Kudüs ‘vatan’dır, coğrafya milliyettir
15 Temmuz’da Anadolu, bugün Kudüs
15 Temmuz’dan sonra Yenikapı’da bir ahitleşme yapıldı, bir söz verildi, dünyaya açık açık meydan okundu, bir milli direniş hattı ilan edildi. Yüzyıl önce Anadolu’yu hedef alan Batılı istilanın yeniden kapınıza dayandığını görmüştük çünkü.
O gece bu ülkeye karşı en ağır saldırılar yapıldı. Direndik, geri püskürttük, ama devam edeceğini biliyorduk. Akın akın geleceklerini, Batı’dan gelemezlerse Güney’den vuracaklarını biliyorduk.
Yenikapı’da bir söz verdik. Anadolu savunulacaktı, Türkiye savunulacaktı. Bu ülke yüz yıl önceki gibi değildi. Güçlüydü, inançlı ve kararlıydı. İmkanları genişlemişti, kendisi serpilip büyürken düşmanları zayıflıyordu. Ve bu ülke bunun farkındaydı.
Türkiye dimdik ayakta duracak, Anadolu parçalanmayacak, tarih ve coğrafya bizim öngördüğümüz biçimde biçimlenecekti. Bu ülke diz çökmeyecek, yeniden esaret altına girmeyecek, başkalarının yolunda yürümeyecek, kendi yolunu çizecek ve büyük bir yükseliş tarihi başlatacaktı.
Çünkü 15 Temmuz bizi 21. Yüzyılda tarih dışına itmek için yapılmıştı. Ama biz, bin yıldır bu bölgede coğrafya inşa ettiğimiz, tarih inşa ettiğimizin farkındaydık, yine öyle yapacaktık, bu bir siyasi genetikti, istesek de bu sorumluluktan kaçamazdık.
Cuma günü ikinci kez Yenikapı’daydık. Bu sefer coğrafya için, Kudüs için oradaydık. İlkinde Anadolu’yu koruyup kollamak için, ikincisinde Kudüs’ü, Filistin’i, coğrafyayı korumak için oraya gittik. Bizim için orası da vatandı, Anadolu dışı da vatandı.
Sadece Anadolu için değil, bütün coğrafya için bir kurtuluş yolu çizmek, bir kurtuluş dili oluşturmak, bir kurtuluş mücadelesi vermek zorundaydık. Anadolu neyse Kudüs odur, evimiz neyse Kudüs odur, Türkiye neyse Mekke ve Medine odur, böyle görülür, böyle sahiplenilir, böyle savunulur.
Varsın Arap liderler sussun. Varsın Arap rejimler sussun, ihanet anlaşmaları imzalasın Kudüs’ü satsın. Varsın onlar şereflerini, haysiyetlerini, vatanlarını, mahremiyetlerini İngiliz’e, Amerikalıya, İsrailliye, Fransız’a satsın.
Hiç dikkat ettiniz mi, Kudüs’ü savunan tek ülkeyiz.
Coğrafyayı savunan tek ülkeyiz. Filistin halkını savunan tek ülkeyiz.
S.Arabistan, BAE, Körfez ülkeleri, Filistin halkını da Filistin davasını da sattı. Onlar gizli pazarlıklarla Kudüs’ü sattı, peşkeş çekti. Yine onlar yine gizli pazarlıklarla Mekke ve Medine’yi de rehin verdi, belki Kabe’yi teslim anlaşması imzaladı.
Sadece biz varız, biz direniyoruz, biz yüksek sesle itiraz ediyoruz, biz meydan okuyoruz. Çünkü yükselen değer biziz. Arap monarşileri çöküyor, büyük gizli anlaşmalara rağmen, bütün fonlara rağmen ayakta duramıyor.
Yükselen biziz. Tarih bizimle değişecek. Coğrafyayı bir kez daha biz biçimlendireceğiz. Bu yüzden dört bir yandan saldıracaklar. Bu yüzden küresel ölçekte bir mücadele dili bu topraklardan yükselecek, yükseliyor da.
Çünkü Kudüs bizimdir, Kudüs vatandır, coğrafya milliyettir…