Tek bir şeyi asla unutmayacağız:
İhanet… Ve bizler hepsini not ettik…
Coğrafyamızda yüzyılı şekillendirecek olaylar yaşanıyor.
Ülkeler parçalanıyor, şehirler harabeye çevriliyor, 1. Dünya Savaşı’ndan sonraki en ağır istila projeleri yürütülüyor, Müslüman toprakları terör örgütleri üzerinden büyük kaoslarla yüz yüze bırakılıyor, yüzyıllardır bir arada yaşayan insanlar ve milletler etnik ve mezhep kimliği üzerinden birbirine boğazlatılıyor, bölge ülkelerinin basiretsizlikleri üzerinden yurtlarımız savunmasız bırakılıyor, içimizdeki hainler üzerinden hepimize komplolar kuruluyor.
Bizi tarih dışına itmeye çalışıyorlar. Bizi ülkelerimizden koparmaya, bizi şehirlerimizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Milyonlarca insanımızı kaybettik, milyonlarca insanımız vatansız kaldı. Akdeniz ve Ege’nin suları vatansızlar mezarlığına döndü. Suriye’nin ve Irak’ın şehirleri en ağır, en aşağılık saldırılara maruz bırakıldı.
Musul’un ve Halep’in yaşadıkları, tanık oldukları bu yüzyıla yeter. Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden sürgün edilenlerin ahları, intikamları öfkeleri bu yüzyıla yeter. Ülkelerin dize getirilmesine, insanlarımızın zihinlerinin iğfal edilmesine, yalana ve talana ayarlı senaryoların büyük bir kabalık ve açgözlülükle servis edilmesine duyduğumuz öfke ve kin bu yüzyıla yeter. Bizden sonrakilere, gelecek kuşaklara da yeter.
Bir takım insanların, şebekelerin, çetelerin, örgütlerin ülkelerimizin tamamını hedef alan çokuluslu istilaya yaranma çabaları, onların tetikçileri olma girişimleri, onların önlerinde havlamaları karşısında duyduğumuz utanç, aşağılanma, ihanete uğrama hali, nefret hali bu yüzyıla yeter.
Üç kuruşluk petrol geliri için, birkaç enerji projesi için ülkelerinin milli güvenliğini satan karaktersizlere duyduğumuz tiksinti, kin bu yüzyıla yeter.
21. yüzyılın Haçlı istilasının gölgesine sığınıp, onların gölgesi altına gizlenip başka hesaplara giren liderler, siyasi hareketler, örgütler ve topluluklar bu coğrafyanın, 21. yüzyılın lanetlileri olarak anılacaktır. Nefret edilecekler ve bu nefret nesilden nesile aktarılacaktır. Suriye’nin kuzeylinde, Irak’ın kuzeyinden bütün bölgeye saldırı üsleri kuranlar, yabancı orduları buralara yerleştirenler, onların füze rampalarını sınırlarımıza taşıyanlar ülkelerimizin, milletlerimizin düşmanları olarak tarihe geçecektir.
İstilacıların silahlarıyla, askeri güçleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla Müslüman toplulukları hedef alanlar, şehirleri yakıp yıkanlar, demografik sürgünlere imza atanlar, Haçlı koalisyonu için yabancı bir coğrafya inşa etmeye girişenler istilacı olarak, bir dış tehdit olarak, coğrafya düşmanı olarak not edilecektir.
Onlar kötülük orduları olarak, kötülük öncüleri olarak, bu toprakların hainleri ve katilleri olarak anılırken bizler yüzyıllardır yaptığımızı yapacak, 21. yüzyılı alt üst eden bir direnç haritası çizeceğiz. “Acımasız Mücadele”yi Anadolu’nun, Irak’ın, Suriye’nin ve bize ait coğrafyanın tamamında, en ücra köşelere kadar taşıyacağız. Onların harita taslaklarına karşı kendi haritalarımızı masaya sürecek, onların bütün ayrıştırma ve çatıştırma tezlerine karşı kendi ortak mücadelemize, ortak siyasi dilimize güç vereceğiz.
Bizler, yüzyılın mücadelesinin yaşandığının farkındayız. Selçuklu’dan, Osmanlı’dan beri devam eden gelenek, genetik bu coğrafyayı yeniden ayağa kaldıracak, biliyoruz. Bu yüzden bu yolun yolcusuyuz. Bu yüzden umutluyuz, bu yüzden asla pes etmeyeceğiz. Bin yıllık siyasi tarihte bu tür mücadeleleri hep kazandık, yine kazanacağız. Bin yıl boyunca siyasi tarihi hep biçimlendirdik yine biçimlendireceğiz. Bu toprakların kaç imparatorluğu gömdüğünü, şehirlerimizin kaç imparatorluğu harcadığını hatırlamamız yeterlidir.
Sadece tek bir şeyi unutmayacağız.
Asla affetmeyeceğiz.
İhaneti…
Ve bizler onları tek tek not ettik…