Güney Afrika Cumhuriyeti’nin efsane lideri Nelson Mandela’nın torunu ve Afrika Ulusal Konseyi Milletvekili Zwelivelile Mandela Türkiye’yi ziyaret etti. Dedesinin siyasi, kültürel ve sosyal mirasını devralan ve bu mirası en iyi şekilde korumayı amaç edinen Zweliveli Mandela, Güney Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde oynadığı yapıcı ve önemli rol ile dikkat çekiyor. Güney Afrika’da Mvezo Geleneksel Konseyi’nin başkanlığı görevini de yürüten Mandela, Türkiye’nin Afrika’ya açılım politikasını desteklediğini, duruş ve politikaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da dedesine benzettiğini söylüyor. Türkiye seyahatine çıkan Zwelivelile Mandela, Albayrak Grubu’nu da ziyaret etti. Beraberindeki heyetle birlikte Albayrak Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Albayrak’la görüşen Zwelivelile Mandela, Gerçek Hayat’ın da sorularını cevapladı.
Türkiye ve Güney Afrika ilişkilerini nasıl görüyorsunuz, bu bağlamda fırsatlar nelerdir?
Apartheid rejimi sonrası demokratik hükümetin kurulması ile ilişkilerimiz gelişti. Güney Afrika’ya Türk yatırımcılar ve şirketler gelmeye başladı. Bu süreçte Türk varlığı görülmeye başladı. Özellikle kır kesiminde yaşayanlar için öğretmen ve öğrenci değişim programları çok cazip oldu. Türkiye bizim gençlerimizi yetiştirmede önemli bir rol üstlendi. Bu sadece bizim değil, birçok Afrika ülkesi için böyle. Biz bu kültürel ve ekonomik bağları sürdürmekten çok memnunuz. Türkiye ve Güney Afrika ilişkileri gün gün daha da yakın hâle geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ülkelerine özel önem veriyor ve Türkiye’nin Afrika’ya yönelik çok özel bir politikası var. Sizce Türkiye’nin Afrika’daki güçlü yönleri nelerdir, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında sosyal ve ekonomik bağlamda ne yapabilir?
Erdoğan, Afrika’nın gelişmesi için çok önemli bir figür. Türkiye Afrika’ya insanî yardımda öncü oluyor. Biz Afrika olarak Türkiye’yi bir dost ve kardeş olarak görüyoruz. Sömürgeci bir mantıkla bize bakmadıkları, yardım etmek istedikleri için insanlarına güveniyoruz. Türkiye bizim duygularımız, zorluklarımızı anlıyor ve fakirliği ortadan kaldırmamız için yardımcı oluyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika’ya yönelik uyguladığı açık kapı politikasını takdirle karşılıyoruz. Erdoğan birçok Afrika ülkesini ziyaret etti ve benim kişisel olarak geçen yıl ailemle beraber kendisini ağırlama fırsatım oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında izlenimleriniz nedir, bu hususta neler söylemek istersiniz?
Benim gibi bir genç için Erdoğan her zaman hayran olduğum bir kimse. Büyükşehir başkanlığı döneminde Erdoğan İstanbul’u yeniden imar etti. Sonrasında da hükümetin ve devletin başı oldu. Emperyal bir rejimin kendisiyle asla aşağılayıcı bir şekilde konuşamayacağını yüksek bir tonla söyledi. Herkesle ve her ülkeyle eşit bir dille konuştu. Bir liderin böyle hareket etmesi müthiş! Bazen ona bakıyorum ve büyükbabam Nelson Mandela’nın öğretisini görüyorum. Süper bir güç veya başka bir ülke olmasına bakmaksızın büyükbabam her devlet başkanının karşısında izzetli ve eşit bir biçimde konuşurdu. Erdoğan ve Mandela dış ilişkiler açısından oldukça benzer. Erdoğan büyükbabam ile aynı prensip ve idealleri benimsiyor. Fakirleri önemsiyor, samimi, insan hakları, adalet ve barış konularında ise lider konumda.
Güney Afrika’daki Türkiye algısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Güney Afrikalılar olarak Türkiye’nin dünya barışını sürdürmek için yaptığı çabalara şahit oluyoruz. Güney Afrika bir dönem vahşi Apartheid rejimini yaşadı. 25 yıldır demokratik bir devlet olarak bizler dostumuz Türkiye ile beraber barışın ve istikrarın korunması için beraber hareket etmek istiyoruz. Sadece Afrika kıtası için değil tüm bölgeler için.
Bildiğiniz gibi Türkiye 4 milyondan fazla mülteciyi ağırlıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İstikrarın korunması derken kastettiğim tam olarak buydu. Türkiye 4 milyondan fazla mülteciye kapıları açarak dünya toplumlarının hepsinin çıkarlarına uygun hareket etti. Mültecilere bir ev sundu. Suriye zindanlarındaki çocuk ve kadın tutsaklar için Uluslararası Vicdan Konvoyu Hareketi Türkiye’de gerçekleştirildi. Bu Türkiye’nin insan haklarına ve barışa nasıl destek sunduğunu gösteriyor.