Bu bir dini yayıncılık fuarı değildir

Dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Arapça Kitap Fuarı 1 Eylül Cumartesi günü itibariyle okuyucularla buluşuyor. Arap dünyasından birçok tanıdık simanın katılacağı fuar ilk olarak Şubat 2016 tarihinde düzenlendi. Bu sene “Yeni Bir Dünya Keşfet” sloganıyla yola çıkan fuarda, Suriyeli Ressamlar Derneğinden 10’a yakın ressam, çocuklarla ilgilenecek. Arap Yayıncılar Birliği’nin akredite ettiği fuarın toplam ziyaretçi sayısının ise 50 bin civarı olması bekleniyor. Bu vesile ile 4. Uluslararası İstanbul Arapça Kitap Fuarı Koordinatörü Dr. Muhammed Ağırakça ile bir röportaj gerçekleştirdik. Ağırakça, bu fuarın dini yayıncılık fuarı olmadığını, her türlü kitap ihtiyacının karşılandığını ifade ediyor.

– Uluslararası Arapça Kitap Fuarı’nın bu yıl dördüncüsünü düzenliyorsunuz. Böyle bir fuar kurma fikri nasıl doğdu?

4 yıl kadar önce ilk defa Türkiye Basın Yayın Meslek Birliği’nden başkanımız, Lübnan Kitap Fuarında Arap Yayıncılar Birliği genel sekreteriyle görüşme yaptı. Türkiye’de özellikle son yıllarda artan Arap nüfusun kitap ihtiyacını gidermek, Türkiye ile Arap dünyası arasında kültür köprüleri kurabilmek adına ortak bir etkinlik düzenleme kararı alındı. Ana hedef iki coğrafya arasında bir kültür köprüsü kurmak ve bunun kitap üzerinden yapılmasıydı. Bu çerçevede de en mantıklı şey kitap fuarı çalışması ile başlamaktı, bu hedefle yola çıkıldı. O zaman İstanbul’da hiçbir Arap yayıncı yoktu. Bu çalışmanın başlaması ile birlikte Türkiye’de ve özellikle de İstanbul üzerinde an itibariyle 34 tane Arapça yayın yapan, kitabevi olan, kültürle ilgilenen, bu anlamda sahanın içerisinde olan insanlar var. Bu şekilde meyvelerini yavaş yavaş almış olduk.

-Peki, geçen üç yılın ardından fuarın Arap yayıncılığına etkisi nasıl oldu?

Türkiye’de Arap yayıncılığı çalışmaları bu güne kadar daha çok dini temelli bir yayıncılıktı. Arapça kitap denince Türkiye’de ve toplumumuzda genelde Klasik İslami İlimler ile ilgili eserler akla gelir. Bu bizim için çok önemlidir, İslam kültürünün, İslam geleneğinin yansıtılması, yansıması ve Türk okurla buluşması bakımından bu bir sektördür. Daha çok İslami ilimlerle ilgilenen talebelerin ya da akademisyenlerin, araştırmacıların takip ettiği bir alandır. Ancak Arapça kitap fuarının varlığı ile beraber, Türkiye’deki Arap toplumlarının “diğer kitap” ihtiyaçları ile de karşılaştık. Mesela roman okumak isteyen gençlerin, çocuk kitabına ulaşmak isteyen ailelerin ya da bir fikir kitabına, siyaset kitabına, dünya ile ilgili tercüme edilmiş Arapça kitaplara ulaşmak isteği, bir talep ortaya çıkardı. Bu talep Türk toplumundan ziyade Türkiye’de yaşayan Arap topluluklarının bir talebi olarak karşımıza çıktı. Sayıları bugün 4.5 milyona ulaşan Türkiye’de yaşayan Arap topluluklarının kitaba olan ihtiyacını karşılamak için Arapça Kitap Fuarı bir vesile olmuş oldu.

En büyük Arapça kitap fuarı

-Fuara ilgi nasıl? Katılımcı sayısı ne kadar?

İlk sene fuara 35 yayıncı katıldı. Hem ilk sene olduğu için hem de küçük, 450m2 bir alanda gerçekleştirildiği için sayı düşüktü. 2. sene bu sayı 76’ya çıktı, 3. sene ise 102 yayıncı fuara katıldı. Bu sene ise 207 yayıncıyı ağırlıyoruz. Yani hemen hemen başlangıcından beri yaklaşık olarak 6 katına çıkmış bir fuar diyebiliriz. Bu fuarın bir özelliği de Arap dünyası dışında yapılan en büyük Arapça Kitap Fuarı olması. Arap Yayıncılar birliği tarafından akredite edilmiş, Arapça Kitap Fuarları listesine alınmış bir Arapça Kitap Fuarı.

-Okurlardan beklediğiniz ilgiyi görebiliyor musunuz? Ne kadar ziyaretçi bekliyorsunuz?
Bu sene için tahmini 50 bin ziyaretçi bekleniyor. Tabi sadece Türkiye’de, İstanbul’da yaşayan Arap topluluklarının değil aynı zamanda İstanbul’a turizm amaçlı gelen Arapların da fuara gelmesini bekliyoruz. Sayı bizi çok daha fazla şaşırtabilir, tahminimizden yüksek rakamlara ulaşabiliriz. Türk okuyuculardan da katılım bekliyoruz ama daha ağırlıklı olarak Arap topluluklarının ve Türkiye’de bulunan Arap turistlerin ziyarette bulunmasını bekliyoruz. Okulların kapalı olması hasebiyle belki öğrenci sayısında azlık olabilir diye bir düşünce var bazı arkadaşlarımızda ama Arap toplulukları kitap meselesi gündeme geldiği zaman okullar kapalı bile olsa organize olabiliyorlar. Bu tarz fuarları, bu tarz etkinlikleri takip ediyorlar. Çünkü Türkiye’de her ne kadar sayıları fazla da olsa azınlık psikolojisiyle yaşamaları sebebiyle her türlü kültürel etkinliği çok sıkı takip ediyorlar.

Çok satanlar aranıyor

-Türkiye’de Arapça yayıncılık ne durumda? Son zamanlarda gelişme, farklı alanlara yönelme gibi eğilimler var mı?

Türkiye’deki Arapça yayıncılığı ikiye ayırabiliriz. Birincisi Türklerin yaptığı Arapça yayıncılık, ikincisi Arapların yapmış olduğu Arapça yayıncılık. Arapların yapmış olduğu Arapça kitap yayıncılığında 34’e yakın kitabevi ve yayınevi bulunuyor. Ve bunlar her türlü alanda kitap üretiyorlar, yayıncılık ve kitap dağıtımcılığı yapıyorlar. Türklerde ise bu alanda bulunan çok fazla yayınevi yok. Tematik olarak Arapça dil öğretim yayıncılığı yapan birkaç tane yayıncımız var, bir elin parmaklarını geçmez. Türk yayıncılardan Arapça kitap yayıncılığı ile uğraşanların hemen hemen tamamı dini kitaplar basıyor. Fıkıh, hadis, tefsir gibi İslami ilimlerle ilgili İslam kültür ve geleneği ile ilgili kitapları basıyorlar.

– Türklerin Arapça yayınlara ilgisi var mı? İslami İlimler dışında başka alanlarda Arapça yayınlar Türkler tarafından ilgi görüyor mu?

Türklerden Arapça kitap fuarına gelen kitleye baktığımız zaman yavaş yavaş bir değişme görüyoruz. Bu tarz kitap fuarlarına daha çok İslami İlimler ile ilgilenen talebeler, akademisyenler ve araştırmacılar geliyordu. Şimdi yavaş yavaş Arap edebiyatını takip eden Arapça mütercim tercümanlık bölümü mezunlarımız, Arap Dili ve Edebiyatı mezunlarımız ziyaretçi olmaya başladı. Bunlar biraz daha farklı kitap arayışı içerisindeler. Artık son çıkan eserleri arama furyası başladı. Arap dünyasında çok satanlar nelerdir, yeni bir şiir kitabı çıkmış mı diye arayan bir Türk kitle, sayıları az da olsa oluşmaya başladı.

Türk yazarları yeni tanıyorlar

– Bu sefer tersini soralım, Arapların Türkçe eserlere ilgisi var mı, varsa ne durumda?

Aslında bu tarz kitap fuarlarıyla kültürler arası bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Bu köprümüzün ana teması, başta Arap dünyası olmak üzere Türk edebiyatının tüm dünyaya açılımı. Bu bağlamda özel olarak Mart ayında uluslararası profesyonel yayıncı buluşmaları düzenliyoruz. Yani Türkçe eserlerin Arapçaya tercümesi konusunda çok ciddi kitaplar satmaya başladık. Arap dünyası Türk yazarları yeni yeni tanıyor. Daha önce birkaç yazarın kitabı tercüme edilirken, şimdilerde farklı yazarların kitapları da çevrilmeye başladı. Sadece bir tür kitap değil, farklı türde kitaplar da çevriliyor. Arapların bu bağlamda Türk edebiyatına, romanına, çocuk edebiyatına ilgisi var. Türkçe kitaplara bir ilgisi yok, Türkçe kitapları alamıyorlar çünkü Türkçe bilmiyorlar. Türkiye’de yaşayan Araplar da Türkçe kitap alma kıvamına henüz gelmediler. Ancak birinci kuşak okullarını bitirirse, ortaokul, lise, üniversiteye gitmeye başlarsa Türkçe kitap alımı olacaktır.

– Türkiye’de değil de mesela Avrupa’da yaşayan Araplar genellikle bulundukları toplumun diliyle kitaplarını yazıyor. Bu durum hakkında ne söyleyebilirsiniz? Türkiye’de böyle bir baskı bulunmadığı için mi böyle devam edebiliyorlar?

Arap yazarlardan Avrupa’da yaşayanlar Fransızca ve İngilizce olarak eserlerini telif edebiliyor ancak bunlar uzun süreden beri orada yaşayan insanlar. Onlara baktığımız zaman genelde Ortadoğulu yazarlar olduğunu görüyoruz. Çünkü biliyorsunuz, 1912’den başlayan 1. Dünya Savaşı sonucunda bir diaspora oluştu Avrupa’da. 1948 Filistin’in işgali ve işgal devletinin kurulmasıyla, ardından 1967’deki 6 Gün Savaşlarıyla birlikte bir göç hareketi oluştu. Oluşan göç hareketleriyle uzun süre önce bu topraklara giden insanlar oranın diliyle yazmaya başladı. Çünkü o dilde eğitim gördüler, o dilde okudular ve kendi eserlerini de o dilde vermeye başladılar. Ama Türkiye’de henüz o kıvama gelmediler. Türkiye’deki Arap topluluklarının -ben “Arap diasporası” demek istemiyorum, diaspora biraz daha olumsuz bir çağrışım yapıyor- mazisi henüz 6-7 yıllık bir mazi. Bu anlamda daha Türkçe yazabilecek Arap yazarlar yetiştirmedik. Belki bundan 20-25 yıl sonra Arap kökenli olup Türkçe eser verebilecek bir kitle çıkabilir.

Zaten yayıncıydılar

– İstanbul’da bulunan fuarın Arap dünyasının dışında yapılan en büyük Arapça Kitap Fuarı olduğunu söylediniz. Araplar bu durumu nasıl değerlendiriyor?

Aslında bu durum bir zorunluluk diyebiliriz. Çünkü Türkiye’deki Arap nüfus 4.5 milyona ulaştı. Türkiye’deki Arap nüfus 5 Arap ülkesinden daha fazla. Türkiye kendi coğrafyasında sıkıntılar yaşayan bütün Müslümanlara kapılarını açtığı, bir anlamda İslam ümmetinin öncüsü gibi davranıp bütün mazlumların yanında yer aldığından dolayı bütün Arapların burada toplandığını görüyoruz. Onlara diğer ülkelerde bulamadıkları imkânlar burada sağlanıyor. Ayrıca Arapça Kitap Fuarının, Arap dünyası haricinde, en büyüğünün Türkiye’de olması kadar doğal bir şey görmüyoruz. Son 6-7 yılda şartların dayattığı bir gerekçe diyebiliriz.

-Peki, Araplar Türkiye’de yayıncılığa ne zaman başladılar, galiba çabuk adapte oldular?

Arapça yayıncılık yapan Araplar aslında bu gün yayıncılığa başlamadı. Bu insanların kendi ülkelerindeki meslekleri yayıncılıktı. Memleketlerinde yaptığı işlerini buraya taşımış oldular. Arapların Türkiye’de Arapça yayıncılığa başlaması yaklaşık 4 yıllık bir maziye sahip.

Yeni bir dünya keşfet

-Son olarak, insanlar bu fuara neden gelmeli?

Yurtdışından büyük bir katılım olacak. Moritanya İslam alimlerinden Hasan El Dedo, Kuveyt’ten Tarık Suveydan İslam dünyasının yakından tanıdığı isimler olarak katılacak. Ayın 7’sinde Halit Meşal Bey’in bir etkinliği, bir semineri olacak. Suriyeli birçok aydın ve entelektüel katılacak. Bunların dışında fuar “yeni bir dünya keşfet” sloganıyla yola çıkıyor. Ve fuarın en büyük özelliği de her türlü rengi barındırması oluyor. Bu bir dini yayıncılık fuarı değil. İçerisinde farklı görüşlerden farklı renklerden kitleleri bir arada bulunduran bir kitap fuarı. Bu zenginliğimiz ile övünüyoruz. “Türkiye’de fikir özgürlüğü yoktur” diyenler için bence Arapça Kitap Fuarı büyük bir cevap. Mezhep farklılıklarından din farklılıklarına birçok yayıncının katıldığı bir fuar. Bu ülkede kitap okuyanların üzerinde baskı ve kısıtlama yok. Arap dünyasının kültür bakanlıkları kitap fuarlarının listelerini bir ay önce yayıncılardan ister ve bazı kitaplara yasak koyar. Hatta bazı yayınevlerinin katılmalarına dahi izin vermezler.

Benzer konular