Sayı 832 - Sayı

Ya o büyük savaş Batı’da koparsa…

Savaşın, çatışmanın, gerilimin, stres birikiminin sadece Ortadoğu’da olduğunu mu sanıyoruz? Dünyanın bütün sorunları bizim coğrafyamızda mı sanıyorsunuz? Zaaflar, olumsuzluklar, beceriksizlikler, paylaşım kavgaları, kimlik mücadeleleri sadece çevremizde mi sanıyorsunuz?

Dünyayı felakete sürükleyecek büyük tufanın bu coğrafyada mı patlayacağını sanıyorsunuz? Dünyanın sorunlu insanları, toplumları biz miyiz sanıyorsunuz? Ülkelerimizde ve bölgemizdeki sancıların sadece bizim kimliklerimizden ve kişiliklerimizden kaynaklandığını mı sanıyorsunuz?

Doğrudur, birçoğumuz öyle sanıyor. Çünkü bize öyle öğrettiler, zihinlerimizi öyle formatladılar, söylemlerimizi öyle biçimlendirdiler. Bizler kendimizin düşmanı haline getirildik. Kendini suçlayan, yönetimini suçlayan, tarihini suçlayan, kimliğini sorgulayan insanlar ve toplumlar haline getirildik. Son yüz yılda nefes alamaz hale getirildik. Bütün bunlara bir “acaba” deme irademiz bile aşındırıldı.

Afganistan ve Irak işgal edildi. Orta Asya’nın ve Ortadoğu’nun merkezine yerleştiler. Yemen’den Pakistan’a bütün ülkeleri istikrarsızlaştırma projeleri uyguladılar. Irak’ta ibadet aşkıyla işkenceler, katliamlar yaptılar. Afganistan-Bağram üssünde tarihin en utanç verici sayfalarını yazdılar.

Binlerce insan kaçırılıp bilinmeyen yerlere götürüldü ve bir daha kendilerinden haber bile alınamadı. Şimdilerde Suriye’de tam bir vahşet tiyatrosu izliyoruz.

Bu uygulamalar, bize kanıksattırılan söylemler, zihinsel kuşatma, bundan sonra daha beter olacağını söylüyor. Bize; coğrafyadaki bütün ülkelerin aynı akıbete mahkum olduğu kabul ettirilmek isteniyor. Buna yönelik proje üstüne proje uygulanıyor. Yeni Dünya Savaşı’nın merkezinin

Ortadoğu olacağı ilan ediliyor. Yeryüzünün, insanlığın ortak bir “Müslüman sorunu” olduğu konusunda bize tuzak kuruluyor, oyuna getiriliyoruz.

Acaba öyle mi? Bölgemizdeki çatımalar bir dünya savaşına yol açar mı? Dünyanın geri kalanında hiç mi sorun yok? ABD’nin, Avrupa’nın, Rusya ve Çin’in hiç mi krizi olmaz? Atlantik ve Pasifik’te bütün meseleler çözülmüş mü?

Kafamızı kaldırıp biraz ülkemizden, coğrafyamızdan uzaklara bakmayı öğrenmeliyiz. Oralardaki sorunu görmeliyiz. Yeni kriz alanlarını keşfetmeliyiz. Çatışmanın, küresel hesaplaşmanın, örtülü dünya savaşının aslında bizim coğrafyada değil, merkez güçler arasında yaşandığını fark etmeliyiz.

ABD ile Avrupa Birliği’nin merkez ülkeleri arasında uzunca bir süredir devam eden ekonomik kavganın nereye varabileceğine, siyasi krize, hatta çatışmalara sürüklenip sürüklenmeyeceğine kafa yormalıyız. İki dünya savaşı da Batı’nın kendi iç savaşıydı. Atlantik ekseni göründüğü kadar sağlam temellere oturmuş değil, her an çatlayabilir. Batı, kendi içinde yeniden kavgaya tutuşabilir. Bunun kıvılcımının ekonomik paylaşım mücadelesiyle başlayacağını not edin. Avrupa’nın kendi içindeki bölünmeye dikkat edin, Kara Avrupa’sı ile Kuzey Avrupa arasındaki açının genişlemesine dikkat edin.

Avrupa’nın doğusu yeni bir kriz alanı olarak öne çıkıyor. Rusya-Avrupa arasında sıkıntılar bir süre sonra üstü örtülemeyecek hale gelecektir. Yine ABD’nin, AB’den çok Pasifik bölgesinden tehdit aldığını, bu tehdit yüzünden bütün Pasifik ülkelerini tehdit ettiğini bilin. Burada sorun Kuzey Kore değil, Çin ve ekseni ile ABD ve ekseni arasında aniden parlayabilecek bir ateşin bölgeyi yakabileceğini hesap edin.

Dünya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç bu kadar gerilimli bir dönem geçirmedi, hiç bu kadar stres birikmedi. Biz Ortadoğu’ya yoğunlaşırken dünyanın bir başka bölgesinde şok edici bir patlamayla karşı karşıya kalabiliriz. Şahsen, yeni bir dünya savaşı çıkacaksa eğer, bunun merkezinin Ortadoğu olmayacağını, Batı’da ya da Pasifik bölgesinde olacağına inanıyorum.

Ve bu çok yakın, şaşırtıcı ve şok edici olabilir.

Bu kış sadece Ortadoğu’da değil, dünya genelinde de çok sert geçecek. İkili değil, çok devletli, çok cepheli çatışmaların hazırlıkları yapılıyor sanki.

Bekleyip görelim…

İbrahim Karagül
Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Benzer konular