Akdeniz, NATO, FETÖ, Gladyo

Her isteklerini yerine getiren, olmadı bileği bükülüp hallettirilen Türkiye’den, Batı’ya ecel terleri döktüren bir Türkiye’ye gelmek kolay olmadı.
Bu gerçeği, yani asırlık narkoz etkisinin geçtiğini Batılılar fark etti etmesine de, gel bunu Kemalistlere anlat. Teknoloji tabiriyle sıfırıncı trağı bozulan, bu yüzden hiçbir ‘chkdsk’ usulünün de kâr etmediği, 1923’e takılı kalmış muhakeme özürlü Kemalist güruh için ne yapsan olacak gibi değil.
Aslında bunları ‘aldatılmışlar’ ve ‘dönme masonlar’ şeklinde ikiye ayırmak gerekiyordu ki, bir de kendilerini muhafazakar olarak niteleyen üçüncü bir tayfa türedi. Hem Kemalist, hem de dindar nasıl olunabiliryorsa oluyorlar işte.
Tam da bu yüzden Kemalistleştirilen muhafazakârların doğru tarih bilgisi ve gerçek Türkiye tarihi öğretimi ile tedavi edilmeleri gerekiyor. Hem de zaman geçirilmeden…
Diğerleri açısından ise tıpkı Libya’nın meşru hükümeti ile imzalanan Akdeniz Anlaşmasında olduğu üzere kukla ve kuklacıların oyunlarını bozmanın gerekliliği…
Kapak dosyamızda da ifade ettiğimiz gibi, 27 Kasım 2019 sadece Türkiye ve Libya için değil, tüm dünya için tarihî bir süreç yaşandı. Türkiye ile Libya’nın meşru yönetimi Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan Akdeniz’i yeniden ‘Türkgölü’ne çeviren imza bu yüzden çok büyük ehemmiyet arzediyor.
Kuklalar ve kuklacıların hepsini birden çılgına çeviren bu hamlenin burada kalmaması gerekiyor. Bugünden sonra Libya’nın Fayiz es Sarrac yönetimindeki hükümetine hep birden saldıracaklar. Düşürmek için ellerinden geleni yapacaklar. Bu yüzdendir ki, Türkiye’ye fazla hâmilik görevi düşüyor.
Çünkü Trablus düşerse Libya düşer. Libya düşerse bize Akdeniz’i dar ederler. Ankara bunun elbette farkındadır. Ankara’nın Libya’da yapacağı büyük işler var ve zaman geçirmeden yapması gerekiyor. Libya vatandaşı veya vatandaşlığa geçmiş, özel eğitim görmüş ‘sivil gönüllüler’ine büyük görev düşüyor. Unutulmamalıdır ki artık Akdeniz’in, Kıbrıs’ın, Kudüs’ün, Hatay’ın güvenliği Trablus’tan geçiyor.
Diğer ana gündemler ise NATO ve NATO gladyosunun Türkiye ayağını oluşturan terör örgütü FETÖ’nün deşifresinde önemli bir işlev gören ByLock meselesi. Türkiye’deki tüm darbelerin içinde yer almış, gladyo yapılanmasıyla infazları planlamış veya göz yummuş, askeri devşirmiş, FETÖ ve benzeri masonik gladyo örgütlenmeleri desteklemiş NATO’nun çok değil, 15 Temmuz 2016’daki tutumunu unutmuş değiliz.
NATO Genel Sekreterinin son günlerdeki Türkiye’ye yönelik söyleyip durduğu sözleri çaresizliklerini açıkça gösteriyor. Herkes biliyor ki, Türkiye’nin olmadığı bir NATO dağılır. İstediğini yaptırma noktasına gelmiş güçlü Türkiye’nin olduğu bir NATO’yu ise Batı istemiyor. Kıvranmalarının asıl nedeni de bu!
15 Temmuz’un Türkiye’yi güçlendirdiğini herkes görüyor. Ordusunu arındırmaya çalışan, kendi savunma sanayiini büyüten, kendine yetme noktasına doğru ilerleyen Türkiye, sadece dış değil iç düşmanları da tedirgin ediyor.
Bylock kullanmayan ama kullananların isimlerini telaffuz ettiği kişilerin deşifresi ise sürece yeni bir boyut kattı.
Bu yeni veriler, bize FETÖ’nün CHP’yi tasarladığını gösteriyor. Sadece bunu değil, YSK ve seçim kurullarında da oy sayımlarını etkilediklerini itiraf ediyorlar. Bu meselenin daha çok gündem olacağına da şüphe yok. Arınmaya yardımı olur inşaallah!
Haftaya yeni bir sayıda buluşabilmek niyazı ile vesselam

Benzer konular