Kan, Putin’in gıdası

‘Dünyada kaç güvenilir ülke var’ derseniz, bir elin parmaklarından fazla olmadığını söylemekten çekinmeyiz. Hiç şüphesiz bunların en başında Türkiye gelir. Çünkü biz, İslam mirasının yegâne temsilcisi bir millet ve devletiz. En büyük sermayemiz; inancımız, merhametimiz ve tarihimiz.
‘En güvenilmez ülkeler hangisi’ diyecek olursanız ilk sıraya İran rejimi ile Rusya’yı birlikte yazmak gerekir. Mâlum, İran’ın yegâne kini İslam dünyasına yönelik. Bu kin, mezhep ve Pers kültüründen kaynaklanan tarihi bir garaz!
Kökenleri konusunda kimsenin ittifak edememesi, ancak soğuk İskandinav topraklarından sıcaklara akın etmiş, muhtemelen Koca Râgıb Paşa’nın “Şecâat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler” ve Ahmed Vefik Paşa’nın “Kıbtî tâifesi sözlerine îtimat gerçi olmaz” cümlelerindeki kavmin Avrupa yakasındaki bir kolu.
Merhametsizlikleriyle şöhret bulmuş, güçten başka usûl bilmeyen, Müslüman Türkü ortadan kaldırmak ve hep hayalini kurduğu sıcak denizlere inmek için çabalayıp duran bir millet ve devlet.
Çarlık Rusya’sının katliamlarının yanı sıra, Lenin liderliğinde gerçekleştirilen Bolşevik ihtilâli sonrasında 1918’de kurulan komünist hükümetin 22 üyesinden 18’i Yahudi’ydi. Komünist Parti’nin merkez kurulu üyesi 554 kişinin 447’si, partinin 12 icra kurulu üyesinin ise 10’u Yahudi’ydi. Söz konusu kişilerin tümü de masondu. Peki, bu ülkeye kim Rus devleti diyebilir? Elbette diyemez. Ama Rus ve Yahudi geleneği amaç açısından süregeldi.
Türk toprakları işgal edildi, katliamlar birbirini izledi. İslam hariç her şeye inanmak serbestti. Türk’e düşmanlık ise en serbest olan şeydi. Başta Ruslar olmak üzere, komünizm adı verilen Yahudi ideolojisi uğruna esir ettikleri milletleri köleleştirip, karın tokluğuna çalıştırdılar. Ârî ırk yaratma alçaklığı adı altında, pek çok mazlum kadın, seçtikleri damızlık erkeklere peşkeş çekildi. Başka nedenlerin de yanı sıra Afganistan duvarına çarpıp parçalandılar.
SSCB’nin istihbarat teşkilatı KGB ve Rus Derin Devleti tarafından yetiştirilen Putin’in yönettiği günümüz Rusya Federasyonu; Rus, Adıgey, Altay, Başkurdistan, Buryatya, Dağıstan, İnguşya, Kabardin-Balkar, Kalmikya, Karaçay, Karelya, Komi, Çirmişistan, Mordovya, Yakutistan, Kuzey Osetya-Alanya, Tataristan, Tuva, Udmurtya, Hakasya, Çeçenistan, Çuvaşistan isimli her biri özerk cumhuriyetten oluşuyor. Bu özerk cumhuriyetlerin çoğu, Sünni Müslüman halklardan müteşekkil ve önemli bir kısmı da Türk…
Son derece karmaşık bir idarî yapılanmaya sahip Rusya Federasyonu, 85 adet federal bölümden oluşuyor. 9 bölge, 21 özerk cumhuriyet, 46 il, Rusya Federasyonu içinde yer alan Yahudi Özerk Oblastı ile Moskova, Sen Petersburg ve Sivastopol federal şehirleri… Bir de işgal edilmiş Kırım…
Bu karmaşık yapı ancak demir yumruk ve hileyle yönetilebilir. Putin de bunu yapıyor. Bunu yapmakla kalmayıp Suriye’den Libya’ya ve Afrika’nın en derinlerine kadar nüfuz alanını genişletmeye çalışıyor. Diğer yandan Rothschildlerin kuklası Macron’un katkılarıyla, NATO üyesi ve Varşova Paktı’ndan ayrılan ülkelere yönelik gerilim oyununu yönetmeye çalışıyor.
Bu arada ülkemizle yüksek ticari ilişkisini kullanarak Türkiye’nin Suriye’de, Akdeniz’de, Libya’da önünü kesme macerasının peşinden koşuyor. Muhteris ve yalancı Putin, Suriye’nin diğer bölgelerinde işlediği cinayetlerin hesabını vermeden, İdlib’de Mehmetçiğin kanını döktürdü. Tarihte kim Mehmed’in kanını dökmüşse, er yahut geç bedelini ödemiştir. Şimdi diyet ödeme sırası Putin’de. Bu cümleler kimileri için komik gelebilir. Ama her şey zahirden ibaret değil. Görülenle yetinmek yerine, göremediklerimize odaklansak daha iyi olmaz mı? Ayrıca Rusya’yı anlayıp, onu kendi iç meseleleriyle meşgul etmeye ne dersiniz? Kim bilir, belki o günler yakındır!
Vesselam!

Benzer konular