Pek çok hadisede görüntüyü netleştirmek için önemli kriterlerden birisi de ‘zamanlama’dır. Nancy Pelosi, kameraların karşısına geçip Trump hakkındaki azil kararını açıklarken Trump neredeydi? Birleşmiş Milletler’de. Peki, bu kararın Trump’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmayla alakası olabilir mi? Azil mevzusu sanıldığı gibi Joe Biden ve oğlundan mı kaynaklanıyor? Hadi söyleyin, Trump’ın azlini kim istiyor?
Başkan seçildiği günden beri azil tartışmalarıyla geçmedik günü olmayan Trump, Savcı Müller’in Rusya soruşturmasından yakayı sıyırınca derin bir oh çekip belayı başından tamamen savdığını hiç düşündü mü, bilinmez ama kazın ayağı pek de öyle olmadı. Tabiri caizse okyanusu geçen Trump, küçük bir akarsuda akıntıya yakalandı. Daha önce Trump’ın azledilmesi konusunda pek de hevesli görünmeyen Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili Başkanı Nancy Pelosi, kameraların karşısına geçerek azil süreci için resmi soruşturmanın başlatıldığını duyurdu.
MESELE GERÇEKTEN JOE BIDEN MI?
“Başkan hesap vermeli, kimse hukukun üstünde değil” diyerek kararın haklılığını savunan Pelosi’nin ve elbette ‘Demokrat’ cenahın, suyun altından akan onca şeye takılmayıp Biden meselesine niçin bu denli takıldığı merak konusu. Hele meseleyi ‘ulusal güvenlik’ boyutuna taşımaları ayrı bir mevzu. Biden meselesinin ne olduğunu sanırım biliyorsunuz. Obama döneminin başkan yardımcısı Joe Biden’ın oğlu Ukrayna’daki bir şirketin yönetim kurulunda yer alıyormuş. Aleyhinde sağlam bir delil olmadığı halde Rusya soruşturması yüzünden hafakanlar geçiren Trump’ın bu bilgiden yararlanıp Biden hakkında iddialarda bulunması kulağa hiç de hakkaniyetsiz gelmiyor.
Demokratlar tarafından “Ne münasebet, yok öyle bir şey” denerek kapatılması mümkün bir hâdise bilhassa köpürtülüyor ve Trump’ın azli için düğmeye basılıyorsa ortada bazı hesaplar dönüyor demektir.
Nedir bunlar? Mesela 2020 başkanlık yarışı. Demokratlara kalırsa Trump muhtemel rakipleri arasında en güçlü olanı hedef almak suretiyle şimdiden yarışta öne geçmenin hesabı içerisinde. Peki, demokratlar bu mevzudan bir azil çıkarmaya çalışarak ne elde etmeyi planlıyorlar sizce? Hem Trump’ı mevcut tabloda azledebilmek o kadar kolay mı? Nancy Pelosi’nin başkanlığını yaptığı Temsilciler Meclisi’nde Demokratların çoğunlukta olması azil için yeterli geliyor mu? Azil sürecine baktığımızda durum pek de öyle görünmüyor.
AZİL NASIL GERÇEKLEŞİYOR?
1787’deki Philadelphia Anlaşması ile Amerikan anayasası, başkanın yargılanmasına ve suçu sabit görüldüğü taktirde görevden alınmasına imkan sağlıyor. Bu yasa gereği ABD başkanı, şu üç suçtan birini işlemesi durumunda yargılanabiliyor: Vatana ihanet, rüşvet ve ağır suç kapsamına giren fiilleri işlemek. Ağır suç kavramının yasayla belirlenmiş bir tanımı olmadığını zikredelim. Anlaşıldığı kadarıyla bu durum örfe bırakılmış, yani toplumun zaman içinde neyi ağır suç olarak algıladığına…
Peki, süreç nasıl işliyor? Önce Temsilciler Meclisi Adalet Komitesine bir başvuru yapılıyor. Kabulü durumunda ise Temsilciler Meclisi’nde oylamaya gidiliyor. Buradan çoğunluk oyu çıktığı takdirde azil taslağı Senato’ya havale ediliyor.
Buraya kadar mesele yok. Zira 2018 Kasım ayında gerçekleşen ara seçimlerde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk Demokratlara geçti. Demokratların Temsilciler Meclisi’nde 235 koltuğu var. Cumhuriyetçilerin koltuk sayısı ise 198. Yani Temsilciler Meclisi’nden her halükarda azil kararı çıkacak görünüyor.
ASIL İŞ SENATO’DA
Mesele işin Senato ayağında. İşte bu noktada tabiri caizse dananın kuyruğu kopuyor. Senato sürecinde başkan hakkında iddianame hazırlanarak deliller sunuluyor ve şahitler dinleniyor. Azli istenen başkan da bu süreçte kendi savunmasını yapmak suretiyle temize çıkmaya çabalıyor.
Neticede Senato’da oylama yapılıyor ve başkan hakkındaki karar belli oluyor. Dananın kuyruğu niçin Senato’da kopuyor? Çünkü başkanın azledilmesi için Senato oylamasında üçte ikilik çoğunluk kararı gerekiyor. Peki, Senato aritmetiği şu an ne şekilde? 53 Cumhuriyetçiye karşı 45 Demokrat üye mevcut. Hadi 2 bağımsız üyeyi de Demokratlara sayalım. Ne etti? 47. Bu durumda üçte ikiyi temsil eden 67 oyu bulmak için Demokratların Cumhuriyetçilerden destek alması lazım. Kaç kişilik bir desteğe ihtiyaçları var? Tamı tamına 20. Yani neredeyse Cumhuriyetçilerin yüzde 40’ının Trump aleyhine oy kullanması gerekiyor. Bu mümkün mü? Elbette hayır.
KILIÇLAR KARŞILIKLI ÇEKİLDİ
Trump’ın azil meselesini ele alan şu tiviti mevzuyu anlamak açısından önemli.
“Birleşmiş Milletler’deki bu kadar önemli, bu kadar yoğun, bu kadar başarılı bir günde, Demokratlar kasıtlı olarak mahvetmek ve aşağılamak için gereksiz Cadı Avı haberlerine sarıldılar. Ülkemiz için ne kadar kötü!”
Pekçok hadisede görüntüyü netleştirmek için önemli kriterlerden birisi ‘zamanlama’dır. Nancy Pelosi, kameraların karşısına geçip Trump hakkındaki azil kararını açıklarken Trump neredeydi? Birleşmiş Milletler’de. Peki, bu kararın Trump’ın Birleşmiş Milletler’de sarfettiği şu sözlerle alakası olabilir mi?
“Gelecek, küreselcilere ait olmayacaktır. Gelecek, vatanseverlerindir. Gelecek, kendi vatandaşlarını koruyan, komşularına saygı duyan, her ülkeyi özel ve eşsiz kılan farklılıkları şeref olarak gören egemen ve bağımsız ülkelerindir.”
Hadi söyleyin, azil mevzusu sanıldığı gibi Joe Biden ve oğlundan mı kaynaklanıyor?
Hadi söyleyin, Trump’ın azlini sizce kim istiyor?