Dünya bir yandan salgınla uğraşırken, diğer yandan da salgın dolayısıyla ekonominin üzerine binecek olan yükle ilgili hazırlık yapıyor. Amerika başta olmak üzere bazı ülkeler para basmaya başladı bile. Buna rağmen en çok vak’anın görüldüğü Amerika’da dolar, hastalıktan kırılan Avrupa’da ise Euro yükselmeye devam ediyor. Türkiye şimdilik para basmayıp yardım kampanyalarıyla toparlamaya çalışıyor ama salgının boyutuyla birlikte para basma aşamasına da geçilebilir. Ekonomideki bu anlamlandırılamayan hareketliliği daha önce Dow Jones Newswires ve The Wall Street Journal gibi uluslararası yayınlarda da çalışan, “2020 Yeni Ekonomi” kitabının yazarı ekonomi gazetecisi Erkan Öz’e sorduk. Üretim düştüğü halde piyasaya çok fazla para girişinin olmasının fiyatları yükselteceğini söyleyen Öz, bu krizden sonra dünyada para sisteminin değişeceğini vurguluyor.
Korona salgınından dolayı ekonomi büyük ölçüde sekteye uğradı. Orta ve küçük ölçekli iş yerleri zor durumda. Vatandaşın ekonomisi bu durumdan nasıl etkilenecek?
Özellikle orta ve küçük boy işletmelerin bir bölümü kapanacağı için ciddi bir işsizlikle karşılaşacak vatandaşımız. Ülkelerin para basması yerine, son günlerde düzenlenen yardım kampanyaları çok daha önemli. Çünkü para bastığınız zaman ekonominin salgından dolayı bozulmuş olan dengeleri daha da fazla bozulacaktır. Piyasada üretim düşerken birçok işletme kapanmak durumunda kalacak, uzun süre üretim yapamayacak, üretim düşerken bir de piyasadaki para oranını arttırırsanız, doğal olarak fiyatlar çok yükselecek, yani enflasyon olacaktır. Bu enflasyon da ekonominin bozuk halini iyice bozacaktır. Seyahat kısıtlamalarından dolayı mevsimlik işçiler gerekli yerlere gidemezse, tarım faaliyetlerinde sıkıntı yaşanabilir. O zaman temel tüketim maddelerinde fiyat artışları görmemiz mümkün. Türkiye’de kesin olacak diye bir şey söylemiyorum ama dünyanın birçok yerinde bu durumla karşılaşabiliriz.
Küresel ekonomiye etkisi nasıl olacak?
Anlattığımız her şey küresel ekonomi için de aynen geçerli. Dünyanın birçok yerinde herkes birbirine bağlı olduğu için, bu koyulan karantinalar, yasaklar, üretimde aksamalar nedeniyle şu anda birçok olgu birbirini etkilemiş durumda. O yüzden en iyi senaryoyla birkaç aylığına da olsa birçok yerde özellikle küçük ve orta boy işletmeler kapanacak ve ciddi işsizlik oranları görülecek. ABD Merkez Bankası St. Louis Şubesi Başkanı Bullard ülkede nisan, mayıs, haziran döneminde ekonominin yüzde 50 küçülebileceğini ve işsizliğin yüzde 30’a tırmanabileceğini söyledi. Tarihte görülmemiş oranlar.
KREDİ ZİNCİRLERİNİN KIRILMASI PANİKLETİYOR
Bu durumun piyasalara etkisi ne düzeyde olur?
Şirketler kapanırken onların çevirdiği kredi zincirlerinin kırılması piyasalarda paniğe yol açtı. Borsada, altında vs. gördüğümüz büyük satışlar bu panikten kaynaklanıyordu. Şimdi Merkez Bankaları ve hükümetler özellikle Avrupa ve Amerika’da tarihte görülmemiş kurtarma paketleri ve taahhütler açıklıyor. Sadece Amerika’da bu taahhütlerin bedeli 20 trilyon dolara yaklaştı, ki Amerika’nın zaten bütün bir yıllık üretimi 20 trilyon dolar civarında. 2008 krizindeki birkaç seneye yayılmış kurtarma paketlerinin toplamı 4-5 trilyon dolar civarındaydı.
Bu korkunç destek paketlerine rağmen, piyasalardaki korku şimdilik yavaş yavaş durdurulabildi ama tam olarak ortadan kaldırılamadı. New York eyaletinde ve Amerika’nın geri kalanında virüste durum kontrolden çıktıkça, en iyi senaryoda bir iki ay bile sürse bu, yeniden piyasalar korkuya kapılabilir ve daha da fazla piyasaya para sürülmesini gerektiren yeni destek paketleri açıklanabilir. Üretim düştüğü halde piyasaya çok fazla paranın çıkmış olması, fiyat artışlarına sebep olacaktır. Onun ötesindeki durum artık yaz aylarından sonra hastalığın nasıl seyredeceğine bağlı, yazın sönümlenirse, olaylar biraz daha normale dönebilir.
DOLARIN DÜŞMEMESİ DAHA BÜYÜK FELAKET
Amerika dolar basıyor, fakat dolar düşmüyor, Avrupa hastalıktan kırılıyor Euro düşmüyor, bu nasıl bir ilişki?
Bugün kullanılan finans sisteminde sınırsız kredi para üretme mekanizması var. Yani Merkez Bankaları piyasaya bir miktar gerçek para (rezerv) sürüyor, bankalar bu paraları alıyor, bunları rezerv kabul ediyor ve sanki ellerinde çok daha fazla para varmış gibi etrafa kredi dağıtıyor. Bu krediler aslında sanal kayıtlardan ibaret. Merkez Bankası bir birim para basıyorsa, bankacılık sistemi en az 9-10 birim bunun üzerine kredi oluşturuyor. Yani kredi ya da sanal dolar.
Öte yandan işletmeler kapandığı için kredi zincirleri kırılmaya başladı. Herkes o kredilerin gerçekten tahsiline çalışıyor şu an. Yani düşünün ki, bir banka kredileri dağıtmış dağıtmış, ama herkes şimdi o parayı çekmeye çalışıyor ya birbirinden ya da bankalardan. İşte o yüzden gerçek nakit geçerli para birimi olan dolar, Euro her neyse, en çok hangi birim dağıtıldıysa, ona bir atak oluyor. O yüzden doların fiyatı da düşmüyor.
Doların fiyatının düşmemesi, dünya ekonomisi için daha büyük bir felaketin kapısını aralayabilir. Doların fiyatı düşmezse, her işletmenin fonlama maliyeti artar, işletmeler daha zor duruma girer, daha fazla işletme kapanır. O zaman da ‘kredi dolara’ yani ‘sanal dolara’ daha fazla atak olur ve Merkez Bankası’nın bastığı para birimi doların fiyatı daha da artar. Yani bu kendi kendini yiyen âdeta bir sarmala dönüşür. Zaten Merkez Bankalarının piyasaya para pompalamaya çalışmalarının sebebi, doların bu artışını engellemek. Dolar artmaya devam ettiği sürece aslında başarılı olmuyorlar demektir.
KISIR BİR DÖNGÜ
Aslında sadece dolar da değil, petrol düşerken, altın fiyatları da yükseliyor. Garip bir denge değil mi?
Petrolün olayı ayrı, orada Rusya ve Suudi Arabistan’ın kendi arasındaki bir mücadelesi, aynı zamanda belki Amerika’yla ortak bir mücadeleleri devreye girdi. Talep düşerken yani dünyanın en büyük petrol alıcıları artık petrolü talep etmezken, tam o sırada iki taraf da görülmemiş şekilde üretimi arttırmaya karar verdi. Belki bunu Amerika’yı sıkıştırmak için bir hamle olarak yaptılar, belki gerçekten kendi aralarındaki kavgadan dolayı yaptılar. Ve petrol fiyatı tarihi düşük seviyelere geldi. Altın da aslında düşmüştü bir ara. O altının düşmesi de yine nakite duyulan ihtiyaçtan kaynaklı. Kredi zincirleri koptuğu için herkes nakit istiyor, bankanın da elinde nakit olmadığı için altın bozduruyor. O yüzden de altın düşüyordu. Eğer dolar kuvvetlenmeye devam ederse, bir miktar daha düşebilirler.
Bu işin sonunda hiç mi aydınlık yok peki? Bu sarmal böyle devam mı edecek?
Çin’deki toparlanma şunu gösteriyor, eğer ekonominiz canlıysa, üretim, alt yapınız, nüfusunuz devinimliyse, hemen eski durumunuza dönebilirsiniz. Bu Türkiye için de geçerli, nüfus genç, tüketim alışkanlıkları yüksek, insanlar normale hızlıca dönebilir, tabi hastalık yaz aylarında biterse. Hastalık yaz aylarında bitmezse, sonbaharda yeni bir dalga gelirse, o zaman bütün bunları en baştan konuşmalıyız. Hatta belki bu sefer korkuyu daha da arttıracağı için, sonbaharda finans piyasaları daha da kötü bir durumla karşılaşabilir.
DOLAR YIKIM SÜRECİNE GİRECEK
Dünya genelindeki büyük salgınlarda para dengeleri sürekli değişmiş. Mesela Marsilya Salgınında Fransız Frangı, Kolera Salgınında İngiliz Sterlini, İspanyol gribinde de Amerikan doları yükselişe geçmiş. Bu süreçte yeni bir para birimi yükselişe geçer mi?
Bugünkü rezerv para birimi, finans sisteminin en çok güvendiği para birimi dolar olduğu için, kredilerin çoğu dolar. Kredi zinciri kırıldığı için de atak uzun bir süre daha dolara olacaktır. Doların artması dünya ekonomisi için hiç iyi bir şey değil. En sonunda dolar çok sert bir şekilde talep görecek ve bunu zayıflatmak için merkez bankaları o kadar çok para basacak ki, yirmi trilyonun da üzerinde, belki daha fazla parasal taahhütte bulunacaklar ve o zaman işte dolar ve dolar gibi paralar yıkım sürecine girecek.
Öyle olduğu zaman ortaya ne çıkar? O müthiş fırsat nedir?
Hemen olacak bir şey değil, muhtemelen bu hastalığın seyrine de bağlı. Bugünkü basılan paraların karşılığı yok. Bunların yerine tarihten beri kullanılan altın, gümüş gibi sınırlı üretilebilen parasal varlıklar geçecektir. 2008 Krizi’nden sonra bir de buna bitcoin eklendi. Bitcoinin de üretimi sınırlı. Dolar basıldıkça, tam doların karşıtı çalışan sınırlı parasal varlıklar, altın, gümüş, bitcoin ve buna benzeyen sınırlı parasal varlıklar değer kazanacak, ön plana çıkacaktır diye düşünüyorum.
VİRÜS OLMASA DA 2020’DE FİNANS SİSTEMİ ÇÖKECEKTİ
Çin ilk önce hastalığa yakalandı ve şimdi de atlattığını söylüyor. Çin’in ekonomisi çökecek denmişti ama ilk atlatan olduğu için artıya geçer mi?
Bana göre dünyada gördüğümüz krizin sebebi sadece virüs hadisesi değil. Virüs olayı olmasaydı da 2020 yılında bu dünya finans sistemi bu kadar sert ve hızlı olmasa da bir çöküşe doğru gidecekti. Şimdi Çin hastalığı atlattı diye ekonomik tehlikeyi de atlattı diyemeyiz. Çin’de hastalıkla ilgili daha hiçbir şey ortada yokken, küçük ve orta ölçekli bir sürü banka batmıştı. Çünkü Çin’de de 2008 Krizi’nden sonra yapay bir şekilde çok büyük kredi büyümesi oluşturuldu.
Ama Çin’in yüksek üretim kapasitesi var. Batıda bu yok. Üretimin çoğu uzak doğuya kaydı. Çin’in problemi 1929’daki Amerika’nın problemine benziyor. Amerika 1929’da dünyanın en büyük üretim gücüydü. Ama bugün Çin’in yaptığı gibi çok hızlı bir kredi büyümesi yaptığı için tarihin en büyük, en acı krizlerinden birini yaşadı. Çin de bugün aynı durumda. Elinde çok büyük üretim kapasitesi var, ama ekonominin temeli bozuk olduğu için, küresel para düzeni bozuk olduğu için bu üretimi satacağı pazarlar gün geçtikçe kapanacak. Yani doğuda Çin böyle bir kriz yaşarken, diğer tarafta batıda da fiyatların arttığı, ama üretimin artmadığı, büyümenin olmadığı bir başka kriz aynı anda meydana gelebilir bütün dünyada. O yüzden 2020 Krizi’nden bir ülkenin avantajlı çıktığını, diğerini geride bıraktığını söylemek zor.
Bence artık dünyaya tek bir süper güç hâkim olmayacak. Çok merkezli bir dünya yapısı olacak. BM’nin bu tekelci yapısı kırılmak zorunda kalacak. Doların hakimiyeti olan tek bir merkezi para birimi sistemi çalışmayacağı için bırakılmak zorunda kalacak. Ülkelerin para birimleri belki tekrar altına bağlanacak. Millî paralarla ticaret diyoruz ya, bu konu ön plana çıkacak diye düşünüyorum.
ALTIN DÖNEMİNE DÖNÜŞ
Bu durumda her ülkenin koşulları aşağı yukarı aynı. Yapılabileceklerle ilgili neler önerebilirsiniz?
Öncelikle bu salgın olayını kontrol altına almak, bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapmak gerekiyor. Ondan sonra ekonomik tedbirler, işletmelerin, çalışanların mümkün olduğunca kapanmamasını ve işten ayrılmamasını sağlayacak tedbirler almak gerekiyor. İşletmeleri krediyle desteklemek olabilir, yardım kampanyalarıyla işletmelerin hayatta kalmasını, istihdam olanaklarının yok olmamasını sağlamak olabilir.
Dünyada tedarik zincirleri kırılırsa, bunların da tedbirlerini önceden almak gerekiyor. Salgın ortamı varken, tarım üretimini daha ciddi planlamak, belki acil durumlar için devlet organizasyonunda üretim üsleri kurmak olabilir. Umuyorum bunlara gerek olmadan sadece planlamayla ve salgının kontrol altında tutulmasıyla olaylar çözülür.
Uzun vadede ise bu kriz dünya para sistemini değiştirecek. Türkiye zaten bu konuda senelerdir hazırlık yapıyor. Cumhurbaşkanımız 2018 Nisan’ında bu döviz sorununu “Milli parayla çözeceğiz, altını daha etkili hale getirmenin yollarını arayacağız” demişti. Bu şu demektir, Türk parasını eskisi gibi -1971’den önce bütün dünya paraları altına endeksliydi- tekrar altına endeksli hale getirebiliriz. Türkiye zaten senelerdir Merkez Bankası rezervlerine altın alımı yapıyor. Bunlar doğru politikalar, daha da geliştirilmesi lazım.
Tüm dünya için de aynı önlemler geçerli mi?
Türkiye tek başına buna geçemez zaten. Dünyanın tamamı mecbur kalacak, zaten Çin’de bu olay başladı. Mart 2018’de Çin, dolaylı yoldan kendi para birimini petrol alımında altına bağladı. 1971’de Amerika’nın dolarla altının bağını koparması öncesine geri dönmüş oldu. Dünyada bu hareket çoktan başladı. Salgın olayından ayrı olarak, 2020 ekonomik krizinin sonucu olarak tüm dünyanın yavaş yavaş daha sınırlı olan bu paralara yönelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.