Türkiye bu işin peşini bırakmasın

Muhammed Abdulhafiz Hüseyin 16 Ocak 2019 günü Somali’nin başkenti Mogadişu’dan uçağa bindi. Uçak aynı günün akşamı saat 19:22’de Atatürk Havaalanına iniş yaptı. Mogadişu üzerinden İstanbul aktarmalı olarak Kahire’ye bilet almıştı fakat niyeti Kahire’ye gitmek değildi. O zaman niçin mi Kahire? Çünkü parası ancak oraya yetmişti. Onun için önemli olan İstanbul’a ulaşabilmekti. İstanbul’da siyasi sığınma hakkı talep etmeyi planlamıştı. Nitekim 17 Ocak sabahı saat 7:25’teki Kahire uçağına binmedi. Saat 8 gibi elektronik vize başvurusu yapmak için harekete geçti. Fakat 18-45 yaş arasındaki Mısırlılar havaalanından elektronik vize alamıyordu. Muhammed’in pasaportunda ABD ve Schengen mührü bulunsa yine sorun değildi ancak bunlar da maalesef yoktu.

Mısır basını iltica talebinden bahsediyor

Mısır basını bu noktada Muhammed’in Türk yetkililere rüşvet vermeye kalktığını ve emniyet mensuplarını çok kızdırdığını yazıyor. Belki doğrudur, belki değildir. Fakat niye inanalım? Aynı basına baktığınızda Muhammed, savcı Hişam Berekat’ın katili değil mi? Burayı geçelim. Saat 8:39’da vize meselesi başarısızlıkla sonuçlanıyor ve pasaportuna el konuyor. Burada enteresan bir bilgi var. Mısır basınına göre Muhammed pasaportuna el konulunca ülkesinde idamla yargılandığını söyleyerek siyasi ve insani iltica talebinde bulunuyor. Fakat elindeki belge emniyet mensupları açısından yeterli değil. Ayrıca Mısır hükümetinin arananlar listesinde adı geçtiği için bu talebe itibar edilmiyor. Yazıldığına göre kendisini Somali’ye göndermek istiyorlar. Fakat Somali Muhammed’i geri kabul etmiyor. Yine yazılana göre Muhammed Türk yetkililerle gayet saygılı bir üslupta konuşuyor, onlara direnmiyor, sesini bile yükseltmiyor. Nazik bir üslupta sadece kendisini Mısır’a geri göndermemelerini rica ediyor. Fakat 18 Ocak günü (2353469977403) numaralı biletle, elleri arkadan kelepçeli şekilde Türk Havayolları’na ait uçağa bindirilerek Kahire’ye gönderiliyor.

Heysem Guneym kimdir?

Mısır özelinde çalışan bir insan hakları aktivisti. İnsan hakları konusunda gerek Avrupa’da gerekse Ortadoğu’daki yayın organlarında yayınlanmış pek çok makalesi var.

Muhammed Abdulhafiz Hüseyin kimdir? Yaşanan iade olayı hakkında farklı söylentiler mevcut. Olayın aslı nedir, sizden öğrenebilir miyiz?

Öncelikle Muhammed’in İhvan üyesi olduğunu söylemekle başlayalım. İhvan içerisinde özellikle gençler arasında son derece faal birisi olarak biliniyor. Birçok görevde bulunmuş, oldukça popüler bir isim. Duymuşsunuzdur, Mısır’da yayınlanmış bir terör listesi var. Bu listede bir zamanlar Mısır’ın ve Ortadoğu coğrafyasının en meşhur futbolcularından sayılan Muhammed Ebu Teriyke bile mevcut. Cumhurbaşkanı Mursi başta olmak üzere eski bakanlar ve İhvan hareketine mensup siyasetçiler bu liste kapsamında terörist olarak tanımlanmış durumdalar. Can emniyetleri olmadığı gibi mal emniyetleri de söz konusu değil. Sisi rejimi listede yer alan herkesin malına dilediği gibi el koyuyor. Pasaportları kesinlikle yenilenmiyor. Daha beteri, cinayet dahil ülkede işlenen birçok suç bu kimselerin üzerine yıkılmaya çalışılıyor.

Troller yalan söylüyor

Muhammed hakkında özellikle sosyal medyada ilginç ithamlar dolaşıyor. Sisi’ye çalıştığını, Türkiye ile İhvan’ın arasını bozmak için kasıtlı olarak sıkıntıya sebep olduğunu öne süren troller var. Ne diyorsunuz ?

Bu bir yalan. Sisi’nin adamı olduğunu söyleyenler yanlış yapıyor. Rejim tarafından terör listesine alınmış birisi var sonuçta. Ülkesinden çıkmak zorunda bırakılıyor. Önce Sudan’a geçiyor. Oradan da Somali’ye intikal ediyor. Yanında pasaportu var ama bir müddet sonra yenilenmesi gerekiyor. Bu arada eşi ve çocuğu da kendisiyle birlikte. Çocuğu doğduğunda Mısır hükümeti ona pasaport vermeye yanaşmıyor. Sorunlar gitgide büyüyor ve çözüm üretme amacıyla Somali üzerinden Türkiye’ye gelmek istiyor. Türkiye’nin sığınma talep edenlere yaklaşımını bildiği için Türkiye’yi tercih ediyor. Asıl amacı Türkiye’ye gelip iltica talebiyle Birleşmiş Milletler’e başvuru yapmak ve çocuğuna pasaport çıkarmak.

Peki, Mısır’a iade edilmesinin nedeni nedir sizce?

Tam olarak kimden, ne şekilde kaynaklandığını bilmiyoruz fakat havaalanında yanlış bir durumun söz konusu olduğu ortada. Belki de kötü niyetli birisi böyle bir yanlışa imza attı. Burada amaçlanan Türkiye’nin İhvan ile ilişkilerini zedelemek olabileceği gibi Arap halkları nezdinde saygın bir yeri olan Türkiye’nin imajına zarar vermek de olabilir. “Türkiye Sisi’nin idam cezası verdiği genci Mısır’a iade etti” cümlesini kurup Arap sokağında Türkiye aleyhine propaganda yapmak birileri için cazip duruyor.

Soruşturma derinleştirilmeli

Bu aşamada Türkiye ne yapmalı?

Türkiye bir soruşturma açıp havaalanında bu yanlışa sebep olanları sorgulayabilir. Bu işi kim yaptı, niçin yaptı, kimin adına yaptı gibi cevap bekleyen birçok soru var ortada. Henüz bilmiyoruz, Muhammed birilerinin önüne çıkan bir fırsattı belki de. Bu nedenle bir soruşturma açılıp derinleştirilmesi yerinde olacak. (Not: Röportaj yapıldıktan sonra İstanbul Valiliği soruşturma açıldığını ve sekiz emniyet mensubunun görevden uzaklaştırıldığını duyurdu.) Diğer yandan Türkiye’nin Mısır’ı muhatap alan resmi bir yazı gönderip “Bu iş tamamen hata sonucu meydana gelmiştir” demesi belki Muhammed’i bize geri getirmez fakat en azından olayı Türkiye’nin üzerine yıkıp bundan nemalanmak isteyen çevrelerin planlarını bozar. Mısır’ın Muhammed’i kesinlikle iade edeceği kanaatinde değilim ancak Türkiye’nin iade talebinde bulunması bahsi geçen şer çevrelerinin propagandasını etkisiz kılar. Türkiye’nin bu adımları atması halinde bir daha hiç kimse böyle bir yanlışa tevessül edemez. Bir daha hiç kimse Türkiye aleyhine böyle bir olayı kullanmaya kalkışamaz. Diğer yandan Türkiye’ye zarar gelmesine öncelikle biz hiçbir şekilde razı değiliz. Bizim gözümüzde, gönlümüzde Türkiye’nin yeri bambaşka. Daha düne kadar aynı devletin vatandaşları idik. Yüz yıllarca birlikte yaşadık. Benim büyükannem Türk mesela. Türkiye ile aramıza kimse giremez.

Ortak bir komisyon kurulabilir

Somut bir öneriniz var mı?
Muhammed’in başına gelen olayın tekrarlanmaması adına bir şeyler yapılabilir. Mesela içinde beş altı Mısırlının da yer alacağı ortak bir komisyon kurulabilir. Havaalanında bu gibi vakalar zuhur ettiğinde doğrudan komisyon devreye girip çözüm yollarına tevessül edebilir. Polis diyelim bir şahsı aynı şekilde yakaladı. Komisyonu durumdan haberdar eder. Sonrasında da şahsın kim olduğuna, gerçek niyetinin ne olduğuna bakılır. Nitekim düzgün birisi değilse icap eden neyse yapılır. Muhammed’in kim olduğu belli, niyeti belli. Bir İhvan mensubu ve dediğim gibi çok sevilen bir genç. Böyle değerli birisinin idamı gerçekten büyük bir kayıp olur.

Muhammed’in eşi ve çocuğu sanırım hala Somali’de, değil mi?

Evet, o da ayrı bir sorun. Muhammed’in eşinin ailesi Türkiye’de. Bir şekilde onları Türkiye’ye getirmek gerekiyor. Zira şu anda tamamıyla savunmasız durumdalar. Mısır hükümeti, onların iadesi noktasında baskıyı artıracaktır.

Savcı suikasti bahane edildi

Savcı Hişam Berekat suikastini nasıl yorumluyorsunuz?

Üzerinden neredeyse dört sene geçen bu olayın gerçek faili hala bulunabilmiş değil. Neticede suikastın Sisi rejimine büyük bir koz sağladığı hakikatiyle karşı karşıyayız. Rejim bu suikasti bahane ederek İhvan’ın özellikle genç mensuplarına karşı büyük bir cadı avı başlattı. İhvan’ın eğitim sorumlusu Dr. Muhammed Vehdan’ın oğlu Ahmed dahil pek çok değerli genç suçsuz yere rejimin zindanlarına tıkıldı. Muhammed de bu gençlerden biriydi, ülkeden bu nedenle kaçmak zorunda kaldı. Rejimin Hişam Berekat suikastını bahane ederek İhvan’ın geleceğini karartma hamlesine giriştiğini söyleyebiliriz.

Hişam Berekat’ı bizzat rejim öldürtmüş olabilir mi?
Onu bilemiyorum. Elde net veri olmadan bunu söyleyemem. Bu konuda söyleyebileceğim, bunu kesinlikle İhvan’ın yapmadığıdır. İhvan şiddeti reddeden barışçıl bir hareket.

Muhammed gözaltına alınınca birilerini aradı mı?

Evet, arkadaşlarına durumu haber verdi. Onlar da İhvan yetkilisi bazı isimlerle irtibata geçtiler. Bu isimler başta olaya biraz tereddütlü yaklaştılar. Havaalanındaki şahsın kimliği hakkında tereddütleri vardı. Durum netleşince gençlere endişe etmemelerini, Türkiye’nin Muhammed’i kesinlikle iade etmeyeceğini söylediler.

İhvan içerisinden havaalanına gidip durumu izah eden oldu mu?

Bu konuda bilgim yok maalesef. Benim bildiğim şu: Muhammed havaalanında Türk yetkililere Mısır’da idamla yargılanan birisi olduğunu bildiriyor. Elinde kendi durumunu izah eden Türkçe’ye çevrilmiş bir evrak da var. Bu evrakta idamla yargılandığı bilgisi yer alıyor.

Başka çaresi kalmamıştı

Vize alması mümkün görünmüyor. Niçin böyle bir yola başvurdu?

Başka çaresi yoktu maalesef. Amacı Türkiye’ye gelebilmek ve burada iltica başvurusu yapmaktı. Hakkında siyaseten alınmış bir idam kararı bulunduğunu belirtip Birleşmiş Milletler nezdinde siyasi mülteci statüsü almaya çalışıyordu. Suda boğulmak üzere olan bir insan düşünün. Bulabildiği her şeye tutunmaya çalışır.

Mahkeme aylarca sürebilir

Muhammed’in idamı sizce gerçekleşir mi? Nasıl bir süreç işliyor bu konuda?

Rejimin infaz ettiği idam cezaları mevcut. Bu konuda aylarca devam edecek bir mahkeme süreci izleyebiliriz.

Son olarak ilave edeceğiniz bir husus var mı?

Soruşturma konusunun önemine tekrar değinmek istiyorum. Türkiye bu işin peşini bırakmamalı. Kimin, ne amaçla böyle bir işe kalkıştığını ortaya çıkarmak lazım. İşin içinde Türkiye’ye zarar vermeyi düşünenler olabileceği gibi, Sisi’ye çalışan, rejimin bir şekilde elde ettiği kimseler de bulunabilir.

Benzer konular