899 - Sayı

2018: Herkes ne kadar Türkiyeli,
ne kadar ‘dışarıdan’ göreceğiz


2018 Türkiye’si bir nevi meydan muharebesine tanık olacak. Son kozlar oynanacak, kartlar masaya sürülecek, herkes eteklerindekini dökecek. Türkiye’nin siyasi tarihinde, belki de en derin kırılma, siyasi hesaplaşma bu yıl kendini gösterecek.

“İçeriden” ve “dışarıdan” bütün müdahale alanları bir kez daha denenecek. 15 Temmuz saldırısı ile bu millete ve ülkeye yönelik en ağır saldırıya girişenler, daha sofistike, daha rafine bir yöntem, yol, strateji deneyecek.

Türkiye büyürken, iddialarıyla güçlenirken, önlenemez yükseliş grafiği çizerken, küresel ve bölgesel ölçekli çevreleme stratejilerini ardı ardına boşa çıkarırken, bir adım sonrasında bütün müdahale alanlarının kapanacağını bilenler yeniden ve son kez harekete geçecek.

2018 saflaşma, berraklaşma, netleşme yılı olacak. Kim, bugüne kadar hangi mevzideyse, cephedeyse, hangi çokuluslu projenin içindeyse, kim ne kadar vatanseverse, coğrafyaya ve ülkemize yönelik tazyiklerin karşısındaysa açığa çıkacak. Herkesin durduğu yer keskinleşecek, varsa gizli ajandası artık gizlenemeyecek hale gelecek.

Biz, Türkiye’nin çokuluslu bir müdahale ile karşı karşıya olduğunu, bu müdahalenin 2018’de de devam edeceğini düşünüyoruz. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra, bu yıl içinde ne tür bir dış müdahale, ne tür bir “içeriden operasyon” olacağını anlamaya, kestirmeye çalışıyoruz. Çünkü dünyayı izliyoruz, coğrafyayı izliyoruz, sınırlarımızın hemen dışını izliyoruz, Atlantik ekseninin Türkiye ajandasını biliyoruz, ülkemizle hesaplaşmanın anlamını ve hedefini biliyoruz.

İçerideki siyasi muhalefetin dışarıdan olağanüstü bir destek alacağını, “muhafazakar muhalefet” ve “muhafazakar müdahale” seçeneklerine yoğunlaşılacağını az çok tahmin ediyoruz.

Terörle vurma, Suriye üzerinden sıkıştırma, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) entrikalarıyla zora sokma, ABD tarafından davalar ve tutuklamalarla daha da baskı altına alma, bütün bunlara paralel olarak içeride yeni bir muhalefet söylemini güçlendirme, 15 Temmuz davalarını sulandırma, sistem içindeki bazı merkezlerden karamsarlık yayma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı itirazların dozunu artırma, masumiyet kılıfı altında çokuluslu ajandaları içeriye servis etme, siyasi hırsları ahlaki kılıflarla kamufle ederek pazara çıkarma gibi birçok ihtimal 2018’de öne çıkacak.

Bir test yılı yaşayacağız. Çokuluslu müdahalelere karşı yerli eksenin direncinin ne kadar sağlam olacağını göreceğiz. Biz o eksende direnmeye devam edeceğiz. Çünkü yüzyıllık bir hesaplaşma içindeyiz. Bu hesaplaşmanın Türkiye’nin varoluş mücadelesi olduğunu farkındayız. Öyleyse 2018’de kim nerede duracak, dikkatle takip edeceğiz.

Devlet Bahçeli işte bu büyük mücadelede Türkiye ekseninde yerini açıkça ilan etti. Her siyasi lider, Bahçeli gibi tarafını açıkça ilan etmek zorundadır. Türkiye’nin yanında mı yer alacak yoksa çokuluslu operasyonların gölgesinde kendilerine bir sığınma yerini mi arayacaklar? Ne kadar Türkiyeliyiz? Herkes herkesi görecek.

Benzer konular