SAYI-882 - Sayı

Yerli olanlar, bütün coğrafyaya yayılın ve en güçlü cepheyi kurun!

Varın siz, etnik milliyetçiliğin coşkusuyla “Büyük Devlet” peşinde koşun. Gözlerinizi karartın, sınırları zorlayın, herkese silah çekin, şehirleri boşaltın, yüz binleri yüzlerce yıldır yaşadığı topraklardan koparın, sürgünler tarihine imza atın, tarih sahnesine kötülüklerle yerleşin.

Arkanıza aldığınız ABD ile, İsrail ile, Avrupalı ile, kısaca 21. yüzyılın Haçlı bloku ile Mezopotamya’yı, Ortadoğu’yu, coğrafyamızı paramparça edin. Şii olsun, Sünni olsun yanı başınızdaki devletleri, ülkeleri parçalamaya ayarlı bütün çokuluslu projelerin bölgeye taşıyıcısı olun, tetikçisi olun. Kadim şehirleri insansızlaştırın, harabeye çeviren güçlere yol gösterin.

Varın siz, mezhep kimliğiyle haritalar çizin. Ülkeleri yeniden tanımlayın, birbirinizin topraklarına müdahale edin, toplumları kışkırtın, bu amaçla örgütler kurun, acımasız intikamlar alın, kitlesel kıyımlar yapın, cinayetin ve kötülüğün her türünü meşrulaştırın. İslam adına, mezhep adına öldürün, bir daha aynı sokakta yaşamayacak ölçüde intikam arzularını sulayın, bu coğrafyayı bir daha ayağa kalkamayacak şekilde tüketin, insanları bir daha yüz yüze bakamayacak hale getirin.

Kazandık zannedin, bir karış daha toprak aldık zannedin, zalimlerden kurtulduk zannedin. Ardı ardına ülkelerin parçalanmasını zafer, haritaların yeniden çizilmesini başarı, şehirlerin el değiştirmesini kazanç kabul edin. Irak Saddam’dan, Suriye Beşşar’dan, Afganistan Taliban’dan kurtuldu diye avunun. Aptallıkların, beyinsizliklerin, aç gözlülüğün, körlüğün,  kişiliksizliğin, bin yıldır bu coğrafyayı vuranlara köleliğin alasını yapın. Satılmışlığın, kişiliksizliğin, mazlumun zalimleşmesinin en çirkin örneklerini sergileyin.

Hiçbir şey kazanamayacaksınız. O topraklar sizin topraklarınız olmayacak. O devlet, o sınırlar size ait olmayacak. O şehirlere hâkim olamayacaksınız. Kaybettiklerinizle, ihanetinizle, coğrafyayı lime lime edenlere köleliğinizle, şehirlerimizi harabeye çevirenlere kul/tetikçi olmanızla anılacaksınız.

Biz, sizi birer istilacı, yağmacı, kan dökücü, ümmeti ve coğrafyayı parçalamak için kullanılan tetikçiler olarak hatırlayacağız. Siyasi tarih sizi böyle yazacak, coğrafyanın hafızası böyle hatırlayacak. Bin yıldır bu topraklardaki bütün ihanetler bugün nasıl hatırlanıyorsa, siz de öyle hatırlanacaksınız. Haçlıları, istilacıları, yağmacıları bu topraklara taşıyan herkes, her grup, her birey, her çevre bu günah altında ezilecek.

Irak’ın parçalanması da Suriye’nin parçalanması da ardından bölgedeki diğer ülkeler için başlatılacak parçalama planları ve müdahaleleri de bizim gerçeklerimiz değil. Bir büyük plan, proje, istila adım adım uygulanıyor. Bizlere kendi gerçeklerimiz, çıkarlarımız gibi yabancı projeler dayatılıyor. Ne yazık ki inanıyoruz, kanıyoruz, aldanıyoruz, cazip vaatlere kapılıyoruz.

Ne yazık ki kendi coğrafyamızı, kendi ülkelerimizi, kendi şehirlerimizi, kendi insanımızı yıkıma götürüyor, acı üstüne acı biriktiriyoruz. Böyle devam edersek bu yüzyılı kaybederiz. Uyanıp aklımızı başımıza almazsak bütün ülkeleri, coğrafyanın tamamını kaybederiz.

Haçlı Savaşlarından, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük istila dalgasına karşı, yerli olanlar, büyük projeyi görenler çok büyük bir cephe kurmalı,  dayanış içine girmeli. Çünkü hepimiz aynı tehditle yüz yüzeyiz. Direnmekten, dayanışmaktan, omuz omuza vermekten başka hiçbir yol yok. İstila ve ihanetle başka türlü mücadele imkânı yok.

Biz buna “Acımasız Mücadele” diyoruz.

Benzer konular