Biz, öfkelerimizle varız arkadaşlar!
İddialarımızla, dertlerimizle, sessiz sessiz ağlayışlarımızla varız.
İçimizde biriktirdiğimiz ve çoğu zaman kimselere söyleyemediğimiz acılarımızla varız.
Şehitlerimizle, isimsiz kahramanlarımızla, yetimlerimizle, delikanlılarımızla varız, biriktirdiğimiz kurşunlarımızla varız.
Biz vatanımızla varız; vatan bildiğimiz topraklarımızla, tarihimizle, değerlerimizle, hatıralarımızla, hafızamızla varız.
Sıkılmış yumruklarımızla varız biz arkadaşlar!
Sinir sistemi gibi coğrafyamızı saran direniş adamlarıyla, onların duruşuyla, sözüyle, hayalleriyle varız. Kendilerini feda edişleriyle, can verişleriyle, kendilerini kurban edişleriyle varız.
Biz, şehirlerimizle varız; onların ruhuyla, kimliğiyle, tecrübesiyle, intikam hırsıyla, kadim direnciyle varız.
Atlas Okyanusu kıyılarından Afrika’nın derinliklerine, Uzak Asya’nın ormanlarından Orta Asya’nın bozkırlarına, Mezopotamya’nın kalbine serpilen, bizi millet yapan, ümmet yapan, devlet yapan şehirlerimizin bizi biz yapan kişilikleriyle varız.
Biz; Mescid-i Aksa’nın sitemiyle, Kudüs’ün öfkesiyle, İstanbul’un meydanlarıyla, Kahire’nin sokaklarıyla, Saraybosna’nın gözyaşlarıyla, Buhara’nın irfanıyla, Bağdat’ın hüznüyle, Şam’ın feryadıyla, Medine’nin ruhuyla varız.
Biz; coğrafyası talan edilen, ülkeleri parçalanan, sokakları duvarlarla bölünen, inancı ve değerleri aşağılanan, üzerimizde ateş fırtınaları estirilen ama buna rağmen tek bir millet, tek bir ordu olmak için direnen, bu direnci asla zaman kaybetmeyecek olan, omuz omuza yürümeyi bilen yüz milyonlarız.
Biz sıkılmış yumruklarız arkadaşlar, öfkesi nerede, nasıl patlayacağı kestirilemeyen insanlarız.
Bugün Mescid-i Aksa’da patlarız, bütün iklimlere yayılır, bütün sokakları harekete geçiririz. Biz Kudüs’te de, Mekke’de de, Bağdat’ta da, Şam’da da, İstanbul’da da aynı dili konuşan insanlarız.
Biz, bütün kıtalarda aynı mesajların peşinde koşan, aynı sözlerle harekete geçen, aynı acılarla yoğrulan, aynı coşkuyla var olmayı bilen insanlarız.
Öyleyse pes etme yok, diz çökmek yok, teslim olmak yok, rehin olmak yok, köleleştirmeye rıza görmek yok!
Bugün Aksa’yı yalnız bırakırsak, sahipsiz bırakırsak yarın hepimiz vatansız kalacağız arkadaşlar! Bu, yüzyılın mücadelesi, coğrafyanın mücadelesi, analarımızın/babalarımızın mücadelesi, şehirlerimizin/hanelerimizin mücadelesi!
Bu yüzden öfkenizi büyütün, bu yüzden yumruklarınızı daha da sıkın.
Ve hiç unutmayın.
Unutmak, kanıksamak kaybetmektir, ölümdür, bunu bilin.