Dünyanın en meşhur haftalık dergisi Time 96 yıldır yani yaklaşık 5 bin sayıdır çıkıyor. Bugün Türkiye’nin haftalık tek haber mecmuası olan Gerçek Hayat ise 1000. sayıya erişmenin mutluluğunu yaşıyor. Bu bile başlı başına bir gösterge. Türkiye’nin en çok kurup kapattığı dört şey var: Siyasi parti, dernek, şirket ve dergi. Ne yazık ki, bir türlü bu müesseseleri uzun ömürlü kılmayı beceremiyoruz. Ana sebebi, 1920’lerde Türkiye’de kurulan ve darbelerle perçinlenen Kemalist düzen…
Bu nedenle 1000. sayıya erişmek gerçekten önemli bir başarı. Elbette geçmişte bu sayıları aşmış haber dergileri oldu, ancak artık yaşamıyorlar. Gerçek Hayat’ı ise ölümden Albayrak ailesi kurtardı. Bir yayın organını ölümden kurtarmak, nefes vermek, sürdürmek ve yatırım yapmak her türlü takdirin üstündedir.
Şüphesiz ki, Gerçek Hayat da, tıpkı Yeni Şafak gibi bir mektep vazifesi görmüş ve bugün de görmeye tam yerinde devam ediyor.
Ahmet Albayrak ve Mesut Albayrak Beylerin bir yıl önce teklifi ile Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendiğimiz dergi, 11 Mart 2019’daki 959. sayısı ile birlikte yepyeni bir tasarım, kâğıt ve ebat ile her pazartesiyi iple çeken takipçileriyle buluşmuştu. Çok şükür yeni hâli sevildi ve büyümeye devam ediyor.
Hepsinden önemlisi de medya silahının farkında olarak devam ediyor yoluna. Türkiye’den Mısır’a, Suriye’den Bosna’ya, Kosova’dan İngiltere’ye pek çok noktadan bu şuurla yazan kalemlere sahip.
Dâvâmız büyük, meselemiz çok, işimiz zor, vaktimizse az… Üstelik düşmanın çok, süremizin daraldığının da farkındayız. İşimizse alabildiğince zor. Çünkü iyi ile kötü, dost ile düşman, siyah ile beyaz o kadar birbirine girift hâlde ki, neyin yalan neyin doğru, kimin dost kimin düşman olduğunu ayırt etmek gibi tehir ve ihmal edilemez bir yükün altındayız. İnşaallah güç yetirebildiğimiz kadar bu deveyi güdeceğiz, vazgeçmek ve pes etmek yok.
Çünkü biz Müslümanlar haklıyız ve haklı olduğumuzun şuuruyla hareket ettiğimiz sürece İlahî yardım bizimle olacak. Görmek nasip olmasa bile zafer, dâvâsına samimiyetle sarılanlarındır.
Gerçek Hayat ismiyle müsemma yani gerçekten samimi, gözü kara, dâvâsına sadık. Bu yolda hem bize destek olan okuyucuya, söz ve kalemleri ile destek verenlere, geçmişte emeği geçenlere, yaşatmayı sürdüren Albayrak ailesine teşekkürü borç biliriz. Ancak bunların hepsinden evvel ve ahirde bu imkânı lütfeden, bu hayırlı işte bizi memur eden Allah-ü Teâlâ hazretlerine hamd ve sena ederiz.
1000. sayımızı özet bir hatıra sayısı olarak tasarladık. Önceki sayılarımıza göre biraz hacimli. Bunu yaparken tüm arşivimizi vakit elverdikçe taradık. İçinden en özellerini sizlerle bir kez daha buluşturmaya çalıştık. Geçmişte emek vermiş isimlere ulaşıp kısaca da olsa Gerçek Hayat’a dair hislerini, yaşadıklarını yazmalarını rica ettik. Lütfedenleri ilerleyen sayfalarımızda okuyacaksınız. Ancak en kıdemlimiz ilk sayıdan bu yana – kısa bir ara hariç- görsel yönetmenliğini yapan Numan kardeşimiz. Yine dört elle sarılıyor işine, estetik bir sayıya daha ulaşabilmemiz için. Süleyman, Sevda, Halime… şeklinde uzayan ekibimiz son derece samimi bir şekilde her yeni sayı için canhıraş gayret ediyor.
Yenilenmiş Gerçek Hayat’ın en çok dikkat ettiği hususlardan biri de; bozulmuş, katliama uğramış Türkçemizi olabildiğince doğru kelimeleri seçerek kullanmak. Merhum Cemil Meriç’in ‘kamus namustur’ sözü rehberimiz olmayı sürdürecek. Çünkü biz, Türkçemizi muhafaza ve eski gücüne kavuşturma yolunun, medyanın tercih ettiği kelimelere bağlı olduğuna inanıyoruz.
1000. sayımızın hepimize hayırlı olmasını Cenab-ı Hakk (c.c.)’tan niyaz ediyoruz. Haftaya nasipse yine burada olacağız. Dâvâsına sadık Gerçek Hayat’a her daim sahip çıkmanızı istirham ediyoruz.
Vesselam!