Filistin’de düzenlenen Büyük Dönüş Yürüyüşü esnasında İsrail askerlerinin kurşunlarına hedef olan Filistinli göstericilerin imdadına yetişmeye çalışıyordu Rezzan en-Neccar. 2 ay boyunca İsrail-Gazze sınırında gönüllü olarak hemşirelik yapan Rezzan’a “Yardım meleği” adını takmışlardı. Henüz 21 yaşında olan Rezzan, kendisine mikrofon uzatan muhabire, “Bu görevin genç bir kadın için kolay olmadığını biliyorum ancak, yaralılara ve zor durumda olanlara yardım etmek için girdiğim bu yolu tamamlamaya kararlıyım. Formam temiz ve kıymetli insanların kanıyla boyandı. Ben bununla şeref duyuyorum” demişti. Maalesef Rezzan da tıpkı yardımına koştuğu insanlar gibi, Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinin 10. Haftasında, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinin İsrail sınırında düzenlenen gösterilerde elinde sargı bezleri, üstünde üniforması ile İsrail keskin nişancılarının hedefi oldu.
Rezzan’ın babası Ebu Ahmet Eşraf en-Neccar, çok yorgun ve rahatsız olmasına rağmen, sorularımızı cevapladı. Kızı Rezzan’ın ne kadar naif olduğunu, yaralıları tedavi edebilmek için nasıl koşuşturduğunu anlattı. “Kızımın hakkını alacağım. Bütün insan hakları mahkemelerine başvuracağım. İsrail aleyhine dava açacağım. Kızım adına son nefesimi verinceye kadar susmayacağım” diyen acılı baba, pek çok ülkeden binlerce telefon aldığını da ekledi.
Rahmetli şehidimiz Rezzan en büyük çocuğunuzdu değil mi?
Evet
Kendisi ile yapılmış röportajlardan Rezzan’ın güçlü bir karakteri olduğunu görebiliyoruz. Bize biraz Rezzan’ı anlatabilir misiniz? Nasıl biriydi?
Kızım Rezzan ilk göz ağrımdı. 1997 doğumlu. Lise eğitimini bitirdi. Hayali doktor veya hemşire olmaktı. Hayalini gerçekleştirdi ama Gazze’deki maddi ve ekonomik zor şartlardan dolayı eğitimini sürdüremedi. Üniversite okuyamadı. Kendisi lise mezunuydu. Maddi durumumuz orta seviyede. Ben 8 çocuk babasıyım. İşsizim. Kızım hastanede gönüllü olarak çalışıyordu.
ACİL YARDIM EKİBİNDEKİ İLK KIZDI
Hangi hastanedeydi?
Naser Sağlık Kompleksi. Orada yaklaşık 2 yıl boyunca çalıştı. Dönüş Yürüyüşü’nde yaralananlar oluyordu. Naser Sağlık Kompleksi Sağlık Bakanlığı’ndan izin alarak Dönüş Yürüyüş’ü yaralılarının tedavilerine yetişti. Rezzan acil yardım için kampa giden ilk kız oldu. 30 Mart sabahında Han Yunus’un doğusunda bulunan Barışçıl Dönüş Yürüyüşü’nün ilk kampına girdi. Acil yardım ekibinin hepsi erkekti kız olarak bir tek o vardı. Şükürler olsun ki halkımızın evlatları uğruna çalışıyordu. Dönüş Yürüyüş’ü barışçıl olduğundan destekledi. Milletimizin evlatlarının yanında yer aldı. Şükürler olsun ki o bütün dünyaya mesaj verdi. Oradaki işi sadece yaralılara acil yardım hizmetlerini sağlamaktı. Yanında silah olarak bir tek Sağlık Bakanlığı’ndan verilen sargı bezleri, maskeler…vb. tıbbi malzemeler vardı. İşte silahı bunlardı. Ama İsrail onu sırtından kurşunlayarak sıkılan kurşun göğüsünü dağıttı. İşte o İsrail ordusu en alçak ordudur. Ne barıştan ne de anlaşmalardan anlayan bir ordudur.
ANNESİ REZZAN’IN ANISINI YAŞATMAK İÇİN SINIRA GİTTİ
Rezzan neler yapıyordu sınırda?
Bizde Gazze Şeridi’nde herşey hedef altında. Gazeteciler de onlardan kurtulamadılar. Rahmetli Gazeteci Yasir Murtaja ve diğer gazeteciler. Aynı şekilde işgale direnen hemşireler, doktorlar hepsi Gazze Şeridi’nde hain ve paralı asker olan Yahudilerin, dinsizlerin hedefindeler. İsrail ordusu bir terör ordusudur. Siyonist Terörist Ordu. Ne taş bıraktılar ne de insan. Hiçbir ülkenin kararlarına saygıları yok. İşte kızım kahramanca şerefi ve onuruyla yaralılara yardım etti. Elhamdulillah maddi karşılık almadan gönüllü olarak çalıştı. Basit imkanlarıyla insanların canlarını kurtarmak için mücadele etti. Şehitleri taşıdı. Videolarıyla bütün dünya bunlara şahit oldu. Herkes Rezzan hakkında ne yazıldığını gördü. Rezzan’ı rahmet meleği olarak adlandırdılar. Evet o Allah’tan sonra yardım edenlerdendi. O evlatlarımız için koşturdu. Yaralıları şehitleri taşıdı. Yaralıların hayatlarını kurtardı. Allah rahmet eylesin. Kızım çok temiz kalpliydi. Herkes tarafından seviliyordu. Herkes Rezzan’ı çok severdi. Kızım şu an kelebek. Cennette uçan bir kelebek o. Artık kızımı bütün dünya ve tarih tanıyor. Çünkü o barışçıl bir insandı. Halkına karşılıksız hizmet eden masum bir insandı. Kızımın şehadetiyle gurur duyuyorum. Cuma günü annesi Rezzan’ın mesajını ulaştırmaya devam etmek için Dönüş Yürüyüşü’yle buluştu ve yaralıları tedavi etti.
Annesi mi?
Evet. Rezzan’ın Dönüş Yürüyüşü’nde çalıştığı yere annesi gitti. Tıbbi malzemeleri yanındaydı. Sağlık Bakanlığı’nın önlüğünü giydi ve acil yardım ekibiyle yaralıları tedavi etmeye devam etti. Kızımın kanı boşuna akmamış oldu.
Kızının sağlık önlüğünü mü giydi?
Evet. Şehit Rezzan’ın kan lekesini taşıyan önlüğü giydi. Kurşun sırtından girip göğsünden çıktı. Hasbinallah ve nimel vekil. Kızımın hakkını alacağım. Bütün insan hakları mahkemelerine başvuracağım. İsrail aleyhine dava açacağım. Çünkü o mahkemeler işgal güçlerinin yaptığı cinayetleri soruşturuyorlar. Kızım adına susmayacağım. Onlar beni kızımdan ayırdılar. Evlilik çağında olan gencecik kızımın hakkını alana kadar son nefesime kadar mücadele edeceğim. Herşeye Elhamdulillah.
ANNESİ ÇEYİZİNİ HAZIRLIYORDU
Evlilik çağında dediniz. Halihazırda bir evlilik söz konusu muydu?
Hayır evlenmeyecekti. Çok talibi oldu ama evlenmek istemiyordu. Ama annesi her anne gibi çeyizini hazırlıyordu. Yani nasıl anlatayım. Her anne gibi uygun bir şey bulduğunda alır Rezzan’ın çeyizine saklardı. Annesi günlere giriyordu o şekilde para biriktiriyordu. Son anda büyük masraflara girilmesin diye ağır ağır kızımın evlilik hazırlıklarını yapıyordu. 1 veya 2 veya 10 sene sonra evlenecek olsa bile. Ama Allahü Teala onu Cennette evlendirmeyi ona şehadeti layık gördü inşallah.
İnşallah. Ne mutlu ona.
Rezzan inanılmaz iyi kalpli bir kızdı. Ona en yakın olan insan bendim. Onu en son gördüğümde beraber sabah namazını kılmıştık. 1 Haziran Cuma günü sabah saat üç buçuk dört arası onu sahurdan sonra sabah namazına uyandırdım beraber namaz kıldık. Messengera baktı bana birkaç şey gösterdi. Babacım “baksana ne kadar güzel” dedi. Bende “evet babacım çok güzel” dedim. Daha sonra “Babacım ben yorgunum yatıyorum” dedim. “Tamam babacım Allah rahatlık versin” dedi bana. Saat yaklaşık sabah 4:20 sıralarıydı. Cuma günü öğleden sonra saat 2’de uyandığımda namaza gidecektim, annesine “Rezzan nerede” dedim. “Rezzan gitti “ dedi. “Nereye gitti” dedim. “Kampa gitti” dedi. “Neden gitmesine izin verdin dinlenmesi lazım” dedim. “İzin vermedim çok ısrar etti sonra da birden kayboldu” dedi. Normalde ben uyanıkken gittiğinde mutlaka bana sarılır beni öper bir isteğim var mı diye sorar. Ben de “Güle güle kızım kendine iyi bak” derdim öyle giderdi. Ama Cuma günü kalktım şaşırarak annesine sordum. Normalde ikindiden sonra gidiyordu. Çünkü Ramazan ayındayız insanlar ikindiden sonra toplanıyorlar.
ANNESİNE BUGÜN ÇOK GÜZELSİN DEYİP GİTMİŞ
Vefat ettiği sabah göremediniz yani…
Evet. Annesi “Rezzan gitti Allah ona kolaylık versin” dedi. Ben ona “nasıl onu görmeden gitti ki” dedim. Annesine “babam uyuyor uyandırma benim gitmem lazım anne” demiş. Hatta annesine biraz değişik bakmış ve “Maşallah anne bu gün çok güzel görünüyorsun”demiş. Karşılıklı birbirlerine güzel sözler sarfetmişler. Annesinin dediğine göre bir anda kaybolmuş nasıl gittiğini anlamamış halbuki evimiz 2. kat ama görememiş. “Nasıl önümden kayboldu bilmiyorum” dedi bana. Elhamdulillah. Saat 6 sıralarında evden çıktım.
Haberi nasıl aldınız?
Annesi beni aradı. Yaklaşık saat 6’da dışardaydım. Telefonu açtım. Annesi “yetiş…yetiş… Rezzan vurulmuş” dedi. “Sana kim söyledi” dedim. “Kamptan aradılar. Rezzan’ın iki yerinden vurulduğunu söylediler. Kurşun sırtından girip göğsünden çıktı dediler”dedi. Eve vardığımda annesi ağlıyordu, feryat ediyordu. Onları aradığımda Avrupa Hastanesi’ne götürüldüğünü söylediler. Annesini alıp Avrupa Hastanesi’ne gittik. Vardığımızda onu görmek istedik. Doktorlar bize Rezzan’ın yoğun bakımda olduğunu duruma müdahele ettiklerini ve onu görmenin yasak olduğunu söylediler. Dışarıda yarım saat kadar bekledik. O sırada annesi feryat ediyor ağlıyordu. Yarım saat sonra Allah rahmet eylesin dediler. Çok acı bir haberdi. Doktor Allah rahmet eylesin dediğinde. Annesi doktoru itip Rezzan’ın odasına girdi. Dehşet verici bir görüntüyle karşılaştık. Anlatılması çok güç. Kurşun sırtından girmiş göğüsünden çıkmış. Allah rahmet eylesin.
Rezzan benim her şeyimdi. Rezzan şehit olduğu günden beri ne gözüme uyku girdi ne de ağzıma lokma koydum. Hasbinallah ve nimel vekil. Allah’ın laneti İsrail’in üzerine olsun. Kızım masum. Onlara ne uçak ne de füzeyle saldırdı. O sadece bir acil yardım görevlisiydi. Çok naif bir kızdı. Barışçıldı. Hasbinallah ve nimel vekil. Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler ve bütün dünyaya haykırıyorum. İsrail’in Rezzan ve sair şehitlere karşı işlemiş olduğu cinayetlere sessiz kalmamaları için sesleniyorum. Önümüzde ölü olarak yere düşen ve Allah katında diri sayılan bütün şehitlerin hakkını talep ediyorum.
KORKU NEDİR BİLMEZDİ
Rezzan’ın karakterinden anladığımız kadarıyla korkak askerlere karşı son derece cesurdu. Rezzan İşgal güçleri hakkında ne düşünüyordu?
Rezzan korku nedir bilmezdi. Cesur bir kızdı. Çok güçlü bir kişiliğe sahipti. Sevecen, neşeli, mütevazi, insanları çok severdi. Çocukları çok severdi. Bütün insanları severdi. Barışçıl birisiydi yani. Herkes tarafından seviliyordu. Sizde videolardan gördünüz konuşmasını. Milletimize hizmet etmeyi severdi. Acil yardım, hemşirelik ve sağlıkla ilgili 12 kurs eğitimi aldı. Alanında uzmandı. Herkes Rezzan En Neccar’ı beğeniyordu. Herkes onu merak ediyordu. Çok iyi İngilizce konuşabiliyordu. Hepsi Allah’ın bir lütfüydü. Kurslara girip kendini yetiştirdi. Doktorlarla İngilizce konuşurdu. Doktorlar ona hayran kalırdı. Sanki konuşan hemşire veya acil yardım personeli değil doktordu. Bütün sağlık kadrosu tarafından seviliyordu çok şükür. Sağlık bakanlığı Dönüş Yürüyüşü’nde ne kadar malzeme ihtiyacı olursa gönderiyordu. Elhamdulillah o bizim için bir gurur kaynağı.
Kesinlikle. Bu en büyük onurdur. Allah rahmet eylesin. Sizlere de sabır versin.
Allah razı olsun. Bu feryat dolu sözlerimi ve mesajımı ulaştırmanızı istiyorum. Şeref, izzet ve onur topraklarından, Gazze’den Şehit Rezzan En Neccar’ın babasının selamını Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a iletmenizi, önce Allah’tan sonra sizden istiyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a sevgi dolu selamlarımı iletiyorum. Allah kendisine sağlık ve uzun ömür versin. Bizler Filistinliler olarak kendisiyle gurur duyuyoruz. Aynı zamanda davamla ilgilenmesini istiyorum. İşgal güçlerinin cinayetlerini yargıya, uluslararası mahkemelere ulaştırmasını istiyorum. Biliyorum ki Türkiye Cumhurbaşkanı cesur bir başkan. İşgale karşı nice duruşlar sergileyen bir başkan. Mesela Mavi Marmara olayında. Türkiye Cumhurbaşkanı güçlü ve cesur bir liderdir. Bütün dünyaya selamımı iletiyorum.