Uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk alanında çalışan, İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni ile Suriye’deki ABD, Rusya restleşmesi üzerinden küresel gerilim alanlarını ve uluslararası dengeleri konuştuk. Ortadoğu’daki tüm çatışmaların altında İsrail’in yattığını ifade eden Prof. Köni, Obama’nın CIA ve Pentagon’a söz geçiremediği için Ortadoğu’dan çıkamadığını söylüyor. Amerika’nın gücünün azaldığını, eskiden kontrol ettiği alanları kontrol edemediği için çatışma çıkardığını anlatan Köni, bu durumu kalp krizi geçirirken çırpınarak etrafı dağıtan bir adama benzetiyor. Köni’ye göre yeni ekonomik kaynaklar için gerilim oluşturan alanlar ise Arktik Bölge ve Afrika.
Dünyada güçlü devletlerin var olmak istediği, küresel gerilimi yükselten bölgeler var. Bu bölgelerin odak noktası olmasının nedeni ne?
İki Amerikalının küresel düzen kitapları var. Bir tanesi Henry Kissinger. 2014’te yazdığı kitabı Türkçe’ye de çevrildi. Diğeri de Zbigniew Brzezinski. Bu ikisi de milli güvenlik yönetiminde etkin. Bunlar dünya düzeninin ne olacağını söylüyorlar. Ruslar ve Çinlere baktığımızda yeni dünya düzeni diye bir kitap yok. Onlar kendi dış politikalarını oluşturmaya çalışıyorlar. Yeni dünya düzeni dediğimiz şey, bunların 1945’ten sonra kurdukları dünya düzeni. Yani BM, uluslararası para fonu, Dünya Bankası, NATO ve daha bir sürü uluslararası örgütler. Zaman içinde bu hegamon güç, Anglosaksonlar diyelim, güçlerini kaybediyorlar.
Neden?
Bir sürü bağımsız devlet ortaya çıkıyor. Diğer devletler de, onların ekonomik yöntemlerini öğreniyorlar, üretim yapıyorlar. Mesela Rusya şimdi kapitalist bir ülke, Çin de kapitalist. Komünizm kalmadı. Petrol derseniz, yani enerji kaynakları, eskiden savaş nedeni olarak söylenirdi ama şimdi baktığımızda Ortadoğu’da mücadele oluyor. Bugün petrol de doğalgaz da Rusya’da var. Amerika’nın da kaya gazı çıktı, satmaya başladı, zaten petrol zengini bir ülkeydi. Demek bu çatışmalar başka bir nedene dayanıyor.
Nedir o nedenler?
Her bölgede değişik. Ortadoğu’da Amerika’ya “Sana petrol satmayacağım” diyen ülke yok. Kaddafi de öyleydi, Saddam da öyleydi. Ortadoğu’da Amerika İsrail’den dolayı olmak istiyor. Çünkü Amerikan sistemini yöneten lobi yapıları, yani en çok paraya sahip olan, şimdi Hillary Clinton’u seçtirecek olanlar, bütün bu çatışmaları; Arap baharı, rejim değişikliklerini, orada Amerika’nın bulunması için yapıyorlar. Müslüman ulusları çok çabuk bölebiliyorlar, Şii, Sünni, Vahhabi, Alevi hatta Sünniler arasında da ayrışmalar olabiliyor. Bunları birbirleriyle çakıştırmak mümkün. Üstelik kendileri gelip rejim değişikliği yapıyorlar. Suriye’de, Irak’ta, İran’da bir değişim olmuştu ama başka bir devrim oldu. Mısır keza öyle. Beğenmeyince darbe oluyor. Brzezinski’nin Amerika’nın sağ görüşe ait bir gazetede yayınlanan yazısında diyor ki, “Biz Ortadoğu’dan çıkarsak hegemonya yapımız yani başat gücümüz kaybolur. Bizim burada çarpışan ülkeleri denetlememiz için Ortadoğu’da bulunmamız lazım. Ortadoğu’da bulunmak için de bir çatışma ortamı olması lazım.” Bu kolayca yaratılıyor.
Peki, Amerika İsrail için Ortadoğu’da bulunmak istiyor ve bunun için çatışma ortamını oluşturuyor. Rusya ABD orada olduğu için mi gidiyor yoksa kendi hedefleri mi var?
Birincisi, Ortadoğu’da bulunmak istiyor. Amerika’nın bulunduğu yerde bulunarak denge kurmak için. Sadece Suriye’de bulunabiliyorlar. İkincisi bölgeselleştirilen Müslüman örgütler, Kafkaslar’da Çeçenler vb. Rusya’nın Volga boylarından yukarıya kadar Müslüman Türkler var. Buralarda ayaklanmalar, çatışmalar oldu. Bu Nijerya’ya, Afrika’ya kadar, Kuzey Afrika üzerinden Ortadoğu’ya yürüyor. Büyük Ortadoğu’dan Çin’e kadar Doğu Türkistan’a kadar olan hattan buraya kadar devam ediyor. Rusya bütün bu alt bölgesinin kendisine yansımasından korkuyor. Bir başka neden ise iklim değişikliği. Arktik bölge eridi. Böylece Bering Boğazı’nın üst tarafından Rotterdam hatta Kanada’nın üstlerine de geçit açıldı. Çin Arktik Bölge üzerinden 1 senede 3 milyon ton mal yığmış Almanya’ya. O bölgelerdeki kara parçaları da açıldı. 20 bölgede birden doğalgaz ve petrol buldu Rusya. Bu durumda Panama kanalından geçmeye gerek yok, üstten dolaşıp Çin’e mal götürebiliyorsun. Şimdi Kanada ile Amerika bu nedenle çatışıyor.
Orada da bir çatışma bölgesi oluştu yani?
Kanada “Burası benim bölgem, benim adalarım, Kanada kara suları” diyor. Rusya da bölgenin belli bir kısmına kadar kontrol ediyor. Böyle olunca çatışmanın bir kısmı –henüz bizim basında geçmiyor- Arktik Bölge’ye kaydı. Rusya Arktik Bölge komutanlığı kurdu. Bunun üzerine ABD de İzlanda ve Kanada’yla birlikte bir Arktik Bölge komutanlığı kurdu. Tabi NATO’da işin içine girdi. Şimdi bu bölgeden geçişlerde ticaret yolları nedeniyle yeni bir çatışma alanı ortaya çıktı. Henüz çatışma gözükmüyor ama birikim var.
Baktığımızda Amerika eskisi kadar güçlü görünmüyor…
İşte o yüzden çatışma çıkarıyor. Eskiden kontrol ettiği alanları kontrol edemediği için… Çin’in Çin Denizi’nde ekonomisi büyüyor. Çin yavaş yavaş Pasifik’e doğru açılıyor. Amerika, deniz gücüyle buralara el koymuş. Çin’e “Bu bölgelere gelemezsin” diyor ve deniz gücüyle 7. Filo, Pasifik filosu içeri tıkamaya çalışıyor. Çin ABD ile başa çıkamayınca İpek Yolu’na başvurdu. Tren yoluyla buraya kadar geldi. Türkiye’de Pire Limanı’nı aldı. Kara yoluyla getirdiği malı bizim limandan Yunanistan’a, oradan Avrupa limanlarına taşıyacak. Çin Afrika’da da mal satıyor ve Afrikalılar’a “Ben emperyalist ülke değilim. Size yardıma geldim” diyor ve yardım ederken de teknoloji transferi yapıyor.
Teknoloji transferinin etkisi nedir?
Biz 52 senedir NATO üyesiyiz. 52 senedir bir NATO ülkesi kendi uçağını, kendi arabasını, motorunu, kendisi yapamaz mı? Silahları hala Amerika’dan alıyoruz. Şu anda Amerika ile biraz kapışıyoruz ama silahlarımızın ana kısımları Amerika’dan. Çin’den füze almaya kalktık. Sebebi daha ucuz olması. Ardından Çin teknoloji transferi de yapacağını söyledi. Karşımıza, “Hayır, NATO’ya uymaz” diye çıktılar. Yunan adalarında bize karşı S-300 füzeleri var. Onlar NATO’ya uyuyor mu? İşte böyle hegamonik bir yapı altında sistemi tutuyor.
Dünyada kaç süper güç var şu anda?
Bir tane süper güç var, hala Amerika. Amerika dediğimizde tek güç olarak görmeyelim. Amerika’yı saran, İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi bir ekonomik güç var. Onların ortak istihbarat servisleri de var. Zaten sömürgeleri bıraktıkları yerler İngilizce konuşuyor. Hindistan, Pakistan, İngilizce konuşuyor. Bütün bu alanları kontrol ediyor. Afrika’nın çoğu, Fransızca ve İngilizce konuşuyorlar. Buralarda müthiş etkinliği var. Bir de şunu hatırlatayım. Dünyadaki iletişimi Amerika elinde tutuyor. CNN, FOX vb. Bu işte emperyal gücün yansımaları. Bu da soft power, yani yumuşak gücü var.
Ama Filipinler devlet başkanı, Amerika’ya kafa tutabiliyor. Türkiye yeri geldiğinde Amerika’ya karşı dik durabiliyor vb. Artık Amerika eskisi kadar güçlü değil diyebilir miyiz?
Filipinler esrar kaçakçılarıyla, etnik çatışmalarla uğraşıyor. Ama büyük gücün çıkarı başka türlü. Şimdi onun çıkarına göre davrandığınızda bir sürü şey kaybedeceksiniz. Türkiye’nin Rusya gibi başka bir gücü yanına çekerek denge oluşturmak gibi bir şansı var. Filipinler de şimdi bunu yapıyor. Türk tarihine bakarsak hep bu dengelerle gitmiş. İngiltere, Fransa, Türkiye’yi işgal ettiğinde 1939’a kadar Rusya bizim için dosttu. Rusya Türkiye’den toprak istediğinde, ABD dostumuz oldu. Yani denge politikaları bunlar. Filipinler de Çin’e yaklaşıyor şimdi.
Uluslararası ilişkiler hep bu dengelerle mi ilerliyor?
Amerika’nın şimdi Çin’e karşı müttefikleri, daha evvel iki tane atom bombası attığı Japonya ve 3 milyon kişiyi öldürdüğü Vietnam. Bunlar Çin Denizi’nde Çin’i sıkıştırıyor. İsrail, Ortadoğu karmaşa içinde olsun istiyor. Çünkü burada barış olursa, Suriye sorunu çözülürse, sıra Filistin sorununa gelecek. Amerika’nın da daha büyük sorunları var. Ortadoğu’daki savaşlar Amerika için pahalı savaşlar değil. Karşındaki düşmanın topu, tüfeği, uçağı, deniz altısı, gemisi, uzay sistemleri yok ki. Onları oyalıyor. Bunu Amerikalı bir yazar “Cheep wars” oalrak isimlendiriyor. Yani “Ucuz Savaşlar”. Peki kendi askerini mi kullanıyor? PKK’nın Suriye kolunu kullanıyor. Arapları, daha önce dövüştüğü İranlı Şii milisleri kullanıyor. O yüzden de buradaki savaşa devam ediyor. Fakat niye Rusya ile kapışıyor? Amerikan askeri endüstri açısından düşünelim. Burası için savaş gemisi üretse, halk “DEAŞ’ın hangi savaş gemisi var?” diye soracak. Fakat şimdi Rusya’yı öne sürebiliyor.
DEAŞ bilinçli olarak mı bitirilmiyor?
Koskoca Yugoslavya Ordusunu bir ayda 250 bin kişiyle bertaraf ettiler. Suriye’de 50-60 bin kişi, kaldı ki adamlar şehirden gelip savaşıyor. Ne zaman geldi de öğrendi silahları kullanmayı? Amerika’nın durumu Roma İmparatorluğu çökerken etrafını dağıtması gibi. Kalp krizi geçiren adamın etraftaki bardakları kırp dökmesi gibi. Bunun ızdıraplarını çekiyoruz. Ukrayna’ya Avrupa’ya katılmak için borçlarımı ödeyin dedi. Ödeyemeyiz dediler. Rusya borçları ödemeyi kabul etti. O zaman içerde ayaklanma çıktı ve araya silah girdi. Bizde de Gezi olaylarında araya silah girseydi aynı şeyler olacaktı.
ABD ile Rusya’nın restleşmesi gerçek bir restleşme mi?
Tabii, gerçek bir restleşme. Rusya ile ABD savaşına gitmez. ABD’nin silah üretmesine yol açar. Yalnız şu var ki bu savaşı bitirmek Amerika’nın işine gelmiyor. Ortadoğu’dan çıkıp giderse İsrail lobisi mahveder.
Ortadoğu’daki tüm karışıklıkların temelinde İsrail var diyorsunuz.
Evet. 1948’den beri bu olayların temelinde bu yatıyor. Hiçbir BM kararı dinlenmiyor. Rusya kendi çıkarı olduğu zaman kendi vetoyu basıyor. İsrail söz konusu olduğu zaman ABD veto basıyor.
O zaman Ortadoğu’daki bu restleşme devam edecek. Peki gerilim geniş alanlara kayacak mı?
Kayar, çünkü ABD’nin korktuğu Ortadoğu’daki olaylar değil. Çin ekonomisiyle büyüyor. Asian, Asya Ekonomik Topluluklar Örgütü, onunla anlaşmalar yapıyor. Pakistan Çin’le anlaşalım diyor. Kendi müttefiki olan AB’nin 500-600 milyon nüfusu var. Portekiz, Fransa, İtalya, Yunanistan, İspanya iflas sınırında. Bir tek Almanya var, onu da kontrol ediyor. 6-7 tane üssü var Almanya’da. Şimdi bu bölgeye gidecek, Pasifik’e gidecek. Fakat Ortadoğu’da bulunmak zorunda kalıyor. Obama Ortadoğu’da kalmak istemiyor ama CIA ile Pentagon’u denetleyemiyor.
Hillary Clinton’un seçimi kazanacağını ön görüyorsunuz? Neden?
Evet, çünkü Trump “Rusya ile çatışmayacağım” diyor. Çünkü ekonomik olarak gidebileceği bir ülke. Amerika ise Suriye’de Rusya gibi bir rakip istiyor ki silah üretebilsin. O lobinin silah işi var. Çin’le çatışıyor. Çünkü Çin’in denizaltısı var. Ona karşı denizaltı üretebilir. Deaş’ın topları var diye top üretemezsin, hangi topları var? Kendisi veriyor. İkiz kuleleri kendisi indirmiş, Suudiler yaptı diye Suudilere dava açıyor. Suudi Arabistan 700 milyar dolarlık parasını çekmekle tehdit ediyor ama dava miktarı zaten 6 trilyon dolar.
Ekonomik olarak Avrupa zor durumda diyorsunuz. Dünya nereye gidecek?
Yeni alanlarda, kaynaklar için çalışacaklar. Yeni alanlar Arktik Bölge, Afrika. Çatışma orada artmaya başlayacak. Benim hayret ettiğim bir olay var. İlk defa söylüyorum. Türkiye 22 Mayıs 2016’da İklim Anlaşması imzaladı. Küresel ısınmanın artması nedeniyle endüstriyel ülkelerin petrol, gaz ve kömür yerine alternatif enerjilerin geliştirilmesini içeriyor anlaşma. Metinde de diyor ki “Bunun sağlanması için gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yılda 100 milyar dolar aktarırlar.” Böylece 20- 25 sene içinde petrol doğalgaz ve kömür kullanımı bitecek. Petrolle kalkınan ülkeler ne yapacak? Rusya imzalamış mesela ama uygulamasını nasıl yapacağım diye düşünüyor. Suudi Arabistan, Arap ülkeleri ne yapacak? Bütün sosyo kültürel yapılarını değiştirmeleri lazım. Dünyanın enerji sistematiği değişiyor. BM’de hükümetler arası iklim değişikliği paneli kurulmuş. Panelin en büyük kısmı bilimsel. 1100 kişi çalışıyor. Jeoloji, Oşinografi, deniz bilimleri, hava bilimleri, fizik kimya… ve raporlar yayınlıyorlar. ABD’nin hazırladığı bir raporda diyor ki iklim değişikliği bazı bölgelerde göçe sebep olacak. Türkiye de bu bölge içinde. Gıda eksikliği, kuraklık, sel basması gibi durumlar, artı olarak bizim yaptığımız rejim değişikliği birleştiğinde oluşacak göç Avrupa’yı mahvedebilir. Bu raporun bize gelişi 2014. Yani bizi Ortadoğu’ya sürükledikten sonra. Bunun olacağını bildikleri halde böyle davranıyorlar. Çünkü lobi, çünkü para. Hillary Clinton’u da onlar seçtirecek.