‘Oyuncu’ değişikliği: Irkçı beyazlar ‘out’, elit siyahlar ‘in’

Asırlarca sömürülen ve onlarca yıl ırk ayrımcılığına tabi tutulan Güney Afrikalılar verdikleri büyük mücadeleler sonucu bundan 25 yıl önce özgürlüklerine kavuştular. Ülkede siyah, beyaz, melez ve Hintli olmak özere tüm ırkların resmen eşit şekilde muamele görmeye başladığı ve tüm ulusun ilk defa oy kullandığı 1994 yılından önceki süreçte ülke içerisinde yaşayan tüm ırklar keskin bir sınırla birbirinden ayrılmış ve bu ayrım anayasa ile düzenlenmişti. Siyahlar başta olmak üzere beyaz olmayan tüm ırklar Apartheid hükümeti tarafından aşağı sınıf olarak belirlenmiş ve toplumun yüzde 90’ını oluşturan beyaz olmayan halk, yüzde 10’unu oluşturan Avrupalı beyaz ırk tarafından yönetilmişti.

Ülkenin büyük çoğunluğunu teşkil eden beyaz olmayan halkın siyasî, sosyal ve ekonomik hayattan tecrit edilmesi neticesinde neredeyse her alanda ülkenin bütün kaynaklarının sahibi beyazlar olmuştu. Bunun gibi birçok süreçten geçen Güney Afrikalılar 1994 yılında yeni bir çağa merhaba dediler. Ancak beyaz üstünlüğünün resmen sona erdiği günden bugüne ekonomik ve sosyal hayattaki problemleri çözme konusunda ihtiyaç duyulan ilerlemeler, istenen düzeyin çok gerisinde kalmış durumda.

Siyah elitler oluştu

Güney Afrika’da ırk ayrımcılığı politikaların sonucu meydana gelen ekonomik yapıyı düzeltmek ve sınıf problemini ortadan kaldırmak için “Siyah Ekonomik Güçlendirme” programları hayata geçirildi. Fakat çok büyük beklentiler ve iyi niyetlerle uygulamaya konulan programlar küçük bir siyah elit sınıfın oluşmasına yol açtı.

Program dahilindeki teşviklerden daha çok iktidar partisi ANC ile bağlantılı siyah bir azınlık yararlandı ve hızlı şekilde ekonomik ilerleme kaydetti. Zaten yoksul durumda olan halkın ekonomik hayatında bir ilerleme olmadı. Siyahların yüzde 80’i ekonominin sadece yüzde 5’ine sahipken 60’lı yıllarda yardımlar ile ayakta duran ANC partisinin üst düzey üyeleri ve yakınları bugünün dolar milyonerleri haline geldi.

Ekonominin yüzde 85’ibeyaz azınlığın elinde

Ülkede 1994 yılında işsizlik oranı yüzde 20 seviyelerinde iken bu oran 2018 yılı itibari ile yüzde 28 seviyelerine ulaştı. Ülkedeki siyah çoğunluk politik pozisyonların yüzde 70’ini elde tutarken beyaz azınlık ülke ekonomisinin yüzde 85’ini hâlâ elinde bulundurmaya devam ediyor.

Gelir adaletsizliğinde ilk sırayı alan ülkede işçiler asgari ücretin iyileştirilmesi için sürekli protesto gösterileri yapmakta. Hükümetin ekonomide siyahları daha faal hâle getirme çabaları bazen dış yatırımcıyı ürkütmekte ve spekülasyonlara sebebiyet vermekte. Örneğin 2002 yılında madencilik sektörünün yüzde 51’ini siyahlara devretme taslağı kamuoyuna sızmış ve borsada maden firmalarının değerleri düşerek milyonlarca dolar buhar olup gitmişti.

Toprak sorunu bitmek bilmiyor

Tüm kanunların beyazların lehine olacak şekilde düzenlendiği Apartheid döneminde ülke topraklarının yüzde 85’i nüfusun yüzde 9’unu oluşturan beyaz azınlığın elinde bulunuyordu. Toprağın yeniden âdil şekilde dağıtımı bugüne değin Mandela’nın partisi ANC tarafından kurulan 5 hükümetin de en önemli gündem maddelerinden biri olmasına rağmen, 25 yılın sonunda dağıtımı hedeflenen toprak oranı ancak yüzde 9,7’ye ulaşabildi.

Mevcut durumda nüfusun yüzde 9’unu oluşturan beyazlar ülke topraklarının yüzde 72’sini elinde bulundururken nüfusun yüzde 76’sını oluşturan siyahlar toprağın yüzde 4’üne sahip.

Ülke gündeminin en üst sıralarında yer alan bu sorun için ayrılan bütçeler her dönem oldukça kısıtlı tutuldu. Toprak için ayrılan bütçe şu anda yüzde 0.4 ve hiçbir zaman yüzde 1’i geçmedi. Mesela 2018 yılında kabine üyelerinin güvenlik giderlerine toprak sorununa ayrılan bütçeden daha fazlası ayrıldı. Bu veri, problemin çözümüne ilişkin ipucu niteliğinde.

Filistin halkının elini güçlendiriyor

Öte yandan Apartheid zamanında İsrail ile sıkı ilişkileri olan Güney Afrika Cumhuriyeti şu anda Filistin’e en büyük desteği veren ülkelerden birisi konumunda. Geçtiğimiz günlerde hükümet, İsrail’deki elçisini çekerek, İsrail ile olan bütün diplomatik ilişkilerini neredeyse sıfıra indirdi. Aslında Filistin halkının bugün yaşadığı ayrımcılığı çeyrek asır öncesine kadar iliklerine kadar yaşamış ve verdikleri mücadelede tüm dünyanın desteğini arkasına almış olan Güney Afrika, bu duruşu ile dünyaya önemli bir mesaj veriyor ve Filistin halkının elini güçlendiriyor.

Geçen çeyrek asırlık süreçte birçok alanda ilerleme kaydedilse de henüz beklentilerin çok uzağında kalındı. Özellikle ekonomik olarak alt kesimde yaşayan insanların ekonomiye entegrasyonu ve sosyal hizmetlerin dağıtımı noktasında istenen düzeye ulaşılmış değil. Ülkenin en önemli problemlerinden toprağın âdil dağıtımı, gelir adaletsizliği ve AIDS virüsünün önlenmesi gibi konularda alınacak daha çok mesafe var.

Benzer konular