NATO, Kırım’ın ilhakını milat olarak kabul ediyor. Buna göre yeni bir savunma konsepti belirliyor. İklimi ve coğrafi koşulları Rusya ile benzer bir ülkede tarihin en büyük tatbikatlarından birini gerçekleştiriyor. Ve sonra bir demeç: “İttifak hiçbir ülke için tehdit ifade etmiyor.”
15 Eylül 2017’de Alman DW (Deutsche Welle) haber portalı Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksander Fomin ile bir röportaj yaptı. Röportaj 14 Eylül 2017’de başlayıp 20 Eylül 2017’de sona eren Zapad 2017 tatbikatı ekseninde NATO-Rusya ilişkilerini sorguluyordu. DW, Rusya’nın Ukrayna ve Kırım’daki saldırgan politikasını gündeme getirince Fomin’in cevabı şöyle olmuştu: “NATO Rusya sınırına dayandı. Rusya ise Almanya ya da Fransa ile sınırı olan bir ülke değil. Bunu dikkate almanızı rica ederim. Sizce gerilimi tırmandıran taraf hangisi?” Peşinden DW’nin tatbikatlara ilişkin sorusu gelmiş, Aleksander Fomin: “Tatbikatlarımız, NATO’nun Rusya’ya takındığı saldırgan tutuma rağmen NATO’yu hedef almıyor” şeklinde karşılık vermişti.
ZAPAD ALTIN ÇAĞINI PUTİN’LE YAŞIYOR
Zapad, Rusça’da “Batı” anlamına geliyor. Zapad tatbikatlarının tarihçesi ise SSCB devrine dek gidiyor. 1991 yılında komünist rejim çökünce Zapad tatbikatı da bir süreliğine tarihe karışıyor. 1999 yılında Putin’in iktidara gelmesinden az önce tekrar canlandırılan Zapad, altın çağını belki de Putin döneminde yaşıyor. Dört yıllık periyotlarla yapılan tatbikat özellikle Baltık, İskandinav ve Doğu Avrupa’da yer alan ülkeler tarafından dikkatli bir şekilde takip ediliyor. DW’ye verdiği röportajda Aleksander Fomin “Zapad’ın Batı ve NATO devletlerinin bulunduğu coğrafi bölgeyle ilgisi yok. ‘Zapad’ sadece Rusya ve Beyaz Rusya’nın batısı anlamına geliyor” ifadesini kullansa da Batılı stratejistler aynı fikirde değil. Fin Milli Savunma Üniversitesi öğretim görevlisi Jyri Raitasalo’ya göre “Zapad bir askeri tatbikat fakat aslında bir tatbikattan çok daha fazlası. Rusya Zapad’ı siyaset ve medya savaşında çok daha etkin kullanıyor”. Raitasalo, Finlandiya ve İsveç gibi Batılı ülkeler açısından Zapad’ın “korku ve endişe kaynağı” olduğunu söylüyor.
RUS TARİHİNİN EN BÜYÜK TATBİKATI
2017 yılında Zapad tatbikatıyla Avrupa’nın yüreğini hoplatan Rusya, 2018 yılını da boş geçmedi. Üstelik soğuk savaş yıllarında bile görülmemiş büyüklükte yeni bir tatbikatla. 2017’de Batı anlamına gelen Zapad’ı yapan Rusya’nın 2018’deki hedefi Vostok, yani Doğu oldu.
Rusya, tarihinin en büyük askeri tatbikatını “Vostok 2018” adıyla 11-15 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de ziyaret ettiği tatbikata Çin ve Moğolistan askerleri de eşlik etti.
Çin Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, tatbikatın üçüncü bir tarafı hedef almadığı, Rus ve Çin ordularının çeşitli güvenlik tehditlerine karşı ortak kapasitelerini arttırıcı bir tatbikat olacağı vurgulandı. 3 bin 200 Çin askeriyle 30’u savaş uçağı ve helikopter olmak üzere toplamda 900 askeri aracın tatbikatta yer alacağı ifade edildi.
Vostok 2018, 1981 yılında SSCB döneminde yapılan ve Varşova Paktı askerinin yer aldığı “Zapad-81” ile karşılaştırıldı. Soğuk savaş döneminin en büyük tatbikatı Zapad 81’e 150 bin civarında asker katılmıştı.
Vostok 2018’e 300 bin asker, 36 bin askeri araç, 1000 uçak ve 80 savaş gemisinin katılacağını açıklayan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu NATO’ya meydan okurcasına şöyle dedi: “36 bin askeri aracın aynı anda hareket ettiğini düşünün: tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları, piyade araçları. Bunların hepsi savaş durumuna en yakın koşullarda görev alacak.”
300 bin asker Rusya açısından tüm zamanların rekoru oldu. Bir önceki tatbikat olan Vostok-2014’e ise 155 bin asker katılmıştı.
NATO’DAN KARŞILIK GECİKMEDİ
Rus tarafından “Tatbikatlarımız, NATO’nun Rusya’ya takındığı saldırgan tutuma rağmen NATO’yu hedef almıyor” şeklinde açıklamalar da gelse taraflar arasındaki karşılıklı memnuniyetsizlik son derece bariz. NATO Sözcüsü Dylan White’ın “Vostok, Rusya’nın çok geniş çaplı çatışmalara hazırlık yaptığını gösteriyor. Savunma bütçesini artıran daha iddialı bir Rusya var” sözleri en az Rus tarafının yaptığı açıklamalar kadar olumsuz sinyaller barındırıyor. Peki, Rusya’yı geniş çaplı çatışmalara hazırlık yapmakla itham eden NATO ne yapıyor? NATO tarihindeki en büyük tatbikatlardan birini, Trident Juncture 18’i…
Trident Juncture 18’e 31 NATO ülkesinden 50 bin civarında asker katılıyor. 250 uçak, 65 gemi ve 10 bin civarında askeri araç tatbikata eşlik ediyor. Tatbikat Norveç merkezli olmak üzere İzlanda’dan Finlandiya’ya dek uzanan geniş bir alanda gerçekleştiriliyor.
NORVEÇ HAVA KOŞULLARI İÇİN SEÇİLDİ
Konu hakkında bilgi edinmek için Norveç ordusuna ait web sayfasına bir göz atalım. Tatbikat için neden Norveç’in tercih edildiği şu ifadelerle anlatılmış:
“Bu tatbikata hava, deniz ve kara unsurları katılıyor. Norveç gerçek koşullarda bir eğitim açısından bütün bu imkânları sunuyor. Soğuk ve yağışlı hava NATO askerleri için ilave zorluklar getiriyor, bu da onlara çetin koşullarda operasyon yapabilme becerisi kazandırıyor.
“Niçin tatbikat yapıyoruz” bölümünde ise şöyle deniyor:
“Küresel güvenlik durumuna ilişkin değişimler nedeniyle 2014 yılından bu yana kolektif savunma NATO’nun en bilinen özelliği haline geldi. NATO’nun planlama ve büyük bir ortak savunma operasyonunu yönetme beceresini test etmek için büyük ölçekte birkaç tatbikat yapma kararı alındı.”
HEDEF RUSYA MI?
“Gerçek koşullarda bir eğitim imkânı sunan, soğuk ve yağışlı havaya sahip” Norveç’in bu tatbikat için seçilmesinin elbette bir anlamı var. 2014 yılında “küresel güvenlik durumuna ilişkin değişimler” söz konusu olmuştur ve NATO büyük çaplı tatbikatlar yapma kararı alır. Peki, 2014 yılında NATO’yu bu kararı almaya ikna eden hangi gelişme olmuştu, bilin bakalım. Rusya’nın Kırım’ı işgali…
21 Şubat 2014’te Ukrayna’da Rus yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesiyle harekete geçen Putin, 23 Şubat’ta Kırım’da Ukrayna karşıtı ilk gösterileri organize etmiş, 27 Şubat’ta milis güçleri eliyle Kırım parlamentosunu ele geçirmişti. 17 Mart’ta Kırım’ın ilhakını onaylayan imzayı atması, Batı dünyasını resmen şoka sokmuştu.
2014’ten bu yana dört yıl geçmesine rağmen Kırım’ın ilhakıyla oluşan panik havası henüz dağılmış değil. “Niçin tatbikat yapıyoruz” bölümüyle yetinmeyip hemen peşinden “İyi de, niçin bu derece büyük bir tatbikat” şeklinde izah çabası bunun bir göstergesi. Bakın, ne deniyor: “Böyle büyük çaplı tatbikatlar, NATO’yu gerektiğinde herhangi bir saldırıya karşı daha hazırlıklı ve daha diri tutmak içindir.” Paniğin devam ettiğini bir sonraki başlıkta daha bariz görmek mümkün. Başlığın adı “NATO bir savaşa mı hazırlanıyor?” Cevap şu:
“Hayır. NATO, amacı üye devletleri korumak olan bir savunma ittifakı. İttifak hiçbir ülke için tehdit ifade etmiyor. Ve şu an herhangi bir NATO müttefikine karşı acil bir askeri tehdit görüyor değiliz.”
SADECE TATBİKAT MI?
NATO, Kırım’ın ilhakını milat olarak kabul ediyor. Buna göre yeni bir savunma konsepti belirliyor. İklimi ve coğrafi koşulları Rusya ile benzer bir ülkede tarihin en büyük tatbikatlarından birini gerçekleştiriyor. Ve sonra bir demeç: “İttifak hiçbir ülke için tehdit ifade etmiyor.” En az Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksander Fomin’in DW’ye verdiği röportajda sarfettiği “Tatbikatlarımız, NATO’nun Rusya’ya takındığı saldırgan tutuma rağmen NATO’yu hedef almıyor” sözü kadar kaypak!
Konuya ilişkin son sözü bir uzmana; ABD donanmasının emekli amirali, eski NATO komutanlarından James Stavridis’e bırakalım. 6 Eylül’de Bloomberg için yazdığı makalenin başlığı çok şey anlatıyor. “Rusya ve NATO’nun savaş oyunları, sadece oyundan ibaret değil.” Makalenin son paragrafı ise şöyle diyor:
“ABD ile müttefikleri, tarafların maceracı eğilimlerini azaltmak için, caydırıcılık açısından hazırlıklı olma babında tatbikat yapmaya devam ediyor. Fakat kendimizi aptal yerine koymayalım: Bu tatbikatlar sadece birer oyundan ibaret değil. Öyle ya da böyle sonunda ölüm var.”