiye’de kuruldu. Trilyonları dolarlık bir hacme sahip olan helal ürün ve hizmet ticaretinin yanı sıra bir de helal belgelendirme pazarı oluştu. Helal belgelendirmenin yıllık 6 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaştığı biliniyor. Ancak helal belgelendirme gibi dini temelleri olan bir konuda ürün ve hizmetlerin helal olup olmadığına gayrimüslim belgelendirme kuruluşları karar veriyor. Müslüman ülkelerin bu alandaki teknik altyapı eksikliğini maalesef bu kuruluşlar dolduruyor. İngiltere gibi ülkeler bazı Müslüman ülkelerle işbirliği içerisinde helal pazarında ve belgelendirme alanında kural koyucu hale geldi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin öncülüğünde kurulan IHAF (Uluslararası Helal Akreditasyon Forumu), bunun en tipik örneğidir. Teknik, kalite ve personel altyapısına sahip olmayan bu ülkeler helal belgelendirme ve akreditasyon sistemini, gayrimüslim ülkeler üzerinden kurmaya çalışıyor.
8- HAK’ın işleyişi nasıl olacak? farklı alanlardan birçok üyenin bulunacağı söyleniyor…
Kurum, Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu ve Genel Sekreterlikten oluşacak. Kurumun karar organı olan Yönetim Kurulunda, başkan ve dört üye bulunacak. Kamu ve özel sektörün dengeli bir şekilde temsil edilmesi ve bunun alınacak kararlara yansıması amaçlanıyor. Bu doğrultuda Yönetim Kurulu üyeleri; ikisi kamu, ikisi de özel sektörden olmak üzere Danışma Kurulu üyeleri arasından seçilecek. Yönetim Kurulu Başkanı için Danışma Kurulu üyeliği zorunlu olmayacak. Yönetim Kurulu üyelerinin görev süreleri üç yıl olacak ve tekrar atanabilecekler. Ancak, üyelik ara verilmeden iki kez yapılabilecek. Danışma Kurulunun, özel sektör ve kamudan geniş bir temsil ile kurumun politikalarının belirlenmesine ve uygulanmasına katkıda bulunması hedefleniyor. Dolayısıyla HAK’ın görev ve faaliyet alanıyla ilgili olduğu düşünülen tüm taraflara Danışma Kurulunda yer verildi. Danışma Kurulunu oluşturan 46 kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşunun belirlenmesinde kamu-özel sektör dengesi gözetildi. Komisyonumuzda yapılan değişiklikle ilgili olmaları nedeniyle MÜSİAD ve TÜSİAD Danışma Kuruluna dâhil edildi. İhtiyaç görülmesi halinde ilgili görülen ulusal ve uluslararası kuruluşlardan Danışma Kurulu toplantılarına temsilci davet edilebilmesine de imkân sağlandı. Bunun dışında ihtiyaçlar doğrultusunda kurumun, Bakanlar Kurulu kararıyla yurtdışında da ofisler açabilmesi mümkün kılındı.
9- Kurum helal çerçevesinde neleri kontrol edecek, kapsamı sadece yiyecek mi olacak?
Helal uygunluk değerlendirme kuruluşları gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünlerle turizm ve seyahat gibi hizmet sektörlerinin yanında finans sektöründe SMIIC bünyesinde dünya genelinde yaygın helal ürün standartlarına uygun olarak helal sertifikaları düzenleyecek. Helal Akreditasyon Kurumu ise helal sertifikalarını düzenleyen bu kuruluşları standartlara uygun olarak sertifikaları düzenlediğini kontrol ederek kuruluşları akredite edecek.
10- Kurumun kural belirleme gibi bir yetkisi olacak mı?
İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı bu işi tüm boyutlarıyla çalışarak bu konuda oluşturduğu SMIIC helal ürün standartlarında aslında helal ürüne ilişkin tüm kuralları belirliyor. Üye ülkeler akreditasyon kurumları da bu kuralların dışında bir kural belirlemeksizin bu standartlara uyulup uyulmadığını denetliyor. Yani Helal Akreditasyon Kurumu yeniden bir kural belirlemeyecek, hâlihazırda bir ürünün helal olabilmesi için belirlenmiş olan kurallar bütününe uyulup uyulmadığını denetleyecek. Sonuç olarak 1,8 milyar Müslüman nüfusa hitap eden ve 3,9 trilyon dolarlık bir helal ekonomisi söz konusu. Türkiye bu kapsamda İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri içerisinde SMIIC kapsamında Helal Akreditasyon Kurumu kuran ilk ülke. Müslüman ülkeler arasında ortak bir helal belgelendirme standardı oluşturulamaması nedeniyle helal ticaretinde söz sahibi olamayan Müslüman ülkeler, artık bu alanda söz sahibi olacak. Ve inanıyorum ki Türkiye helal ticaretinde, diğer tüm alanlarda edindiği tecrübesini kullanarak bu sektörde de baş aktör olacak.