Birisi size 2018 yılının mayıs ayında, “1,5 yıl sonra yerli aracımızın prototipini göreceğiz” deseydi ona inanır mıydınız? Aralık ayının başında bile bunu söyleseniz kimse size inanmazdı. Anadolu, BMC, Kök, Turkcell ve Zorlu’dan oluşan 31 Mayıs 2018’de Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) ismiyle kurulan şirket, imzalar atıldıktan tam 1,5 yıl sonra sıkı bir çalışmayla Türkiye’nin otomobilinin ilk prototipini üretti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) organizasyonuyla bir araya gelen 5 babayiğit, yılların rüyasını geniş katılımlı bir lansmanla 27 Aralık günü tanıttı. Görücüye çıkan 3 farklı araç, büyük beğeni topladı. Dünyanın en meşhur elektronik ve otomobil firmalarında çalışan tecrübeli isimlerin bu araca destek vermesi de büyük bir takdir ve heyecanla karşılandı. Her ne kadar ‘İtalyanlara tasarlatıldı’ eleştirisiyle bu başarı gölgelenmeye çalışılsa da tasarımcılar arasında Murat Günak isminin yer alması birçok kişinin geri adım atmasına sebep oldu. Yerli otomobil lansmanına katılan ve YouTube’dan ilk inceleme videosunu yayınlayan, Shiftdelete.net’in kurucusu Hakkı Alkan ile yerli otomobil heyecanımızı paylaştık. Diğer elektrikli araçlarla yaşadığı deneyimi, yerli otomobilimizin teknolojik özelliklerini, hayatımıza getireceği yenilikleri konuştuğumuz Alkan, yıllar süren özlemimizi şu sözlerle özetliyor “Hayal değil, söz değil; bak burada, dokunabilirsin.”
Niye bu kadar heyecanlandık?
Yılda birkaç defa çok büyük etkinliklere katılıyorum. Bu etkinliklerde dünyadaki tüm teknoloji editörleri heyecanlanıyor. Bunlar Apple, Google ve Samsung’un yaptığı etkinlikler. Verdiği heyecan da şu, ortaya yeni bir şey çıkıyor. Türkiye’de ise ilk defa bu kadar büyük bir lansmana katıldım. Girmek için saatlerce bekledik. Bütün ülkenin, civardaki ülkelerin hatta Türkiye’de satış yapmak isteyen dünya markalarının gözünü diktiği bir etkinlikti. O nedenle siyasi görüşü farklı, çeşitli alanlardan üst düzey kişiler oradaydı. Çok güzel ve heyecanı yüksek bir etkinlikti. Daha önce aldığım duyumlar beni çok heyecanlandırdı. “Lansmanda gerçekten böyle bir şey mi göreceğiz” dedim.
HAYAL DEĞİL GERÇEK
Neydi o duyumlar?
Üç farklı modelin olacağı, yüzde yüz elektrikli olacağı, tasarımların SUV ağırlıklı olacağı, bir de Sedan model olacağı şeklinde duyumlarım vardı. O gün bizim heyecanlanmamıza sebep olan asıl şey, elle tutulur bir örneğin olmasıydı. Hayal değil, söz değil; bak burada, dokunabilirsin. Hatta araç çalıştırıldı, Cumhurbaşkanımız test etti. Takipçilerimiz, her katıldığım lansmanda yorumlara “abi böyle lansmanlar neden ülkemizde yok” diye yazıyordu. O gün oldu ve şeytanın bacağını kırdık. Ortaya gerçekten müthiş bir vizyon koyduk. Tasarım İtalyanlar tarafından yapıldı kısmına çok takılmamak lazım. En önemlisi o ürünün ve ekosisteminin vizyon olarak hayata geçirilmiş olması. Gelen ekosistem aynı zamanda yenilikçi. Bir süre önce Jaguar’ın yüzde yüz elektrikli bir otomobilini test ettim, rezil oldum. Sakarya’dan İzmir’e fosil yakıt kullanarak 7 saatte gidebilecekken, yenilenebilir enerji kullandığım için 13 saate gittim.
Neden?
Çünkü bazı istasyonlarda hızlı şarj ünitesi yok. Olan hızlı şarj ünitelerinin bazıları çalışmıyor. Durum böyle olunca sıkıntı yaşadık. Yerli otomobilin tanıtılmasıyla beraber şarj istasyonları meselesi de çözülecek. Yeteri anlamda şarj istasyonu olursa ve yeteri kadar tanıtabilirsek birçok rakip Türkiye’ye gelir diye tahmin ediyorum. Bir pil fabrikası kurulacak bana göre. Pil fabrikası geleceğimiz için yapılacak en önemli yatırımlardan bir tanesi.
‘Vizyon’, üzerinde en çok durulan ifadelerden birisi. Neden bu kadar önemli?
Artık taşınabilir birçok cihaz batarya ile çalışıyor. Mesela Sony akıllı telefon pazarında giderek kan kaybetmesine rağmen telefon ekosisteminde hâlâ çok önemli bir marka. Çünkü lense yani kameraya yatırım yapıyor. Bütün telefonlar Sony kamera kullanıyor. Pil-batarya yatırımıyla bu popüler ekosistemin büyük bir tedarikçisi olabiliriz. O açıdan vizyon önemli. Arkasında devlet var, özel şirketler var, TOGG gibi oluşumlar var. Lansmanda arkasında millet ve basının olduğu da ortaya koyuldu ve vizyon tamamlandı. Bir de şöyle bir vizyon var; araç içerisindeki platformun gelecekle uyumlu olması. Önemli olan ürünün ve ekosisteminin artık vizyon olarak hayata geçirilmesi ve ekosistemin yenilikçi olması. Bu arada aracın eleştirebilecek hiçbir şeyi yok. Sadece tasarımı konuşulabilir. Fabrikayı eleştiriyorlardı, nerede olacağı belli oldu. İnşallah zamanı gelir tasarımını da biz yaparız.
Elektrikli araç ile normal araç kullanmanın farkı ne?
Kanalımda en çok izlenen videolardan birisi Tesla Model 3 ve Model S. Videoda aracı beğenmediğimi söyledim, inanılmaz bir linçle karşılaştım. “Nasıl beğenmezsin”, “Teknoloji harikası bir araç” dediler. Çok fazla kişi deneyimlemediği için anlatamıyorsunuz ama aracın konforu yetersiz. Daha sonra deneyenler bana hak verdi. Sonrasında Jaguar elektrikli araç çıkardı, tanıtırken “Tesla yüzde yüz elektrikli olabilir ama Jaguar, konforu yüzde yüz elektrikli bir araçla bütünleştirecek” dedi. Araç, pedala dokunduğunuz an uçuyor. Konfor ve enerji işi çözüldü. Fakat otonom sürüş gibi konular hâlâ çözülemedi. Ülkemize gelirsek yerli otomobil buradaki sıkıntıları bile çözmeyi hedeflemiş. Baktığınız zaman büyük bir SUV. Yüzde yüz elektrikli bu kadar büyük bir SUV görmemiştim. Bize söylenen kadarıyla, üçüncü seviye otonoma hazır. Diğerleri için de “güncelleme gelince hazır olacak” denildi. Bu da problemi çözdüklerini ve “konfordan taviz vermem” diyenler için bir seçenek sunulduğunu gösteriyor. En merak ettiğim şey, acaba siyasetçilerimiz makam aracı olarak ürettiğimiz araçları kullanacak mı?
YERLİ GİRİŞİMLERE FIRSAT
Potansiyel bir otomobil kullanıcısının teknoloji ile ilişkisi ne durumda?
İşim teknoloji ama beni otomobil markaları fuarlara davet ediyor. Beni CES’e(Tüketici Elektroniği Fuarı) davet eden şirket İntel, Google, Facebook, Apple değil BMW. Bir otomobil üreticisi. “Neden basını değil de bir teknoloji editörünü davet ettiniz” diye sorduğumda müşterilerin aracı alırken “CarPlay var mı”, USB hızlı şarj ediyor mu”, “Sesli komut var mı” diye sorup, ne kadar gücü olduğunu pek sormadıkları cevabını aldım. Bir de “Biz araçlarımızın teknoloji kısmıyla ön plana çıkıyoruz. Biz teknolojimizi anlatmak istiyoruz o yüzden sizlerle yola çıkmamızın doğru olacağını düşünüyoruz” dediler. Hedef tüketicinin teknolojiye ilgisini buradan anlıyoruz.
EN ÇOK CEZA ARAÇTA TELEFON KULLANANLARA
Dikkat ederseniz en çok ceza, araç içerisinde telefon kullananlara veriliyor. Otomobil kullanıcısının teknolojiyle ilişkisi aşk seviyesinde. Araçtaki teknoloji telefona dokunmanı gerektirmeyecek. Araca girdiniz, haber mi okuyacaksınız, video mu izleyeceksiniz, mesaj mı atacaksınız, başka bir uygulama mı kullanacaksınız, gerekli ortam ve zamanda otomobil bunu zaten sağlayacak. Araçta içerik ön plana çıkacak. İçerik ne alaka diye düşünülebilir. Şu an en büyük içerik, radyoyu kurcalamak gibi görünse de bambaşka bir yapıdan bahsediyoruz. Araç otonom sürüşü destekleyeceği için şoför, direksiyona ve yola konsantre olmak zorunda değil. Önünüzdeki o kocaman ekran aslında evinizdeki televizyondan ve laptoptan farklı değil. Oraya da içerik lazım. Yeni Şafak gibi, Shiftdelete.net gibi içerik üreticileri bu ekranları kullanacak.Bu içerik üreticileri için büyük bir fırsat.
UYGULAMANI GELİŞTİR YERİNİ AL
İçerik geliştirmek isteyenlere hangi tavsiyeleri verirsiniz?
Az önce eşim aradı, gideceğim yerde park var mı bakacağım dedi. Yer yoksa özel bir otoparka ya da bir alışveriş merkezine bırakacak. Henüz bağlantılı olamadığımız için “Nerede park yeri var? Orayı bana rezerve et” diye bir seçeneğimiz yok. Ama yeni araçlarımız için bu büyük bir fırsat. Bağlantılı, otonom bir araç olduğu için startuplar (girişim şirketi) oturup bunlara içerik üretebilir. Türkçeyi ve şiveleri iyi anlayan, ona göre yanıt veren bir asistana ihtiyacımız var. Bir müzik uygulamamız, navigasyon sistemimiz yok. Ülke genelini kapsayan Google Maps’e, Yandex’e ve Apple’a rakip olacak bir navigasyon uygulaması gelebilir. Bunun içine ödeme sistemi, mesajlaşma, şarj gibi farklı ihtiyaçları da eklersek liste uzar. Her biri farklı bir şirket olacak şekilde konumlandırılabilir. Teknokentlerdeki girişimler için büyük fırsat olacağını düşünüyorum.
***
HEM ARAÇ HEM POSTA KUTUSU
Avrupa’da var olan elektrikli araçlara göre farkımız ne olacak?
Aracımız bazı özellikler açısından Avrupa’da ilk. Mesela en uzun aks mesafeli SUV ve sıfırdan doğan elektrikli bir SUV olarak bizimki ilk. Avrupa’daki rakiplerinden bir farkı da şu, elektrikli olduğu için motor ve aksamın kapladığı ayrı bir alan yok. Bu da daha fazla yer demek.
Sürüş alışkanlıklarımıza bir değişiklik getirecek mi bu araçlar?
Aynanın dijital ya da analog olması seçeneklerden sadece bir tanesi. Aracın özelliklerinden birisi, sürekli internete bağlı olması. 4G ve 5G ile uyumlu. Sürekli internete bağlı olunca, araca yazılım güncellemesi geldiğinde hemen yüklenecek. SD kartı çıkarayım, Wi-Fi’a bağlanayım gibi işlerle uğraşmayacağız. Bu arada herkesin gözden kaçırdığı bir detay vardı. Araç aynı zamanda posta kutusu işlevi görecek.
Nasıl yani?
Videoda gösterdiler ama çok anlatmadılar. Diyelim, internetten bir sipariş verdiniz. Kargo şirketi geldi ve evinizde değilsiniz. Diyorsunuz ki “Arabamın bagajına bırak.” Telefonunuzdaki uygulamadan vereceğiniz komutla bagajı açıyorsunuz. Kurye, kargonuzu koyuyor ve fotoğrafını çekiyor. Fotoğrafı gördükten sonra yine uygulama üzerinden bagajı kapatabiliyorsunuz. Araçların sürekli internete bağlı olması gerekli görüldüğü zaman otoriteler tarafından izlenebilir olduğu anlamına geliyor. Yani sizin kuralları ihlal edip etmediğinizi araç biliyor olacak. Bu kazaları da önleyecektir. Mesela aracınız çalınıyor. Aracınızın çalındığını fark ettiğinizde ya da sizden zorla alındığında, emniyeti arayacaksınız ve araç uzaktan kilitlenebilecek. Böyle imkanların olması büyük fırsat. Bu beraberinde “ben arabamda dinleniyor muyum, izleniyor muyum” gibi soruları da getirecek. Bu cep telefonlarında da olan bir tartışma.
***
ARTIK TEKNOLOJİMİZLE HATIRLANALIM
Burası bizim vatanımız. Bu, bütün ülke, gelecek kuşaklar ve geçmişte kalanların hayalleri için çok önemli bir vizyon. İlk defa özel sektör, devlet, millet, basın heyecan duyarak bir cuma günü sadece bunu konuştuk. Yanlış anlaşılmasın. Tabi ki eleştirilsin ama daha iyi olması için elimizi taşın altına koymalıyız. “Sırf şu açıkladı”, “bugün açıkladı, şundan dolayı açıkladı”, “şu partiye fayda sağlar” gibi fikirleri aklımızdan çıkarmalıyız. Bu ülkemizin, çocuklarımızın geleceğinin meselesi. Herkesin yapıcı bir şekilde projeye sahip çıkması lazım.
Baktığınızda ABD’de bir tane otomobil üreticisi yok. Ford, CMS ve Tesla birbirilerine rakipler. Benzer şekilde Almanya’da, Güney Kore’de ve Japonya’da da birden fazla marka var. Ülkemizde de bu vizyonun bir parçası olarak farklı rakipler ortaya çıkabilir.
Türkiye’nin markaya ihtiyacı var. En iyi bilinen markalarımızı sayayım; THY -bedava yiyecek verdiğimiz için hatırlıyorlar-, sonra Nusret, daha sonra ise Dr. Öz. Başka marka bilmiyorlar. Bizi THY’den başka teknolojilerimizle hatırlamaları için bu markaya ihtiyacımız var.