Orta Amerika ülkelerinden mülteci kervanları ABD topraklarına doğru yola koyuldu. Karşılarında “Orduyu sınıra gönderiyorum” diyen, öfkeden deliye dönmüş bir Trump var. Bu mücadeleyi kim kazanacak? Hayaller gerçekleşecek mi, yoksa Meksika sınırına yığılıp kalacak mı?
7 bini aşkın Orta Amerikalı mülteci Meksika sınırına doğru ilerliyor. ABD Başkanı Donald Trump, öfkeden deliye dönmüş durumda. “Orduyu sınıra gönderiyorum” şeklinde bir twit atan Trump, Meksika sınırını mültecilere kapatmak için anayasal sınırları zorluyor. Neden derseniz, normal şartlar altında sınıra asker göndermenin bir anlamı yok. Zira 1870’lerde çıkan bir kanuna göre ordunun kolluk gücü görevi yapması yasak. ABD Başkanı’nın bu yasağı kaldırma yetkisi yok. Bu yetki sadece Kongre’ye verilmiş durumda. Bu durumu aşmak için bulunan çözüm ise fazlasıyla Trumpvari. Gelen haberlere göre ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in, 800 civarındaki askeri Sınır Devriye ekiplerine destek amacıyla Meksika sınırına göndermesi bekleniyor. Ancak bu askerlerin resmi olarak kolluk gücü olarak görev yapmayacağı, lojistik ve altyapı çalışmalarına yardımcı olarak sınırda bulunacakları ifade ediliyor. Yani ortada Trump usulü bir üçkâğıt dönmüş olacak. Mültecileri engellemek amacıyla sınıra gönderilecek askerlerin resmi görev kâğıdına başka görevler yazılacak.
Ortadoğulu teröristin burada ne işi var?
Trump’ın sınıra asker göndermekten daha başka planları da var. Orta Amerika ülkelerini mülteci akınlarına engel olamadıkları için suçlayan Trump, bu ülkeleri Amerika tarafından yapılan yardımları kesmekle tehdit etti. 2010 yılında Latin Amerika ülkelerine 3 milyar dolarlık yardım yapan Amerika, Trump yönetimiyle birlikte bu oranı 1 milyar doların altına geriletmiş görünüyor. Trump’ın Latin Amerika takıntısını bu rakamlar yeterince yansıtıyor.
Trump’ın Meksika sınırına doğru ilerleyen mülteci grubunu hedef alırken sarf ettiği sözlerden biri de ‘Ortadoğulu suçlular’ın bu mülteci grubuna sızmış olabileceği. Mülteci grubun organizatörlerinden Denis Omar Contreras bu iddiayı gülünç buluyor.
“Aramızda tek bir terörist bile yok. Bu insanlar Ortadoğu’dan değil Honduras, El Salvador, Guatemala ve Nikaragua’dan geliyor. Bildiğim kadarıyla bu ülkelerde ciddi hükümet yolsuzlukları mevcut ama Trump’ın iddia ettiği türden terörist bulunmuyor.”
Birleşmiş Milletler sözcüsü Ferhan Hak’tan gelen açıklamaya göre mülteci grubundakilerin sayısı 7 bin 233 kişiye ulaşmış durumda ve bu rakam daha da büyüyebilir. Sözcü, gruptakilerin çoğunun Meksika sınırına doğru yürümeye kararlı göründüğünü söyledi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de Meksika hükümetine yardımcı olmak amacıyla 32 yardım elemanını ülkede konuşlandırmış durumda.
Meksika hükümeti yardım çağrısı yaptı
Trump uzaktan gürleyedursun işin yükünü Meksika çekmeye başladı bile. Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto, Birleşmiş Milletler’den yardım talep etti. Mülteci grubundan ülkede kalmaya karar verip iltica başvurusu yapacak olanlar bulunabileceğini ifade eden Pena Nieto, gerek bu kişilere gerekse evlerine geri dönme noktasında diğerlerine yardım edilmesi gerektiğini söyledi. Fakat Meksika’nın başı daha da ağrıyacak görünüyor. Zira Honduras’tan 1000 kişilik yeni bir mülteci grubu çoktan Meksika sınırına doğru yola koyuldu.
Temmuz ayındaki seçimleri kazanan ve Aralık ayında Pena Nieto’dan Devlet Başkanlığını devralacak olan Andres Manuel Lopez Obrador’un mülteci sorununa yaklaşımıysa Trump’ın yüzünü güldürecek cinsten. “Orta Amerikalılara iş imkânları sunacağız. Bizim ülkemizde kalıp burada çalışmak isteyenlere yardımcı olacağız, onlara çalışma vizesi vereceğiz” diyen Obrador’un meseleye insani bir yaklaşım göstermekten ziyade Amerikan tezine yakın durduğunu söylemek mümkün. Nitekim Amerikan sınırına yakın Saltillo kentinde söyledikleri bunu doğrular nitelikte: “Amerika ile ilişkilerimize özen göstermeye devam edeceğiz. Amerika ile dostluk ilişkileri kurmak son derece önemli.”
Orta Amerika’da hayat felç
İnsanları kitleler halinde Meksika sınırına sürükleyen nedenleri irdelemekte fayda var. Honduras, Guatemala, Nikaragua ve El Salvador, uyuşturucunun ve her türlü suç şebekesinin cirit attığı ülkeler. Bu ülkelerde suç şebekeleri gündelik yaşamı neredeyse esir almış durumda. İşsizliğin kol gezdiği, ekonominin dış yardımlara bağımlı hale geldiği bu ülkelerde çocukları ve gençleri çetelerin ağına düşmekten koruyacak bir mekanizma maalesef mevcut değil. Sokaklar adeta suç cenneti. Dünya ölçeğine bakıldığında cinayet oranları inanılmaz rakamlarda seyrediyor. Honduras bu alanda 100 binde 84,32 ile dünya liderliğini elinde bulunduruyor. El Salvador 41,70’te, Guatemala ise 33,76’ta. Meksika sınırına yığılan hayalleri bu rakamların eşliğinde yeniden yorumlamak gerekiyor. Nitekim kendisine mikrofon tutulan mülteciler, Trump’ın tehditlerinin kendilerini asla yollarından alıkoyamayacağını belirtiyor. Associated Press’e konuşan bir mülteci “Kavgamıza devam etmek zorundayız” derken bir diğeri “Bizi sadece Tanrı durdurabilir” diye meydan okuyor.
Amerika’ya ulaşmak her şey mi?
Mülteciler açısından Meksika sınırının yeni bir hayatı ve umudu ifade ettiği çok açık. Ancak Amerika’ya ulaşmak bütün dertlerin bittiği anlamına gelmiyor. Çoğu vakada ülkelerindeki suç şebekelerinden kaçarak gelenler, kaçaklar için Amerika’da iş imkânlarının son derece kötü şartlarda olması ve gettolaşma nedeniyle zamanla buradaki suç şebekelerinin ağına düşüyor. Kaliforniya topraklarında doğan, 10 bini Amerika’da olmak üzere toplamda 50 bini bulan üyeye sahip Mara Salvatrucha benzeri büyük suç şebekeleri göze çarpıyor. Kısaca MS-13 olarak bilinen bu suç çetesinin üyeleri ağırlıklı olarak Orta Amerika’dan göç eden insanlardan oluşuyor. Çete geçtiğimiz Mayıs ayında Trump’ın da gündemine girmişti. Kaçak mültecilere MS-13 çetesi üzerinden çatan Trump inanılmaz ifadeler kullanmış ve şöyle demişti:
“Ülkeye öyle kötü insanları kabul ediyoruz ki inanamazsınız. Bunlar insan bile değil, bunlar hayvan. Ve biz onları ülkemize buyur ediyoruz. Çünkü kanunlarımız bu konuda yetersiz. Suç işliyorlar, onları salıyoruz. Bir daha suç işliyorlar. Bir kez daha onları salıyoruz. Bu böyle sürüp gidiyor. Delilik bu. Biz mülteciler konusunda dünyanın en aptal kanunlarına sahibiz. Bu durumu yeniden değerlendireceğiz.”
Kongre seçimleri yaklaşırken
Amerika’da 6 Kasım’da kongre seçimleri var. Trump mülteciler konusunun siyasi muhalifleri tarafından kullanılmasından son derece rahatsız. Fakat bir yandan da ellerine koz vermekten geri durmuyor. “Seçim günü sınırı geçmek için mültecilere para verdiler” sözü buna en iyi örnek. Meksika sınırına yaptırmayı düşündüğü duvar için Kongre’den istediği desteği alamayan Trump, bilindiği üzere Nisan ayında Meksika’ya yakın dört eyaletten Ulusal Muhafızları sınıra göndermesini talep etmişti. Trump’a kalırsa Meksika sınırının güvenliği komşu ülkeyle yapılacak yeni ticaret anlaşmasından daha önemli. Cumhuriyetçi Parti Temsilciler Meclisi üyesi ve İç Güvenlik Komitesi Başkanı Michael McCaul da başkanı ile aynı görüşte. Fox News’e konuşan McCaul: “Öncelikle sınır güvenliğini sağlamak zorundayız” şeklinde bir açıklama yaptı. Cumhuriyetçilerin bu inatçı tavrının seçimlere nasıl yansıyacağı ise merak konusu.