Adını her gün duyarız. Füze ve diktatör kelimeleri geçiyorsa kuzey, dizi ve misyoner kelimeleri geçiyorsa güneyden söz ediliyordur, biliriz. Şu var ki güneyin ünlü marka ve cinsiyetsiz müzik grupları, haber piyasasında kuzeyin Komünist hanedanlığıyla rekabet edemez. Kim, daima manşettedir.
Genç yaşında bu kadar sık ölüm haberine konu olmaktan sıkılmış gözükmese de bu sefer durumun ciddiyeti rejimin kurucusu dede Kim’in doğum yıl dönümüne katılmayışından belliydi. Baba Kim de 2008’de böyle bir törene katılmadığında felç geçirdiği gerçeğini saklayamamıştı. Neyse ki torun Kim ölmemiş, sadece Çinli doktorların da imdada geldiği bir kalp ameliyatı geçirmiş.
Üç hafta sonra kameralara gözükür gözükmez sınır hattında kuzey tarafının ateş açması, güneyin de karşılık vermesiyle yaşanan gerginlik, Kore gerçeğini anlamak için zihinlerimizi bir kez daha kışkırtır: Asya’nın doğu ucunda tüm bu olan bitenin mânâsı nedir?
JAPON NEFRETİ
Coğrafya… Kore’nin en kısa özeti budur. Kaderi, İbn-i Haldun’u doğrulamak için elinden geleni yapmıştır. Üç tarafı Pasifik’le çevrili bir yarımada; Çin deniz hâkimiyeti için onu bir köprübaşı, Japonya ise kıtaya çıkıp kaynaklara doğru ilerlemek için bir atlama taşı olarak görür. Barışçıl bir halk, tahmilî savaşlara mahkûmdur. Binlerce yıldır Çin karşısında kendini bulmaya ve korumaya çalışmışken 1592’de 200 bin askerle karaya çıkan Japonya yeni belâsıdır.
Kore bir işgalciyi def etmek için bir diğerini davete mecburdur. Kral kaçıp Çin’den yardım dilenir. Yıllar boyu süren savaşta ülke tarumar olur, nüfusun 5’te 1’i, 3 milyon Koreli ölür, krallarının mezarları bile soyulur. Tüm bunlar Japonlara duyulan nefret için kâfidir. Ama Japonlar bununla yetinmeyecektir.
Japonlar endüstri devrimini daha erken yapıp yarımada üstündeki baskısını artırınca, Kore bu defa Ruslardan medet umar. Japonlar, Rus yanlısı Kraliçe Min’i öldürerek karşılık verir, ertesi yıl kralın yeni sığınağı Rusya’dır. Adını Kore İmparatorluğu olarak değiştirse de kaderi değişmez. İki imparatorlukla çevrili devletçik, şimdi bir üçüncüsü ile de çevrelenmiştir.
Devamı Gerçek Hayat’ın 1020.sayısında.