Suriye’de ateşkes: ABD’yi masadan kovan anlaşma
2016’yı Suriye’de ateşkes tartışmasıyla kapattık. Altı yıla yaklaşan Suriye savaşı, yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarcasının yerinden yurdundan olmasına, şehirlerin harabeye dönüşmesine yol açtı.
Suriye savaşı olmaktan, Suriye halkının bir baskıcı rejimden kurtulma mücadelesi olmaktan çıkan, küresel ölçekte bir hesaplaşma alanına dönüşen, bir ülkenin hatta coğrafyanın imhası halini alan bu savaş durdurulabilir mi? Suriye savaşı, Suriye barışına dönüşebilir mi? Bu ülke tekrar bir arada tutulabilir mi?
Türkiye ile Rusya, ilk kez güçlü bir inisiyatif ortaya koydu. İlk kez dünyanın en büyük krizlerinden birini masaya taşıdı ve ilk kez Suriye genelinde bir ateşkes kararı almayı başardı. Dünyanın hiçbir sorununda, ABD’nin ve Batı’nın olmadığı bir masa kurulmamış, bir karar alınmamış, küresel ölçekte bir soruna ilişkin böylesine bir adım atılamamıştır. Böyle olunca da ateşkes kararının uygulanması, hatta bir ileri adıma dönüştürülüp barış için zemin oluşturması mümkün görünüyor.
Suriye ateşkesi başarılı olur ya da olmaz, sabote edilir ya da edilmez ama ateşkes kararı, uluslararası güç haritasını sarsacak ölçüde önemlidir, büyüktür. Dünyanın merkez güçleri savaşın devamına yatırım yaparken, bazı bölge ülkeleri bu savaşla “bir ülkeyi daha denetim altına alıyoruz” coşkusu yaşarken, terör örgütleri üzerinden yürütülen vekâlet savaşıyla kriz komşu ülkelere servis edilirken, Türkiye bile Suriye üzerinden “Batılı orduların hedefi” haline gelirken artık dünya savaşına dönüşen bir krizi durdurmak, en azından durdurmaya dönük böyle bir kararı alabilmek tarihi niteliktedir.
Savaş Suriye savaşı olmaktan çıkmıştır evet, ama ateşkes kararı da Suriye meselesi olmanın ötesinde anlamlar içermektedir ve merkez güçler arası bir nüfuz kapışmasının örneği olmuştur. ABD saf dışı edilmiştir, Avrupa Birliği saf dışı edilmiştir. Savaşın asıl mimarları olan ABD ve Avrupa ülkeleri Suriye’nin dışına itilmiştir. Washington yönetimi PKK ile baş başa kalmıştır, bölgedeki tek dostu bir terör örgütüdür. Bu, ABD yönetiminin küresel liderlikte itibarını, inandırıcılığını, imajını sıfırlayan bir durumdur.
Ateşkes Suriye savaşını başka bölgelere taşımıştır. ABD-Rusya arasında keskin bir restleşme başlamış, Ortadoğu’yu terör bataklığına çeviren Barack Obama yönetimi, giderayak Rusya ile çatışmanın zemini hazırlamıştır. Artık bundan sonra Doğu Avrupa’ya, Baltık bölgesine çok daha sıklıkla bakacağız, dikkatimiz büyük oranda Atlantik-Rusya sınırında olacak.
Savaş Ortadoğu’dan kuzey bölgelerine yayılmakta, bir nevi dünya savaşının zemini oluşturulmaktadır. Suriye, örtülü küresel savaşı açık etmiş, merkez güçler çok daha keskin ve açık biçimde birbirine saldırmaya başlamıştır. Artık Doğu-Batı çatışması yaşanmaktadır. Geleceğin dünyası büyük oranda bu kutuplaşmaya göre şekillenecektir.
Obama yönetiminin 35 Rus diplomatı sınır dışı etmesine Moskova’nın “Biz sınır dışı etmiyoruz, ABD vatandaşları Rusya’da güven içinde kalabilir” şeklindeki yaklaşımı, Obama yönetimini aşağılarken, küresel liderlik konusunda ABD’ye ders verir niteliktedir. “ABD çocukça, şımarıkça davranırken biz ağır başlıyız” mesajı verilmiştir.
Eğer ateşkes başarılı olursa, karar Suriye’de bir çözümle sonuçlanırsa, ABD ve müttefiklerinin Ortadoğu’da bir daha eski gücüne kavuşması çok zor olacaktır. Diplomasiyle, bölgesel ilişkilerle bu zemini yeniden kazanmaları artık mümkün değildir.
Umarız 2017’de kalıcı bir çözüme ulaşılır. Ama şimdiden söylemiş olalım, yeni yılda ve gelecek zamanlarda Suriye’den daha çok merkez güçler arasındaki çatışmalara tanık olacağız. Bu çatışmalar da başka coğrafyalarda kendini gösterecektir. Artık dikkatlerimizi Ortadoğu’nun dışına yöneltme vakti gelmiştir.
İbrahim Karagül
Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni