Bırakın itirazı, BAE sessiz kalmayı bile beceremedi. Hindistan Büyükelçisi Ahmed el Benna aracılığıyla Modi liderliğindeki Hint fanatizminin Keşmir’de işlediği bütün zulümleri desteklediğini duyurdu.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi üç günlük bir ziyaret için 23 Ağustos’ta Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti. Böylece son yıllardaki bir gelenek bozulmamış oldu. Dikkatinizi çekmiştir sanırım, her yıl ya Modi Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret eder ya da Muhammed bin Zayed Hindistan’ı. Üstelik bu ziyaretler laf olsun diye de yapılmaz.
Mesela Modi’nin Ağustos 2015’teki ziyareti sırasında iki ülke arasında imzalar atılmış, ilişki düzeyi ‘Kapsamlı Stratejik Ortaklığa’ yükseltilmişti. Modi daha sonra Şubat 2018’de yine bir ziyaret yapmış, BAE’nin ev sahipliği yaptığı ‘Dünya Hükümet Zirvesi’nin açılışını yapma şerefi ev sahibi Bin Zayed tarafından kendisine bahşedilmişti.
Bunun mukabilinde BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed de Hindistan’ı bir yıl arayla, Şubat 2016 ve Ocak 2017 tarihlerinde ziyaret etmişti.
Modi’nin iki ülke arasındaki yakın ilişkiye dair şöyle bir sözü mevcut:
”Yıllık 60 milyar dolar hacmindeki ticaret ile BAE üçüncü büyük partnerimiz. Ayrıca Emirlikler, Hindistan için dördüncü büyük ham petrol ihracatçısı. Emirliklerde bulunan 3,3 milyon Hintli de iki ülke arasındaki yakın ilişkinin en önemli delili.”
MODİ’YE EN BÜYÜK DEVLET NİŞANI
Dedik ya, iki ülke arasındaki ziyaretleşmeler laf olsun kabilinden yapılmaz, 2015 yılından bu yana ‘Kapsamlı Stratejik Ortaklık’ söz konusu. Nitekim Modi bu kez de boş yere gelmedi. Bin Zayed tarafından kendisine ülkenin en yüksek sivil nişanı takdim edildi. BAE’nin kurucusu, Muhammed bin Zayed’in de babası olan Şeyh Zayed bin Sultan adına, yüzüncü doğum günü için takdim edilen ve sembolik değeri haiz bir nişandan bahsediyoruz.
KEŞMİR KİMİN UMURUNDA?
Yalan yok, BAE Modi’ye nişanı vereceğini geçtiğimiz Nisan ayında kamuoyuna duyurmuştu. Fakat yine de 5 Ağustos’ta 307 sayılı özerklik yasasını iptal ederek Keşmir’de bombanın pimini çeken Modi’ye nişan verme töreninin iptal edileceğini kimse beklemiyordu. Çünkü Hindistan’da neredeyse her gün Müslüman kanı dökmekten büyük haz duyan Hint fanatizminin önderliğini yapan Modi’ye başta BAE olmak üzere Arap dünyasından tek itiraz yükselmiş değildi. Suudi Arabistan’ın “Telefon ve internetin kesilmesinden dolayı endişeliyiz” mealindeki cılız tepkisini itiraz olarak görmek mümkün değil elbette.
Bırakın itirazı, BAE sessiz kalmayı bile beceremedi. Hindistan Büyükelçisi Ahmed el Benna aracılığıyla Modi liderliğindeki Hint fanatizminin Keşmir’de işlediği bütün zulümleri desteklediğini duyurdu. Neymiş efendim, Keşmir Hindistan’ın kendi meselesiymiş. Dahası “Keşmir’deki değişiklikler sosyal adalet ve güvenliği artıracak, bölgeye daha fazla istikrar ve barış getirecek”miş.
Müslümana karşı Hint fanatizminin yanında olmak… Gel de İsrailli analist Edy Cohen’in 2 Haziran 2018 tarihli twitter paylaşımını hatırlama şimdi. Ne demişti Cohen?
“Şu anda büyük Arap devlet adamları var ki asılları Yahudi’dir. Bunların arkasında dünya masonluğunun desteği bulunmaktadır. Bunların kim olduğunun bilgisi İsrail’de Dimona Nükleer Tesisi’nden daha büyük bir sırdır. Onlardan biri öldüğü vakit şaşkınlığa uğrayacaksınız. Çünkü İsrail devleti bu uzun ömür yaşamış kişinin kemiklerini talep edecek. Bu kişi, (Yahudiler için son derece önemli) Kâhinler ailesinin mensubudur.”
Söyleyin bakalım, ‘Yahudi asıllı Arap devlet adamları’ deyince aklınıza ilk gelen isim hangisi?
BAE, CIA’İN ARKA BAHÇESİ
Edy Cohen’i doğrulayan yeni bir gelişme daha var. Reuters’ten Aram Roston 26 Ağustos’ta duyurdu. Bütün dünyayı tarassut altında tutan CIA meğerse BAE’yi pas geçiyormuş. Niçin? Çünkü kendilerinden görüyor da ondan. CIA’nin yeryüzünde ‘insan istihbaratı’ toplamadığı beş ülke The Five Eyes / Beş Göz olarak biliniyormuş. Hangi ülkeler bunlar? İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve BAE…
Peki, aralarında nasıl bir benzerlik var? Dikkat ettiniz mi, BAE hariç bunlardan dördü ABD ile aynı kandan, yani Anglosakson. Listenin bir de kimsenin ifşa etmek istemediği gizli üyesi var. Sizce bu hangi ülke olabilir? Hadi bir ipucu vereyim. Yarım asırdır nükleer silah imal ettiği halde kimsenin gıkını çıkarmadığı ve resmen bu durumun görmezden gelindiği ülkeden bahsediyoruz. Kim olacak, elbette İsrail.
Reuters’e açıklama yapan eski ajanlara göre CIA, ABD’nin bazı kilit müttefikleri de dahil olmak üzere önemli çıkarları olduğu hemen her milletten insan istihbaratı toplamakta sakınca görmüyormuş.
Konuyla ilgili görüşleri sorulan Amerikan makamlarından herhangi bir cevap gelmemiş. Ne CIA, ne NSA ve ne de Beyaz Saray’dan tek kelime duyulmuş. Aynı şekilde BAE Dışişleri Bakanlığı ve ABD Büyükelçiliği de medyadan gelen yorum taleplerine sessiz kalmış. Konuyla ilgili görüşü sorulan emekli CIA görevlisi Norman Roule ise şöyle demiş:
“BAE’nin düşmanları bizim de düşmanımız. Teröre karşı verdiğimiz mücadeleye katkıda bulundular. Özellikle de Yemen’deki El-Kaide’ye karşı.”