Muhafazakâr muhalefet, muhafazakâr müdahale:
BAE-Suud fonlarıyla yeni bir ‘çokuluslu saldırı’ bu
“Muhafazakâr Muhalefet” ve “Muhafazakâr Müdahale” diye iki konuyu özellikle öne çıkarmak istiyoruz. Yirminci yüzyılın başlarından bu yana, emperyal müdahale konusunda “muhafazakâr/İslami” çevre ve kişilerin Batı karşısında duruşu her zaman bizim için en esaslı konulardan biri oldu.
Tarihe, coğrafyaya, ülkemize ve dünyaya özgürlükçü bir söylem üretme, bir şeyler söyleme, güçlü bir duruş belirleme, Müslüman dünya için Batı himayesi dışında bir gelecek biçimlendirme konularında hep bir tereddüt yaşandı.
2. Abdülhamit gibi devleti korumaya ayarlı büyük mücadele adamlarına karşı bütün çevreleri harekete geçirenler yer yer muhafazakâr çevreleri de etkiledi ve devletin mücadelesinin dışına itmeyi başardı.
20. yüzyılın başlarında İngilizci olma, mandacı olma tartışması vardı. Biz bunu hep sorguladık. 21. yüzyılın başlarındayız ve bu sefer Amerikancı olma, ABD vesayetini devam ettirme, “bir büyük güce sığınma” psikolojisini bir kez daha sorguluyoruz.
O dönem, “Abdülhamit’i durduramıyorsan etrafını boşalt, yalnızlaştır” planını uygulayanlar, bugün “Erdoğan’ı durduramıyorsan muhafazakârları kontrol et, etrafını boşat, ona güç veren toplumsal kesimin kafasını karıştır, tereddütlerini artır, onu yalnızlaştır” planını uyguluyor.
O zaman Abdülhamit’i devirerek imparatorluğun çöküşünü hızlandırmaya çalışanlar, bugün Erdoğan’ı devirerek Türkiye’nin yükselişini durdurmaya çalışıyor. Bu, bu kadar net…
O zaman, bütün Ortadoğu’da aşiretleri, bazı İslami çevreleri, bazı tarikat çevrelerini kullananlar, bugün yine aynı taktiği uyguluyor. Artık müdahale araçları tükendi, geriye sadece muhafazakârlar kaldı. Türkiye’nin yerli duruşunu, yüz yıl sonraki özgürlük yürüyüşünü, yeni bir yükseliş tarihi başlatmasını, bu mücadelenin bel kemiğini oluşturan çevreleri şaşkınlaştırarak engellemek istiyorlar.
15 Temmuz’daki “içeriden müdahale” başarısız oldu. Terör koridoru ile “yakın çevreden” çevreleyerek müdahale planı Fırat Kalkanı ve Afrin Operasyonu ile başarısızlığa uğradı. Şimdi daha güneyden yeni bir cephe kuruldu. Birleşik Arap Amirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan üzerinden ABD, İngiliz ve İsrail projesi bir eksen kuruldu. Bu bir cephedir. Bu, Türkiye’yi hedef alan yeni bir cephedir.
Türkiye’yi bölgede, Erdoğan’ı içeride yalnızlaştırmaya ayarlı bir cephe bu. Devletten devlete müdahale edemeyecekleri için kullanabilecekleri son kozu masaya sürüyorlar. Bazı muhafazakâr çevreleri, “masum muhalefet” adı altında yakınlaştırıp bir blok oluşturma girişimi yürütüyorlar. Elbette herkesin bir siyasi pozisyon alma hakkı var. Bu hiç sorgulanamaz. Ama tartışmamız bu değil. Yapılmak istenen iç muhalefetten çok bir “çokuluslu müdahale” planıdır.
Muhafazakâr çevreler dikkatli olmalı. Türkiye’nin büyük tarih yürüyüşünün en büyük destekçileri dikkatli olmalı. BAE-Suudi Arabistan üzerinden bir operasyon yürütülüyor. Organizasyon da fon da bu kaynaklardan aktarılıyor. ABD, İngiltere ve İsrail, İslami söylem üzerinden Türkiye’ye yeni bir müdahaleye hazırlanıyor. Küçük hesaplar yapmasın kimse. Bu, yüz yıllık bir mücadele, bazılarının örtük projelerine kurban edilmesin. Altında Kürtçülük olan, emperyal parçalama planı olan bir “İslamcılık” bütün coğrafyaya ihanet olacaktır.
Kardeşlerimizi uyarıyoruz. Bu bir çağrıdır. Tarihe geçin, büyük tarih sıçramasına omuz verin. Yeniden manda, vesayet, himaye, örtük operasyonlara kendinizi kurban etmeyin. O amaçla yola çıkanlarla yolunuzu ayırın. Selçuklu’dan bu yana devam eden siyasi genetiğe bağlı kalın. Türkiye de coğrafya da ancak böyle kurtulur. Başka hiçbir yolu yok.