Güçlü bir direnç hattı oluşturmalıyız. Türkiye için, bölge için, coğrafyanın tamamı için, İslam orta kuşağı için. Doğru yerde duran, sağlam pozisyon alan, güçlü sözlere sahip, geçmişi ve yarını birlikte düşünebilen, gerektiğinde yumruklarını sıkmayı bilen, vatan kavramını en üstte tutan, millet aidiyetinden taviz vermeyen, toplumsal dayanışmayı önceleyen, 20. yüzyılın bütün hesaplarını hafızasında tutan, 21. yüzyıla dönük büyük iddialara sahip olan, mezhep ve etnik kimliklerin ötesini düşünebilen bir kuşak, bir toplumsal bilinç, bir güç dayanışması inşa etmeliyiz.
Çünkü küresel fırtınanın en sert haliyle, en yıkıcı haliyle karşı karşıyayız. Bugüne kadar bize kısmen uzakta olan, uzaktan ilgilendiğimiz, hayıflandığımız, bir şeyler yapmaya çalıştığımız o fırtına artık evlerimize, sokaklarımıza, vatanımıza, zihinlerimize kadar geldi.
Ülkeler ardı ardına devriliyor, en sağlam toplumlar birbirine düşürülüyor, acı verici bir ayrışma ve çatışma hali hızla yayılıyor. Afganistan’da Irak’ta, Libya’da, Yemen’de işgallere, iç savaşlara, bölünmelere tanık olduk. Ardından Suriye’nin perişan haline ağladık. Şimdi Suriye savaşını Türkiye’ye, evimize, anavatana taşımaya çalışıyorlar.
DEAŞ üzerinden işgalleri ve talanı yayanlar PKK/PYD üzerinden Türkiye’yi çevreliyor, kuşatıyor. Bunun bir adım sonrası, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan koridorun Türkiye ayağını oluşturma planıdır. Çok kısa zaman içinde bunu deneyecekler.
Bunun için ortam oluşturacaklar, tartışmalar çıkaracaklar, bizleri fiili durumlara mahkum edecekler. İran-Suudi Arabistan üzerinden bütün bölgeyi iki keskin kampa, cepheye ayıranlar, bu düşmanlığı örtü olarak kullanıp birçok ülkeyi küçültmenin, yeni haritaları uygulamanın son hazırlıklarını yapıyor.
Türkiye için, İran için, Suudi Arabistan için, Pakistan için, Mısır için böyle haritalar var. Artık onlardan olmak, onların yanında olmak, onlarla müttefik olmak, korunmak için yeterli değil. Müttefiklerini de, düşman ilan ettiklerini de yıkmak, parçalamak için asla tereddüt etmeyecekler. Artık NATO müttefiki olmak Türkiye için, ABD’nin her dediğini yapmak Suudi Arabistan için, İngilizlerin esiri olmak bir başka bölge ülkesi için koruma kalkanı oluşturmayacak.
Ülkeler üstü bir coğrafya tasarımı uygulanıyor çünkü. Bölgenin bütün zaaf alanları, düşmanlıkları, farklılıkları, anlaşmazlıkları bu tasarım için politikaya, yıkıcı planlamalara dönüştürülüyor.
Öyleyse yapacağımız tek şey var: Kendi mücadelemizi vermek, kendi siyasi hesaplarımızı görmek, kendi direncimizi oluşturmak, kendi öz savunmamızı geliştirmek, kendi toplumsal dayanışmamızı sağlam tutmak, yerli ve yerel bir direnç hattı şekillendirmek.
“Acımasız Direniş” dediğim şey hep buydu işte. İnanmayanlar, er geç bu noktaya gelecek. Çünkü küresel fırtınanın, o uğursuz rüzgarın son ve en yıkıcı aşaması başladı. Öyleyse en çetin direniş de önümüzde ve biz bunu yapacağız.
Onların kendi aralarındaki ilan edilmemiş kavgaları, bize saldırılarından çok daha ağır sonuçlara yol açacak. Ve bizler bu tarih aralığını, bu güç çatışmasını kullanacağız. Kendi yolumuzu çizip, kendi haritamızı uygulayacağız.
Tarih döndü ve biz yükselişe geçtik. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu yükseliş durdurulamayacak. Öyleyse, yeni yükseliş tarihinin kahramanlarını sahaya, bir adım öne çıkmaya davet ediyoruz.