Sayı 828 - Sayı

İslam Kerimov öldü, Özbekistan ne olacak?

Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov beyin kanaması geçirdi ve 2 Eylül’de ölümü resmen açıklandı. 27 yıldır bilinen en baskıcı yöntemleri uygulayan Kerimov’un ölümü, Özbekistan’da bir yönetim boşluğu oluşturur mu, iç kargaşaya neden olur mu ya da bu güzel ülke serbest ve insanca bir yönetim sistemine kavuşma şansı yakalar mı, göreceğiz.

Kerimov’un Rusya’ya yakın duruşu, ülkesini dünyaya kapatışı, ama en fazla da İslam’a ve Müslümanlara yönelik nefret ölçüsündeki tavrı hiç unutulmayacak. Gülen ve terör örgütüne ülkeyi kapatan ilk liderlerden biri olması onu Müslümanların, Türkiye’nin gözünde meşrulaştırmaya yetecek bir ölçüt değil. Ölümünden hemen sonra Türkiye’de bazı televizyon kanallarının bu yönünü öne çıkarmaya çalışması tek kelimeyle cahillik olarak açıklanabilir. Onun uyguladığı zorbalık, Müslümanlara yaptığı zulümler ve katliamları, o günahları hiçbir politikayla örtülemez.

Kişisel olarak Türkiye’de, Kerimov hakkında en fazla yazı yazanlardan biri olduğumu sanıyorum. Hatta yıllar önce, Kerimov hakkında yazılarım nedeniyle Özbekistan’da yatırımları olan iki işadamı gelmiş, “Senin yazılar Kerimov’un masasında oluyor. Orada işlerimizi aksatıyorsun. Türkiye-Özbekistan ilişkilerine zarar veriyorsun” diyerek beni uyarmaya kalkışmıştı. Oysa Kerimov’un Türkiye ile ilişkileri hiçbir zaman iyi olmamıştı, olamazdı da. O aynı zamanda bir Türkiye düşmanıydı. Bu yüzden Türkiye-Özbekistan ilişkileri sadece Kerimov’un kaprisleri ve paranoyası yüzünden hiçbir zaman normal bir seyir izlemedi. Ankara’nın yakınlaşma çabaları hep boşta kaldı.

Kerimov sonrası önce Özbekistan’ın normalleşmesi, Türkiye ile ilişkilerinin düzelmesi için teşvik edici ne varsa yapmak bir zorunluluktur. Ülkenin bir an önce serbest seçimlere gitmesi, demokratikleşmesi, özgürlük alanlarının genişletilmesi gerekmektedir. Muhalif lider Muhammed Salih, yıllardır sürgündedir, arkadaşları hapisler yatmıştır, bu ülkenin özgürlüğü için ağır bedeller ödemişlerdir. Onların da bu demokratikleşme çalışmalarına katkıları sağlanmalıdır.

Özbekistan dünyanın en kritik ülkelerinden biridir. Orta Asya’nın kendisidir. Bir medeniyet merkezidir. Semerkant ile, Buhara ile, Hiva ile İslam kültür ve medeniyetinin, siyasi tarihinin başkentlerinden biridir. Özbekistan ne olursa Orta Asya’ya o rengi verir. Bu kritik ülke, özellikle bir çok ülkeye sınır olan Fergana Vadisi, Suriyeleşme potansiyeli en yüksek yerlerden biridir. Geçmişte bunun çok örneklerini gördük. Bu ülke ile ilgili daha çok yazı yazacağız. Kerimov sonrasını adım adım takip edeceğiz. Normalleşme yönünde çabalara tereddütsüz destek vereceğiz.

13 Mart 2005 tarihinde Andican’da başlayan olaylarda bin beş yüzden fazla insan öldürüldü, binlercesi hapislere dolduruldu. Bu olaylardan sonra ülkede ılımlı muhalifler ezildi, sürgün edildi, demokrasi ve özgürlükler yok edildi. O günlerde yazdığım yazılara bakıyorum:

“Ülkesini açık hapishaneye çeviren, cezaevlerini toplama kamplarına dönüştüren, sayısız insanı faili meçhullerle yok eden, siyasi ve dini önderleri ortadan kaldıran, kendine muhalif herkesi ülkeden çıkaran, düzmece suçlamalarla Özbekistan’ın en iyi evlatlarını idam eden, on binlerce insanı hapishanelere dolduran, işkenceyi pervasızca kullanan ve kurumsallaştıran, ülkenin zenginliğini diktatörlüğünün bekasına hasrederek milyonları açlığa mahkum eden bir numaralı tiranı o” diye yazmışım.

“Fergana Vadisi Orta Asya’nın kalbidir. Sadece jeopolitik öneminden değil, dini ve siyasi açıdan Özbekistan’ın ve Orta Asya’nın nabzı Fergana’da atar. Fergana’yı yakacak ateş Özbekistan’ı, Tacikistan’ı, Kırgızistan’ı, Afganistan’ı ve bütün Orta Asya’yı yakar. Fergana’nın geleceği Orta Asya’nın geleceğini de belirler” demişim. 

3 Nisan 2004’deki “Özbekistan’da katliamı durdurun” başlıklı yazıdan: 28 Mart’ta 78 yaşında bir adam Taşkent’teki Çarşı’da Özbek polisi tarafından dövülerek öldürülüyor. 29 Mart’ta Buhara ve Taşkent’teki Çarşı’da bombalar patlıyor, çok sayıda insan ölüyor, çatışmalar meydana geliyor. “İntihar saldırıları”, bombalı saldırılar, çatışmalar ve yargısız infazlar, 30 ve 31 Mart ile 1 ve 2 Nisan’da devam ediyor. Buhara’da bomba yapıldığı öne sürülen bir evde patlamalar yaşanıyor, 10 kişi ölüyor. Taşkent çevresindeki yollarda “intihar saldırıları” ve çatışmalar yaşanıyor. Özbek özel operasyon timleri evlere, apartmanlara baskınlar yapıyor. Patlamalar meydana geliyor, çok sayıda insan ölüyor.

Buhara’da bir kadın, 10 yaşındaki kız çocuğuyla birlikte kendini havaya uçuruyor. Teslim olanların oracıkta öldürüldüğü belirtiliyor. İntihar saldırısı yaptığı iddia edilen kadınların ortak özelliği, kocaları ya da çocuklarının cezaevlerinde olması. Tesettürleri suç sayılıyor ve “sizi yok edeceğiz” deniliyor.

Şimdilik Kerimov dönemi kapandı. Özbekistan için iyi dileklerimizi öne alıyoruz. Daha serbest, daha demokratik, daha ılımlı, daha Özbekistan, daha bizden bir ülke hayal ediyoruz.

Bu ülkenin Orta Asya’nın yükselen yıldızı olmasını hayal ediyoruz.

İbrahim Karagül
Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Benzer konular