Kazakistan’da değişen birşey yok

Geçtiğimiz günlerde Kazakistan’ın 78 yaşındaki Cumhurbaşkanı, Türk Dünyası’nın Ak Sakalı olarak bilinen Nursultan Nazarbayev, 19 Mart’ta yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanlığını bırakmıştı.

Nazabayev’e Cumhurbaşkanlığını bıraktıracak herhangi bir siyasi ya da ekonomik kriz olmayışı bu kararın sağlık sorunları ve ilerleyen yaşı nedeniyle aldığı ihtimalini güçlendiriyor.

Nazarbayev Rusya’ya bağımlı görülse de aslında ülkesi için çok yönlü bir dış politika ilkesini benimsemişti. Suriye örneğinde olduğu gibi dünyanın ilgilendiği meselelerde insiyatif alması ve Türk dünyasında adeta bir birleştirici olması dolayısıyla Kazakistan, bugün SSCB sonrası en istikrarlı ülkeler arasında yer alıyor.

Nazarbayev’in Kazakistan Cumhurbaşkanlığını kendi isteği ile bırakması daha önce alışkın olduğumuz Orta Asya liderlerinin ‘ölene kadar görevde kalma’ geleneklerini kıran bir hamle olarak görülüyor.

Özbekistan’da gerçekleşen cumhurbaşkanı değişimi ve bu değişimin ardından yeni hükümetin katı politikalarından vazgeçerek özgürlüklerin önünü açması, Kırgızistan’da Atambayev yerine Ceenbekov’un göreve başlaması bölgenin de değişimini gösteriyor.

YENİ CUMHURBAŞKANI TOKAYEV

Kazakistan’ın yönetim sisteminde Cumhurbaşkanından sonra en yüksek kademe olan Senato Başkanlığı görevini de yürütmüş olan Tokayev, 90’lı yıllardan bu yana Nazarbayev’le birlikte çalışıyor.

Tecrübeli bir diplomat olan Tokayev, SSCB döneminde Singapur’daki büyükelçilikte göreve başladı. Daha sonra SSCB’nin Çin’deki konsolosluğunda görev yapan Tokayev, İngilizce, Fransızca ve Rusça’nın yanı sıra Çince’ye de oldukça hâkim.

Büyükelçiliklerdeki görevleri sonrası 1994 yılında Kazakistan Dışişleri Bakanlığına getirilen Tokayev, Nükleer Silahsızlanma kararının neticeye ulaştırılmasında bizzat rol oynamıştı.

Daha sonra BM’de çeşitli görevlerde yer alan Tokayev, Kazakistan’ın Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş kararını destekleyenler isimlerden birisiydi.

Tokayev, geçtiğimiz günlerde geçici Cumhurbaşkanlığı görevi sonrası yapılan seçimlerde başarılı olarak Kazakistan’ın yeni Cumhurbaşkanı seçildi.

Özellikle AGİT ve ülkedeki muhalifler seçim öncesi ve seçim sürecinde âdil bir seçim olmadığını, seçimlerde usulsüzlük yaşandığını Kazakistanlılara anlatarak sandığı boykot etmelerini söylemişti.

Ülke bu iddialar sonrası son üç yılda görülen en büyük protesto gösterilerine sahne oldu. Başkent Almatı ve ülkenin ikinci büyük şehri olan Nursultan’da (Astana) binlerce kişi meydanlarda sloganlar atarak yürüyüş düzenledi. Bu gösterilerin ardından yaklaşık 500 kişi polisler tarafından gözaltına alındı.

KAZAKİSTAN VE MOLDOVA’YI NE BEKLİYOR?

Yemin töreninde halkın karşısında iktidarın sorumluluğunu artırmak gerektiğinin altını çizen Tokayev, sivil toplumun geliştirilmesine büyük önem verileceğini söyledi.

Tokayev, toplum ile iktidar arasındaki diyalogun gelişmesinin halkı endişelendirdiğini, böyle bir diyalogun çoğulculuğa dayanması gerektiğini vurgulayarak, toplumun tüm kesimlerinden temsilcilerin yer alacağı ‘Milli Toplumsal Güven Konseyi’ni oluşturma kararı aldığını açıkladı.

Dış politikada ise Nazarbayev’in geleneksel hâle getirdiği Çin ve Rusya ikilisini dengeleyici bir diplomasi ile ilişkilerini devam ettirebilir. Geleneksel müttefikleriyle yürüteceği denge diplomasinin yanı sıra ABD ve Avrupa ülkeleriyle de ilişkilerini stratejik bir düzleme taşıyabilir.

Moldova’da Dodon’un görevden alınması Rusya tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

Bazı Rus senatörler, Moldova Devlet Başkanı Igor Dodon’un görevden alınarak, parlamentonun feshedilmesi ve erken seçim tarihinin belirlenmesini ‘darbe girişimi’ olarak nitelendirdi. Dodon’un Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki partisi olan Sosyalist Parti, destekçilerine Igor Dodon ve seçilmiş parlamentoyu korumak için protestolara hazır olma çağrısı yaptı. Yenilenecek seçim sonrasına kadar bir hareketliliğin beklenmediği Moldova’da Rusya ve AB ülkelerinin pozisyonları süreç içerisinde daha belirgin hâle gelebilir. 

Benzer konular