Aldrich Ames, hayatı filme konu olmuş bir köstebek yani çift taraflı casus. Amerikan İstihbarat Servisi CIA’de yöneticiyken eşinin lüks harcamalarını karşılamak için para karşılığı Rus istihbaratı KGB’ye bilgi sızdırmaya başladı. Ames, KGB içindeki CIA’e çalışan bütün casusların dosyalarını Sovyetler Birliği’ne sattı. Yüzlerce kişi ifşa oldu ve öldürüldü. CIA kendi içindeki köstebeğin kim olduğunu yıllarca ortaya çıkaramadı. Ancak sonunda bulundu. KGB’den aldığı 4,6 milyon dolarla casusluk tarihinin bilinen en büyük maddi kazancını elde eden Aldrich Ames, ömür boyu hapis cezasını çekmeye devam ederken, dünya bu kez onun dönemini anımsatan bir kriz yaşıyor. Krizin muhatapları İngiltere ve Rusya.
Kriz nasıl başladı?
Sergey Skripal ve kızı Yulia Skripal, 4 Mart’ta Londra’daki bir alışveriş merkezinde yemek yedi, kısa süre sonra aniden hastalandı. Baba-kız sokaktaki bir bankta bilinçsiz yatarken bulundu. Kısa süre sonra bunun bir saldırı olduğu Skripal’in kimyasal maddeye maruz kaldığı duyuruldu. O madde 1970’ler ve 1980’lerde Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen ileri seviyedeki sinir gazı Noviçok’tu. Bileşenleri yasaklı maddeler listesinde olmayan, zor tespit edilebilen ve saniyeler içinde zehirleyebilen Noviçok.
Pasif bir ajan neden hedefte?
Sergei Skripal, bir dönem Soğuk Savaş sonrası kurulan Rus askeri istihbarat teşkilatı GRU’da görev yapan emekli bir albay. 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında, İngiltere’nin dış istihbarat servisi MI6 için Avrupa’da gizli görevlerde bulundu. Skripal’in İngilizlere ayrıca Avrupa’da görev yapan Rus casuslarının kimlik bilgilerini de teslim ettiği de öne sürüldü.
Rusya’ya göre Casus Skripal, 1990’lı yıllardan itibaren İngiliz istihbaratına sızdırdığı bilgiler karşılığında 100 bin dolar para aldı. 66 yaşındaki Skripal, İngiltere için casusluk yaptığı suçlamasıyla 2006’da Rusya’da 13 yıl hapse mahkum edildi. 2010 yılında ABD ile Rusya arasında “casus takası” sırasında serbest bırakılan isimler arasında bulunan emekli Rus albay, daha sonra İngiltere’ye sığındı ve burada yaşamaya başladı.
Ültimatom, diplomatik sınır dışı ve ötesi…
Skripal’in zehirlenmesinin ardından İngiltere büyük bir hızla krizi tırmandırma yolunu seçti. İngiltere başbakanı Theresa May, hiç tereddütsüz Rusya’yı suçlu ilan etti; “Bu, Rus devleti tarafından ülkemize karşı doğrudan yapılan bir eylem” sözleriyle. Londra, kimyasal madde ile ilgili bir açıklama yapması için Moskova’ya ültimatom verdi önce. Onu diplomatik adımlar takip etti. Tıpkı 2006’da eski Rus ajanı Aleksandr Litvinenko’nun zehirlenerek öldürülmesinin ardından olduğu gibi, bu kez de Londra büyükelçiliğindeki 23 ‘istihbaratçı’ diplomatın sınır dışı edeceği açıklandı.
Gözler ise bir sonraki adıma çevrildi. Uzmanlara göre May, siyasal açıdan otoriter liderliğini göstermek zorunda. Önünde Rus televizyonlarına yasak getirmek, konuyu 5. madde kapsamında NATO’ya taşımak, AB’de Rusya karşısında adım atmasını istemek gibi adımlar var.
İngiltere Rus oligarkları tehdit etti
İngiltere yönetiminin Rusya’ya karşı atabileceği bir adım daha var. O da ülkedeki Rus oligarkların mal varlıklarını dondurmak. Oligarklar, Rus sermayesinin İngiltere’ye akıtan ve başkentin ‘’Londragrad” diye anılmasına sebep olan yatırımcılar. İngiltere’ye yatırım miktarları 100 milyar dolara yakın. Dolayısıyla olası bir yaptırımla İngiltere’den yüklü miktarda para çıkışının yaşanmasının, May yönetimini zorlayabileceği ifade ediliyor.
Ancak oligarkların tutumuna ilişkin bir görüş daha var. O da bu Rus işadamlarının hâlihazırda zaten Putin muhalifi olduğu tezine dayalı. Moskova yönetiminin bir süre önce Londra’da bu oligarklarla görüşme yaptığı ve haklarındaki yasal süreçleri sonlandırılabileceğine dair teminat verdiği ifade ediliyor. Moskova’yla uzlaşan ve Rusya’da yatırım kararı aldığı belirtilen bazı oligarkların son yaşanan krizle bu karardan vazgeçerek, yüzlerini yeniden Londra’ya döndüğü ifade ediliyor. Yaşanan suikast girişimini daha da şaibeli hale getiren de işte bu nokta.
Şaibeyi büyüten bir de açıklama var. İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’In sözleri. Johnson’a göre, zenginliklerini Rusya Devlet Başkanı Putin ile olan bağlarına borçlu olan İngiltere’deki Ruslar, iki ülke arasındaki krizde misilleme olarak İngiliz polisi tarafından hedef alınabilir. İngiliz Bakan’ın bu ifadeleri, Rus işadamlarını açıkça tehdit ettiği yorumlarına neden oldu.
Batı’nın olağan şüphelisi Rusya nükleerini hatırlattı
Moskova İngiliz hükümetinin yaptırım kararına tepkili. İddiaları reddeden Rusya, bunların “kanıtlara dayanmayan nedensiz suçlamalar” olduğunu duyurdu. Rusya ayrıca, kullanılan sinir gazının numunesini istedi. Moskova’ya göre İngiltere’nin aldığı yaptırım kararları da “kesinlikle kabul edilemez ve açık bir provokasyon niteliğinde”. Moskova İngiltere’nin açıkça çatışmayı tercih ettiği görüşünde.
Misilleme olarak İngiliz diplomatları sınır dışı etmeye hazırlanan Putin yönetiminin öfkesini artıran bir konu daha var; o da İngiltere’nin üslubu. İngiltere Başbakanı Theresa May’in Rusya’ya açıklama için 24 saat süre verdiğini duyurduğu ültimatom, Rusya’da büyük yankı uyandırdı. Rusya Dışişleri Bakanlığı tam da soğuk savaş dönemini anımsatan bir açıklamayla nükleer silahlarını bir kez daha masaya koydu; ” kimse nükleer bir güce ültimatom veremez” sözleriyle Putin’in geçen haftalarda tanıttığı yeni nükleer silahlara atıf yaptı.
Büyük Batı koalisyonu Rusya’ya karşı
Diğer sinir gazlarından kat be kat zehirli olan Noviçok, sadece baba-kızı değil, Batı-Rusya bloğu ilişkilerini de bir kez daha zehirlemiş oldu. Brexit tartışmalarıyla bölünen Avrupa ittifakı, şimdi yeniden ortak düşman algısı karşısında yekvücut olmuş durumda. Komada yatan Sergey Skripal ile kızı Yulya’nın zehirlenmesinden Rusya’yı sorumlu tutan İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı, NATO’dan tam destek aldı. Avrupa Birliği liderler zirvesinde de masaya gelecek. İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD de casus krizinde Rusya’nın karşısında tek cephe oldu. Rusya karşıtı bir bildiriyle ‘büyük koalisyonu’ taçlandıran dört ülke, 2.Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da ilk kez sinir gazı kullanıldığını vurguladı, Rusya’yı kınayarak soruşturmanın önünden çekilmesini istedi.
Ancak ittifakta Rusya’ya yönelik suçlamaları pek de inandırıcı bulmayan aktörler var. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sözcüsü Benjamin Griveaux, ilk açıklamasında İngiltere’yi “fantezi politikası” izlemekle suçlamış ve daha fazla delil istediklerini açıklamıştı. Dikkat çekici bu açıklamadan saatler sonra İngiltere Başbakanı May, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u aramıştı. İşte bu değişikliğin o görüşmeden sonra yaşanması süreçteki dikkat çekici gelişmelerden biri olarak kayda geçti.
ABD vakit kaybetmeden suçluyu buldu
İngiltere’ye şartsız desteğin ana duraklarından biri hiç kuşku yok Washington. İngiltere’nin yaptırım kararını duyurmasından saatler sonra ABD Hazine Bakanlığı, Rusya’ya karşı yeni yaptırım kararlarını duyurdu. Çok sayıda Rus vatandaşı ve kurumu listeye alınmıştı. ABD’nin duyurduğu yaptırımların Rusya Federal Güvenlik Dairesi’ni hedef aldığı ifade edildi. ABD Başkanı Donald Trump’a göre de, eski Rus ajan Sergey Skripal ve kızının İngiltere’de zehirlenmesinin ardında Rusya var. Ancak Rusya bu ‘kanıtsız’ desteğe tepkili. Rus dışişleri sözcüsüne göre Trump’In hiçbir fikrinin olmadığı bir konuya destek olması fantastik.
“Suikast kimin işine yarar?”
Casus krizi, somut iki olayın arefesinde yaşandı. Biri Rusya’da yapılacak FIFA Dünya Kupası etkinliği… Londra etkinliğe siyasi katılım konusunda boykot açıklamasını yaptı bile. Bir diğeri Rusya’da yapılan başkanlık seçimleri. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya da “Bu kimin işine yarıyor?” sorusuyla zamanlama vurgusu yapıyor. Nebenzya’ya göre İngiltere’ye teslim edildikten sonra Rusya için hiçbir tehdit oluşturmayan Sergey Skripal’i ortadan kaldırmak Moskova için ‘karlı bir iş’ değil.
Asıl hesap Rusya’yı bölmek mi?
Casus krizinin açıkça gösterdiği bir durum var; Batı ile Doğu cephesi arasındaki duvarlar kalınlaşıyor. Duvarların örüldüğü yer Doğu Avrupa. Bu son ‘savaş’ aslında bir süredir, özellikle Ukrayna ve Suriye krizleriyle birlikte daha görünür hale gelen karşılaşmaların bir yenisi. Suriye’deki savaşta giderek daha fazla Rusya lehine dönen görünüm bir yana, Karadeniz ve Baltıklarda da büyük bir mücadele var. Karada füzeleri, tankları, askeri birlikleri içine alan karşılaşma, havada ihlallerle gün yüzüne çıkıyor.
ABD, dünyanın her denizinde yaptığı gibi, Karadeniz’de de istediği süre boyunca istediği miktarda kuvvetle bulunma arzusunda. Uluslararası sözleşmeleri zımnen askıya alma girişimlerine, Rusya kendi askeri üslubunca yanıt veriyor. Pentagon son birkaç senedir, Rusya ile olası bir askeri çatışma olması durumuna karşı, Moskova’ya cevap verebilmek için askeri planlarını gözden geçiriyor. Savaş oyunlarının ana durağı tam da bu nokta, Baltıklar.
***
Prof. Dr. Salih Yılmaz RUSEN Başkanı
“Kriz İngiltere’ye yarar, Almanya’yı vurur”
Brexit sonrası İngiltere AB dışında kalmış, yalnızlaşmıştı. Ancak şu an Rusya fobisi ile AB’yi tekrar bir araya getiriyor. Bu krizde kaybeden Almanya, kazanan İngiltere ve ABD olacak. İngiltere Ortadoğu’yu şekillendiren ülkelerden biri. Ancak 2000’lerde bu pozisyonu Rusya’ya kaptırdı ve bu konuda ABD’yi suçladı. Yaşanan krizde ABD’nin verdiği büyük destek, Ortadoğu’daki ABD-İngiliz ittifakının yeniden sahneye çıkacağının göstergesi. Brexit sonrası Almanya lider olma yönünde politikalar üretiyordu. Bu politikalar ekseninde Rusya ileen büyük ticareti yapan ülke de Almanya’ydı. Ayrıca Alman ekonomisi Rus gazına muhtaç. Rusya’ya karşı bir ABD-İngiltere ablukası Alman ekonomisini altüst edebilir.
Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney Bahçeşehir Üniversitesi Kıbrıs
“Rusya, Türkiye ve İran çevrelenmeye çalışılıyor”
Rusya’nın sicili temiz değil ama Rusya’nın kanıt talebi dikkate alınmalı. İngiltere, Batı Avrupa ve ABD’nin kurduğu ittifakın, Rusya’daki seçimlerden hemen önce gelişmesi önemli. Batı-Rus ilişkilerinin bu kadar sertleşmesi, kurulan Avrupa ittifakı ve eş zamanlı yaptırımlar dikkat çekici. Batı tıpkı Soğuk Savaş dönemindeki gibi, bu olay üzerinden Rusya’ya karşı bu olay üzerinden bir bloklaşma hayata geçiriliyor. Rusya’yı sıkıştırmaya yönelik bir eksen oluştu. Bu politika, Ukrayna krizinden bu yana NATO ve ABD’de adım adım ilerliyor. Buna karşılık Rusya karşılık vermeye çalışıyor. Bu çok tehlikeli. Rusya’nın yanında duran Türkiye ve İran da çevrelenmeye çalışıyor.