CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, Hüsamettin Cindoruk’un kapısını çaldı. Cindoruk ise yine CHP’ye olan desteğini ifade etti, oyunu İmamoğlu’na vereceğini söyledi ve tüm arkadaşlarını da İmamoğlu’na oy vermeye davet etti. Görünen o ki, CHP ne seçimlerde yenilmeye doyuyor ne de Cindoruk’un akıl hocalığının bir işe yaramadığının farkına varabiliyor.
Geçtiğimiz hafta, CHP’nin “arkasındaki başarı öyküsü”nün ne olduğu tam olarak anlaşılamayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu, partisinin kadim geleneklerinden birini gerçekleştirerek Hüsamettin Cindoruk’u ziyaret etti. Kadim gelenek diyoruz çünkü CHP seçimlerden önce Cindoruk’u ziyaret etmeden yapamıyor. Kemal Kılıçdaroğlu kasetle koltuğuna oturduktan sonra mutad olarak tekrarlanan bu ziyaretlere bakacağız ama önce Türk siyasetinde “emanetçi” olarak bilinen Hüsamettin Cindoruk kimdir bir hatırlayalım.
O partiden o partiye
1933 yılında İzmir’de doğan Cindoruk, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun. Siyasete Demokrat Parti gençlik kollarında başladı. Ancak sonrası oldukça fırtınalı geçti. Partiden partiye geçti. Kâh partisi Meclis dışında kaldı, kâh genel başkan oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığı hatta dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefat edince 17 Nisan 1993 – 16 Mayıs 1993 tarihleri arasında vekaleten Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Askerleri temize çıkardı
Mayıs 1985’te Süleyman Demirel’in siyasi yasağı sona erinceye kadar Doğruyol Partisi Genel Başkanlığına seçildi. Demirel’in yasağı kalkınca koltuğu devretti. Bu da siyasi hayatında “emanetçi” olarak anılmasına neden oldu. Cindoruk en son Demokrat Parti Genel Başkanı oldu ve 2011 yılının Ocak ayına kadar bu görevde kaldı. Bu geliş gidişli siyasi hayatında ‘birinci adam’ olamadı, yeri geldi hapis yattı ama siyasetten de hiç kopamadı.
Menderes ailesinin gerçek dışı iddia olarak nitelemesine rağmen kendini Adnan Menderes’in avukatı olarak pazarlayan ve 28 Şubat darbesinin ateşli savunucularından olan Cindoruk, “Demokrasinin darbelerle kesilmesinin sorumluluk payı sadece darbe yapanlara yüklenemez. Biz siyaset yapanların da bu konudaki ihmali eski tabirle terahisi vardır” sözleriyle darbeye bakışını da ifşâ etti. Cindoruk “Biz demokrasiyi yönetemedik. Demokrasi iyi yönetilmediyse bunun sorumlusu siyasettedir. Bundan hiçbirimiz kaçamayız. Siyasetin, demokrasinin gelişmesi, büyümesi, özgürleşmesi yönünde çalışmaların dışında dengeleri de koruması, savunması da gerekiyordu” sözleriyle darbeci zihniyeti de akladı.
Konumuz Hüsamettin Cindoruk’un darbe sevgisinden ziyade CHP’nin Cindoruk sevgisi olduğu için, neden ve ne zaman bu ziyaretlerin yapıldığına, Cindoruk’un ne zaman CHP’nin akıl hocalığına soyunduğuna dönelim. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal iken Hüsamettin Cindoruk, CHP’nin gidişatını pek de iyi görmüyordu. O dönem Demokrat Parti Genel Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk, CHP’nin anayasa değişikliği konusundaki tutumunu eleştiriyor, Baykal için “Durduk yere hükümete destek veriyor” diyerek, genel başkanı yanlış yerde durmakla itham ediyordu. Baykal’la pek anlaşamadıkları belliydi.
Makbul CHP Baykal’sız olan
Bundan bir süre sonra kaset skandalı patladı ve Deniz Baykal koltuğunu bırakmak zorunda kaldı. “Asla aday olmam” diyen Kılıçdaroğlu çoktan koltuğa kurulmuştu. Cindoruk’un makbul CHP’si Kılıçdaroğlu ile başlamış olacak ki bizzat kendisi kalkıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyarete gitti.
Kılıçdaroğlu’nun Meclisteki makam odasındaki 70 dakika süren görüşmede Cindoruk, “CHP’ye gönüllü destek vermek amacıyla yollara düşme” teklifi yaptı. Cindoruk, yaklaşan 2011 milletvekili genel seçimlerini kastederek, “Türkiye çok önemli bir seçime doğru gidiyor. Bugün ülke bir kırılma noktasıyla karşı karşıyadır. Bu seçimlerin tarihsel bir önemi vardır. Haziran’da iktidar değişimi sağlanamazsa Türkiye sosyolojik olarak bambaşka bir noktaya gidebilir” diyordu.
Işığı bir türlü yakamadılar
Ancak Kılıçdaroğlu koltuğa oturduktan sonra kazanabildiği tek seçim parti içi seçimler oldu. Bunun için HDP ile bile ittifaka girme, çatı aday, farklı görüşten aday göstermeye kadar her yolu deneyen Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumu yenilgisinden sonra soluğu yine Cindoruk’un Nişantaşı’ndaki evinde aldı. “Nezaket” ziyaretinin ardından yapılan açıklamada Kılıçdaroğlu “Türkiye’nin sorunlarını ve dış politikayı konuştuk. Ortak aklı egemen kılmamız lazım. Bu vesileyle görüşlerini almak için kendisini rahatsız ettim” derken, Cindoruk “Tünelin ucunda ışık yoktur. Bu ışığı yakmak için CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük görev düşüyor. Eski Türkiye’de siyaset etmiş kişilerin bir görevi var, Kılıçdaroğlu ve CHP’ye destek vermek. O desteği verirsek, tek parti iktidarı kurmalarını önleyebiliriz” dedi. Cindoruk ‘Eski Türkiye’de siyaset etmiş kişileri göreve çağırırken, eski Türkiye sözlerini bilinçli olarak mı sarf etti yoksa şuuraltı kendisini ele mi verdi, o kısmını o dönemde kimse sorgulamadı.
Macron İnce
Yıl 2018’e geldiğinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı, “Gel Bakalım Muharrem”in de ziyaret ettiği adres yine Cindoruk’un Nişantaşı’ndaki evi oldu. Bazı medya kuruluşlarının sürpriz ziyaret diye geçtiği ancak bazıları için hiç de sürpriz olmayan ziyaret sonunda Muharrem İnce, “Türkiye’de önemli hizmetlerde bulunmuş, deneyimli bir siyasetçiden bilgiler aldık, tecrübelerini dinledik. Hayır duasını aldık. Ziyaret ettik, takdir kendilerinindir” dedi.
Hüsamettin Cindoruk ise Muharrem İnce’yi Fransız Cumhurbaşkanı Macron’a benzettiğini söyledi. Cindoruk, İnce’nin tıpkı Macron gibi halkın kahramanı olduğunu ve benimsendiğini söyledi. Nezâket ziyaretinin ardından Hüsamettin Cindoruk’un CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP’nin bir araya gelerek kurduğu ‘Millet İttifakı’ndaki rolü çokça tartışıldı.
Kılavuzda bir problem var
Şimdi yıl 2019’a geldiğinde yine bir seçim söz konusu. Yine CHP adayı Ekrem İmamoğlu, Hüsamettin Cindoruk’un kapısını çaldı. Cindoruk yine CHP’ye olan desteğini ifade etti, oyunu İmamoğlu’na vereceğini söyledi ve tüm arkadaşlarını da İmamoğlu’na oy vermeye davet etti. Görünen o ki CHP ne seçimlerde yenilmeye doyuyor ne de Cindoruk’un akıl hocalığının bir işe yaramadığının farkına varabiliyor. E kılavuzluğa kargayı seçince sonuç da bu oluyor.
FETÖ’NÜN DE AKIL HOCASI
FETÖ’nün de aynı CHP gibi akıl hocası olarak Hüsamettin Cindoruk’u seçtiğini FETÖ/ PYD iddianamelerinden görebiliyoruz. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in tutuklu avukatlarından Orhan Erdemli hakkında, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşı Gülen’in avukatı Orhan Erdemli’nin verdiği ifadede, FETÖ/PDY’nin 2000 yılında İstanbul imamı olarak bilinen, Ahmet Kara’nın, Hüsamettin Cindoruk’a gönderildiğini söylüyor.
Avukat Erdemli’nin ifadesinde ayrıca, “FETÖ/PDY’nin 2000 yılında İstanbul imamı olarak bilinen, resmiyette Samanyolu Tv’nin çalışanı görünen Ahmet Kara’nın, Gülen’in DGM’de yargılandığı dönemlerde kendisini bir gün telefonla arayıp Hüsamettin Cindoruk’un adresini verdiği ve Cindoruk’un davayla ilgili tavsiyeleri olacağını söylediğini” de belirttiği anlatılarak, şunları söylediği aktarıldı:
“Gitmesem başıma belâ olacaklardı. Beyoğlu’nda Mısır Apartmanı’ndaki Hüsamettin Cindoruk’un ofisine gittim. Oradaki konuşmalardan bu grubun akıl hocasının Hüsamettin Cindoruk olduğunu anladım. Görüşmenin bana hukukî hiçbir katkısı olmadı. Bir süre sonra ofisten çıktım. Ahmet Kara arkamdan gelip, ‘Siz kendinizi ne zannediyorsunuz, siz bu dosyada sadece bir cübbesiniz, hocamızı kendi bilginizle beraat ettireceğinizi mi zannediyorsunuz? Bu işler sizinle değil, bizimle çözülür’ dedi.”