Uyguladığı idam cezalarıyla dünyanın tartışılan ülkelerinden biri olan İran’ın çocuk mahkumları, Af Örgütü tarafından hazırlanan “Ölüm kuyruğunda büyümek: İran’da ölüm cezası ve çocuk suçlular” raporuyla yine gündeme geldi.
İran’da son 10 yılda idam edilen çocuk sayısı 73. Bunun yanında 160 çocuk da idam için sıra bekliyor. Af Örgütü hazırladığı raporda, İran’ın idam için 18 yaşına gelmesini bekleyen çocuklarla Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni “Pervasızca ihlal ettiğini” vurguluyor.
Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Direktör Yardımcısı Said Boumedouha’a göre bu tablo utanç verici:
“Bu rapor, İran’ın utanç dolu çocuk hakları ihlallerine ışık tutuyor. İran, suçu işlediği sırada 18 yaşın altında olanlara ölüm cezası uygulanmasına yönelik mutlak yasağı açıkça ihlal ederek çocuk sanıkların ölüm cezalarını infaz etmeye devam eden birkaç ülkeden biri.”
Reform hedefi var ama gerçekleşmiyor
İran 2013’te dünya kamuoyunda eleştirilmesine neden olan ölüm cezasını alternatif yöntemlerle değiştirmek için girişimlerde bulunduğunu açıklamıştı. Af Örgütü, “hakimlerin çocuk sanıkların suç işledikleri tarihteki zihinsel gelişim ve olgunluklarına göre takdir edebileceğini” açıklayan İran’ın övünecek durumda olmadığının altını çiziyor:
“Gençlerle ilgili bazı adalet reformlarına rağmen, İran, dokuz kadar küçük yaştaki kız çocuklarıyla 15 yaşındaki erkek çocukları hakkında ölüm cezası verilmesine izin veren kanunlarıyla diğer ülkelerin gerisinde kalıyor.”
20 yıl önce Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imza atan ülke, çocuk sanıklara ölüm cezası uygulamamak kararını hala yürürlüğe koymadı.
73 çocuk asıldı 160 çocuk idam bekliyor
İran Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olmakla, 18 yaş altı herkesi çocuk olarak kabul etmiş sayılıyor. Bu yükümlülük, bu çocukların ölüm cezasını ya da tahliye ihtimali olmaksızın müebbet hapse mahkum olmasını da engelliyor.
Buna karşın İran’da 2005’le 2015 yılları arasında 73 çocuk infaz edildi. Birleşmiş Milletlere göre, ölüm cezasını bekleyen çocuk sayısı en az 160. İdamlardan 4’ü 2015 yılı içinde infaz edildi. İnfaz edilen idam kararlarının büyük kısmı cinayet, tecavüz, uyuşturucu ve “Allah düşmanlığı” suçlamalarıyla verildi.
18 yaşına gelmemiş bu çocuklar, ölüm kararları çıktıktan sonra geçen süreyi infazı bekleyerek geçiriyor. İnfazların gizlice ölüm hücrelerinde yerine getirilmesi bu rakamların netleşmemesinde en büyük etken. Af Örgütü sayının çok daha fazla olabileceğini vurguluyor.
En değerli yıllar hücrede
Said Boumedouha’ya göre, çocuklardan alınan ifadeler de yargılamalar da tartışmaya açık:
“Rapor, çocuk sanıkların, çoğunlukla işkence ve kötü muameleyle alınan ifadeler de dahil olmak üzere adil olmayan yargılamalar sonucunda hayatlarındaki en değerli yıllarının kendilerinden çalınarak ölüm hücrelerinde çürümeye terk edildiklerini ortaya koyuyor.”
Ölüm cezası verilen 49 çocuğun yaklaşık yedi yıldır ölüm hücresinde olduğu biliniyor. Bazı infazların 10 yıla kadar ertelendiği de düşünülürse, çocuk sanıkların infazlarını bekledikleri ve büyüdükleri süreç kişilik bozukluklarına ve ıstıraba neden oluyor.
Yeniden yargılama da adalet getirmedi
Çocukların “zihinsel olgunluğa eriştiğine kanaat getirilerek” yeniden yargılamanın önünün açılması da infazların engellenmesine neden olmadı.
Mayıs 2013’te ölüm cezası alan çocukların durumlarını iyileştirmesi beklenen yeni İslami Ceza Kanunu’nun uygulanamadığı 3 yıl içinde anlaşıldı. Yetkililer, çocuk sanıkların ölüm cezalarını infaz etmeye devam etti ve bazı durumlarda sanıklara, yeniden yargılanma talebinde bulunabilecekleri bilgisini dahi iletmediler.
Said Boumedouha, “Yeniden yargılama işlemleri ve diğer kademeli reformlar, İran’da çocuk sanıklar için atılabilecek ileri adımlar olarak övüldü ancak zaman geçtikçe bunların dayanılmaz sonuçlara yol açan tuhaf prosedürler oldukları meydana çıkıyor” diyor.
Akıl cezasıyla zihinsel olgunluk karıştırılıyor
2015 Ekim’inde 16 yaşında evlenmeye zorlandığı kocasını öldürdüğü için ölüm cezasına mahkum edilen Fatemeh Salbehi cezası tekrar onaylananlardan. Ölüm cezasına ikinci kez mahkûm edildiği yeniden yargılama, yalnızca birkaç saat süren ve dini kitaplar okuyup okumadığı, dua edip etmediği gibi sorular içeren bir psikolojik değerlendirmeyle sınırlandırıldı.
Yeniden yargılamayı gerçekleştiren mahkemeler; Hamid Ahmadi, Amir Amrollahi, Siavash Mahmoudi, Sajad Sanjari ve Salar Shadizadi davalarındaysa, çocukların işledikleri suçun niteliğini anlayabildikleri ve akıl hastası olmadıkları sonucuna ulaşarak haklarında tekrar ölüm cezasına hükmetti.
Raporda bazı davalarda hâkimlerin, çocuk sanıkların yeterli zihinsel olgunluğa eriştiği sonucuna, insan öldürmenin yanlış olduğunu anlayıp anlamadığına yönelik sorularla ulaştığı vurgulanıyor. Buna göre, hâkimler, birçok kez de çocuğun yaşına bağlı olarak gerekli zihinsel olgunluğa erişememesini, akıl hastalarının cezai sorumluluklarının azaltılmasıyla karıştırarak çocuk sanıkların herhangi bir akıl hastalığının olmaması sebebiyle ölüm cezasına mahkûm edilebileceğine hükmetti.
Yine Boumedouha raporu değerlendirirken verilen kararların doğruluğunu sorguluyor:
“İran’ın çocuk sanıklara yönelik uygulamasında ısrar ettiği eksiklikler, spesifik olarak çocuk sanıklara yönelik ölüm cezasını yasaklayan kanunlara duyulan acil ihtiyaca dikkat çekiyor. Çocuk sanıkların hayatı ya da ölümü, hâkimlere bırakılmamalı. İranlı yetkililer, yetersiz kalan isteksiz reformlardansa asıl ihtiyaçları olanın tüm çocuk sanıkların ölüm cezalarını değiştirmek ve İran’daki çocuk sanıklara ölüm cezası uygulamasına kesin olarak son vermek olduğunu kabul etmeli.”
2015 Haziranında İran, herhangi bir suçla itham edilen çocukların davalarının, bu konuda ihtisaslaşmış çocuk mahkemelerinde görülmesini içeren reformlar gerçekleştirdi. Bundan önce ölüm cezası öngörülen suçlarla yargılanan çocuklar, çoğunlukla yetişkinlerle aynı mahkemelerde yargılanmaktaydı. Çocuk mahkemeleri oluşturulması, olumlu bir adımsa da, bunun pratikte çocuk sanıklara ölüm cezası verilmesini engelleyip engellemeyeceği henüz belirsiz.
Hapishanenin yalnız kadınları
İran’da ölümü bekleyen çocukların içindeki bazı kızların hikâyesi dikkat çekici. Kadınlar hapishanesinde ölümü bekleyenler arasında bebeğini büyütenler de var, hayatta kalma mücadelesi verenler de. Kirli hapishanelerdeki kadınlar bebeklerini besleyebilmek, karınlarını doyurabilmek için saatlerce yemek sırası bekliyor. Bazen günün sonunda yemeklerini alabiliyor.
17 yaşındaki Masha’nın hikayesi de onlardan biri. Âşık olduğu gençle evlenmesine izin vermeyen babasını öldüren Masha’nın ağabeyleri kızın idamla cezalandırılmasını ya da babasını öldürdüğü şekilde öldürülmesini istiyor.
İran’da hamile ya da yeni doğan bebeği olan kadın mahkûmlar bebekleri 2 yaşına gelene kadar onlara hapishanede bakıyor. 14 yaşında evlendirilen ve 2 çocuğu olan Zahra cep telefonu çalmak suçundan hapishanede.
18 yaşında idam edilecek Shaqayeq Tahran’da silahlı soygun yapmak suçundan hapiste.
İdama giderken son sözler
Kendisine saldıran bir adamı öldürdüğü gerekçesiyle 19 yaşında tutuklanan ve 27 yaşında idam edilen Reyhaneh Jabbari’nin annesine yazdığı mektuptan bir bölüm:
“Allah’ın mahkemesinde, beni sorgulayanlardan ben davacı olacağım. Hâkimden; beni taciz etmekten geri durmayan Yüksek Mahkeme’nin hâkimlerinden davacı olacağım. Yaratıcının mahkemesinde Dr. Farvandi ve Kasım Şabani’den davacı olacağım; tüm o bilgisizlerden, yalanlarıyla bana haksızlık eden, benim haklarımı çiğneyen ve gerçeğin bazen görünenden farklı olduğuna dikkat etmeyenlerden davacı olacağım.”