Hindistan Türk gençlerinden sorulacak

Türkiye Gençlik Vakfı’nın nitelikli insan yetiştirme üzerine odaklandığını biliyoruz. Bunun için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Bizim temelde iki amacımız var. Biri Türkiye’de dokunmadığımız, ulaşmadığımız genç bırakmamak. Bilgi, birikim paylaşım ve imkanlarımızı ülkenin bütün gençlerine sunmak istiyoruz. Bu noktada da Hakkari’den Kars’a, Edirne’den Ardahan’a, Antalya’dan Trabzon’a yaptığımız işleri gençlere ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalar toplumsal bilincimizi, eğitim seviyemizi gençler noktasında bir nebze arttırıyor. Diğer çalışma yöntemimiz ise odak grubu çalışmalarımız. Bu sene başında Bölge Uzmanı Yetiştirme Programı başlattık. Rusya, Çin ve Hindistan uzmanlığı için 5’er öğrenci aldık. Her sene 5 öğrenci alacağız. Başvuran 1500 kişi arasından seçilen bu öğrenciler, haftanın 4 günü dil eğitimi alıyor. Bunun yanı sıra o ülkelerin sanatları, kültürleri ve tarihlerini öğreten dersler var. Kişisel gelişimlerine yönelik hitabet ve kişisel ilgi alanları varsa bunlara yönelik eğitimlerin yanı sıra hadis, kelam, fıkıh ve siyer gibi bizim kültür ve maneviyatımıza yönelik dersler de veriliyor. Türkiye’deki 4 yıl sürecek eğitimleri bittikten sonra bu ülkelerde yüksek lisans ve doktora programlarını da yaptıracağız. Aylık 500 lira bursla da destekliyoruz.

Bu 3 bölgeyi neye göre seçtiniz?

Bu 3 ülke ekonomik olarak çok hızlı büyüyen ülkeler. Çevremize baktığımızda Hindistan uzmanı hiç göremezsiniz. Unutulmuş, ihmal edilmiş, gelecekte dünya dengeleri noktasında önemli yer tutacak bölgeleri seçtik ki, program başladığında Rusya ile ilişkilerimiz çok iyiydi. Bakıyorsunuz bugün ciddi bir Rusya krizi var, ama uzman sayımız yeterli değil. Bu da yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki dönem inşallah Ortadoğu, Batı Avrupa veya Amerika kıtasıyla alakalı uzmanlık alanlarını artıracağız. 10 bölgeye kadar genişleteceğiz. Öğrencileri seçerken ise bölgeyle ilgilerine, İngilizce seviyelerine, genel yaklaşımlarına ve uzun soluklu bir proje olduğu için bunu kaldırıp kaldıramayacaklarına dikkat ettik.

Genç Diplomat Akademisi nasıl bir program?

Bu programımızda amacımız bu alanda okuyan ve özellikle son sınıfa gelmiş, belli bir noktada uzmanlığa, bilince erişmiş kardeşlerimizi, bundan sonraki diplomatlıkla alakalı seçecekleri yolda kurumlarımızla tanıştırmak ve kendilerine bir yol çizmelerine yardımcı olmak. Bu programın ilkini 10 günlük sıkıştırılmış bir program olarak yaptık. Diplomatlar, yazarlar, gazeteciler, büyükelçiler, STK temsilcileri tarafından çok ciddi bir katılım oldu. Bu sene 40 kişilik bir grup önce bir hafta seminer görecek. Seminer sonrası Key Study dediğimiz birebir çalışmalar, hocalarla o bölgelerin o diplomatlıkla ilgili özel konularını çalışacaklar. Bu eğitim yaklaşık 4 ay sürecek. Uluslararası alanda kendini geliştirmiş kardeşlerimizin yol çizmesine destek sağlayacak, onların saha tecrübelerini birebir yaşayacakları, birebir deneyim aktarımı olacağı bir program olacak. TİKA, SETA, Dış İşleri, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık gibi kurumların tanıyacağı ve tercih yaparken bu noktada hangi anlamda kariyerlerini geliştirmek isteyeceklerine karar vermelerini sağlayacak.

Genç Türkiye Kongresi çalışmanız var bir de?

Geçen sene İstanbul’da, bu yıl da Türkiye çapında yaptık. Genç Türkiye Kongresi liselerde uyguladığımız bir projemiz. Gençlerin mutlaka karar veren tarafta olması gerektiğine inandığımız için, Türkiye’nin belirlediğimiz belli konuları, konu başlıklarıyla alakalı lisedeki gençleri konuşturduğumuz, tartıştırdığımız bir konferans serisi. Bu önce illerde uygulanıyor. İllerde başarılı olan fikirleriyle ön plana çıkan kardeşlerimiz daha sonra İstanbul’da, bu kongrenin finalinde, konu başlıklarıyla ilgili fikirlerini bir araya getiriyorlar. En son kendi karar verdikleri ortak bir deklarasyonla belirlenen konu başlıklarında, kendi açıklamaları ve fikirlerini bütün Türkiye’ye ve kamuoyuna duyurmuş oluyoruz.

Her il teşkilatımız ayrı vakıf gibi

Bu kadar geniş bir organizasyonu finans noktasında nasıl ayakta tutuyorsunuz?

Geniş bir organizasyon ama temelde örgütlendiğimiz 81 ilimizdeki şubelerimiz çalışmalarını kendileri yürütüyor. Genel merkez olarak bütün illeri destekleyen bir yapıdansa, o illerin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir model geliştirdik. Aslında tarihimize, kültürümüze baktığımızda da vakıflar kendi bulundukları yerlerden, yerelden beslenir. Biz de vakıf alışkanlığını tekrar kazanma niyetiyle yola çıktık. Kardeşlerimiz yaptıkları çalışmalarla gerekli teveccühü gördükleri zaman destek bulmakta zorluk çekmediler.

Anadolu’da spor alanları eksik

Günümüzde gençlerin ne gibi sorunları var?

Temelde birkaç sorunları var. Birincisi maddi anlamda sıkıntı yaşıyorlar. İkinci problem ise kariyer noktasında. Eğitimini tamamlamış ya da tamamlamaya yakın olan gençler, kariyer noktasında ciddi bir arayış içinde. Üçüncü olarak eğitim noktasında da problem var. Öğrenciler belli alanlarda, belli okullardan mezun oluyorlar ama okudukları bölümde bile istedikleri eğitimi alamadıklarını söylüyorlar. Burada bir kopukluk söz konusu. Gençlerin kendi ilgi alanlarında eğitim alacakları kurumları arttırmak gerekiyor. Yaşanan sorunlardan biri de spor tesisleri noktasında. Hala çok güzel yatırımlar olmasına rağmen açığı kapatamadığımız görülüyor. Bir bütün olarak baktığımızda İstanbul’da spor yapacak yer anlamında sorun yaşamıyor olabiliriz, ama Anadolu’da bu alanların sayısı az. İhtiyaç ve ilgi de daha çok.

Yirmi genç bir araya gelip vakıf kurdu

TÜGVA Türkiye Gençlik Vakfı’nın yola çıkması nasıl oldu?

Gelişen Türkiye’nin en önemli eksikliği insan kaynağı. Bu noktada bizim en değerli kaynağımız gençler olduğu için, ciddi manada planlı ve düzeyli çalışmalar yapılması gerekiyordu. Türkiye Gençlik Vakfı, gençlerin hem maddi hem de manevi anlamda gelişimlerine katkıda bulunmak için, bu işi dert edinmiş, daha önce sivil toplum örgütlerinde bulunmuş 20 genç tarafından 2014 Kasım ayında kuruldu. Onlardan biri de benim. Kurucu mütevelli heyetinde çalışarak başladım, bir sene sonra da genel başkanlık görevine getirildim. Şu an hem mütevelli heyeti, hem de yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum.

Hangi yaş grubuna yönelik çalışıyorsunuz?

Uzun süreli bir beraberlik hedeflediğimiz için ortaokuldan başlayıp lise, üniversite ve sonrasında da çalışan gençlik olarak geniş alanda gençlerle beraber faaliyetler yapıyoruz.

Vakfı kuran 20 gençten bahsettiniz. Sivil bir girişim değil mi vakıf?

Tamamen sivil bir girişim. Gençlikle alakalı dünyada neler yapılmış, Türkiye’de neler yapılmış, bunları inceleyerek işe başladık. Eğer gençlerle ilgili bir şey yapacaksanız mutlaka gençlerin içinde olduğu bir yapı oluşturmanız lazım. Biz Türkiye’nin en genç mütevelli heyeti yaş ortalamasına sahibiz. 27 yaş. Yaptığımız işin önemi nedeniyle toplumun çeşitli kesimlerinden pek çok bağışçı ve destekçi buldu. Malumunuz Türkiye’nin son dönemde yükselmesiyle beraber yetişmiş insan ihtiyacı çok daha ön plana çıktı. Bu noktadan itibaren vakfımız ciddi bir yükselişe geçti.

Yetişmiş insan gücü için yola çıkmışsınız ama yurt ve burs çalışmalarınız da var.

Böyle bir yapıya sahip olunca gençlerin bütün sorunlarıyla alakalı üzerimize düşen görevi yapma ihtiyacı hissettik. Eğitim, sosyal ve kültürel faaliyetlerimizin yanında, burs ve yurt konusundaki ihtiyaçları da karşılamak üzere hızlıca yola çıktık. Bir sene gibi kısa bir zamanda 22 yurt açtık. Hepsi faaliyette. Konaklama bursu yanında, dereceye giren öğrencilere başarı bursu verdik. Bunun dışında ihtiyaç bursları belirlendi ve biz bir sene içinde birçok faaliyet alanına girmiş olduk. 81 ilde teşkilatlanmamızı tamamladık. İlçe teşkilatlanmalarımız devam ediyor. Okullarda temsilcilerimiz var. Üniversitelerde ortaokullarda liselerde okullarda kulüp çalışmalarımız var.

 

Benzer konular