Fırat’ın Batı’sı ve Doğu’su
Bu bir Milli Mücadele’dir
Türkiye’nin, Afrin ve Münbiç’e yönelik operasyonu, Fırat’ın doğusunu temizleme müdahalesi bir terörle mücadele değildir. Ülkemizin yarınını vuracak bir çokuluslu müdahaleyi önleme girişimidir. 15 Temmuz saldırısının devamına hazırlananlara karşı yerli ve milli bir direnme halidir.
Bu bir milli mücadeledir, vatan savunmasıdır. Bir “Acımasız Direniş” aşamasıdır.
Akdeniz’den İran sınırına kadar bir yabancı garnizon oluşturanlara, bölge dışı unsurları barındıracak harita çalışanlara, birkaç yıl içinde “Türkiye cephesi” açmayı planlayanlara bir cevaptır.
Çanakkale’de neyi savunduysak, İstiklal harbinde neyi savunduysak, Selçuklu’dan bu yana bu coğrafyada neyin kavgasını verdiysek bu öyle bir kavgadır.
Ülkemizi küçültmeye, Anadolu’ya hapsedip diz çöktürmeye, kendi coğrafyasından tecrit etmeye, dışarıdan çevreleyip içeriden vurmaya dönük büyük planı boşa çıkarmaktır.
Yüz yıl sonra yeniden yükseliş dönemi başlatan bir siyasi aklı yok etmeye, bir milletin büyük yürüyüşünü boşa çıkarmaya dönük Atlantik merkezli bir hesabın defterini dürmektir.
Anadolu insanının hem bu ülkeyi hem coğrafyayı kurtarmaya, korumaya, ayakta tutmaya dönük tarih yapıcı kaderinin yeniden harekete geçmesidir.
Bu kadar düşmanlık biriktirilirken, bu kadar tehdit sınırlarımıza yığılırken, bu kadar büyük bir düşman ittifakı kurulurken, açık açık ülkemiz tehdit altındayken, savaş Türkiye’nin içlerine taşınırken, terör örgütleri üzerimize salınırken, eski müttefikler açıkça düşman ilan edilirken bizi imha etmeye dönük bir hazırlığa sessiz kalamayız. Hiçbir ülke sessiz kalamaz. Hiçbir ülke bu şekilde savunmasız bırakılamaz.
Biz artık sınırlarımızın sıfır noktasında savunma hattı kurmayacağız, kuramayız. Biz artık bu kadar büyüyen bir ülkeyi sınır güvenliğiyle koruyamayız. Tehdit hem sınırlarımızda hem sınırların ötesinde. Daha derinlerde toplanıyor. Öyleyse savunma konsepti değişmiştir, öyleyse cephe hattı değişmiştir.
Türkiye, Akdeniz’den İran sınırına kadar, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde bir savunma kalkanı oluşturmak zorundadır. Tehdit oradaysa, tehlike oradaysa, savunma hattı da orada olmalıdır. Fırat Kalkanı bunun ilk aşamasıdır. İkinci aşaması Afrin ve Münbiç’tir. Üçüncü ve en büyük cephe Fırat’ın doğusudur.
Bedeli ne olursa olsun bu cepheyi dağıtmak, bu hattı güvence altına almak, o terör kuşağının Türkiye ve bölgeye müdahale üssü olmasını engellemek, sınırların dışında bir güvenlik şemsiyesi oluşturmak zorundayız.
Kimse bu ülkeyi oyalamaya, tehdit etmeye, dışarıdan ve içeriden operasyon yapmaya, türlü bahanelerle yavaşlatmaya kalkışmasın.
Bu bir vatan savunmasıdır. Biz bunu yapmazsak, onlar savaşı evimize taşıyacak. Sonunda bu mücadeleyi içeride vermek zorunda kalacağız.
Öyleyse yeni Milli Mücadele Suriye ve Irak’ın kuzeyinde, Akdeniz’den İran’a uzanan o kuşakta olacaktır. Şimdi sefer zamanıdır.