Monarşiyle yönetilen Suudi Arabistan’da seçimler nadir olarak yapılıyor. 1965-2005 arasında ülkede hiç seçim yapılmadı. Kraliyet tebaası dışındaki erkeklerin de siyasi süreçte yer almaları uzun bir geçmişe sahip değil. Erkekler, 2005 yılından itibaren yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Suudi Arabistan’da siyasi parti kurulması ve protesto gösterileri düzenlemek de yasaklar arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde yapılan, kadınların da hem seçmen hem de aday olarak katılabildiği seçimler, ülke tarihinin üçüncü yerel seçimi. 2005 ve 2011’de yapılan belediye seçimlerine kadınlar seçmen olarak da, seçilen olarak da katılmadı. Ancak Kral Abdullah Bin Abdulaziz 25 Eylül 2011’de, Suudi kadınların şeri kurallar çerçevesinde seçmen ve aday olarak 2015 seçimlerine katılması yönünde karar çıkarttı.
Çağımızda pısırıklara yer yok
Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın sürpriz açıklaması bununla da sınırlı kalmadı. “Bir takım kararlar aldık. Kadınlar, İslami hukuka uygun olarak Şura konseyi üyesi olarak seçilebilecekler. Herkes, Müslüman kadınların geçmişte üstlendiği birçok farklı rolün bilincinde. Hiç kimse, Hz. Muhammed zamanından bu yana kadınların sunduğu fikirleri ve yönlendirmelerini inkâr edemez. İslami değerlerle örtüşen dengeli bir modernleşme büyük bir istek. Çağımızda artık pısırıklara ve kararsızlara yer yok” diyen Kral, kadınların hem Şura Konseyi’ne seçilebileceklerini hem de yerel seçimlerde adaylıklarını koyabileceklerini ve oy kullanabileceklerini belirtti.
Bu konuşmanın ardından Kral Abdullah, 150 üyeden oluşan Şura konseyine 2013 yılında 30 kadın atadı. Yerel seçimlerde kadınların aday olarak gösterilmeleri ve oy kullanabilmeleri için en erken belediye seçimleri olan 2015’i beklemeleri gerekiyordu. Bu reformu tamamlamak da Kral Selman’a nasip oldu.
Dışarıdan bakınca yadırganacak özellikler
Suudi Arabistan’da seçme ve seçilme hakkını elde etmek, kadınlar için önemli bir kazanım olsa da, Suudlu kadınların ehliyet almalarına bile henüz izin çıkmış değil. Evlenmeleri, pasaport almaları, ülke dışına çıkmaları veya yüksek eğitim almaları için genellikle eş veya babaları gibi erkek yakınlarından izin almak zorundalar. Dışarıdan bakıldığında eziyetli bir hayatları varmış gibi görünüyor olabilir. Fakat 15 yıl Arabistan’da yaşayan, şu anda da Arap çocuklarının eğitim gördüğü bir okulda öğretmenlik yapan Nuran Şenel, “Arabistan’da kadınların peçe takması bize çok ilkel gelebilir, fakat oranın şartları böyle. Kadın peçesini taktığında, tek başına özgürce dolaşabiliyor. Ehliyet de buna dayanarak verilmiyor. Çünkü araba kullanırken peçesini açması gerekiyor. Eskiden kız çocuklarının okuması da bu kadar yaygın değildi. Dolayısı ile onlar için anlamsız ya da garipsenecek bir şey değildi” diyor.
Her Suudlu kadın böyle düşünmüyor
Hala Arabistan’a gittiğinde peçe taktığını söyleyen Şenel, elini yüzünü örttüğünde kendisini daha rahat hissettiğini söylüyor. Arabistan’daki bütün kadınların böyle düşünmediğini de vurgulayan Şenel, bizim dindar kadınlarımızın dikkatlerinin bu konuda daha fazla olduğunu ifade ediyor. “Örtü bizdeki kadar önemli değil onlar için. Burada kadının örtülü olması inancıyla ilgili size bir şey anlatıyor. Fakat orada zorunlu olduğu için o farkı ayırt edemiyorsunuz. Yurt dışına çıktıklarında, farklı giyindikleri zaman bunu ayırt edebilirsiniz. Bu kadınlar, bu gibi kuralları yadırgıyor elbette.”
Arabistan’da kadınların seçime katılmamasının önünde yasal bir engel yoktu. Dini bir gerekçe de sunulmuyor ancak “Kadınların oy kullanma hakkı var, ancak teknik ve lojistik anlamda hazır değiliz” deniyordu. Şenel, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle ilgili şunları söylüyor: “Zaten krallıkla yönetilen bir ülke. Birçok şeyin önü doğal olarak kapanıyor. İnsanlar onu sorgulamaya bile gitmiyor. Seçime kadınların katılmamasının dini gerekçeyle bir alakası yoktu. Erkekler de çok fazla oy kullanmış değiller. Eğitim seviyesi de kadınlar arasında yüksek olmadığından, bu durum pek yadırganmıyor. Ben Arabistan’da okurken, benim sınıfımda üç tane Suudlu kız öğrenci vardı. Diğerleri dışarıdan gelen Araplardı. Şimdi eğitim seviyesi kadınlar arasında da yükseldi. Onun için bu gibi hakları sorgulamalar arttı.”
Şimdilik başka reform yok
Monarşi ile yönetilen Arabistan’da, kralın soyunu yine onun ailesinden gelen birisi devam ettirir. Bu anlamda seçimlere ihtiyaç duyulmaz. Şenel’e göre her gelen kral, halkını maddi manevi tatmin ettiğinden, sorgulama ihtiyacı doğmuyor. Fakir olan halk da bu durumu kanıksamış durumda.
Kral Selman’ın reformlara açık bir kral olması, Arabistan’daki kadınların yüzünü başka reformlarla da güldürür mü? Şimdilik başka reformların olmadığını söyleyen Şenel, “Hala ehliyet konusu gündeme geliyor ama kabul edilmiyor. Muhakkak bir formül bularak kabul edilecektir. Arabaların camlarına çekilen filmlerle başlanabilir bu işe. Ardından kadın polis getirilir. Fakat Arabistan’da kadınların ehliyet alması kaçınılmaz bir şey artık” diyerek, en yakın reform olarak kadınların ehliyet almasını işaret ediyor.
Bu seçimler önemliydi
2015 yılında Suudi Arabistan’da kadınlar seçime katıldı, fakat seçime ilgi pek yoğun değildi. 12 milyon 600 bin kadının yaşadığı ülkede resmi verilere göre seçim kütüklerinde kayıtlı toplam 1 milyon 600 bin sеçmеndеn sadece 136 bini kadın. Kadınların seçime katılmasının düşük olmasının sebeplerini sorduğumuz Taif Üniversitesi İdari Bölüm Öğretim Görevlisi İsra Davut, bu düşük katılım oranını “2015 seçimlerine kadınların küçük bir yüzdesi katılabildi. Belki temsil anlamında eksik. Fakat Suudi toplumunda kadınların daha iyi bir rol oynaması için bu seçimler çok önemliydi” sözleriyle açıklıyor. Davut, kralın bu anlamdaki reformunu çok önemli bir adım olarak gördüğünü ve minnettar olduğunu da belirtiyor.
Suudiler, bilgi toplumu yolunda ilerliyor
Kadınların hak arayışına girmelerini eğitim seviyesinin ilerlemesine bağlayan İsra Davut, “Kadınların eğitimlerinin ilerlemesi büyük bir neden. Fakat kadınların eğitimi için yapılanlar henüz yeterli değil. Düzenli eğitim programları, burslar ve paralel eğitim programlarıyla destekler artmalı” diye açıklama yapıyor. Suudilerin bir bilgi toplumu yolunda ilerlediğini söyleyen Davut, “Suudi toplumunun çoğu çeşitli şekillerde eğitim çalışmalarına yöneldi. Eğitim seviyesinin artmasına paralel olarak ehliyet sorunu da yakın zamanda çözülecek diye umut ediyoruz” diyerek Suudlu kadınların hak arayışının devam edeceğini sözlerine ekliyor.