FETÖ ile mücadele adı altında, binlerce masum insan ya tutuklandı ya gözaltına alındı ya işinden uzaklaştırıldı ya da bu saydıklarımızın her birisine maruz kaldı.
FETÖ ile mücadele metodunda bir hata var. Ama nerede? Hemen hemen her gün, bir tanıdığım ve tanıdığımın tanıdığından, bir kişinin işinden atıldığı veya gözaltına alındığı haberini alıyorum. Bu kadar yoğun haber almamın sebebi; FETÖ’cülerin kumpasıyla, yıllarca cezaevinde yatmamdan dolayı, bana gelip dertlerini anlatmaları. Dertlerine çare olacak, bir sığınak olarak görüyorlar.
‘Kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayriye himmet ede!’
Yine de elimden ne geliyorsa, yapmaya gayret ediyorum. Tanıdığım milletvekili veya bürokratlara durumu anlatıp, problemi hâlletmek için çaba sarfediyorum.
FETÖ ile uzaktan yakından alakası olmayan bir öğretmen, doktor, hemşire veya herhangi bir devlet kadrosunda çalışan birisinin; amiri veya mesai arkadaşı tarafından, ‘Bu FETÖ’cüdür’ diye iftira atılarak, işten pekâla çıkartılabiliyor.
Kendisini çekemeyen akrabası tarafından, FETÖ iftirasına maruz kalıp, işinden olan birçok insana rastladım.
Gelelim esas yazmak istediğim mevzuya…
Bu yazacaklarımı, kripto FETÖ’cülerin yaptığına inanıyorum.
Birincisi Hayati Yurdan kardeşimin başına gelenler…
Bosna Şehidimiz Selami Yurdan’ın Ağabeyi Hayati. Kürt kökenli Yurdan ailesinin, Ak Partili bir aile olduğu tüm yakınları tarafından bilinir. Üstelik PKK’ya karşıtlığı da bilinen bir ailedir.
Yurdan Kardeşimin anlattıkları: “Sürekli olarak yurt dışına ticari maksatla seyahat etmekteyim. 25 Mart 2018 Pazar günü, yurt dışına çıkarken pasaportuma, hiçbir gerekçe gösterilmeden, el konuldu. Aşağı yukarı, 8.000 TL olan gidiş geliş uçuş biletim yandı. 27 Mart 2018 günü, 14756 sayılı dilekçemle, İstanbul Valiliği OHAL Bürosuna başvurdum. 20 gün içerisinde, ya el koyma gerekçesini söyleyeceklerini, ya da pasaportumu geri vereceklerini söylediler. Yirmi beş gün sonra gittiğimde, ‘Hakkınızda soruşturma ve inceleme devam ediyor.’ şeklinde bir cevap verdiler.
Hiç bir gerekçe söylenmeden, 8 aydır mağduriyet yaşıyorum. Tüm mercilere başvurmama rağmen, hiç bir gerekçe söylenmeden, sadece hakkınızda soruşturma ve inceleme var deniyor. Neyle ilgili olduğunu söylemiyorlar, ticari ve manevi olarak mağdur edilmekteyim. Birileri bu vatana kaos oyunu oynuyor. Yetkililer, acilen benim gibi durumda olan niceleri için çözüm ve bilgilendirme yolunu bulsunlar. Ya da gerekçesini söylesinler, bu durum binlerce insanın mağduriyetine yol açmıştır.”
İkinci olarak Nurettin Tekin kardeşimin başına gelenler:
“2009 yılından beri yaklaşık altı yıl işçi kadrosunda görev yaptığım, E….. Belediye Başkanlık makamı özel kalemde başkanlarla ile birlikte çalıştım. Bu süre içersinde hiç bir olumsuzluk yaşamadım. (Daha önceki belediye başkanlarımızla da yaşamadım.) Ancak 01 Nisan 2016 tarihinde, Başkan Beyin ABD’ye yolculuğu ile birlikte, benim başka bir müdürlüğe görevlendirme yazım geldi. Sebebini bilmiyorum. Özellikle 17-25 Aralık 2013 ten sonra, Sayın Cumhurbaşkanımıza, dua eder canımdan can ömrümden ömür ver diye dua ederdim.
Kurumda mesai saatlerinde, dış güçlerle işbirliği yapan FETÖ Terör örgütü hakkında; sürekli ve yüksek sesle, hainliğini dile getirirdim. Bundan dolayı, ‘Bunlar hakkında çok konuşuyorsun, sana zarar verirler.’ diye, bazı mesai arkadaşlarımdan uyarılar da aldım.
Ancak bir ay sonra seninle ilgili olumsuz rapor, MİT tarafından hazırlandı Sayın cumhurbaşkanının katıldığı programlara gelme diye, Başkan Yardımcısı N….. K…. ile bana şifahen bilgi verdiler.
Şaşırdım, konunun üzerine gitmek için Sayın Başkanla görüşmek istedim engellendim. Başkan Yardımcısı N…. beyefendiye ısrarcı oldum, gayret ettiler 10 gün sonra Başkan ile yüz yüze görüşme imkânım oldu.
Konunun ne olduğunu sorduğumda ‘Devlet büyüklerinden şifahen senin hakkında olumsuz bilgi geldi.’ şeklinde bir cevap verdi. Cumhurbaşkanına Başbakan’a hakaret ve kendileri ile ilgili de olumsuz yayın gönderilmiş vs. Ben de bunların ancak çalışılmış komplo olduğunu söyledim, ısrarcı oldum herhangi bir belge bilgi sunamadı. “Konuyu emniyete yazdım cevap bekliyorum” dedi, ben de “bana bilgi verir misin” dedim, hâlâ cevap yok.
Hain darbe girişiminden iki hafta sonra, demokrasi meydanında ailecek bulunduğumuz sırada, 26 yıldır ailecek tanıştığım Ziya Eryılmaz hocamızla, Her Cuma yaptığımız rutin sohbet için, o gün perşembe idi, “Cuma akşamı sohbeti yapalım” dedik ve cuma akşamı her zamanki yerde toplandık. Sohbet kısa sürdü ve “Herkes meydanlara çıksın, yerini alsın” denilerek bitirildi. Ziya Eryılmaz hoca ile aynı bölgede oturduğumuz için, sohbete beraber gidip geliyorduk.
Sohbetten dışarıya çıktığımız esnada, sivil emniyet ekipleri geldi ve 16 kişi, 29 Temmuz 2016 Cuma akşamı, emniyet müdürlüğüne götürüldük. Yaklaşık 25 gün gözaltında tuttular. Karakoldaki bazı memurların, tutuklatmak için özel gayret göstermelerine maruz kaldım. Adliyeye sevk ettiler, savcıyı hiç görmedim, Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildim.
2016/351 sorgu zabtı ile 10.sulh hukuk hâkimliğince, serbest bırakıldım.
Netice olarak 22 Ağustos 2016 tarihinden beri, savcılık herhangi bir karar vermedi, dosyam açık durumda olması sebebiyle, OHAL komisyonuna yaptığım müracaatlarım, sonuçsuz kalmakta.
Daha gözaltı süresi içerisinde iken belediye yetkilileri, gümrükten mal kaçırma diye tabir edilen bir gayretle, hukuktan delilden yoksun bir şekilde, işten çıkarıyorlar benim hiç bir şeyden haberim yok. Olayı kapatmak İçin “KHK” ya yazdırma gayretine giriyorlar ve 22 Kasım 2016 Tarih ve 677 sayılı KHK sayı 29896 ile başardılar.
Ayrıca FETÖ liderinin kitapları elinden düşmeyenler ve her gün gururla makamlara gelenler, Samanyolu TV den çıkmayan, onların sohbetlerinde aralıksız bulunanlar, mütevelli kadrolarında olanlar, onlara her tür destekte bulunanlar, hâlâ belediyede devam ediyor ve bu kişiler darbe girişiminden sonra, kurumlarındaki kurulan sözüm ona komisyonlarda üye olan kişiler. Meydanlara 3-4 gün sonra teşrif edenler, hâlâ görevdeler.”
Kripto FETÖ’cüler ve benzeri memurların yaptığı olumsuz icraatların hepsi, AK Parti’nin zarar hanesine yazılmaktadır. Yukarıda misallerini verdiğimiz türden tüm olumsuzluklar, AK Parti’ye mâledilmektedir.
Bu tür mağdurların hak kayıpları, acil giderilmemektedir ya da çok geç giderilmekte.
Bu kripto FETÖ’cüler tespit edilip, acilen ayıklanmalıdır.