İngiltere önderliğindeki Müşterek Keşif Gücü; Danimarka, Estonya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın da katılmasıyla dokuz ülkelik bir yapı oluşturuyor. Neden bir Batı ülkesi, NATO, BM Güvenlik Konseyi varken çok uluslu bir silahlı kuvvet inşa eder? Hem de sıradan bir ülke değil, ABD’nin kadim dostu, dil ve dindaşı, İsrail’le beraber ‘ayrıcalıklı ortağı’, neden birden çok ülkeyi derleyip yeni ordu kurmak ister? Neden ‘Batı’nın Ordusu NATO’ varken, BM Güvenlik Konseyi gibi yönetilebilen siyasi bir gücün emri altında her türlü askeri varlık kullanılabilecek durumdayken, majestelerinin Birleşik Krallığı ayrıca ve çok uluslu bir silahlı kuvvet inşa eder? Üstelik, bu orduya ‘küresel düzen’ misyonu da yükler?
Eğer bu uluslararası taze askeri ‘ordu’, Batı içinde bir alternatif güce işaret ediyorsa başka anlama gelir, yok Batı içinde bir ordu daha ise bambaşka anlama gelir…
Yeni bir şeyden bahsediyoruz; “aktive” olan, “uyanan” bir şeyden söz ediyoruz. Ve bu uyanmanın zamanlaması önemli. Birden çok kırılmaya, değişim anlarına isabet ediyor. Ve çalkantılı zamanlarda kurulan ordular hep hazırlıktır!
Müşterek ‘keşif’ gücü!
“Belirsiz bir dünyada, İngiltere, büyümekte olan tehditlerle baş etmemize yardımcı olacak bu yüksek hazırlık seviyeli müşterek güce öncülük ediyor. Birlikte daha büyük bir güç oluyoruz.”
İngiltere Savunma Bakanı Sir Michael Fallon, Haziran ayının son günü İsveç ve Finlandiya’yı Müşterek Keşif Gücü’ne (JEF) dâhil etmek üzere düzenlenen imza töreninde, İsveç ve Fin savunma bakanlarıyla birlikte bu konuşmayı yaptı…
Böylece İsveç ve Finlandiya, Stockholm’deki Karlberg Kalesi’nde, tehditlerle ve dünya çapındaki krizlere müdahale etmekle görevlendirilmiş Birleşik Krallık liderliğindeki kuvvete katılmış oldu.
Müşterek Keşif Gücü 2015 yılında kuruldu. Yani çok yeni. Fakat Batı ordularının inşa süreçlerinden farklı olarak hızlı gelişti. Gelecek yıl tamamen faaliyete geçecek, hazır olacak. Katılımcı sayısı ve coğrafyası dikkat çekici. İlk etapta 10 bin kişilik bir güçten bahsediliyor. Bu Batı için hayli iyi bir rakam. Arkasındaki yüksek teknoloji ve ülkeler düşünüldüğünde, savaş gücü, caydırıcılık ve “hız”la müdahale edebilecek bir güç seferber edilmiş olacak.
Müttefiklere gelince; İngiltere önderliğindeki Müşterek Keşif Gücü; Danimarka, Estonya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın da katılmasıyla dokuz ülkelik bir yapı oluşturuyor. Tabii son katılımda önemli ayrıntı şu; İsveç ve Finlandiya, NATO üyesi değil! NATO’ya üye olmayıp, bu orduya katılmak ne demek?
Bu kimin ordusu?
Bu liste üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Evet bu ülkeler içinde orduları küçük olan var büyük olan var, modern olan, zengin olan var. Ama asıl iş, bu tek tek ülkeler dışında, oluşturdukları toplam coğrafyanın ne anlattığı. Bu ülkelerin sınırlarını tek ülke olacak biçimde kalemle birleştirdiğimizde, bir, Rusya’nın Batı kanadını gediksiz kuşatıyor. Son dönemde sık askeri karşılaşma ve risk üreten İskandinav, Baltık coğrafyası yekpare hale geliyor. İki, kendisi zaten çok uluslu bir sorun olan, zamanla daha büyüyecek küresel bir probleme işaret eden, toprak, balıkçılık, devasa yeraltı enerji kaynakları ve Çin’den Rusya ve Kuzey Kutbu’na kadar giden, “kısa” yolun stratejik risklerini hemen akla getiriyor. Ne de olsa ordunun ismi içinde “keşif” var bu ordu Kuzey Kutbu’na belli ki özel ilgi gösterecek. Bu ilk akla gelen maddeler tek tek ele alınabilir ama aynı zamanda Batı içinde de tartışılması gereken bir durum var… Yeni ordu, ABD’nin, Polonya merkezli Rusya kuşatmasının tam arkasına geliyor ve açıklarını kapatıyor. Fakat Avrupa’nın açıklarını kapatıyor mu, tersine göze mi sokuyor tartışmalı.İngiltere liderliğini de anlamamız gerekiyor. Bilindiği gibi ABD, Avrupa ülkelerini-başta Almanya olmak üzere-NATO konusunda, kibarca söyleyelim; teşvik etmeye çalışıyor. Ukrayna merkezli kriz Rusya-ABD ilişkilerinin önemli bir boyutu ve çözülene kadar Kıta ülkelerinin ABD’nin yanında ve NATO konusunda da sağlam durarak hareket etmeleri gerekiyor. Peki öyle mi? O da tartışmalı. Bir diğer nokta İngiltere’nin Brexit’le birlikte Avrupa Birliği’nden ayrılması. Bunun stratejik önemi ortada. Bu iki bilgi birleştiğinde, akla, yıllardır konuşulan ama bir türle hayata geçirilemeyen AB Ordusu da geliyor. AB’nin kendi içinde ekonomik ve politik olarak zor bir süreçten geçmesi, Rusya ile krizin bu dinamikleri daha çetrefilli hale getirmesi, Suriye ve mülteci krizi, terör, Londra’nın kaybı (kim bilir belki Fransa Genelkurmay Başkanı’nın geçtiğimiz Çarşamba günü istifa etmiş olması!) ve Washington-Brüksel dengeleri cem edildiğinde bu ordunun ne anlattığını duymak gerekiyor.
Her ordunun ilk sorusu: Hedef?
Resmi izah bu gücün birden çok yüzünü aydınlatıyor; “Ebola salgını sırasında; İngiltere’nin krize müdahalesini desteklemek üzere bir Hollanda gemisi Kraliyet Donanması ile birlikte çalıştı ve Norveç haftada iki sefer C130 uçuşları gerçekleştirdi. Bu müşterek çalışma, Müşterek Keşif Gücü (JEF) nün sunabileceği insani yardımlara açık bir örnektir”.Yani bir insani yardım boyutu var ve kuvvetle vurgulanıyor ama şu satırlara toslayana kadar; “Müşterek Keşif Gücü (JEF) mevcut uluslararası örgütlerden ayrışmaktadır ve tek başına faaliyet gösterebilir, ancak diğer çokuluslu yüksek hazırlık seviyeli kuvvetlerle bütünleşme yeteneğine sahiptir ve NATO, AB ve BM güçlerini destekleyebilir. Bu bir Müttefikler Gücüdür ve İsveç, Finlandiya ve diğer ortaklarımızla Avrupa’da ve dünyada güvenliği sağlamaya kararlıyız”…
Öncelikli hedefin coğrafya olduğu anlaşılıyor. Buna bakınca dost ve düşman kuvvetler de seziliyor ve bu ordunun “muharip” olduğunu da görüyoruz; Birleşik Krallık, Müşterek Keşif Gücü’ne öncü komando, havacılık ve donanma birlikleri ile destek verecektir.
Bu noktada gücün başına “Birleşik Krallık” ifadesinin eklendiğini de fark ediyoruz, komuta Londra’da yani; “İlk tatbikat, geçen yıl Cornwall’da bulunan St Mawgan’da gerçekleşti. Ortak Girişim-16, İngiliz tümgeneral komutasında ve 1,600 Müşterek Keşif Gücü personelinin katılımıyla dinamik kurgusal senaryoda test edildi. Ortak Girişim-17 ise; Kraliyet Donanması, Ordu ve RAF (Kraliyet Hava Kuvvetleri) personelinin katılımıyla, JEF üye ülkelerinin kuvvet unsurları da kullanarak İngiltere’nin operasyonel seviyedeki komuta ve kontrolünü test etmek üzere çalışma aşamasında”…
Bakalım yeni ordu yeni üyeler ‘transfer’ edecek mi? Ve yeni ordu ilk sınavını nerede, ne zaman verecek?