Gazze’de İsrail askerlerinin Toprak günü anmalarından bugüne kadar artırarak sürdürdüğü saldırılar, birçok Filistinlinin şehit olmasına yol açtı. Göz yaşartıcı gaz yüzünden boğularak ölen 8 aylık Leyla bebek ve daha 14 yaşındayken ölmenin “İsrail zulmüyle yaşamaktan daha iyi” olduğunu söyleyen Wesal Şeyh gibi şehitlerin hikâyeleri İsrail’e olan öfkeyi arttırıyor.
İsrail’in 15 Mayıs 1948’de Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana süren felaketler silsilesinin son halkası ABD’nin Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararıyla katmerlendi. İsrail güçlerinin 30 Mart 1967 günü Filistin topraklarını işgal ettiği günden bu yana şehitler veren Filistin, bu yıl Nekbe’nin (Büyük Felaket) yıldönümünde bir acı daha yaşadı.
Filistinliler, 30 Mart’tan bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi’nin İsrail sınırında “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adını verilen barışçıl gösterilerin yanı sıra ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması üzerine düzenlenen gösterilerde sivil halka gerçek mermilerle saldıran İsrail askerleriyle karşılaştı.
Saldırılarda şehit edilenlerin her biri hikayeleriyle öne çıkıyor.
LEYLA ENVER GANDUR
Gazze’de barışçıl gösteri düzenleyen Filistinlilere saldıran İsrail, 8 aylık Leyla Enver Gandur’u da şehit etti. Leyla, katliamın en küçük şehidi oldu. Olay günü Leyla hasta olduğu için gösterilere katılamadığını söylüyor anne Gandur.
Ağabeyinin, annesinden habersizce gösterilerin olduğu yere götürdüğü 8 aylık Leyla bebek, İsrail güçleri tarafından atılan göz yaşartıcı gaz bombalardan etkilenerek hayatını kaybetti. Leyla’nın annesi Meryem Gandur bebeğinin arkasından “Bırakın benimle kalsın. Onun için çok erken” demesi yürekleri burktu.
Leyla’nın anneannesi Heyam Ömer ise olanları şöyle anlatıyor “İşgal güçleri göz yaşartıcı gaz bombaları atmaya başladığında onu korumak istedim, eve getirdim. Bebeğin rengi değişmişti. Koşarak hastaneye götürdüm ancak doktorlar göz yaşartıcı gaz bombaları nedeniyle şehit olduğunu söyledi.”
WESAL ŞEYH HALİL
İsrail keskin nişancılarının şehit ettiği Wesal Şeyh Halil’in ailesi, ölmeden önce kızlarının cenazesini planlamış olduğunu aktarıyor. Aile, Halil’in protestolar sırasında İsrail askerleri tarafından vurulması halinde, düştüğü yere ya da büyükbabasının yanına gömülmeyi vasiyet ettiğini de ekliyor.
Gazze’deki El Bureyj mülteci kampında yaşayan Wesal’in babası Reem Ebu İrmana “Ölümün bu hayattan iyi olduğunu düşünüyordu. Gösterilere her gittiğinde, Allah’a şehit olmak için yalvarıyordu” diyor.
FADİ EBU SALAH
14 Mayıs’ta ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto etmek ve Nekbe’yi anmak için düzenlenen gösterilerde şehit olan Filistinlilerden biri de 30 yaşındaki Fadi Ebu Salah. İsrail tarafından 2008 yılında Gazze’ye düzenlenen saldırıda ayaklarını kaybeden Ebu Salah, 10 yıl sonra yine İsrail güçleri tarafından göğsüne isabet eden bir mermi sonucu şehit oldu.
MUİN ABDULHAMİD ES-SÂİ
Büyük Dönüş Yürüyüşü eylemlerine katılan Muin Abdulhamid es-Sâi, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonrasında şehit oldu. 58 yaşındaki Sâi’nin cenaze namazı Şati mülteci kampındaki Beyaz Mescit’te kılındı.
ŞEHİTLERE GIYABİ CENAZE NAMAZI
Gazze’deki El-Bureyc Mülteci Kampı yakınlarındaki sınır bölgesinde düzenlenen gösterilerde yaralanan 23 yaşındaki Ahmed Ali Mustafa Kattuş İsrail askerlerinin saldırılarında şehit oldu. Saldırıların sembolü haline gelen tekerlekli sandalyesinde elinde sapanla İsrail askerine direnen Saber El Ashkar’ın ismi de Gazze şehitleri arasına yazıldı.
Geçen hafta Gazze Şeridi’nde İsrail askerlerinin ateş açması sonucu yaralanan Muhammed Mazin Uleyyan ve Ahmed El-Abd Ebu Semra şehit oldular. Gazze’de şehit olanlar için Türkiye dâhil olmak üzere birçok ülkede gıyabi cenaze namazı kılındı.
***
TOPRAK GÜNÜ NEDİR?
İsrail 30 Mart 1976’da, Celile bölgesinde bulunan Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Filistinliler bu gaspı protesto ederek genel greve gitti ve gösteriler düzenledi. İsrail polisi de gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi şehit etti, binlerce kişiyi yaraladı. İsrail’in kuzeyindeki Celile bölgesinde bulunan Deir Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı. “Toprak Günü” olarak isimlendirilen bu olay, Filistinlilerin topraklarının direniş günü olarak niteleniyor.